MAVİ YOL HAREKETİ SÖZCÜLERİNDEN AVUKAT ÇİĞDEM KORKMAZ'DAN "ATALAY KARARI" YORUMU

MAVİ YOL HAREKETİ SÖZCÜLERİNDEN AVUKAT ÇİĞDEM KORKMAZ'DAN "ATALAY KARARI" YORUMU
26 Ekim 2023 - 16:34

Toplum 24/ALMANYA
(DUYURU: 26 EKİM 2023)

MAVİ YOL Hareketi sözcülerinden Avukat Çiğdem Korkmaz, Üst Mahkeme’nin, Can Atalay dosyası hakkındaki kararını yorumladı:

ANAYASA MAHKEMESİ; „HAK İHLALİ“ DERKEN, CAN ATALAY İÇİN „KOŞULSUZ TAHLİYE“ KARARI VERMİŞTİR…

Türkiye’de, milletvekili seçilmesine rağmen, Avukat Can Atalay’ın uzun süredir cezaevinde tutulması, giderek büyük tepkiye yol açan, tarihi bir hukuk skandalı olarak biliniyor.

Anayasa Mahkemesi’nin 25 Ekim 2023 tarihli kararıyla „hak ihlali“ kurbanı olduğunun kabul edilmesine rağmen, Can Atalay’ın hala, tahliye edilmemesi, iktidar kaynaklı adalet sorunun, Türkiye’de uzun zamandır nasıl büyük bir yaraya dönüştüğünü ve ülkenin sırtında ciddi boyutta bir kambur oluşturduğunu gösteriyor.

Cezaevindeyken milletvekili seçilmesine rağmen, özgürlüğünden aylarca men edilmesiyle ülke gündeminde ilk sırada bulunan Türkiye İşçi Partisi TİP milletvekili Can Atalay hakkında, Anayasa Mahkemesi kararına rağmen, 20 yıldır ülkeyi baskı altında yönetmeyi deneyen AKP iktidarının hala ayak sürümesi ve Atalay’ın serbest bırakılmasını engelleyen haksız-hukuksuz direnişe karşı, toplumda tepkiler de giderek büyüyor.

Bu tepkilerden biri de, Ankara’da Eylül ayında çalışmalara başlayan MAVİ YOL Hareketi’nin sözcülerinden olan Avukat Çiğdem Korkmaz’dan geldi. Korkmaz: „…Bu kararı öğrendiğimde, ülkemde hala hukuk adına verilen doğru kararlar var diye biraz ümitlendim. Ve şimdi bir yandan da, bu karar, ilerleyen süreçte ne gibi sonuçlar doğurur acaba? diye düşünmeden de edemiyorum…“ dedi.

Çiğdem Korkmaz, bu hukuksuzluğun bir an önce son bulması, Can Atalay’ın milletvekili olarak derhal görevine imkan tanınması ve Cumhuriyet’in 100. Yılında, ülkeyi rahatlatacak özgürlük ortamına bir ön önce dönülmesi gerektiğini söyledi.

“Gezi Davası” sanığı olarak uzun zamandır cezaevinde tutulan TİP Hatay milletvekili Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi’nin 5 redde karşı 9 oyla „hak ihlali“ yönünde verdiği kararın bir an önce „ koşulsuz tahliye“ sonucunu sağlaması gerektiğini yorumlayan MAVİ YOL Sözcüsü Çiğdem Korkmaz, sözlerine şunları ekledi:

„…Umarım ki; bağımsız olması gereken yargıçlarımız, hiçbir baskıya izin vermeden hukuku uygulamaya devam eder. Öte yandan bu kararın siyasi boyutunda yer alan erk sahiplerinin de “Gezi Davası” sürecindeki hukuksuzlukların, toplumda yarattığı gerginlik ve infialin sönümlenmesini sağlamak adına, bu olumlu karara köstek değil; destek olurlar…“

MAVİ YOL sözcülerinden Çiğdem Korkmaz, bir soru üzerine: „Benzerleri daha önce Enis Berberoğlu ve Ömer Faruk Gergerlioğlu davalarında yaşanan sürecin Can Atalay davasında da uygulanması gerekir…“ diye konuştu ve konuya ilişkin düşüncelerini şöyle sürdürdü:

„…Bu hem hukuki bütünlük hem de Can Atalay’a oy veren binlerce seçmenin iradesine gösterilecek saygı açısından son derece önemli olduğunu da vurgulamam gerekir. Gelişmiş, medeni bir ülke olmanın en önemli şartlarından biri, hukukun üstünlüğü, diğeri ise demokrasidir. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılını kutladığımız bu günlerde uluslararası platformda bizi güçlü kılacak adımların atılmaya devam etmesi son derece önemlidir. Güçlü ülke olmanın elbette ki çok farklı kriterleri vardır ama, önemli kriterlerden biri de, hukukun üstünlüğüdür. Hukuk siyasi ideolojilere kurban edilemeyecek kadar değerlidir…“

Türkiye’de „Gezi Olayı“ diye bilinen ve tüm dünyada da aynı isimle belleklere kazınan kitlesel muhalif hareketin, toplumumuzun ciddi bir çoğunluğu tarafından, doğayı korumak adına başladığını hatırlatan MAVİ YOL hareketi kurucularından Çiğdem Korkmaz, bu hareketin ruhunun Gezi sonrasında da devam ettiğini ifade etti. Korkmaz ayrıca, Gezi’nin, bireysel özgürlüklere her geçen gün artan oranda yapılan baskılara isyan olarak gelişen, özünde barışçıl bir eylem olduğununun altını çizdi.

Türkiye’deki demokratik bir hak olan barışçıl muhalif eylem koyma hakkını irdeleyen Çiğdem Korkmaz, daha sonra şu görüşleri de vurguladı:

„…Elbette ki, toplumsal olayların en önemli risklerinden biri olan provokasyona açıklık riski, sözkonusu Gezi olaylarında da yaşanmıştır. Ancak hukukun ve güçlü devletin yapması gereken sapla samanı ayırmak, demokratik haklarını ve yaşamsal özgürlüklerini savunanları sadece ideolojik farklılık adına baskı altında tutmaktan kaçınmaktır. Gelinen bugünkü noktada, MAVİ YOL Hareketi olarak, Anayasa Mahkemesi kararı ile başlayan bu güzel gelişmenin, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün de işaret ettiği gibi “Yurtta Sulh Dünyada Sulh” hedefine ulaşmamızda bir basamak olmasını temenni ediyoruz…“

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum