MECLİSİN ANAYASA YAPMA YETKİSİ VARMI

Onur ÖYMEN Sosyal paylaşım sitesinden yaptığı açıklamada, “Partilerden hiçbiri bu meclisin yeni bir anayasa yapmaya yetkisi olup olmadığını tartışma konusu bile yapmıyor, Anayasanın hiçbir maddesi mevcut anayasanın topyekûn ortadan kaldırılıp yepyeni bir anayasa yapılmasına olanak vermiyor”.

MECLİSİN ANAYASA YAPMA YETKİSİ VARMI
07 Nisan 2013 - 19:05

Yeni anayasa hazırlığı çalışmaları son aşamasına gelmiş gibi görünüyor. Bu amaçla Mecliste kurulmuş olan komisyonun ortak bir metin üzerinde anlaşma olasılığı çok zayıf. 5 Nisan’da partiler tarafından temel konularda sunulan resmi görüşlerin bazıları cumhuriyetimizin temel ilkelerine aykırı nitelikler taşıyor. İktidar partisinin önerileri parlamenter rejim yerine bir başkanlık rejiminin istendiğini gösteriyor.

Ana muhalefet neredeyse 90 yıldan beri kabul edilen ve son anayasamızın 66. maddesinde de yer alan Türklüğün tarifini değiştirip vatandaşlığı daha çok bir hukuki bağ haline getirme anlayışını benimsemiş.

Bir iki yerde Türk ulusundan söz etse de ” Hangi etnik kökenden, din ve mezhepten gelirlerse gelsin bütün vatandaşlarımız Türk’tür” diyemiyor. BDP Türk milletinden söz edilmesini büsbütün reddediyor.
Ancak en önemli nokta şurası: Partilerden hiçbiri bu meclisin yeni bir anayasa yapmaya yetkisi olup olmadığını tartışma konusu bile yapmıyor. Oysa bence esas mesele burada. Bugün yürürlükte olan anayasamızın 6. Maddesi hiç kimsenin kaynağını anayasadan almayan bir yetkiyi kullanamayacağını belirtiyor. Oysa anayasanın hiçbir maddesi mevcut anayasanın topyekûn ortadan kaldırılıp yepyeni bir anayasa yapılmasına olanak vermiyor.

Prof. Erdoğan Teziç, Prof. Mümtaz Soysal, Prof. Necmi Yüzbaşıoğlu, Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanatoğlu gibi ünlü hukukçular bu görüşü defalarca dile getirdiler. Bunlardan bazıları, özellikle Erdoğan Teziç, bu konudaki görüşlerini çarpıtan bazı köşe yazarlarını tekzip etti. Ama öyle anlaşılıyor ki, bugün, ana muhalefet partisi dahil, Mecliste bulunan siyasi partilerin hiçbiri bu saygın hukukçuların görüşlerine itibar etmemiş olacaklar ki, yepyeni bir anayasa hazırlanması konusunda ısrarlı davranıyorlar ve sanki bu temel mesele halledilmiş gibi maddeler üzerinde önerilerde bulunuyorlar.

Bu genel kabulden yararlanan Başbakan ve iktidar partisi sözcüleri, birkaç güne kadar Anayasa Hazırlık Komisyonu çalışmalarını sonuçlandırmazsa B veya C planlarını yürürlüğe sokacaklarını, yani gerekirse bu konuyu sadece BDP ile birlikte Meclisten geçirip referanduma götürecek çoğunluğu sağlayabileceklerini söylüyorlar.

Özetle anayasa değişikliği adı altında bir rejim değişikliğinin eli kulağındadır. Birkaç ay sonra, bütün eksikliklerine rağmen bugünkü rejimi, devlet yapısını ve denetim mekanizmalarını bile arayacak duruma düşebiliriz. Anayasa bir kere değiştikten sonra uzun yıllar boyunca bu yeni rejimi değiştirmek kolay olmayacaktır.

Parti örgütlerinin güncel ve yerel konuları bir an için kenara bırakarak Atatürk’ün kurduğu rejime sahip çıkmaya öncelik vermeleri kaçınılmaz bir görev haline gelmiştir. Bu görev herkesten önce Cumhuriyet Halk Partililere düşüyor. Atatürk’e ve onun partisine gönül verenler Onun eserini, ilkelerini ve kurduğu rejimi korumanın sorumluluğu içinde görüşlerini cesaretle ve kararlılıkla ortaya koymalıdırlar. Bu bir sınav günüdür. Bu sınavı başarıyla veremeyenler gelecekte yaşanabilecek sorunların, güçlüklerin ve sıkıntıların sorumluluğuna da ortak olacaklardır.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum