MONIKA HELFER'İN "BABA" ROMANI OKURLARLA BULUŞTU
Düşbaz Kitaplar, yayın hayatına başlarken yayımladığı ilk roman olan Yük’ün yazarı Monika Helfer’den bir romanı daha okurlarla buluşturdu.
Baba! Bu defa, dul ve edebiyat âşığı bir gazi olan babasının hayatını merkezine alan Helfer, zor şartlarda büyümeyi ve insanın köklerini arayışını anlattığı otobiyografik romanda bir yandan kendi çocukluğuna ve gençliğine de odaklanıyor. Helfer’in varoluşsal meseleleri büyüleyici biriçtenlik, nezaket ve dürüstlükle kaleme aldığı Baba, aynı zamanda savaş sonrası neslin portresini de gözler önüne seriyor.
Monika Helfer’in, anneannesinin yaşamını kaleme aldığı Yük’ün ardından, Düşbaz Kitaplar’dan çıkan ikinci otobiyografik romanı Baba ile ailesinin hikâyesini anlatmaya devam ediyor. Savaşta bir bacağını kaybeden Josef’in hikâyesini, babalığı, savaş sonrası travması ve edebiyat tutkusu etrafında ele alan kitap, okurlara fiziksel ve psikolojik gelişime dair bir inceleme de sunuyor.
Yazar Monika Helfer, eserinde Alman edebiyatında “Zeitsprung” olarak adlandırılan “zamansal sıçrama” metodunu kullanıyor. Savaş sonrası dönemin çiçekli çayırlarına uzanmış halde gökyüzünü seyreden okur, kendisini bir anda ‘90’lı yıllarda Berlin’e doğru hareket eden bir trenin içinde bulabiliyor. Baba’da modern dünya ile Katolik kilisesi öğretisi arasında seyreden dalga boyu yüksek bir hikâyenin kapıları aralanıyor.
İkinci Dünya Savaşı yıllarının Avusturya’sı. Lise mezuniyetine altı ay kala Rusya’ya cepheye gönderilen ve savaşın sonunda bedeninin bir kısmını kaybederek dönen Josef…Henüz çocukken ayaklarıyla düzleştirdiği toprak zemini defter olarak kullanan, yaş aldıkça evrenini kitaplarla ören bir aile babası. Bacak protezinin yanı sıra kitaplarına yaslanan bir adam. Köknar ağaçlarının çevrelediği bir bina. Binanın en üst katında, pencereyi açtığınızda içeriye reçine kokusunun sızdığı mütevazı bir kütüphane.
Arzu Akay’ın Almanca aslından çevirisiyle Baba, raflarda ve internet satış sitelerinde!
“Yük kitabındaki karakterlerden bir kısmıyla yeniden karşılaşıyoruz. Yazar Monika Helfer, Baba ismini verdiği kitabında yaşamı gizem bulutu içinde geçen babasını anlatıyor. Kitapta trajedi, komedi ve absürtlük iç içe geçmiş halde işleniyor. Kitabın ana karakteri Alman edebiyatında tekrar tekrar karşılaştığımız biri: içine kapanık, ego manyak, savaştan dönmüş, savaş travmasını maddi saplantılarla telafi eden bir adam. Monika Helfer, herkesten yakın olduğunu düşündüklerinizin uzak yönlerini gün yüzüne çıkarıyor.”
Christoph Schröder, Die Zeit “Kitapta çizilen aile portresi savaş sonrası erken dönem toplumuna ayna tutuyor. Hikâye, manik düzeyde kitap bağımlısı olan bir babanın etrafında gelişen olayları resmediyor.”
Christel Wester, Deutschlandrundfunk
“Basında büyük ve olumlu bir yankı uyandıran romanın yakın gelecekte Alman Kitap Ödülü listesinde yer alması doğru bir sonuç olacaktır.”
Petra Reich, Literaturreich
MONIKA HELFER HAKKINDA
1947 yılında Avusturya’da Bregenzwald’de dünyaya gelen Monika Helfer, bugüne dek pek çok roman, öykü ve çocuk kitabı kaleme aldı. Kıymetli çalışmalarıyla Robert Musil Bursu ve Solo Hunter Edebiyat Onur Ödülü başta olmak üzere çok sayıda ödüle layık görülen yazar, 1985 yılında aldığı Franz Michael Felder madalyasını, iki yıl sonra, aynı madalyayı alan bir başka yazarın Nazileri destekleyen konuşmalarını protesto etmek için geri verdi. Son romanı Yük (Die Bagage) 2021 yılında Schubart Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. Yazar Michael Köhlmeier ile evli olan Helfer, dört çocuk annesidir ve ailesiyle birlikte yazarlık çalışmalarını sürdürdüğü Vorarlberg’te yaşamaktadır.
FACEBOOK YORUMLAR