1960-1970 Dönemi Tiyatro Hareketleri
01 Ağustos 2021 - 14:06 - Güncelleme: 01 Ağustos 2021 - 14:21
Theatrical Movements During the Period Between 1960-1970
Gülayse Erkoç
Yrd.Doç.Dr. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Cografya Fakültesi Tiyatro Bölümü
ÖZET
27 Mayis 1960 askeri darbesi ve ardindan olusturulan Anayasa Türk siyasi, ekonomik ve toplumsal yasaminda yeni bir dönemin baslangicini belirler. “Görece bir özgürlük ortami” ve
“dinamizm” yasamin her alaninda hissedilir . Genelde sanat, ve özelde tiyatro toplumsal yasamdaki hareketliligi, yeniligi ve gelismeyi yansitir. Tiyatro yeni bakisin aynasi olur. Yeni biçemler denenir, yeni öneriler sunulur, oyun yazarlari yeni oyunlar yazar. Yeni gruplar taze bir solukla oyunlar sahneler. Modern ulusal Türk tiyatrosunu kurmak yolunda yepyeni adimlar atilir. Hedef geleneksel Türk tiyatrosu ile modern dünyanin tiyatrosunu bulusturmaktir. 60’li yillarin sonuna dogru dönemin heyecaninda bir düsme görülür. Heyecan yerini ekonomik ve politik buhrana birakir. Enflasyon, ideolojik kavgalar, siyasi gerginlik 12 Mart’i hazirlar. Tiyatro da benzer bir bunalimi yasar. Deneycilik ruhu söner. Ekonomik bunalim karsisinda yalnizca gise endisesiyle oyun sergileyen topluluklar ayakta kalir. Topluluklar hizla dagilir.
ABSTRACT
The military coup d’etat of May 27, 1960 and the Constitution established afterwards mark the beginnings of a new period in the Turkish political, economic and social life. “A relatively free milieu” and “dynamism” are the characteristics experienced throughout the daily life activities.
Art in general and theater in particular reflect the vitality, novelty and progress in social life. Theater mirrors the new outlook. New styles are experienced, new proposals are made, playwrights write new plays. New theater groups stage them with a new breath. Totally new steps are taken to establish the modern Turkish national theatre. The objective is to intermingle traditional Turkish theatre with the theatre of the modern world. . Toward the end of 60’s there becomes a decline in the ardour of the period. The excitement leaves its place to depression; economic and political. Inflation, ideological combats, political tension prepare the grounds for the March 12, 1971 military coup d’etat. Theatre experiences a similar depression.
Experimentalism fades away. Only box office productions can stand against the economic crisis.
Theatre groups are scattered
1961 Anayasasi ve yarattigi atmosfer her alanda oldugu gibi, sanat ve sanatin insana en yakin dallarindan biri olan tiyatro ortaminda da öncü, yenilikçi, canli, dinamik bir dönemin baslangicinin anahtari olmus, 1960-1970 yillari arasindaki politik, ekonomik ve toplumsal yapida görülen hareketlenmeler tiyatroyu yönlendirmistir. Tiyatro yasami hem geleneksel etkinin hem bati etkisinin dönemlerde görülmedik bir çesitlilik ile geçmisin mirasini degerlendirmeye, bati ölçegini yakalamaya, dogu-bati kavsagi içerisindeki tutumunu belirlemeye, kendini çogaltmaya ve kendini tanimlamaya yönelmistir. Dönemin tiyatro serüveni toplumdaki hareketliligin göstergelerinden biri olmus, toplumsal degisime ayna tutmustur.
1950'de çok partili döneme geçen Türkiye demokratik düzenin geregini yerine getirir. Kisa bir süre içerisinde, ekonomik alanda gelisme, kalkinmada hizlanma gözlenir. Ancak %5 oraninda kaydedilen bu büyüme hareketi[1], siyasal ve kültürel alanlarda ayni oranda yer almamistir. Hatta kültürel ve toplumsal alanda cumhuriyetin köklesmesi ve devrimlerin benimsenmesini saglayan kültürel temelin ihmal edildigi söylenebilir. Cumhuriyet düsüncesinin egitim-kültür paralelindeki iki belirleyici hareketi durdurulur. Bunlardan biri ulusal kültürün yaratilmasinda basat rol üstlenen Halkevleri ve Halkodalari; ikincisi ise Türkiye’de kirsal kesimin aydinlanma hareketi olarak islevini sürdüren Köy Enstitüleri’dir. Buna karsin Tekke ve Türbeler yeniden açilirken, Imam Hatip Okullari da egitim sistemi içerisine alinir. Ekonomik alandaki büyümenin bedeli dis dünyaya karsi borçlanma ile sonuçlanir. Enflasyonun önlenemez yükselisi ise iç dünyayi sarsar. Bu dönemde Türk lirasi, dolara oranla Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek develüasyonu ile karsilasir. %265 oranindaki develüasyon orani ile dolarin degeri 2.80 Türk lirasindan, 9 Türk lirasina firlar[2].
Demokrasi anlayisinin yanlis yorumlanmasi ve özgürlük düsüncesinin tek yanli olarak hayata geçirilmesi dengeleri bozar ve çalkantilara yol açar. Böylece 1960'a kadar süren gelisimlerin, degisimlerin ve sonuçlarinin devami olarak kriz dönemi yasanir.
Kriz bastirilmaya çalisildikça tepkiler olusur.
1950-1960 yillari arasindaki ekonomik, siyasal, toplumsal degisimler ve gelisimler tiyatroya da yansimistir. Aydin kesimin tepkisine kosut olarak bu dönemin tiyatro yazininda[3] toplum sorunlarina ilgi duyuldugu görülür. Sorunlar nesnel bir tutumla ele alinir ve sorunlari yaratan durumun elestirisi yapilir.
[4]
1950'li yillarda tiyatroda islenen konular, irdelenen sorunlar ve vurgulanan düsüncelerde çesitlilik görülmeye baslar. 1960'li yillarda ise tiyatro yazini yeni güçlü eserlerle zenginlesir. Toplum yasantisinda görülen kusurlar, aksakliklar elestirilir. Siyasal, ekonomik ve kültürel hayattaki çarpikliklar ele alinir. Toplumsal yasamda gözlenen rüsvet, iltimas, partizanlik, yoksulluk, sömürü, göç, ahlaki yozlasma en çok deginilen konulari olusturur.
Daha önceki dönemlerin yazarlarindan olan Resat Nuri Güntekin, Ahmet Kutsi Tecer, Cevat Fehmi Baskut bu dönemde de yazarlik çalismalarini sürdürürler. Daha önceki yillarda birkaç eseri basilmis ya da sergilenmis olan Sabahattin Kudret Aksal, Selahattin Batu bu dönemde üretkendirler. 1960'li yillarda oyun yazarliginda bir atilim yaratacak olan genç kusak yazarlarindan Turgut Özakman, Haldun Taner, Aziz Nesin,
Nazim Kursunlu, Çetin Altan, Orhan Asena, Necati Cumali, Refik Erduran gibi isimler
1950-1960 döneminde ilk ürünlerini verirler.1
1950-1960 döneminde Devlet ve Sehir Tiyatrolarinin etkinlikleri sürer. 1950'li yillar Sehir Tiyatrosu'nun duraklama ve huzursuzluk dönemidir.[5] Bu süredeki en önemli yenilik Eminönü Bölümü ve Yeni Tiyatro adini tasiyan iki yeni salonun açilmasidir.
1951'de Milli Egitim Bakani'nin tutumuna kizan Muhsin Ertugrul[6] 1954'de tekrar geri dönecegi Devlet Tiyatrolari Genel Müdürlügü görevinden istifa eder. Yerine Cevat Memduh Altar atanir. Muhsin Ertugrul'un ikinci genel müdürlügü döneminde
(1954-58) Izmir ve Adana'da Devlet Tiyatrosu kurulur. Bunu bir yil sonra açilan Bursa
Ahmet Vefik Pasa Tiyatrosu izler. 1958 yilinda Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih -
Cografya Fakültesi'nde bir Tiyatro Enstitüsü kurulur.[7]
Bu dönemde özel tiyatro topluluklarinda da ilk hareketlenmeler görülmeye baslar. Yapi Kredi Bankasi'nin girisimiyle Muhsin Ertugrul'un yönetiminde Küçük Sahne kurulur. Oda Tiyatrosu, Istanbul Tiyatrosu, Karaca Tiyatro, Besinci Tiyatro, Tevhit Bilge Toplulugu, Senses Opereti faaliyet gösteren topluluklar arasindadirlar. Bu topluluklar arasindan Karaca Tiyatro, Istanbul Tiyatrosu, Tevhit Bilge Toplulugu, Senses Opereti 1960'li yillarda da etkinliklerini sürdürürler. Bu grupta yer alan topluluklar operet toplulugu olarak baslamis, tiyatro toplulugu olarak devam etmislerdir. 1955'de Dormen Tiyatrosu kurulur. 1959'da Karaca Tiyatro'da Kent Oyunculari Toplulugu'nun çekirdegi atilir. Her iki topluluk da 1960'li yillarin sanat ortaminda köklesir.
Özetle 1950-1960 döneminde tiyatro ortami canli olmamakla birlikte gerek tiyatro yazini alaninda, gerekse tiyatro topluluklari alaninda, yeni gelismelere açik ortam olusmustur
Türkiye 1960'a huzursuz ve gergin bir havada girdi. Iktidar, muhalefete karsi "Vatan Cephesi" düsüncesini ortaya atti.[8] Iktidarin halki vatan cephesine katilmaya zorlamasi halki kutuplastirdi, bu da tepki yaratti. Ögrenci olaylari bu ortamda patlak verdi. Ögrenci direnislerine halktan kisiler ve subaylar da katildi. Hükümet siyasi faaliyetleri yasakladi, yayinlara sansür koydu.[9] Kurulan sorusturma komitesine tutuklama yetkisi verildi. Gizli tutuklama ve sorgu söylentileri varolan gerilimi arttirdi ve ordu çok sayida aydinin da destegiyle 27 Mayis 1960'da hükümet darbesini gerçeklestirdi.[10] Mümtaz Sosyal, Yön dergisinde yeralan bir yazida, 27 Mayis'i, kentlinin hürriyet endisesi ile köylünün nimet endisesinin bir noktada çatismasinin sonucu olarak tanimlamistir.[11]
Türk Silahli Kuvvetleri 27 Mayis'ta hükümete el koymasinin gerekçelerini üç ana temele dayandiriyordu[12]: 1- DP'nin demokrasiden sapmis olmasi, 2- DP'nin kendi yandaslarina degisik ve ayricalikli islem yaparak halki ikiye bölmesi, 3- DP'nin Atatürk devrimlerinden ödünler vermesidir.
Hareketin önderligi DP rejimiyle arasi açilmis bulunan bir kuvvet komutanina Cemal Gürsel'e verildi.6 Darbeyi gerçeklestiren subaylarin adleri Milli Birlik Komitesi olarak açiklandi. Komite, aydin kesimle dayanismaya girdi, "yeni anayasayi hazirlamak isini de çogu Istanbul ve Ankara Hukuk Fakülteleriyle, Siyasal Bilgiler Fakültesi ögretim üyeleri arasindan seçilmis olan kurula emanet eder. Bunun yanisira ülkenin ekonomik siyasetini yürütmek üzere gene profesörlerden ve ülkedeki büyük is çevrelerinin temsilcilerinden meydana gelen bir 'teknisyenler' hükümeti kuruldu."[13]
DP Hükümeti'nin üyeleri ve DP milletvekilleri tutuklandilar. Mahkemeler sonucunda Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüstü Zorlu idam edildi, Celal Bayar'in idam cezasi ise, yasi nedeniyle, ömür boyu hapis cezasina çevrildi, devrik dönemin devlet adamlarindan bir bölümü, hapis cezasina çarptirildi.
Ülkenin sosyo-ekonomik durumuyla ilgili açik seçik bir fikre sahip olunamamasi, hareketi baslatan kisilerin ortak özelligiydi.[14] Bununla birlikte, geçis döneminde ekonomi ve maliye alaninda önemli politika degisiklikleri yapilmistir: "...büyük insaatlar ve kent yapim projeleri durduruldu. Bankalar kapatildi, ileri gelen is adamlarinin özel hesaplari donduruldu, krediler kaldirildi, kredi artisini önlemek için kredi faizleri yüzde 12'ye çikarildiktan sonra banka çalismalarina kismen izin verildi. Piyasada istegi azaltmak için ücretlilerin ayliklarindan zorunlu tasarruf bonosu kesintisi yapildi. Fiyat kontrolleri ile gida maddelerinin fiyatlari düsürüldü... Gelir vergisine tabi olanlardan servet beyani istendi..."[15], "...gelir vergisi kanunu ile düsük gelirliler için asgari geçim indirimi saglanmis ve büyük toprak sahiplerinin vergilendirilmesi yoluna gidilmistir. Arsa ve bina vergileri arttirilmistir. Sosyalizasyon kanunu ile, en uzak köyler saglik hizmetlerinin götürülmesi arzulanmistir. Egitim seferberligi amaç edinilmistir."[16]
Milli Birlik Komitesi, ülkeyi ekonomik ve sosyal açidan etkileyecek iki isi gerçeklestirir. Bunlardan ilki, ülkenin planli bir sekilde kalkinmasini saglayacak olan Devlet Planlama Teskilati, öteki ise ülkenin sosyal ve özellikle kültürel kalkinmasinda bir okul gibi hizmet verecek ve halkevlerinin yerini alacak olan Türk Kültür Dernekleri'dir. Kurumlara Anayasal güvence taninir.
1961 Anayasasi 9 Temmuz 1961'de halkoyuna sunulmus ve kabul edilmistir.
1961 Anayasasi, "...çogunlugun baskisinin önlendigi bir demokrasi anlayisi getirdi. Ayrica toplumsal adalet ilkelerine dayali yeni bir toplumsal ve ekonomik firsat esitliginin saglandigi bir yapi amaçlanmisti. Anayasa bu amaci gerçeklestirmek için devlete dogrudan sorumluluk veriyordu."[17] 61 Anayasasi’nin olusturdugu ortam, karsit görüs ve egilimlere yasama ve yayilma hakki tanidi. Haklar ve özgürlükler kanunlarin güvencesi altina alindi. Azinlikta kalan görüsler ve egilimler varolma, örgütlenme ve gelisme olanagina kavustu.
1961 Anayasasi, 1945 tarihli Anayasa'dan çok daha kapsamliydi. Genel Esaslar, Temel
Haklar ve Ödevler, Kisinin Haklari ve Ödevleri, Sosyal ve Iktisadi Haklar ve Ödevler,
Siyasi Haklar ve Ödevler, Cumhuriyetin Temel Kurulusu, Yasama, Yürütme, Yargi,
Çesitli Hükümler, Geçici Hükümler gibi basliklar tasimaktaydi.1
1961 Anayasasi toplumda özgürlük havasi estirmistir. Aydin kesim tarafindan olusturulan Anayasa, basina, yayima ve üniversiteye genis özgürlükler getirmistir. "Basin hürdür, sansür edilemez" düsüncesi, Anayasa'nin 22. maddesini olusturur.2 Üniversitelere bilimsel ve idari özerklik kazandirilmis, siyasi partilere üye olma yasaginin üniversite üyelerine uygulanamayacagi belirtilmis, üyelerin, serbestçe arastirma ve yayin yapabilecekleri ileri sürülmüstür.3
Anayasa'nin 20. maddesi " herkes, düsünce ve kanaat hürriyetine sahiptir; düsünce ve kanaatlarini söz, yazi, resim ile veya baska yollarla tek basina veya toplu olarak açiklayabilir ve yayabilir.."4 derken, 21. maddesi ise bilim ve sanat hürriyetini güvence altina almistir: " Herkes, bilim ve sanati serbestçe ögrenme, ögretme, açiklama, yayma ve bu alanlarda her türlü arastirma hakkina sahiptir..."5
27 Mayis darbesinin toplum tarafindan benimsenmis olan “ devrim havasi” ve Anayasa'nin sagladigi “görece” özgürlük ortami küçük burjuvaya ve özellikle aydin kesime yeni bir umut kaynagi olur. Anayasal özgürlüklere paralel olarak 1960-1970 döneminde gerek tiyatro topluluklarinda gerekse oyun yazarliginda nicelik ve nitelik açisindan bir gelisim görülür.
Kültür konusunda 27 Mayis hareketinden basliyarak 1965'e kadar geçen sürede bazi çalismalar yapilir. Dönemin Güzel Sanatlar Müdürü olan Cevat Memduh Altar, Basbakanliga "Eski Eserler, Müzeler, Güzel Sanatlar, Tiyatro, Opera, Folklor ve
Filmciligin Devlet Bünyesinde Bagimsiz Bütçeli Bir Idare Olarak Teskilatlanmasiyla Ilgili Rapor" baslikli bir tasari sunar.6 Bu tasari kültürel örgütlenme düsüncesinin çekirdegini olusturur. Konu ile ilgili toplantilar yapilir. Bu görüsmeler, kültür konusunun, Milli Egitim Bakanligi'nin bünyesinden çikarilarak özel ve özerk bir örgütlenmeye kavusturulmasini saglayamaz.1
1964'de Istanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde, Güzel Sanatlar Genel
Müdür Vekili Turan Erol'un baskanliginda Müzik ve Sahne Sanatlari Danisma Kurulu
( Istanbul: E Yay.,1983), Cilt II. s.490
1Derleyen: Avukat Ayhan Yalçin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasalari, (Istanbul:, Geçit Kitabevi, 1987) s.67-193 2A.g.e., s.78.
3A.g.e., s.138-139.
4A.g.e., s.78. 5A.g.e., s.78.
6Ayrintili bilgi için bkz: Emre Kongar, Kültür Üzerine, (Istanbul: Çagdas Yay., 1982) s. 62.
toplantisi yapildi.[18][19] Bu toplantiya katilan on sanat adami bir bildiri sunarak, eger olabiliyorsa "Kültür Bakanligi", olamiyorsa "kültür müstesarligi", o da olamiyorsa yetkileri genisletilmis bir genel müdürlük kurulmasini ve böylece sanat islerinin de bir yönetim sistemine baglanarak örgütlenmesini önermislerdir. Metin And, Turgut Özakman, Ayhan Erman, Ilhan Usmanbas, Turan Erol, Faruk Güvenç, Muammer Sun, Gültekin Oransay, Fethi Kopuz ve Hikmet Simsek bu bildiriyi sunan kisilerdir. Bunun üzerine Güzel Sanatlar Danisma Kurulu olusturulmus ancak, 1965'de yapilan ilk toplantidan sonra dagilmistir.3
1965 Ekim'inde yapilan genel seçimlere kadar 4. hükümeti, bagimsiz senatör Suat Hayri Ürgüplü kurdu. "Seçimlere yalniz sekiz ay kalmis oldugundan Ürgüplü hükümeti ülkenin hiç bir sorununa etkin bir biçimde egilmedi."[20] Ancak Ürgüplü Kabinesi'nin Milli Egitim Bakani Cihat Bilgehan tarafindan kültür müstesarligi kuruldu ve basina Adnan Ötüken getirildi.5 Emre Kongar bu adimin çeliskili yanini söyle vurgulamistir:
Böylece, sanatçi, edebiyatçi ve düsünürün destek arama serüveni ile, politikacinin sanat, edebiyat ve düsün alanlarini denetim altina alarak yönetme arzusu kültür müstesarliginda bulustu. Müstesarligin demokrasi bakimindan bir uzlasma ve geçis dönemi olan Ürgüplü Hükümeti zamaninda kurulmasi rastlanti degildir. Olay bu incelemede ileri sürdügüm politikacinin sanati 'güdümleme' arzusunun kanitlarindan birini olusturmaktadir.[21]
1966'da dönemin kültür müstesari, Devlet Tiyatrolari Müdürlügü'ne gönderdigi yazida, tiyatronun repertuarinda bulunan yerli ve yabanci oyunlarin taranmasini ve sakincali bulunan sözcüklerin ayiklanmasini istemis, aksi halde oyunlarin oynatilmamasi gerektigini bildirmistir.[22]
Metin And ise, kültür örgütlenmesi ile ilgili söyle bir degerlendirme yapmistir:
Çok partili döneme geçiste kamu kesiminin ilgisi de gevsemis, yok denebilecek duruma gelmistir. Kültür islerimize yön verecek bir örgüt kurulmamistir. Kuruldugunda da basina artyetisimi kütüphane müdürlügü, müze memurlugundan öteye geçmeyen kimseler getirilmistir. Müze ya da kütüphane memurlarindan kültür islerimize yön verecek degerli kimseler çikmaz demiyoruz ancak, bilmedikleri konularda bilenlere danismak geregini duymadikça, kamuoyunda bunlarin uygulamalari olumsuz olarak degerlendirilecektir..."[23][24]
Müstesarliktan bakanliga geçis ise 1970'den sonra gerçeklesmistir.[25]
15 Ekim 1961'de genel seçimler yapilir. 26 Ekim 1961'de parlemento hayati baslar. Hiçbir parti tek basina çogunluk kazanamadigi için koalisyon olusturulur.
Böylece demokrasi sistemi yeni bir asamaya ulasmis olur.[26][27][28]
1961 ile 1965 yillari arasinda Türkiye'de dört koalisyon hükümeti kurulur. Ilk üç hükümet Inönü'nün basbakanligindadir. Koalisyona CHP ve DP'nin devami olan AP ortak olur. Bu dönemde "Türkiye'nin kurtaricisi rolünü benimsemis olan Talat Aydemir"4, ilk darbe girisiminde bulunur ancak basari gösteremez. Ekonomik alanda planli döneme bu hükümet zamaninda geçilir. Ekonomide olusan duraklamanin asilmasina çalisilir.5 Iki parti arasindaki görüs ayriliklari koalisyonu bozar.
Ikinci hükümet CHP, Yeni Türkiye Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve bagimsizlar tarafindan olusur. Ilk Bes Yillik Kalkinma Plani ve isçilere taninan haklar bu dönemde kabul edilir.[29] Aydemir'in ikinci darbe girisimi bastirilir, eski DP'lilerin bir kismi bagislanir. Yapilan genel seçimlerde AP'nin oyu artarken, küçük partilerin oyu azalir. Bundan ötürü CKMP hükümetten çekilmeye karar verir ve görüs ayriliklari nedeniyle de hükümet istifa eder.
Üçüncü hükümet CHP ile bagimsizlar arasinda olusturulur. " YTP hükümeti disardan destekler. Bu karar üzerine partinin sag kanadini olusturan üyeler partiden ayrildilar."7 Seçim sistemi "ulusal artik" yöntemi eklenerek degistirilir. Sosyal Sigortalar Yasasi kabul edilir. Ikinci kez darbe girisiminde bulunmus olan Aydemir ölüm cezasina çarptirilir. Demirel, AP'nin yeni lideri olarak ortaya çikar. Hükümetin 1965 yili için olusturdugu bütçe geri çevrilince Inönü ortak hükümeti görevden ayrilir. 1961'den sonra ilerici egilimler kendi görüs ayriliklari dogrultusunda gruplasirlar. Bu durum ayni zamanda bölünmenin basladigini da göstermektedir. 1961'den 1965'e kadar geçen süre içinde degerlendirilen birinci dönemde[30] CHP disinda iki gruplasma olur. " Yön dergisi çevresinde 27 Mayis düsüncesini ve ilkelerini köklestirme amacinda oldugunu iddia eden aydinlar toplulugu 1960'dan sonraki yillarin ilk ideolojik akimini meydana getirir. 1960 kusagi oyun yazarlarindan Çetin Altan, Melih Cevdet Anday, Orhan Asena, Necati Cumali, Tarik Dursun K. Yön bildirisinde imzasi olan yazarlarimizdandir. Öte yandan, 'eski sosyalistler'le birlesen bir grup sendikaci Türkiye Isçi Partisi(TIP)'ni kurar. 1965 seçimlerinde 14 milletvekili çikarir. 1960 sonrasi dönem içinde isçi sinifi ve sosyalizmden yana oldugunu söyleyen bu ilk örgüt Türkiye'deki parlementer rejimin çerçevesi içinde siyasal faaliyet gösterir. Iste bu iki hareketin çalismalari, 1961-1965 döneminin ilerici ideolojik akimlarini özetlemektedir.[31]
1965 yilindan sonra ise ilerici kanatta yasanan görüs ayriliklari belirginlesir. Bölünmeler olur, karsitliklar keskinlesir. " Milli Demokratik Devrim" (MDD) hareketi önce Yön'ün sütunlarinda dogar"[32] ve sonra ondan ayrilir. Öteyandan ilerici kanada karsit olan grup da "Islamci - Osmanlilar" ve "Turancilar" olarak ikiye ayrilmistir.[33]
1968'den sonra gençlik hareketleri basgösterir. 1960 ile 1970 yillari arasinda sanayilesmenin hiz kazanmasiyla birlikte toplumsal yasamda dalgalanmalar olmustur. Her yil yüzbinlerce köylü topraklarindan ayrilarak büyük sehirlerdeki issiz isçiler safina katilmistir. "Öte yandan tarim üretiminin geçirdigi dönüsüm ile de köylü yiginlari bizzat köylerinde proleterlestiler. Böylece 1960 ile 1970 yillari arasindaki dönem boyunca emperyalizmden destek gören yerli burjuvazinin gücüne karsi çikabilecek tabandan gelme bir muhalefet gücü olustu."[34]
1965 AP iktidariyla birlikte, Ikinci Bes Yillik Kalkinma Plani'ni hazirlama isi el degistirmistir. DP'nin baslattigi gelisme biçimi büyük burjuvazinin yanindadir. Böylece 1950 yilindan baslayarak olusan degisimler ve bu degisimlerin yarattigi sorunlar daha da belirginlesir.
Köyden ya da küçük yerlesim bölgelerinden büyük sehirlere göçte artis meydana gelir. "Sehirlerde görülen sanayilesme kirlardaki makinelesmeden çok sonra geliyordu ve bu sanayilesme göçmen is gücünü emmekte hep yetersiz kaliyordu. 1960 ile 1970 yillari arasinda sehirlesme hizi % 18 dolaylarina ulasirken sanayilesme hizi sadece % 7 idi. Aradaki fark büyük çapta sehir lumpen proleteryasini olusturuyordu."[35] Bati ülkelerine isçi göçü de 1962'de baslamistir. Yurtdisina giden isçileri önceleri vasifli isçiler olusturmus daha sonra artan bir tempoyla devam eden göçe, köylüler katilmislardir. Yurtiçi göçlerinde ise issizligin yanisira saglik, egitim, barinma gibi problemler ortaya çikmistir. "1970'in hemen öncesindeki yillarda yapilan arastirmalar, gecekondu mahallelerinin Istanbul'da toplam nüfusun % 40'ina, Ankara'da ise toplam nüfusun % 60'ina ulastigini isaret eder. Büyük sehirlerdeki konutlarin % 61'i bir veya iki odalidir ve bunlara hane basina ortalama 5 kisi düsmektedir. Bu konutlarin büyük çogunlugunda ise içme suyu yoktur."1
Iç ve dis göç, gecekondulasma, kültür farkliligi, kültürler arasi çatisma, uyumsuzluk, yabancilasma, baslibasina sorunlardir. Aydinlar iki kanalda konuyu tartisirlar. Yazarlar hem basin organlari araciligiyle konu ile ilgili yayinlar yaparlar, hem de bu sorunlari isleyen eserler üretirler. Bu konular, tiyatro yazarliginda da islenmis, yazilan eserler sahnelenerek seyirciye iletilmistir.
Hayat pahaliligi belli basli sorunlar arasindadir. 1970'lere dogru bu problemlere ögrenci hareketleri, sokak gösterileri eklenir.
Sorunlarin artmasi, aydinlarin tepkisine yolaçar. Aydinlar görüslerini basin araciligiyla açiklarlar. Görüslerin açiklanmasi iktidarin tepkisini çeker, hem muhalefete hem de aydin kanada karsi bir baski politikasinin olusturulmasina neden olur.
Aydinlar bir taraftan iktidara karsi bir politik ve kültürel tavir olustururken, bir taraftan da kendi içlerinde görüs ayriliklarina düserler. Bu dönemde gelisen toplumcu düsünce bölünmeye devam eder. Aydinlarin düsünsel tepkileri, üniversite gençliginde toplu yürüyüsler olarak, isçi kesiminde grevler olarak eyleme dönüsür. Türkiye Opera, Tiyatro ve Yardimci Isçileri Sendikasi (TOTSIS) ile Türkiye Tiyatro Isçileri Sendikasi (TISEN) kurulur. Grevler tiyatro topluluklarinin bazilarinda da görülmüstür. Öte yandan çogunlugun baskisini engelleyici önlemler Türk siyasal yasaminda alisilagelmis ögeler degildi. AP bu duruma uymakta güçlük çekiyordu...Iktidar ile 61 Anayasasi’nda yer alan kurumlar arasinda sürtüsmeler baslar.
CHP kendi içinde parçalanir, 48 milletvekili ve senatör partiden ayrilarak Güven Partisi'ni kurar. Toplumcu kanattaki gelismeler öbür kanattaki gruplarin tepkileriyle karsilasir. Sag kanattan gelen tepkiler bir süre sonra somut siddet olaylarina dönüsür. Ankara Televizyonu'nun yayina baslama tarihi olan 1968 yili, ayni zamanda ögrenci eylemlerinin de baslangiç yili olur. Radyo ve Televizyon iktidarin [36]denetimindeydi. Üniversite ögrencileri, egitim olanaklarinin yetersizligi, mezuniyet sonrasi issizlik tehlikesi ve Bati Avrupa'dakine benzer olaylarin etkisiyle, dersleri boykot etmeye, binalari isgal etmeye basladilar. 1968 yilinin sonuna dogru, bu eylemler siyasal nitelik kazandi. Amerikan emperyalizmine ve o günkü iktidara karsi gösteriler basladi. Bu gelismeler karsisinda AP hükümeti, kamuoyunu etkilemeye çalisti. Iktidara göre temel hak ve özgürlüklerin kisitlanmasi, hükümetin gücünün arttirilmasi ve bütün bu gelisimlerin anayasa degisiklikleri ile resmilestirilmesi gerekiyordu.
Hükümet yakin geçmiste kesin bir biçimde durdurulan Menderes hareketinin akibetine bakarak karsit gruplara ve ögrenci eylemlerine yönelen bastirici önlemler uygulamiyordu. Bunun yerine, 'dinci-gerici' ve 'gelenekçi liberal' gruplarin tepkileri desteklendi. Bu destek bir süre sonra, siddetin siyasal yasamda daha genis bir biçimde kullanilmasina yol açti.
1969 seçimlerinden önce seçim sistemi degistirilmis, ulusal artik sistemine göre yapilan seçimler sonucunda AP oylarin azini ama iskemlelerin çogunlugunu kazanmistir. 1969'da devam eden sokak gösterilerinin yanisira karsit gruplar arasindaki çatismalar artti. Genis halk kitleleri hükümete karsi yürüyüsler düzenlediler. Isçilerle polis arasinda çatismalar oldu. Üniversitede boykotlar yapildi. Sag-sol çatismalarinda çok sayida genç hayatini kaybetti. Bu siyasi hareketlenme özel tiyatro topluluklarinin etkinliklerine yansimistir.
Türkiye 1970 yilini, sürekli yapilan zamlar, yürüyüsler, karsit yürüyüsler, çatismalar, bombalama eylemleri, boykotlar ve devalüasyon ile geçirmistir.[37] 12 Mart 1971 muhtirasiyla birlikte Türk siyasi yasami bir müdahale ile daha karsilasir.
1960-1970 döneminin tiyatro yasamina bakacak olursak, 1961 Anayasasinin sagladigi “görece” özgürlük ortami tiyatroda yeni gelismeler olmasini saglamistir.
Nicelik açisindan görülen gelismelerden en çarpici olani özel tiyatro topluluklarinin çogalmasidir. Bu dönemin bir baska özelligi de ödeneksiz tiyatro topluluklarinda görülen sayisal artis ve nitelik çesitliligidir. Asagida yeralan tablo 1964'de Ankara ve Istanbul'da yasayan milyon kisi basina düsen tiyatro toplulugu sayisini, yabanci kentlerden bazilariyla kiyaslayarak göstermektedir.[38]
SEHIRLER MILYON KISI BASINA TIYATRO
Paris 7
Londra 5
New-York 5
Istanbul 9
Ankara 8
1960'dan önce kurulmus ve 1960'li yillarda da etkinliklerini sürdüren topluluklarin hemen hepsi önceleri operet toplulugu olarak faaliyete geçmisler daha sonraki yillarda tiyatroya yönelmislerdir. Karaca Tiyatro, Sen Ses Opereti, Istanbul Tiyatrosu ve Tevhit Bilge'nin topluluklari bunlar arasinda yer alir. Oysa 1960'li yillarin topluluklari dogrudan tiyatro toplulugu olarak kurulurlar. 1960 öncesi topluluklar, geçmis dönemin tiyatro anlayisinin izlerini tasirken 1960'li yillarin topluluklari çogunlukla bati tiyatrosunu model alirlar. Bunlar arasinda bulunan Dormen Tiyatrosu ve Kent Oyunculari'nin çekirdegini olusturan Birlesik Sanatçilar Toplulugu 60'dan önce kurulmalarina karsin 1960'li yillarin bati modelindeki özel topluluklarina öncülük ederler.
Özel tiyatro topluluklarinin sayisal çogaliminin kendi içlerinden türemis olmasi dikkati çeker. Dormen Tiyatrosu bu dönemdeki tiyatrolar içerisinde en dogurgan olanidir. 1960-1970 döneminde bu toplulugun içinden çikarak kurulan diger önemli topluluklar sunlardir: Gülriz Sururi-Engin Cezzar Toplulugu, Ayfer Feray - Nisa Serezli Toplulugu ve Çevre Tiyatrosu. Ayfer Feray - Nisa Serezli Toplulugu daha sonra Ayfer Feray Tiyatrosu ve Nisa Serezli - Tolga Askiner Tiyatrosu olarak iki yeni topluluk üretmistir. Benzer durumlar 1960'li yillarin öbür topluluklarinda da gözlenir.
Özel tiyatro topluluklarinin bir bölümü yeni türlere yönelmistir. Bunlar arasinda Devekusu Kabare Tiyatrosu önemli bir yer tutar. Bu toplulugun ardindan çok sayida yeni kabare topluluklari kurulmus, ancak hiç biri onun kadar iz birakamamistir.
Bu dönemde ilk kez ilerici toplumcu tiyatro topluluklari (I.Arena Toplulugu, AST, Dostlar Tiyatrosu, Halk Oyunculari Birligi, Yenisehir Tiyatrosu Toplulugu, v.b.), politik tiyatro topluluklari (Halk Oyunculari, Ankara Birligi Sahnesi, Devrim Için Hareket Tiyatrosu, v.b), isçi Tiyatrosu ve sendikaya bagli tiyatro toplulugu (Tiyatro TÖS) kurulur. Ülkemizde isçiye yönelen sokak tiyatrosu denemeleri bu yillarda ilk kez gerçeklestirilir. Miting ve yürüyüslerde gösteriler yapilir.
1960-1970 döneminde, oyun seçiminde, hem yeni eserlere, hem tiyatro tarihinin belli basli yapitlarina hem de telif eserlere yer veren yenilikçi sanat tiyatrolari kurulmustur. Bu grubun öncüsü Kent Oyunculari Toplulugu'dur. Gülriz Sururi - Engin Cezzar Toplulugu, Oraloglu Tiyatrosu, Gen-Ar Tiyatrosu'nda faaliyet gösteren bazi topluluklar, II. Baskent Tiyatrosu, Ankara Drama Tiyatrosu da bu yolu izleyen öbür topluluklardandir.
Sözkonusu dönemde bulvar komedisi türündeki eserleri sahneleyen çok sayida yeni topluluk kurulur. Dormen Tiyatrosu, Ayfer Feray - Nisa Serezli Tiyatrosu, Ayfer Feray Tiyatrosu, Nisa Serezli - Tolga Askiner Tiyatrosu, Birlesmis Oyuncular Meydan Sahnesi, II. Arena Tiyatrosu, Altan Karindas - Cenk Güner Toplulugu, Alpago Tiyatro, Gong Tiyatrosu, Mücap Ofluoglu Tiyatrosu, Gen-Ar Tiyatrosu'nda faaliyet gösteren bazi topluluklar bu türde oyunlara yönelmislerdir.
Popüler halk tiyatrosu özellikleri tasiyan geleneksel tiyatromuzun meddahlik geleneginden, tuluat özelliginden yararlandiklari görülür. Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Toplulugu, Nejat Uygur Toplulugu, Münir Özkul'un kurdugu kisa süreli topluluklar, Halk Tiyatrosu v.b. bunlar arasindadir. Oyun dagarciginda komedi türündeki yerli oyunlara yer veren Dost Oyuncular ve Ulvi Uraz Tiyatrosu da bu grupta yer alir. Kadiköy il Tiyatrosu ve Maltepe Küçük Komedi Tiyatrosu da oyun seçiminde komedi türündeki yerli ve yabanci yapitlara yer veren topluluklardan ikisidir.
1960-1970 döneminde vodvil türünü benimseyen çok sayida yeni topluluk faaliyete geçer. Vahi Öz Toplulugu, Orhan Erçin Toplulugu, Aziz Basmaci ve Kenan Büke Topluluklari, Istanbul Baskent Tiyatrosu, Muzaffer Hepgüler Tiyatrosu bu topluluklardan bazilaridir.
1988 tarihinde yayinlanan bir panel konusmasinda, Ugur Mumcu, "En yararli özel tesebbüs özel tiyatrodur."1 demis, eger özel tesebbüse inaniliyorsa bunun kültürel kolunun özel tiyatro topluluklarinin kurulmasi ve gelismesiyle bütünlenecegini vurgulamistir. Bu anlayisa göre devlet özel tesebbüse gösterdigi destegin benzerini kültür ve sanat alaninda da göstermelidir. Ancak sözkonusu dönemde, beklenen destek gerçeklesememis, özel topluluklarin içinde bulunduklari sorunlara çözüm bulunamamistir.
Özel tiyatro topluluklarinda gözlemlenen çesitlilik , siyasal ve toplumsal yasamda gözlemlenen çok sesliligin bir yansimasi gibidir. 1960-1970 dönemi Türk Tiyatrosu’nun en belirleyici yani büyük kentlerde sanat ile yasam arasinda kurulan karsilikli iliski ve es güdümlülüktür. Özel ve amatör tiyatro hareketi Türkiye’de tiyatro yasantisinin artik ödenekli topluluklarin tekelinden çiktigini gösterir. Özel ve amatör tiyatro topluluklari, bir yandan hem biçim hem de içerik anlaminda bir atilim gösteren kendi yazarlarinin eserlerini, öte yandan da batida ayni aylarda sergilenen öncü, yenilikçi, yeni tiyatro yapitlarini büyük bir hizla seyirci karsisina çikartirlar. Ödenek almayan topluluklarin, toplumun degisik kesimlerinin beklentilerini, özlemlerini, elestirilerini, gereksinimlerini karsilayan çogulcu ve çok sesli olma özelligi, ödenekli tiyatrolarin da nitelik ve nicelik açisindan üretimlerini gelistirmelerini zorunlu kiliyordu.
Bu dönemde nicelikle ilgili olan bir baska sonuç Devlet ve Sehir Tiyatrolari'nin sahnelerinin çogalmasi ile olusur. Devlet Tiyatrolari Genel Müdürlügü görevinde Cüneyt Gökçer vardir. Repertuarda çesitlilik ve nicelik anlaminda artis görülür. Yeni Sahne, Altindag Tiyatrosu ve Istanbul Kültür Sarayi Devlet Tiyatrosu'nun bu dönemde etkinliklerini yaydigi yeni tiyatro yapilaridir.
Bu dönemin basindan 1966'ya kadar Muhsin Ertugrul'un yönetiminde olan Istanbul Sehir Tiyatrosu, kurulusundan bu yana en verimli çagini yasamis, tiyatro adamlari bu süreyi "Istanbul Sehir Tiyatrosu'nun altin çagi"2 olarak belirlemislerdir. Bu dönemde Sehir Tiyatrosu hem kadro olarak yeni isimlerle güçlenmis hem de semt tiyatrolari uygulamasiyla yeni tiyatro binalari açarak etkinlik alanini genisletmis, hizmet kapasitesini arttirmistir. 1966 yilinda Milli Egitim Bakanligi'nin müdahalesi sonucunda Muhsin Ertugrul görevinden uzaklastirilir. Bu durum basin ve sanat çevrelerinde tepkilere yol açar.
Istanbul Sehir Tiyatrosu, Kadiköy Tiyatrosu, Fatih Tiyatrosu, Üsküdar Tiyatrosu, Zeytinburnu Tiyatrosu gibi yeni semt tiyatrolari açar. Rumelihisari ve Açikhava Tiyatrosu da yeni temsil mekanlari arasindadir. Eskisehir Belediye Tiyatrosu ve Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu gibi ödenekli tiyatrolar sayisal artisin bazi Anadolu kentlerini de kapsadigini gösterir.
1960-1970 döneminde Ankara ve Istanbul illerinde, özel tiyatrolarin etkinlik gösterdigi yeni tiyatro binalari da hizmete açilmistir. Bu yapilarin bir bölümü, daha önce baska bir amaçla kullaniliyorken, bu dönemde tiyatro salonuna dönüstürülmüstür. Bir bölümü ise, yeni yapilan tiyatrolardir. Ancak 1970'e dogru, tiyatrolardan bazilari ya kapanir ya da ekonomik açidan daha fazla gelir getirecek isler için kullanilir.
1960-1970 döneminde çok sayida açilan yeni tiyatro topluluklarina ve sahnelere kosut olarak seyirci sayisinda da artislar görülür.
Bu dönemin bir baska özelligi de, bazi önemli profesyonel topluluklarin 1950'li yillarda kurulmus olan amatör tiyatro topluluklarindan ve düzenlenmis olan bazi
1Nurdan Arca, "En Yararli Özel Tesebbüs Özel Tiyatrodur", Milliyet Sanat Dergisi, 1 Haziran 1988, sayi: 193.
2Özdemir Nutku, "Istanbul Sehir Tiyatrosu'nun Altin Çagi..."; Benden Sonra Tufan Olmasin, (Istanbul : Dr. Nejat F. Eczacibasi Vakfi Yay., 1989) s.478-483.
festivallerin çalismalarindan türemis olmasidir. Amatör bir topluluk olan Genç Oyuncular'in düzenledigi Erdek Senlikleri, Dostlar Tiyatrosu'nun çekirdegini olusturmustur. Yine 1950'li yillarda etkinlik gösteren Cep Tiyatrosu daha sonra kurulacak olan Dormen Tiyatrosu'nun baslangici sayilir. Devekusu Kabare Tiyatrosu'nun oyuncu - kuruculari da tiyatroya amatör bir topluluk olan Birlik Tiyatrosu'nda baslamislardir. Ordu Gençlik Tiyatrosu, Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu'nun, Eskisehir Akademi Tiyatrosu, Eskisehir Belediye Tiyatrosu'nun temelini olusturur. 60'li yillarin önemli tiyatro etkinlikleri arasinda ulusal ve uluslararasi tiyatro festivalleri yer alir. Ortadogu Teknik Üniversitesi ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu Senlikleri dönemin önemli tiyatro etkinlikleridir. Bertolt Brecht'in bir eseri, Türkiye'de ilk kez, Istanbul'da faaliyet gösteren amatör Grup 6 Toplulugu'nun sahnesinde düzenli olarak sahnelenmistir.[39] Topluluk Carrar Ana'nin Silahlari adli oyunu sergiler. Brecht'in bir baska oyunu olan Sezuan'in Iyi Insani, daha önceki bir tarihte Istanbul Sehir Tiyatrolari'nda çalisilmis, ancak tiyatroya yapilan saldiri sonucunda repertuardan çikarilmistir. Ankara'da ilk Brecht oyunu, yine bir amatör topluluk olan Ankara Deneme Sahnesi'nde sahnelenir.[40] Önde gelen amatör topluluklar ise Ankara Deneme Sahnesi, Devrim Için Hareket Tiyatrosu, Isçinin Tiyatrosu, Tarsus Meydan Oyunculari, Istanbul Teknik Üniversitesi Tiyatrosudur.
Bu dönemdeki bir gelisme de üniversitede görülür. 1964'de, daha önce kapanan
Tiyatro Enstitüsü'nün yerine yine Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Cografya Fakültesine bagli olarak Tiyatro Kürsüsü kurulur.[41] Burasi, tiyatro alaninda uygulamanin yanisira agirlikli olarak kuramsal egitim veren ilk kurumdur.
1960-1970 yillari tiyatro yazini açisindan da dinamik bir dönemdir. Genç yazarlar kusaginin basini çektigi yerli oyun yazarlarimiz çok sayida eser üretmisler, gerek ödenekli tiyatrolar gerek özel topluluklar yerli oyun yazarlarinin eserlerini sergileyerek oyun yazarliginin gelismesine destek olmuslardir. Haldun Taner, Turgut Özakman, Sermet Çagan, Güngör Dilmen Kalyoncu, Çetin Altan, Aziz Nesin, Adalet Agaoglu, Nazim Kursunlu, Melih Cevdet Anday, Orhan Asena, Vasif Öngören, Hasmet
Zeybek, Aydin Arit, Aydin Engin, Erol Toy, Cahit Atay, Güner Sümer, Turan
Oflazoglu, Refik Erduran, Basar Sabuncu, Necati Cumali, Selçuk Kaskan, Rifat Ilgaz, Recep Bilginer, Tarik Bugra, Sabahattin Engin, tiyatromuzun 50'li yillarin sonlarinda ve 60'li yillarda kazandigi yazarlardir.
Bu dönemde nitelik açisindan görülen bir baska gelisim, oyun yazarlarinin yeni türler denemeleri ve bu açidan tiyatromuza taze bir soluk kazandirmalaridir. Sözgelimi Haldun Taner, kabare türünün öncülügünü yapar. Bu dönemde bati tarzinda yazilmis müzikli oyunlara da rastlanmaktadir. Dormen Tiyatrosu'nun sergiledigi Sokak Kizi Irma adli müzikalin ardindan özel ve ödenekli topluluklar oyun dagarciklarinda yerliyabanci müzikli oyunlara yer vermislerdir. Haldun Taner'in Kesanli Ali Destani ve Zilli Zarife, Turgut Özakman'in Bulvar, Erol Günaydin'in Uy Balon Dünya, Refik Erduran'in Direklerarasi, Sadik Sendil'in Yedi Kocali Hürmüz, Melih Vassaf'in Kerem ile Nazli adli eserleri basarili yerli müzikli oyunlardir. Üç Kurusluk Opera, Damdaki Kemanci, Öp Beni Kate, Pygmalion da basariyla sergilenen yabanci müzikaller arasinda yer alir.
60'li yillarda Ionesco, Albée, Anouilh, Beckett, Osborne, Jarry, Pinter gibi o dönemin öncü yazarlari Türk seyircisine tanitilmistir. I. Arena Tiyatrosu, AST, Dostlar Tiyatrosu, Kent Oyunculari gibi özel topluluklar bu yazarlarin eserlerine yer vermislerdir. Batinin öncü akimlari Türk yazarlarini da etkileyecek, özellikle 1970’li yillardan baslayarak bu alanda nitelikli yapitlar ortaya koyacaklardir. Aziz Nesin’in Çiçu, Sen Gara Degilsin, Bir Insan Basi Üstüne Üç Sesli Üzünç, Melih Cevdet Anday’in Ölüler Konusmak Isterler, Dikkat Köpek Var, Yarin Baska Koruda gibi eserleri bu arayislardan bazilarini olusturur.
1960-1970 döneminde geleneksel tiyatromuzun önemi yeniden gündeme gelir.
Ulusal Türk tiyatrosunun olusmasi için, geleneksel tiyatromuzun kaynaklari arastirilir. Geçmisin mirasi degerlendirilir. Geleneksel tiyatromuzun açik biçimi ve göstermeci teknigi ile epik tiyatronun yapisal benzerlikleri üzerinde durulur. Bu yolda çalismalar yapilir. Kesanli Ali Destani, Saripinar 1914, Kanli Nigar, Sersem Kocanin Kurnaz Karisi, Üç Karagöz Oyunu, Bozkirdirligi bu alanda üretilen eserlerdendir.
Bu dönemde yeni konulara ilgi duyulmus, toplumsal sorunlar sahneye getirilmis, sorunlari yaratan nedenler irdelenerek elestirilmistir[42]. Oyun yazarliginda politik ve toplumsal elestiriye yer veren eserler üretilmistir. Ayni baglamda Bertolt Brecht'in eserleri de bazi topluluklarin sahnelerinde sergilenmistir. Politik ve toplumsal elestiri içeren yerli eserlerden bazilari ise sunlardir: Ayak Bacak Fabrikasi, Asiye Nasil Kurtulur?, Saripinar 1914, Devr-i Süleyman, Alpagut Olayi.
Bu dönemin topluluk sahnelerinde çok sayida köy, gecekondu ve göç sorunlarini ele alan oyunlar sergilenmistir. Bu yönelis dönemin politik, ekonomik ve toplumsal yapisinin degismesinin paralelinde olusmustur. Kurban, Pembe Kadin, Çil Horoz, Sultan Gelin, Karalarin Memetleri, Kesanli Ali Destani, Almanya Defteri, Irgat, Yer Demir Gök Bakir, Gültepe Oyunlari, Susuz Yaz, Bozkirdirligi adli oyunlar bunlardan bazilaridir.
1960-1970 döneminin bir baska belirleyici özelligi ise, tiyatroya olan ilgideki artistir. Tiyatrodan beklentileri olan aydin çevre, tiyatroya sorumluluklar yüklemistir. Tiyatro seyircisini de içine alan genis kitlede tiyatro sanatinin sorumluluklari tartisilir. "Egitmek", "aydinlatmak", "bilinçlendirmek", "düsündürmek", "tartistirmak", "elestirmek" gibi sanata yönelik amaçlar dogrultusunda tiyatronun islevi tanimlanir. Tiyatroda "ulusallik", "evrensellik", "öz", "biçim" gibi kavramlar tartisilir, yapilan çalismalar degerlendirilir.
Gazete ve dergilerde tiyatro elestirisine daha sik yer verilmeye baslanir. Bu dönemde, özellikle devletten yardim alamayan özel tiyatro topluluklari basin tarafindan desteklenmistir. Ancak 1960'li yillarin ilk yarisindan sonra topluluklarin bazilarinda gözlenen nitelik kaybi, bu topluluklarin elestirilmesine ve basin destegini kaybetmesine yol açmistir.
Tiyatro yasantisinda görülen hareketlilik toplumda yasanan politik, ekonomik ve toplumsal hareketlilikle es güdümlüdür. Kimi zaman tiyatro yasamin sinirina tasar, kimi zaman yasam tiyatroya müdahale eder. "Sandviç Tiyatrosu", "Her Yer Tiyatrodur
Kampanyasi", düzenlenen amatör senlikler bu tür çabalar içinde yer alir. 1960'li yillarin ikinci yarisinda
tiyatrolarda sendikal hareketler görülür. TOTSIS ve TISEN olmak üzere iki tiyatro sendikasi kurulur. Sendikalar, ödenekli ve özel tiyatrolarla ilk kez anlasma masasina oturur. Kimi zaman bu oturumlar tiyatro grevleriyle ya da grev girisimleriyle sonuçlanir. Buna bagli olarak basinda ve tiyatro çevrelerinde "tiyatro sanatçisi isçi midir?" tartismasi yapilir.
Toplumda yasanan ve giderek gerginlesen politik atmosferin bir sonucu olarak, az da olsa bir kaç tiyatroda oyunu alisilagelmis mekanindan, tiyatro binasindan çikararak sokaklara, meydanlara, mitinglere ulastirma girisimleri görülür. Kimi zaman da sokaktaki politik hareketler ve egilimler, dogrudan oyunun içinde yer alir. Sloganlar atilir, bildiriler okunur, yumruklar kalkar, marslar söylenir, yürüyüsler yapilir. Politika, topluluk bünyesinde ideolojik fraksiyonlar yaratir, tartismalar ve bölünmeler yasanir. Ya da tiyatrolara veya sanatçilara karsi saldirilar yapilir. Bu olaylar politik ve toplumsal çalkantilarin tiyatro yasantisi ile nasil içiçe girdigini göstermektedir.
Dönemin sonlarina dogru yasamda görülen politik kargasanin, sokak
çatismalarinin halkin büyük bir kesimini tiyatrodan uzaklastirdigi görülür. Öte yandan devletin özel tiyatrolara hiç olmazsa vergi indirimi, bina v.b konularinda yardim edememesi, enflasyonun tirmanisina kosut olarak prodüksiyon, kira, v.b ödemelerinin artmasi, öte yandan televizyonun yayina girmesi, özellikle Istanbul kentinde görülen çarpik kentlesme sonucu ortaya çikan ve seyircinin tiyatroya gitme istegini kiran park, ulasim v.b teknik sorunlarin ortaya çikmasi, özel tiyatro topluluklarini sikintiya sokmustur. Bu da kimi topluluklarda nitelik kaybina yol açmis, "gise" endisesini ön plana çikartmistir. Böylece piyasa topluluklari türemis, bu gidis tiyatro enflasyonuna yol açmistir.
Sonuç olarak, 60-70 dönemi tiyatro topluluklarinin artisi yeni yazarlarin yetismesi, yeni konularin ele alinmasi, yeni türlerin denenmesi bakimindan verimli olmustur. Geleneksel tiyatromuzun özelliklerinden yararlanarak çagdas, ulusal Türk tiyatrosunu yaratma yolunda ciddi girisimler yapilmis, degerli eserler üretilmistir. Politik hayattaki canlilik tiyatroya yansimis, dinamik bir tiyatro yasami gerçeklesmis seyirci sayisi artmistir. Öte yandan dönemin ortalarindan baslayarak altinçagin ivmesinde bir düsüs görülür. Tiyatrolarin desteklenmesi konusunda bir çözüm üretilemez. Bölge Tiyatrolari projesinin gerçeklesmemesi tiyatro sanatinin Anadoluya yayilma olanagini zorlastirir Enflasyonun artisi, ekonomik zorluklari çogaltir. Darbogaz esigindeki topluluklardan bazilari dagilir, bazilari gise oyunlarina yönelir, çok azi ise güçlükle ayakta kalir. Öte yandan toplumda yasanan politik gerginlik ve karmasa sonucunda tiyatroya ve sanatçilara karsi saldirilar olur. Ideolojik bölünme topluluk bölünmelerine yol açar. Politik tansiyonun tirmanisi ve çatismalarin baslamasiyla, tiyatro seyircisi de giderek azalir. Toplumsal yasantidaki kriz, 12 Mart darbesiyle bastirilir. Böylece,
1960'li yillarin ilk yarisinda parlak bir gelisim gösteren Türk tiyatrosu da dönemin ikinci yarisinda yasanan sorunlardan ötürü bir dönemece girmistir.
Yay., 1968.
And, Metin. Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu (1923-1983).Ankara: Türkiye Is Bankasi
Kültür Yay., 1983.
-------. 100 Soruda Türk Tiyatrosu. Istanbul: Gerçek Yay., 1970.
-------. Türk Tiyatro Tarihi. Istanbul: Iletisim Yay., 1992.
-------.50 Yilin Türk Tiyatrosu. Istanbul: Is Bankasi Kültür Yay., 1973.
And, Metin, Ergun Senlik ve Erkan Çanak. Kültürel Etkinlikler ve Büyük Kuruluslar. Ankara:
Türkiye Is Bankasi Kültür Yay.,1981.
Avcioglu, Dogan. Türkiye'nin Düzeni Dün-Bugün-Yarin. Tekin Yay.,Ikinci Kitap, 1987.
-------. Türkiye'nin Düzeni Dün-Bugün-Yarin. Tekin Yay., Ikinci Kitap, 1987.
Aydemir, Sevket Süreyya. Ikinci Adam (1950-1964). Cilt III, Istanbul: Remzi Kitabevi, 1988.
Baltacioglu, Ismayil Hakki. Tiyatro. Istanbul: Sebat Basimevi. 1941
Berkes, Niyazi. Türkiye'de Çagdaslasma. Ankara: Bilgi Yay., 1973.
Birand, Mehmet Ali, Can Dündar ve Bülent Çapli. Demirkirat Bir Demokrasinin Dogusu.
Istanbul: Milliyet Yay., 1991.
Cem, Ismail. 12 Mart. Istanbul: Cem Yay., 1973.
Dormen, Haldun. Sürç-ü Lisan Ettikse Anilar. Istanbul: Gelisim Yay., 1977.
Ertugrul, Muhsin. Benden Sonra Tufan Olmasin. Istanbul:Dr.Nejat F. Eczacibasi Vakfi Yay.,
1989.
Jaschke, Gotthard. Yeni Türkiye'de Islamlik. Çeviren: Hayrullah Örs. Ankara: Bilgi Yay., 1972. Karadag, Nurhan. Halkevleri Tiyatro Çalismalari (1932-1951) Ankara: T.C Kültür Bakanligi.,
1988.
Kongar, Emre. Imparatorluktan Günümüze Türkiye'nin Toplumsal Yapisi. Istanbul: Cem
Yay., 1976.
-------. Kültür Üzerine. Istanbul: Çagdas Yay., 1982.
Konur, Tahsin. Devlet-Tiyatro Iliskisinde Belli Basli Sistemler. Cilt I. Devlet Tiyatrolari Iç
Egitim Dizisi No: A-9. Ankara: 1984.
-------, Devlet-Tiyatro Ilskisinde Belli Basli Sistemler. Cilt II. Devlet Tiyatrolari Iç Egitim
Dizisi No. A-10. Ankara: 1984.
-------. Devlet Tiyatro Iliskisinde Belli Basli Sistemler. Cilt III. Devlet Tiyatrolari Iç Egitim
Dizisi No. A-11. Ankara: 1984.
--------.Devlet-Tiyatro Iliskisi Ankara: 2001. Dost
Nutku, Özdemir. Darülbedayi'nin Elli Yili. Ankara: A.Ü D.T.C.F. Yay., 1969.
-------. Yasayan Tiyatro. Istanbul: 1976.
-------. Dünya Tiyatrosu Tarihi 2. Istanbul: Remzi Kitabevi, 1985.
OBKT (Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu). Ordu 1979 Kültür ve Sanat Yilligi. Ordu:
OBKT Yay., 1979.
Ofluoglu, Mücap. Bir Avuç Alkis. Istanbul: ÇaŸdas Yay., 1985.
Ölümünün 5. Yilinda Muhsin Ertugrul. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatlari Bölümü'nce Düzenlenen Muhsin Ertugrul Semineri Bildirileri.
28-29 Nisan 1984. Izmir: E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi.
Özdemir, Hikmet. Kalkinmada Bir Strateji Arayisi Yön Hareketi. Istanbul: Bilgi Yay., 1986.
Özön, M.Nihat ve Baha Dürder. Türk Tiyatro Ansiklopedisi. Istanbul: Remzi Kitabevi, 1967.
Ses Sanatçilar Ansiklopedisi. Istanbul: 1970.
Shaw, Standford J. and Ezel Kural Shaw. Osmanli Imparatorlugu ve Modern Türkiye. Cilt II.
Çeviren: Mehmet Harmanci. Istanbul: E Yay., 1983.
Sokullu, Sevinç. Türk Tiyatrosunda Komedyanin Evrimi. Ankara: Kültür Bakanligi Yay.,
1979.
Stefanos, Yerasimos. Azgelismislik Sürecinde Türkiye. Çeviren: Babür Kuzucu. Istanbul:
Belge Yay., 1977.
Sun, Muammer. Türkiye'nin Kültür-Müzik- Tiyatro Sorunlari. Ankara: Kültür Yay., 1969.
Sururi, Gülriz. Kildan Ince Kiliçtan Keskince. Istanbul: Milliyet Yay., 1978.
Sener, Sevda. Çagdas Türk Tiyatrosunda Ahlak, Ekonomi, Kültür Sorunlari.(1923-1970).
Ankara: A.Ü. D.T.C.F Yay., 1971.
-------. Çagdas Türk Tiyatrosunda Insan (1923-1972). Ankara: A.Ü. D.T.C.F Yay., 1972.
-------. Cumhuriyetin 75.Yilinda Türk Tiyatrosu, Istanbul: Türkiye Is Bankasi Kültür Yay.,
1999
Taner, Haldun. Devekusuna Mektuplar. Istanbul: Dost Yay., 1960.
Tanilli, Server. Uygarlik Tarihi. Istanbul: Say Kitap Pazarlama, 1981.
Tanju, Ismail. 27 Mayis 1960-12 Mart 1971 Ekonomi-Politige Bagli Teatral Düsün Hareketleri. Istanbul: Gökçem Tiyatro-Sinema Yay., 1991.
Tiyatro 1963 Tiyatro Yilligi: 1. Istanbul: Kent Yay: 7.
Yalçin, Ayhan. Türkiye Cumhuriyeti Anayasalari. Istanbul: Geçit Kitabevi, 1987.
Yüksel, Aysegül. Dostlar Tiyatrosu 20. Yil. Mas Matbaa.
-------. Haldun Taner Tiyatrosu. Istanbul: Bilgi Yay., 1986.
------- Çagdas Türk Tiyatrosundan On Yazar. Istanbul: Mitos Boyut, 1997 Zobu, Vasfi Riza. O Günden Bu Güne. Istanbul: Milliyet Yay.,1977.
-------. Uzun Hikayenin Sonu. Istanbul: Ofset Matbaacilik Sanayii ve Ticaret A.s., 1990.
B-MAKALELER
Alpöge, Atila. "Bir Çikmazin Esigindeki Yanilmalar". Oyun.
Arca,Nurdan. “En Yararli Özel Tesebbüs Özel Tiyatrodur”, Milliyet Sanat Dergisi, 1 Haziran
1988, Sayi: 193
Konur, Tahsin. "Cumhuriyet Döneminde Devlet-Tiyatro Iliskisi", Cumhuriyetin 60.
Yildönümü Armagani. Ankara: A.Ü. D.T.C.F. Yay., 1987, s. 307-359.
Soysal, Mümtaz. “Merhaba Huzur!…” Yön, Sayi:67, 27 Mart 1963
Sener, Sevda. "Cumhuriyet Dönemi Tiyatro Yazarligi", Cumhuriyetin 50. Yildönümü Anma Kitabi. Ankara: A.Ü D.T.C.F. Yay., 1974, s. 147-170.
“Amatörler”, Kim, 5 Mart 1964
“Kurulusumuzdan Buyana Oynadiklarimiz”, Ankara Deneme Sahnesi Brosürü,
“Türkiye’de Ilk Brecht: Carrar Ana’nin Silahlari”, Oyun. 1 Subat 1964
“Türkiye’de Yilin Olaylar”i, Varlik Yilligi 1972, Varlik Yay., s.401-428
Etkinlikleri.”
Yayinlanmamis Doktora Tezi
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tiyatro Anabilim Dali, 1993
Gülayse Erkoç
Yrd.Doç.Dr. Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Cografya Fakültesi Tiyatro Bölümü
ÖZET
27 Mayis 1960 askeri darbesi ve ardindan olusturulan Anayasa Türk siyasi, ekonomik ve toplumsal yasaminda yeni bir dönemin baslangicini belirler. “Görece bir özgürlük ortami” ve
“dinamizm” yasamin her alaninda hissedilir . Genelde sanat, ve özelde tiyatro toplumsal yasamdaki hareketliligi, yeniligi ve gelismeyi yansitir. Tiyatro yeni bakisin aynasi olur. Yeni biçemler denenir, yeni öneriler sunulur, oyun yazarlari yeni oyunlar yazar. Yeni gruplar taze bir solukla oyunlar sahneler. Modern ulusal Türk tiyatrosunu kurmak yolunda yepyeni adimlar atilir. Hedef geleneksel Türk tiyatrosu ile modern dünyanin tiyatrosunu bulusturmaktir. 60’li yillarin sonuna dogru dönemin heyecaninda bir düsme görülür. Heyecan yerini ekonomik ve politik buhrana birakir. Enflasyon, ideolojik kavgalar, siyasi gerginlik 12 Mart’i hazirlar. Tiyatro da benzer bir bunalimi yasar. Deneycilik ruhu söner. Ekonomik bunalim karsisinda yalnizca gise endisesiyle oyun sergileyen topluluklar ayakta kalir. Topluluklar hizla dagilir.
ABSTRACT
The military coup d’etat of May 27, 1960 and the Constitution established afterwards mark the beginnings of a new period in the Turkish political, economic and social life. “A relatively free milieu” and “dynamism” are the characteristics experienced throughout the daily life activities.
Art in general and theater in particular reflect the vitality, novelty and progress in social life. Theater mirrors the new outlook. New styles are experienced, new proposals are made, playwrights write new plays. New theater groups stage them with a new breath. Totally new steps are taken to establish the modern Turkish national theatre. The objective is to intermingle traditional Turkish theatre with the theatre of the modern world. . Toward the end of 60’s there becomes a decline in the ardour of the period. The excitement leaves its place to depression; economic and political. Inflation, ideological combats, political tension prepare the grounds for the March 12, 1971 military coup d’etat. Theatre experiences a similar depression.
Experimentalism fades away. Only box office productions can stand against the economic crisis.
Theatre groups are scattered
1961 Anayasasi ve yarattigi atmosfer her alanda oldugu gibi, sanat ve sanatin insana en yakin dallarindan biri olan tiyatro ortaminda da öncü, yenilikçi, canli, dinamik bir dönemin baslangicinin anahtari olmus, 1960-1970 yillari arasindaki politik, ekonomik ve toplumsal yapida görülen hareketlenmeler tiyatroyu yönlendirmistir. Tiyatro yasami hem geleneksel etkinin hem bati etkisinin dönemlerde görülmedik bir çesitlilik ile geçmisin mirasini degerlendirmeye, bati ölçegini yakalamaya, dogu-bati kavsagi içerisindeki tutumunu belirlemeye, kendini çogaltmaya ve kendini tanimlamaya yönelmistir. Dönemin tiyatro serüveni toplumdaki hareketliligin göstergelerinden biri olmus, toplumsal degisime ayna tutmustur.
1950'de çok partili döneme geçen Türkiye demokratik düzenin geregini yerine getirir. Kisa bir süre içerisinde, ekonomik alanda gelisme, kalkinmada hizlanma gözlenir. Ancak %5 oraninda kaydedilen bu büyüme hareketi[1], siyasal ve kültürel alanlarda ayni oranda yer almamistir. Hatta kültürel ve toplumsal alanda cumhuriyetin köklesmesi ve devrimlerin benimsenmesini saglayan kültürel temelin ihmal edildigi söylenebilir. Cumhuriyet düsüncesinin egitim-kültür paralelindeki iki belirleyici hareketi durdurulur. Bunlardan biri ulusal kültürün yaratilmasinda basat rol üstlenen Halkevleri ve Halkodalari; ikincisi ise Türkiye’de kirsal kesimin aydinlanma hareketi olarak islevini sürdüren Köy Enstitüleri’dir. Buna karsin Tekke ve Türbeler yeniden açilirken, Imam Hatip Okullari da egitim sistemi içerisine alinir. Ekonomik alandaki büyümenin bedeli dis dünyaya karsi borçlanma ile sonuçlanir. Enflasyonun önlenemez yükselisi ise iç dünyayi sarsar. Bu dönemde Türk lirasi, dolara oranla Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en yüksek develüasyonu ile karsilasir. %265 oranindaki develüasyon orani ile dolarin degeri 2.80 Türk lirasindan, 9 Türk lirasina firlar[2].
Demokrasi anlayisinin yanlis yorumlanmasi ve özgürlük düsüncesinin tek yanli olarak hayata geçirilmesi dengeleri bozar ve çalkantilara yol açar. Böylece 1960'a kadar süren gelisimlerin, degisimlerin ve sonuçlarinin devami olarak kriz dönemi yasanir.
Kriz bastirilmaya çalisildikça tepkiler olusur.
1950-1960 yillari arasindaki ekonomik, siyasal, toplumsal degisimler ve gelisimler tiyatroya da yansimistir. Aydin kesimin tepkisine kosut olarak bu dönemin tiyatro yazininda[3] toplum sorunlarina ilgi duyuldugu görülür. Sorunlar nesnel bir tutumla ele alinir ve sorunlari yaratan durumun elestirisi yapilir.
[4]
1950'li yillarda tiyatroda islenen konular, irdelenen sorunlar ve vurgulanan düsüncelerde çesitlilik görülmeye baslar. 1960'li yillarda ise tiyatro yazini yeni güçlü eserlerle zenginlesir. Toplum yasantisinda görülen kusurlar, aksakliklar elestirilir. Siyasal, ekonomik ve kültürel hayattaki çarpikliklar ele alinir. Toplumsal yasamda gözlenen rüsvet, iltimas, partizanlik, yoksulluk, sömürü, göç, ahlaki yozlasma en çok deginilen konulari olusturur.
Daha önceki dönemlerin yazarlarindan olan Resat Nuri Güntekin, Ahmet Kutsi Tecer, Cevat Fehmi Baskut bu dönemde de yazarlik çalismalarini sürdürürler. Daha önceki yillarda birkaç eseri basilmis ya da sergilenmis olan Sabahattin Kudret Aksal, Selahattin Batu bu dönemde üretkendirler. 1960'li yillarda oyun yazarliginda bir atilim yaratacak olan genç kusak yazarlarindan Turgut Özakman, Haldun Taner, Aziz Nesin,
Nazim Kursunlu, Çetin Altan, Orhan Asena, Necati Cumali, Refik Erduran gibi isimler
1950-1960 döneminde ilk ürünlerini verirler.1
1950-1960 döneminde Devlet ve Sehir Tiyatrolarinin etkinlikleri sürer. 1950'li yillar Sehir Tiyatrosu'nun duraklama ve huzursuzluk dönemidir.[5] Bu süredeki en önemli yenilik Eminönü Bölümü ve Yeni Tiyatro adini tasiyan iki yeni salonun açilmasidir.
1951'de Milli Egitim Bakani'nin tutumuna kizan Muhsin Ertugrul[6] 1954'de tekrar geri dönecegi Devlet Tiyatrolari Genel Müdürlügü görevinden istifa eder. Yerine Cevat Memduh Altar atanir. Muhsin Ertugrul'un ikinci genel müdürlügü döneminde
(1954-58) Izmir ve Adana'da Devlet Tiyatrosu kurulur. Bunu bir yil sonra açilan Bursa
Ahmet Vefik Pasa Tiyatrosu izler. 1958 yilinda Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih -
Cografya Fakültesi'nde bir Tiyatro Enstitüsü kurulur.[7]
Bu dönemde özel tiyatro topluluklarinda da ilk hareketlenmeler görülmeye baslar. Yapi Kredi Bankasi'nin girisimiyle Muhsin Ertugrul'un yönetiminde Küçük Sahne kurulur. Oda Tiyatrosu, Istanbul Tiyatrosu, Karaca Tiyatro, Besinci Tiyatro, Tevhit Bilge Toplulugu, Senses Opereti faaliyet gösteren topluluklar arasindadirlar. Bu topluluklar arasindan Karaca Tiyatro, Istanbul Tiyatrosu, Tevhit Bilge Toplulugu, Senses Opereti 1960'li yillarda da etkinliklerini sürdürürler. Bu grupta yer alan topluluklar operet toplulugu olarak baslamis, tiyatro toplulugu olarak devam etmislerdir. 1955'de Dormen Tiyatrosu kurulur. 1959'da Karaca Tiyatro'da Kent Oyunculari Toplulugu'nun çekirdegi atilir. Her iki topluluk da 1960'li yillarin sanat ortaminda köklesir.
Özetle 1950-1960 döneminde tiyatro ortami canli olmamakla birlikte gerek tiyatro yazini alaninda, gerekse tiyatro topluluklari alaninda, yeni gelismelere açik ortam olusmustur
Türkiye 1960'a huzursuz ve gergin bir havada girdi. Iktidar, muhalefete karsi "Vatan Cephesi" düsüncesini ortaya atti.[8] Iktidarin halki vatan cephesine katilmaya zorlamasi halki kutuplastirdi, bu da tepki yaratti. Ögrenci olaylari bu ortamda patlak verdi. Ögrenci direnislerine halktan kisiler ve subaylar da katildi. Hükümet siyasi faaliyetleri yasakladi, yayinlara sansür koydu.[9] Kurulan sorusturma komitesine tutuklama yetkisi verildi. Gizli tutuklama ve sorgu söylentileri varolan gerilimi arttirdi ve ordu çok sayida aydinin da destegiyle 27 Mayis 1960'da hükümet darbesini gerçeklestirdi.[10] Mümtaz Sosyal, Yön dergisinde yeralan bir yazida, 27 Mayis'i, kentlinin hürriyet endisesi ile köylünün nimet endisesinin bir noktada çatismasinin sonucu olarak tanimlamistir.[11]
Türk Silahli Kuvvetleri 27 Mayis'ta hükümete el koymasinin gerekçelerini üç ana temele dayandiriyordu[12]: 1- DP'nin demokrasiden sapmis olmasi, 2- DP'nin kendi yandaslarina degisik ve ayricalikli islem yaparak halki ikiye bölmesi, 3- DP'nin Atatürk devrimlerinden ödünler vermesidir.
Hareketin önderligi DP rejimiyle arasi açilmis bulunan bir kuvvet komutanina Cemal Gürsel'e verildi.6 Darbeyi gerçeklestiren subaylarin adleri Milli Birlik Komitesi olarak açiklandi. Komite, aydin kesimle dayanismaya girdi, "yeni anayasayi hazirlamak isini de çogu Istanbul ve Ankara Hukuk Fakülteleriyle, Siyasal Bilgiler Fakültesi ögretim üyeleri arasindan seçilmis olan kurula emanet eder. Bunun yanisira ülkenin ekonomik siyasetini yürütmek üzere gene profesörlerden ve ülkedeki büyük is çevrelerinin temsilcilerinden meydana gelen bir 'teknisyenler' hükümeti kuruldu."[13]
DP Hükümeti'nin üyeleri ve DP milletvekilleri tutuklandilar. Mahkemeler sonucunda Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüstü Zorlu idam edildi, Celal Bayar'in idam cezasi ise, yasi nedeniyle, ömür boyu hapis cezasina çevrildi, devrik dönemin devlet adamlarindan bir bölümü, hapis cezasina çarptirildi.
Ülkenin sosyo-ekonomik durumuyla ilgili açik seçik bir fikre sahip olunamamasi, hareketi baslatan kisilerin ortak özelligiydi.[14] Bununla birlikte, geçis döneminde ekonomi ve maliye alaninda önemli politika degisiklikleri yapilmistir: "...büyük insaatlar ve kent yapim projeleri durduruldu. Bankalar kapatildi, ileri gelen is adamlarinin özel hesaplari donduruldu, krediler kaldirildi, kredi artisini önlemek için kredi faizleri yüzde 12'ye çikarildiktan sonra banka çalismalarina kismen izin verildi. Piyasada istegi azaltmak için ücretlilerin ayliklarindan zorunlu tasarruf bonosu kesintisi yapildi. Fiyat kontrolleri ile gida maddelerinin fiyatlari düsürüldü... Gelir vergisine tabi olanlardan servet beyani istendi..."[15], "...gelir vergisi kanunu ile düsük gelirliler için asgari geçim indirimi saglanmis ve büyük toprak sahiplerinin vergilendirilmesi yoluna gidilmistir. Arsa ve bina vergileri arttirilmistir. Sosyalizasyon kanunu ile, en uzak köyler saglik hizmetlerinin götürülmesi arzulanmistir. Egitim seferberligi amaç edinilmistir."[16]
Milli Birlik Komitesi, ülkeyi ekonomik ve sosyal açidan etkileyecek iki isi gerçeklestirir. Bunlardan ilki, ülkenin planli bir sekilde kalkinmasini saglayacak olan Devlet Planlama Teskilati, öteki ise ülkenin sosyal ve özellikle kültürel kalkinmasinda bir okul gibi hizmet verecek ve halkevlerinin yerini alacak olan Türk Kültür Dernekleri'dir. Kurumlara Anayasal güvence taninir.
1961 Anayasasi 9 Temmuz 1961'de halkoyuna sunulmus ve kabul edilmistir.
1961 Anayasasi, "...çogunlugun baskisinin önlendigi bir demokrasi anlayisi getirdi. Ayrica toplumsal adalet ilkelerine dayali yeni bir toplumsal ve ekonomik firsat esitliginin saglandigi bir yapi amaçlanmisti. Anayasa bu amaci gerçeklestirmek için devlete dogrudan sorumluluk veriyordu."[17] 61 Anayasasi’nin olusturdugu ortam, karsit görüs ve egilimlere yasama ve yayilma hakki tanidi. Haklar ve özgürlükler kanunlarin güvencesi altina alindi. Azinlikta kalan görüsler ve egilimler varolma, örgütlenme ve gelisme olanagina kavustu.
1961 Anayasasi, 1945 tarihli Anayasa'dan çok daha kapsamliydi. Genel Esaslar, Temel
Haklar ve Ödevler, Kisinin Haklari ve Ödevleri, Sosyal ve Iktisadi Haklar ve Ödevler,
Siyasi Haklar ve Ödevler, Cumhuriyetin Temel Kurulusu, Yasama, Yürütme, Yargi,
Çesitli Hükümler, Geçici Hükümler gibi basliklar tasimaktaydi.1
1961 Anayasasi toplumda özgürlük havasi estirmistir. Aydin kesim tarafindan olusturulan Anayasa, basina, yayima ve üniversiteye genis özgürlükler getirmistir. "Basin hürdür, sansür edilemez" düsüncesi, Anayasa'nin 22. maddesini olusturur.2 Üniversitelere bilimsel ve idari özerklik kazandirilmis, siyasi partilere üye olma yasaginin üniversite üyelerine uygulanamayacagi belirtilmis, üyelerin, serbestçe arastirma ve yayin yapabilecekleri ileri sürülmüstür.3
Anayasa'nin 20. maddesi " herkes, düsünce ve kanaat hürriyetine sahiptir; düsünce ve kanaatlarini söz, yazi, resim ile veya baska yollarla tek basina veya toplu olarak açiklayabilir ve yayabilir.."4 derken, 21. maddesi ise bilim ve sanat hürriyetini güvence altina almistir: " Herkes, bilim ve sanati serbestçe ögrenme, ögretme, açiklama, yayma ve bu alanlarda her türlü arastirma hakkina sahiptir..."5
27 Mayis darbesinin toplum tarafindan benimsenmis olan “ devrim havasi” ve Anayasa'nin sagladigi “görece” özgürlük ortami küçük burjuvaya ve özellikle aydin kesime yeni bir umut kaynagi olur. Anayasal özgürlüklere paralel olarak 1960-1970 döneminde gerek tiyatro topluluklarinda gerekse oyun yazarliginda nicelik ve nitelik açisindan bir gelisim görülür.
Kültür konusunda 27 Mayis hareketinden basliyarak 1965'e kadar geçen sürede bazi çalismalar yapilir. Dönemin Güzel Sanatlar Müdürü olan Cevat Memduh Altar, Basbakanliga "Eski Eserler, Müzeler, Güzel Sanatlar, Tiyatro, Opera, Folklor ve
Filmciligin Devlet Bünyesinde Bagimsiz Bütçeli Bir Idare Olarak Teskilatlanmasiyla Ilgili Rapor" baslikli bir tasari sunar.6 Bu tasari kültürel örgütlenme düsüncesinin çekirdegini olusturur. Konu ile ilgili toplantilar yapilir. Bu görüsmeler, kültür konusunun, Milli Egitim Bakanligi'nin bünyesinden çikarilarak özel ve özerk bir örgütlenmeye kavusturulmasini saglayamaz.1
1964'de Istanbul'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde, Güzel Sanatlar Genel
Müdür Vekili Turan Erol'un baskanliginda Müzik ve Sahne Sanatlari Danisma Kurulu
( Istanbul: E Yay.,1983), Cilt II. s.490
1Derleyen: Avukat Ayhan Yalçin, Türkiye Cumhuriyeti Anayasalari, (Istanbul:, Geçit Kitabevi, 1987) s.67-193 2A.g.e., s.78.
3A.g.e., s.138-139.
4A.g.e., s.78. 5A.g.e., s.78.
6Ayrintili bilgi için bkz: Emre Kongar, Kültür Üzerine, (Istanbul: Çagdas Yay., 1982) s. 62.
toplantisi yapildi.[18][19] Bu toplantiya katilan on sanat adami bir bildiri sunarak, eger olabiliyorsa "Kültür Bakanligi", olamiyorsa "kültür müstesarligi", o da olamiyorsa yetkileri genisletilmis bir genel müdürlük kurulmasini ve böylece sanat islerinin de bir yönetim sistemine baglanarak örgütlenmesini önermislerdir. Metin And, Turgut Özakman, Ayhan Erman, Ilhan Usmanbas, Turan Erol, Faruk Güvenç, Muammer Sun, Gültekin Oransay, Fethi Kopuz ve Hikmet Simsek bu bildiriyi sunan kisilerdir. Bunun üzerine Güzel Sanatlar Danisma Kurulu olusturulmus ancak, 1965'de yapilan ilk toplantidan sonra dagilmistir.3
1965 Ekim'inde yapilan genel seçimlere kadar 4. hükümeti, bagimsiz senatör Suat Hayri Ürgüplü kurdu. "Seçimlere yalniz sekiz ay kalmis oldugundan Ürgüplü hükümeti ülkenin hiç bir sorununa etkin bir biçimde egilmedi."[20] Ancak Ürgüplü Kabinesi'nin Milli Egitim Bakani Cihat Bilgehan tarafindan kültür müstesarligi kuruldu ve basina Adnan Ötüken getirildi.5 Emre Kongar bu adimin çeliskili yanini söyle vurgulamistir:
Böylece, sanatçi, edebiyatçi ve düsünürün destek arama serüveni ile, politikacinin sanat, edebiyat ve düsün alanlarini denetim altina alarak yönetme arzusu kültür müstesarliginda bulustu. Müstesarligin demokrasi bakimindan bir uzlasma ve geçis dönemi olan Ürgüplü Hükümeti zamaninda kurulmasi rastlanti degildir. Olay bu incelemede ileri sürdügüm politikacinin sanati 'güdümleme' arzusunun kanitlarindan birini olusturmaktadir.[21]
1966'da dönemin kültür müstesari, Devlet Tiyatrolari Müdürlügü'ne gönderdigi yazida, tiyatronun repertuarinda bulunan yerli ve yabanci oyunlarin taranmasini ve sakincali bulunan sözcüklerin ayiklanmasini istemis, aksi halde oyunlarin oynatilmamasi gerektigini bildirmistir.[22]
Metin And ise, kültür örgütlenmesi ile ilgili söyle bir degerlendirme yapmistir:
Çok partili döneme geçiste kamu kesiminin ilgisi de gevsemis, yok denebilecek duruma gelmistir. Kültür islerimize yön verecek bir örgüt kurulmamistir. Kuruldugunda da basina artyetisimi kütüphane müdürlügü, müze memurlugundan öteye geçmeyen kimseler getirilmistir. Müze ya da kütüphane memurlarindan kültür islerimize yön verecek degerli kimseler çikmaz demiyoruz ancak, bilmedikleri konularda bilenlere danismak geregini duymadikça, kamuoyunda bunlarin uygulamalari olumsuz olarak degerlendirilecektir..."[23][24]
Müstesarliktan bakanliga geçis ise 1970'den sonra gerçeklesmistir.[25]
15 Ekim 1961'de genel seçimler yapilir. 26 Ekim 1961'de parlemento hayati baslar. Hiçbir parti tek basina çogunluk kazanamadigi için koalisyon olusturulur.
Böylece demokrasi sistemi yeni bir asamaya ulasmis olur.[26][27][28]
1961 ile 1965 yillari arasinda Türkiye'de dört koalisyon hükümeti kurulur. Ilk üç hükümet Inönü'nün basbakanligindadir. Koalisyona CHP ve DP'nin devami olan AP ortak olur. Bu dönemde "Türkiye'nin kurtaricisi rolünü benimsemis olan Talat Aydemir"4, ilk darbe girisiminde bulunur ancak basari gösteremez. Ekonomik alanda planli döneme bu hükümet zamaninda geçilir. Ekonomide olusan duraklamanin asilmasina çalisilir.5 Iki parti arasindaki görüs ayriliklari koalisyonu bozar.
Ikinci hükümet CHP, Yeni Türkiye Partisi, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi ve bagimsizlar tarafindan olusur. Ilk Bes Yillik Kalkinma Plani ve isçilere taninan haklar bu dönemde kabul edilir.[29] Aydemir'in ikinci darbe girisimi bastirilir, eski DP'lilerin bir kismi bagislanir. Yapilan genel seçimlerde AP'nin oyu artarken, küçük partilerin oyu azalir. Bundan ötürü CKMP hükümetten çekilmeye karar verir ve görüs ayriliklari nedeniyle de hükümet istifa eder.
Üçüncü hükümet CHP ile bagimsizlar arasinda olusturulur. " YTP hükümeti disardan destekler. Bu karar üzerine partinin sag kanadini olusturan üyeler partiden ayrildilar."7 Seçim sistemi "ulusal artik" yöntemi eklenerek degistirilir. Sosyal Sigortalar Yasasi kabul edilir. Ikinci kez darbe girisiminde bulunmus olan Aydemir ölüm cezasina çarptirilir. Demirel, AP'nin yeni lideri olarak ortaya çikar. Hükümetin 1965 yili için olusturdugu bütçe geri çevrilince Inönü ortak hükümeti görevden ayrilir. 1961'den sonra ilerici egilimler kendi görüs ayriliklari dogrultusunda gruplasirlar. Bu durum ayni zamanda bölünmenin basladigini da göstermektedir. 1961'den 1965'e kadar geçen süre içinde degerlendirilen birinci dönemde[30] CHP disinda iki gruplasma olur. " Yön dergisi çevresinde 27 Mayis düsüncesini ve ilkelerini köklestirme amacinda oldugunu iddia eden aydinlar toplulugu 1960'dan sonraki yillarin ilk ideolojik akimini meydana getirir. 1960 kusagi oyun yazarlarindan Çetin Altan, Melih Cevdet Anday, Orhan Asena, Necati Cumali, Tarik Dursun K. Yön bildirisinde imzasi olan yazarlarimizdandir. Öte yandan, 'eski sosyalistler'le birlesen bir grup sendikaci Türkiye Isçi Partisi(TIP)'ni kurar. 1965 seçimlerinde 14 milletvekili çikarir. 1960 sonrasi dönem içinde isçi sinifi ve sosyalizmden yana oldugunu söyleyen bu ilk örgüt Türkiye'deki parlementer rejimin çerçevesi içinde siyasal faaliyet gösterir. Iste bu iki hareketin çalismalari, 1961-1965 döneminin ilerici ideolojik akimlarini özetlemektedir.[31]
1965 yilindan sonra ise ilerici kanatta yasanan görüs ayriliklari belirginlesir. Bölünmeler olur, karsitliklar keskinlesir. " Milli Demokratik Devrim" (MDD) hareketi önce Yön'ün sütunlarinda dogar"[32] ve sonra ondan ayrilir. Öteyandan ilerici kanada karsit olan grup da "Islamci - Osmanlilar" ve "Turancilar" olarak ikiye ayrilmistir.[33]
1968'den sonra gençlik hareketleri basgösterir. 1960 ile 1970 yillari arasinda sanayilesmenin hiz kazanmasiyla birlikte toplumsal yasamda dalgalanmalar olmustur. Her yil yüzbinlerce köylü topraklarindan ayrilarak büyük sehirlerdeki issiz isçiler safina katilmistir. "Öte yandan tarim üretiminin geçirdigi dönüsüm ile de köylü yiginlari bizzat köylerinde proleterlestiler. Böylece 1960 ile 1970 yillari arasindaki dönem boyunca emperyalizmden destek gören yerli burjuvazinin gücüne karsi çikabilecek tabandan gelme bir muhalefet gücü olustu."[34]
1965 AP iktidariyla birlikte, Ikinci Bes Yillik Kalkinma Plani'ni hazirlama isi el degistirmistir. DP'nin baslattigi gelisme biçimi büyük burjuvazinin yanindadir. Böylece 1950 yilindan baslayarak olusan degisimler ve bu degisimlerin yarattigi sorunlar daha da belirginlesir.
Köyden ya da küçük yerlesim bölgelerinden büyük sehirlere göçte artis meydana gelir. "Sehirlerde görülen sanayilesme kirlardaki makinelesmeden çok sonra geliyordu ve bu sanayilesme göçmen is gücünü emmekte hep yetersiz kaliyordu. 1960 ile 1970 yillari arasinda sehirlesme hizi % 18 dolaylarina ulasirken sanayilesme hizi sadece % 7 idi. Aradaki fark büyük çapta sehir lumpen proleteryasini olusturuyordu."[35] Bati ülkelerine isçi göçü de 1962'de baslamistir. Yurtdisina giden isçileri önceleri vasifli isçiler olusturmus daha sonra artan bir tempoyla devam eden göçe, köylüler katilmislardir. Yurtiçi göçlerinde ise issizligin yanisira saglik, egitim, barinma gibi problemler ortaya çikmistir. "1970'in hemen öncesindeki yillarda yapilan arastirmalar, gecekondu mahallelerinin Istanbul'da toplam nüfusun % 40'ina, Ankara'da ise toplam nüfusun % 60'ina ulastigini isaret eder. Büyük sehirlerdeki konutlarin % 61'i bir veya iki odalidir ve bunlara hane basina ortalama 5 kisi düsmektedir. Bu konutlarin büyük çogunlugunda ise içme suyu yoktur."1
Iç ve dis göç, gecekondulasma, kültür farkliligi, kültürler arasi çatisma, uyumsuzluk, yabancilasma, baslibasina sorunlardir. Aydinlar iki kanalda konuyu tartisirlar. Yazarlar hem basin organlari araciligiyle konu ile ilgili yayinlar yaparlar, hem de bu sorunlari isleyen eserler üretirler. Bu konular, tiyatro yazarliginda da islenmis, yazilan eserler sahnelenerek seyirciye iletilmistir.
Hayat pahaliligi belli basli sorunlar arasindadir. 1970'lere dogru bu problemlere ögrenci hareketleri, sokak gösterileri eklenir.
Sorunlarin artmasi, aydinlarin tepkisine yolaçar. Aydinlar görüslerini basin araciligiyla açiklarlar. Görüslerin açiklanmasi iktidarin tepkisini çeker, hem muhalefete hem de aydin kanada karsi bir baski politikasinin olusturulmasina neden olur.
Aydinlar bir taraftan iktidara karsi bir politik ve kültürel tavir olustururken, bir taraftan da kendi içlerinde görüs ayriliklarina düserler. Bu dönemde gelisen toplumcu düsünce bölünmeye devam eder. Aydinlarin düsünsel tepkileri, üniversite gençliginde toplu yürüyüsler olarak, isçi kesiminde grevler olarak eyleme dönüsür. Türkiye Opera, Tiyatro ve Yardimci Isçileri Sendikasi (TOTSIS) ile Türkiye Tiyatro Isçileri Sendikasi (TISEN) kurulur. Grevler tiyatro topluluklarinin bazilarinda da görülmüstür. Öte yandan çogunlugun baskisini engelleyici önlemler Türk siyasal yasaminda alisilagelmis ögeler degildi. AP bu duruma uymakta güçlük çekiyordu...Iktidar ile 61 Anayasasi’nda yer alan kurumlar arasinda sürtüsmeler baslar.
CHP kendi içinde parçalanir, 48 milletvekili ve senatör partiden ayrilarak Güven Partisi'ni kurar. Toplumcu kanattaki gelismeler öbür kanattaki gruplarin tepkileriyle karsilasir. Sag kanattan gelen tepkiler bir süre sonra somut siddet olaylarina dönüsür. Ankara Televizyonu'nun yayina baslama tarihi olan 1968 yili, ayni zamanda ögrenci eylemlerinin de baslangiç yili olur. Radyo ve Televizyon iktidarin [36]denetimindeydi. Üniversite ögrencileri, egitim olanaklarinin yetersizligi, mezuniyet sonrasi issizlik tehlikesi ve Bati Avrupa'dakine benzer olaylarin etkisiyle, dersleri boykot etmeye, binalari isgal etmeye basladilar. 1968 yilinin sonuna dogru, bu eylemler siyasal nitelik kazandi. Amerikan emperyalizmine ve o günkü iktidara karsi gösteriler basladi. Bu gelismeler karsisinda AP hükümeti, kamuoyunu etkilemeye çalisti. Iktidara göre temel hak ve özgürlüklerin kisitlanmasi, hükümetin gücünün arttirilmasi ve bütün bu gelisimlerin anayasa degisiklikleri ile resmilestirilmesi gerekiyordu.
Hükümet yakin geçmiste kesin bir biçimde durdurulan Menderes hareketinin akibetine bakarak karsit gruplara ve ögrenci eylemlerine yönelen bastirici önlemler uygulamiyordu. Bunun yerine, 'dinci-gerici' ve 'gelenekçi liberal' gruplarin tepkileri desteklendi. Bu destek bir süre sonra, siddetin siyasal yasamda daha genis bir biçimde kullanilmasina yol açti.
1969 seçimlerinden önce seçim sistemi degistirilmis, ulusal artik sistemine göre yapilan seçimler sonucunda AP oylarin azini ama iskemlelerin çogunlugunu kazanmistir. 1969'da devam eden sokak gösterilerinin yanisira karsit gruplar arasindaki çatismalar artti. Genis halk kitleleri hükümete karsi yürüyüsler düzenlediler. Isçilerle polis arasinda çatismalar oldu. Üniversitede boykotlar yapildi. Sag-sol çatismalarinda çok sayida genç hayatini kaybetti. Bu siyasi hareketlenme özel tiyatro topluluklarinin etkinliklerine yansimistir.
Türkiye 1970 yilini, sürekli yapilan zamlar, yürüyüsler, karsit yürüyüsler, çatismalar, bombalama eylemleri, boykotlar ve devalüasyon ile geçirmistir.[37] 12 Mart 1971 muhtirasiyla birlikte Türk siyasi yasami bir müdahale ile daha karsilasir.
1960-1970 döneminin tiyatro yasamina bakacak olursak, 1961 Anayasasinin sagladigi “görece” özgürlük ortami tiyatroda yeni gelismeler olmasini saglamistir.
Nicelik açisindan görülen gelismelerden en çarpici olani özel tiyatro topluluklarinin çogalmasidir. Bu dönemin bir baska özelligi de ödeneksiz tiyatro topluluklarinda görülen sayisal artis ve nitelik çesitliligidir. Asagida yeralan tablo 1964'de Ankara ve Istanbul'da yasayan milyon kisi basina düsen tiyatro toplulugu sayisini, yabanci kentlerden bazilariyla kiyaslayarak göstermektedir.[38]
SEHIRLER MILYON KISI BASINA TIYATRO
Paris 7
Londra 5
New-York 5
Istanbul 9
Ankara 8
1960'dan önce kurulmus ve 1960'li yillarda da etkinliklerini sürdüren topluluklarin hemen hepsi önceleri operet toplulugu olarak faaliyete geçmisler daha sonraki yillarda tiyatroya yönelmislerdir. Karaca Tiyatro, Sen Ses Opereti, Istanbul Tiyatrosu ve Tevhit Bilge'nin topluluklari bunlar arasinda yer alir. Oysa 1960'li yillarin topluluklari dogrudan tiyatro toplulugu olarak kurulurlar. 1960 öncesi topluluklar, geçmis dönemin tiyatro anlayisinin izlerini tasirken 1960'li yillarin topluluklari çogunlukla bati tiyatrosunu model alirlar. Bunlar arasinda bulunan Dormen Tiyatrosu ve Kent Oyunculari'nin çekirdegini olusturan Birlesik Sanatçilar Toplulugu 60'dan önce kurulmalarina karsin 1960'li yillarin bati modelindeki özel topluluklarina öncülük ederler.
Özel tiyatro topluluklarinin sayisal çogaliminin kendi içlerinden türemis olmasi dikkati çeker. Dormen Tiyatrosu bu dönemdeki tiyatrolar içerisinde en dogurgan olanidir. 1960-1970 döneminde bu toplulugun içinden çikarak kurulan diger önemli topluluklar sunlardir: Gülriz Sururi-Engin Cezzar Toplulugu, Ayfer Feray - Nisa Serezli Toplulugu ve Çevre Tiyatrosu. Ayfer Feray - Nisa Serezli Toplulugu daha sonra Ayfer Feray Tiyatrosu ve Nisa Serezli - Tolga Askiner Tiyatrosu olarak iki yeni topluluk üretmistir. Benzer durumlar 1960'li yillarin öbür topluluklarinda da gözlenir.
Özel tiyatro topluluklarinin bir bölümü yeni türlere yönelmistir. Bunlar arasinda Devekusu Kabare Tiyatrosu önemli bir yer tutar. Bu toplulugun ardindan çok sayida yeni kabare topluluklari kurulmus, ancak hiç biri onun kadar iz birakamamistir.
Bu dönemde ilk kez ilerici toplumcu tiyatro topluluklari (I.Arena Toplulugu, AST, Dostlar Tiyatrosu, Halk Oyunculari Birligi, Yenisehir Tiyatrosu Toplulugu, v.b.), politik tiyatro topluluklari (Halk Oyunculari, Ankara Birligi Sahnesi, Devrim Için Hareket Tiyatrosu, v.b), isçi Tiyatrosu ve sendikaya bagli tiyatro toplulugu (Tiyatro TÖS) kurulur. Ülkemizde isçiye yönelen sokak tiyatrosu denemeleri bu yillarda ilk kez gerçeklestirilir. Miting ve yürüyüslerde gösteriler yapilir.
1960-1970 döneminde, oyun seçiminde, hem yeni eserlere, hem tiyatro tarihinin belli basli yapitlarina hem de telif eserlere yer veren yenilikçi sanat tiyatrolari kurulmustur. Bu grubun öncüsü Kent Oyunculari Toplulugu'dur. Gülriz Sururi - Engin Cezzar Toplulugu, Oraloglu Tiyatrosu, Gen-Ar Tiyatrosu'nda faaliyet gösteren bazi topluluklar, II. Baskent Tiyatrosu, Ankara Drama Tiyatrosu da bu yolu izleyen öbür topluluklardandir.
Sözkonusu dönemde bulvar komedisi türündeki eserleri sahneleyen çok sayida yeni topluluk kurulur. Dormen Tiyatrosu, Ayfer Feray - Nisa Serezli Tiyatrosu, Ayfer Feray Tiyatrosu, Nisa Serezli - Tolga Askiner Tiyatrosu, Birlesmis Oyuncular Meydan Sahnesi, II. Arena Tiyatrosu, Altan Karindas - Cenk Güner Toplulugu, Alpago Tiyatro, Gong Tiyatrosu, Mücap Ofluoglu Tiyatrosu, Gen-Ar Tiyatrosu'nda faaliyet gösteren bazi topluluklar bu türde oyunlara yönelmislerdir.
Popüler halk tiyatrosu özellikleri tasiyan geleneksel tiyatromuzun meddahlik geleneginden, tuluat özelliginden yararlandiklari görülür. Gönül Ülkü - Gazanfer Özcan Toplulugu, Nejat Uygur Toplulugu, Münir Özkul'un kurdugu kisa süreli topluluklar, Halk Tiyatrosu v.b. bunlar arasindadir. Oyun dagarciginda komedi türündeki yerli oyunlara yer veren Dost Oyuncular ve Ulvi Uraz Tiyatrosu da bu grupta yer alir. Kadiköy il Tiyatrosu ve Maltepe Küçük Komedi Tiyatrosu da oyun seçiminde komedi türündeki yerli ve yabanci yapitlara yer veren topluluklardan ikisidir.
1960-1970 döneminde vodvil türünü benimseyen çok sayida yeni topluluk faaliyete geçer. Vahi Öz Toplulugu, Orhan Erçin Toplulugu, Aziz Basmaci ve Kenan Büke Topluluklari, Istanbul Baskent Tiyatrosu, Muzaffer Hepgüler Tiyatrosu bu topluluklardan bazilaridir.
1988 tarihinde yayinlanan bir panel konusmasinda, Ugur Mumcu, "En yararli özel tesebbüs özel tiyatrodur."1 demis, eger özel tesebbüse inaniliyorsa bunun kültürel kolunun özel tiyatro topluluklarinin kurulmasi ve gelismesiyle bütünlenecegini vurgulamistir. Bu anlayisa göre devlet özel tesebbüse gösterdigi destegin benzerini kültür ve sanat alaninda da göstermelidir. Ancak sözkonusu dönemde, beklenen destek gerçeklesememis, özel topluluklarin içinde bulunduklari sorunlara çözüm bulunamamistir.
Özel tiyatro topluluklarinda gözlemlenen çesitlilik , siyasal ve toplumsal yasamda gözlemlenen çok sesliligin bir yansimasi gibidir. 1960-1970 dönemi Türk Tiyatrosu’nun en belirleyici yani büyük kentlerde sanat ile yasam arasinda kurulan karsilikli iliski ve es güdümlülüktür. Özel ve amatör tiyatro hareketi Türkiye’de tiyatro yasantisinin artik ödenekli topluluklarin tekelinden çiktigini gösterir. Özel ve amatör tiyatro topluluklari, bir yandan hem biçim hem de içerik anlaminda bir atilim gösteren kendi yazarlarinin eserlerini, öte yandan da batida ayni aylarda sergilenen öncü, yenilikçi, yeni tiyatro yapitlarini büyük bir hizla seyirci karsisina çikartirlar. Ödenek almayan topluluklarin, toplumun degisik kesimlerinin beklentilerini, özlemlerini, elestirilerini, gereksinimlerini karsilayan çogulcu ve çok sesli olma özelligi, ödenekli tiyatrolarin da nitelik ve nicelik açisindan üretimlerini gelistirmelerini zorunlu kiliyordu.
Bu dönemde nicelikle ilgili olan bir baska sonuç Devlet ve Sehir Tiyatrolari'nin sahnelerinin çogalmasi ile olusur. Devlet Tiyatrolari Genel Müdürlügü görevinde Cüneyt Gökçer vardir. Repertuarda çesitlilik ve nicelik anlaminda artis görülür. Yeni Sahne, Altindag Tiyatrosu ve Istanbul Kültür Sarayi Devlet Tiyatrosu'nun bu dönemde etkinliklerini yaydigi yeni tiyatro yapilaridir.
Bu dönemin basindan 1966'ya kadar Muhsin Ertugrul'un yönetiminde olan Istanbul Sehir Tiyatrosu, kurulusundan bu yana en verimli çagini yasamis, tiyatro adamlari bu süreyi "Istanbul Sehir Tiyatrosu'nun altin çagi"2 olarak belirlemislerdir. Bu dönemde Sehir Tiyatrosu hem kadro olarak yeni isimlerle güçlenmis hem de semt tiyatrolari uygulamasiyla yeni tiyatro binalari açarak etkinlik alanini genisletmis, hizmet kapasitesini arttirmistir. 1966 yilinda Milli Egitim Bakanligi'nin müdahalesi sonucunda Muhsin Ertugrul görevinden uzaklastirilir. Bu durum basin ve sanat çevrelerinde tepkilere yol açar.
Istanbul Sehir Tiyatrosu, Kadiköy Tiyatrosu, Fatih Tiyatrosu, Üsküdar Tiyatrosu, Zeytinburnu Tiyatrosu gibi yeni semt tiyatrolari açar. Rumelihisari ve Açikhava Tiyatrosu da yeni temsil mekanlari arasindadir. Eskisehir Belediye Tiyatrosu ve Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu gibi ödenekli tiyatrolar sayisal artisin bazi Anadolu kentlerini de kapsadigini gösterir.
1960-1970 döneminde Ankara ve Istanbul illerinde, özel tiyatrolarin etkinlik gösterdigi yeni tiyatro binalari da hizmete açilmistir. Bu yapilarin bir bölümü, daha önce baska bir amaçla kullaniliyorken, bu dönemde tiyatro salonuna dönüstürülmüstür. Bir bölümü ise, yeni yapilan tiyatrolardir. Ancak 1970'e dogru, tiyatrolardan bazilari ya kapanir ya da ekonomik açidan daha fazla gelir getirecek isler için kullanilir.
1960-1970 döneminde çok sayida açilan yeni tiyatro topluluklarina ve sahnelere kosut olarak seyirci sayisinda da artislar görülür.
Bu dönemin bir baska özelligi de, bazi önemli profesyonel topluluklarin 1950'li yillarda kurulmus olan amatör tiyatro topluluklarindan ve düzenlenmis olan bazi
1Nurdan Arca, "En Yararli Özel Tesebbüs Özel Tiyatrodur", Milliyet Sanat Dergisi, 1 Haziran 1988, sayi: 193.
2Özdemir Nutku, "Istanbul Sehir Tiyatrosu'nun Altin Çagi..."; Benden Sonra Tufan Olmasin, (Istanbul : Dr. Nejat F. Eczacibasi Vakfi Yay., 1989) s.478-483.
festivallerin çalismalarindan türemis olmasidir. Amatör bir topluluk olan Genç Oyuncular'in düzenledigi Erdek Senlikleri, Dostlar Tiyatrosu'nun çekirdegini olusturmustur. Yine 1950'li yillarda etkinlik gösteren Cep Tiyatrosu daha sonra kurulacak olan Dormen Tiyatrosu'nun baslangici sayilir. Devekusu Kabare Tiyatrosu'nun oyuncu - kuruculari da tiyatroya amatör bir topluluk olan Birlik Tiyatrosu'nda baslamislardir. Ordu Gençlik Tiyatrosu, Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu'nun, Eskisehir Akademi Tiyatrosu, Eskisehir Belediye Tiyatrosu'nun temelini olusturur. 60'li yillarin önemli tiyatro etkinlikleri arasinda ulusal ve uluslararasi tiyatro festivalleri yer alir. Ortadogu Teknik Üniversitesi ve Türkiye Milli Talebe Federasyonu Senlikleri dönemin önemli tiyatro etkinlikleridir. Bertolt Brecht'in bir eseri, Türkiye'de ilk kez, Istanbul'da faaliyet gösteren amatör Grup 6 Toplulugu'nun sahnesinde düzenli olarak sahnelenmistir.[39] Topluluk Carrar Ana'nin Silahlari adli oyunu sergiler. Brecht'in bir baska oyunu olan Sezuan'in Iyi Insani, daha önceki bir tarihte Istanbul Sehir Tiyatrolari'nda çalisilmis, ancak tiyatroya yapilan saldiri sonucunda repertuardan çikarilmistir. Ankara'da ilk Brecht oyunu, yine bir amatör topluluk olan Ankara Deneme Sahnesi'nde sahnelenir.[40] Önde gelen amatör topluluklar ise Ankara Deneme Sahnesi, Devrim Için Hareket Tiyatrosu, Isçinin Tiyatrosu, Tarsus Meydan Oyunculari, Istanbul Teknik Üniversitesi Tiyatrosudur.
Bu dönemdeki bir gelisme de üniversitede görülür. 1964'de, daha önce kapanan
Tiyatro Enstitüsü'nün yerine yine Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Cografya Fakültesine bagli olarak Tiyatro Kürsüsü kurulur.[41] Burasi, tiyatro alaninda uygulamanin yanisira agirlikli olarak kuramsal egitim veren ilk kurumdur.
1960-1970 yillari tiyatro yazini açisindan da dinamik bir dönemdir. Genç yazarlar kusaginin basini çektigi yerli oyun yazarlarimiz çok sayida eser üretmisler, gerek ödenekli tiyatrolar gerek özel topluluklar yerli oyun yazarlarinin eserlerini sergileyerek oyun yazarliginin gelismesine destek olmuslardir. Haldun Taner, Turgut Özakman, Sermet Çagan, Güngör Dilmen Kalyoncu, Çetin Altan, Aziz Nesin, Adalet Agaoglu, Nazim Kursunlu, Melih Cevdet Anday, Orhan Asena, Vasif Öngören, Hasmet
Zeybek, Aydin Arit, Aydin Engin, Erol Toy, Cahit Atay, Güner Sümer, Turan
Oflazoglu, Refik Erduran, Basar Sabuncu, Necati Cumali, Selçuk Kaskan, Rifat Ilgaz, Recep Bilginer, Tarik Bugra, Sabahattin Engin, tiyatromuzun 50'li yillarin sonlarinda ve 60'li yillarda kazandigi yazarlardir.
Bu dönemde nitelik açisindan görülen bir baska gelisim, oyun yazarlarinin yeni türler denemeleri ve bu açidan tiyatromuza taze bir soluk kazandirmalaridir. Sözgelimi Haldun Taner, kabare türünün öncülügünü yapar. Bu dönemde bati tarzinda yazilmis müzikli oyunlara da rastlanmaktadir. Dormen Tiyatrosu'nun sergiledigi Sokak Kizi Irma adli müzikalin ardindan özel ve ödenekli topluluklar oyun dagarciklarinda yerliyabanci müzikli oyunlara yer vermislerdir. Haldun Taner'in Kesanli Ali Destani ve Zilli Zarife, Turgut Özakman'in Bulvar, Erol Günaydin'in Uy Balon Dünya, Refik Erduran'in Direklerarasi, Sadik Sendil'in Yedi Kocali Hürmüz, Melih Vassaf'in Kerem ile Nazli adli eserleri basarili yerli müzikli oyunlardir. Üç Kurusluk Opera, Damdaki Kemanci, Öp Beni Kate, Pygmalion da basariyla sergilenen yabanci müzikaller arasinda yer alir.
60'li yillarda Ionesco, Albée, Anouilh, Beckett, Osborne, Jarry, Pinter gibi o dönemin öncü yazarlari Türk seyircisine tanitilmistir. I. Arena Tiyatrosu, AST, Dostlar Tiyatrosu, Kent Oyunculari gibi özel topluluklar bu yazarlarin eserlerine yer vermislerdir. Batinin öncü akimlari Türk yazarlarini da etkileyecek, özellikle 1970’li yillardan baslayarak bu alanda nitelikli yapitlar ortaya koyacaklardir. Aziz Nesin’in Çiçu, Sen Gara Degilsin, Bir Insan Basi Üstüne Üç Sesli Üzünç, Melih Cevdet Anday’in Ölüler Konusmak Isterler, Dikkat Köpek Var, Yarin Baska Koruda gibi eserleri bu arayislardan bazilarini olusturur.
1960-1970 döneminde geleneksel tiyatromuzun önemi yeniden gündeme gelir.
Ulusal Türk tiyatrosunun olusmasi için, geleneksel tiyatromuzun kaynaklari arastirilir. Geçmisin mirasi degerlendirilir. Geleneksel tiyatromuzun açik biçimi ve göstermeci teknigi ile epik tiyatronun yapisal benzerlikleri üzerinde durulur. Bu yolda çalismalar yapilir. Kesanli Ali Destani, Saripinar 1914, Kanli Nigar, Sersem Kocanin Kurnaz Karisi, Üç Karagöz Oyunu, Bozkirdirligi bu alanda üretilen eserlerdendir.
Bu dönemde yeni konulara ilgi duyulmus, toplumsal sorunlar sahneye getirilmis, sorunlari yaratan nedenler irdelenerek elestirilmistir[42]. Oyun yazarliginda politik ve toplumsal elestiriye yer veren eserler üretilmistir. Ayni baglamda Bertolt Brecht'in eserleri de bazi topluluklarin sahnelerinde sergilenmistir. Politik ve toplumsal elestiri içeren yerli eserlerden bazilari ise sunlardir: Ayak Bacak Fabrikasi, Asiye Nasil Kurtulur?, Saripinar 1914, Devr-i Süleyman, Alpagut Olayi.
Bu dönemin topluluk sahnelerinde çok sayida köy, gecekondu ve göç sorunlarini ele alan oyunlar sergilenmistir. Bu yönelis dönemin politik, ekonomik ve toplumsal yapisinin degismesinin paralelinde olusmustur. Kurban, Pembe Kadin, Çil Horoz, Sultan Gelin, Karalarin Memetleri, Kesanli Ali Destani, Almanya Defteri, Irgat, Yer Demir Gök Bakir, Gültepe Oyunlari, Susuz Yaz, Bozkirdirligi adli oyunlar bunlardan bazilaridir.
1960-1970 döneminin bir baska belirleyici özelligi ise, tiyatroya olan ilgideki artistir. Tiyatrodan beklentileri olan aydin çevre, tiyatroya sorumluluklar yüklemistir. Tiyatro seyircisini de içine alan genis kitlede tiyatro sanatinin sorumluluklari tartisilir. "Egitmek", "aydinlatmak", "bilinçlendirmek", "düsündürmek", "tartistirmak", "elestirmek" gibi sanata yönelik amaçlar dogrultusunda tiyatronun islevi tanimlanir. Tiyatroda "ulusallik", "evrensellik", "öz", "biçim" gibi kavramlar tartisilir, yapilan çalismalar degerlendirilir.
Gazete ve dergilerde tiyatro elestirisine daha sik yer verilmeye baslanir. Bu dönemde, özellikle devletten yardim alamayan özel tiyatro topluluklari basin tarafindan desteklenmistir. Ancak 1960'li yillarin ilk yarisindan sonra topluluklarin bazilarinda gözlenen nitelik kaybi, bu topluluklarin elestirilmesine ve basin destegini kaybetmesine yol açmistir.
Tiyatro yasantisinda görülen hareketlilik toplumda yasanan politik, ekonomik ve toplumsal hareketlilikle es güdümlüdür. Kimi zaman tiyatro yasamin sinirina tasar, kimi zaman yasam tiyatroya müdahale eder. "Sandviç Tiyatrosu", "Her Yer Tiyatrodur
Kampanyasi", düzenlenen amatör senlikler bu tür çabalar içinde yer alir. 1960'li yillarin ikinci yarisinda
tiyatrolarda sendikal hareketler görülür. TOTSIS ve TISEN olmak üzere iki tiyatro sendikasi kurulur. Sendikalar, ödenekli ve özel tiyatrolarla ilk kez anlasma masasina oturur. Kimi zaman bu oturumlar tiyatro grevleriyle ya da grev girisimleriyle sonuçlanir. Buna bagli olarak basinda ve tiyatro çevrelerinde "tiyatro sanatçisi isçi midir?" tartismasi yapilir.
Toplumda yasanan ve giderek gerginlesen politik atmosferin bir sonucu olarak, az da olsa bir kaç tiyatroda oyunu alisilagelmis mekanindan, tiyatro binasindan çikararak sokaklara, meydanlara, mitinglere ulastirma girisimleri görülür. Kimi zaman da sokaktaki politik hareketler ve egilimler, dogrudan oyunun içinde yer alir. Sloganlar atilir, bildiriler okunur, yumruklar kalkar, marslar söylenir, yürüyüsler yapilir. Politika, topluluk bünyesinde ideolojik fraksiyonlar yaratir, tartismalar ve bölünmeler yasanir. Ya da tiyatrolara veya sanatçilara karsi saldirilar yapilir. Bu olaylar politik ve toplumsal çalkantilarin tiyatro yasantisi ile nasil içiçe girdigini göstermektedir.
Dönemin sonlarina dogru yasamda görülen politik kargasanin, sokak
çatismalarinin halkin büyük bir kesimini tiyatrodan uzaklastirdigi görülür. Öte yandan devletin özel tiyatrolara hiç olmazsa vergi indirimi, bina v.b konularinda yardim edememesi, enflasyonun tirmanisina kosut olarak prodüksiyon, kira, v.b ödemelerinin artmasi, öte yandan televizyonun yayina girmesi, özellikle Istanbul kentinde görülen çarpik kentlesme sonucu ortaya çikan ve seyircinin tiyatroya gitme istegini kiran park, ulasim v.b teknik sorunlarin ortaya çikmasi, özel tiyatro topluluklarini sikintiya sokmustur. Bu da kimi topluluklarda nitelik kaybina yol açmis, "gise" endisesini ön plana çikartmistir. Böylece piyasa topluluklari türemis, bu gidis tiyatro enflasyonuna yol açmistir.
Sonuç olarak, 60-70 dönemi tiyatro topluluklarinin artisi yeni yazarlarin yetismesi, yeni konularin ele alinmasi, yeni türlerin denenmesi bakimindan verimli olmustur. Geleneksel tiyatromuzun özelliklerinden yararlanarak çagdas, ulusal Türk tiyatrosunu yaratma yolunda ciddi girisimler yapilmis, degerli eserler üretilmistir. Politik hayattaki canlilik tiyatroya yansimis, dinamik bir tiyatro yasami gerçeklesmis seyirci sayisi artmistir. Öte yandan dönemin ortalarindan baslayarak altinçagin ivmesinde bir düsüs görülür. Tiyatrolarin desteklenmesi konusunda bir çözüm üretilemez. Bölge Tiyatrolari projesinin gerçeklesmemesi tiyatro sanatinin Anadoluya yayilma olanagini zorlastirir Enflasyonun artisi, ekonomik zorluklari çogaltir. Darbogaz esigindeki topluluklardan bazilari dagilir, bazilari gise oyunlarina yönelir, çok azi ise güçlükle ayakta kalir. Öte yandan toplumda yasanan politik gerginlik ve karmasa sonucunda tiyatroya ve sanatçilara karsi saldirilar olur. Ideolojik bölünme topluluk bölünmelerine yol açar. Politik tansiyonun tirmanisi ve çatismalarin baslamasiyla, tiyatro seyircisi de giderek azalir. Toplumsal yasantidaki kriz, 12 Mart darbesiyle bastirilir. Böylece,
1960'li yillarin ilk yarisinda parlak bir gelisim gösteren Türk tiyatrosu da dönemin ikinci yarisinda yasanan sorunlardan ötürü bir dönemece girmistir.
KAYNAKÇA A.KITAPLAR
Aki, Niyazi. Çagdas Türk Tiyatrosuna Toplu Bakis (1923-1967).Ankara: Ankara ÜniversitesiYay., 1968.
And, Metin. Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu (1923-1983).Ankara: Türkiye Is Bankasi
Kültür Yay., 1983.
-------. 100 Soruda Türk Tiyatrosu. Istanbul: Gerçek Yay., 1970.
-------. Türk Tiyatro Tarihi. Istanbul: Iletisim Yay., 1992.
-------.50 Yilin Türk Tiyatrosu. Istanbul: Is Bankasi Kültür Yay., 1973.
And, Metin, Ergun Senlik ve Erkan Çanak. Kültürel Etkinlikler ve Büyük Kuruluslar. Ankara:
Türkiye Is Bankasi Kültür Yay.,1981.
Avcioglu, Dogan. Türkiye'nin Düzeni Dün-Bugün-Yarin. Tekin Yay.,Ikinci Kitap, 1987.
-------. Türkiye'nin Düzeni Dün-Bugün-Yarin. Tekin Yay., Ikinci Kitap, 1987.
Aydemir, Sevket Süreyya. Ikinci Adam (1950-1964). Cilt III, Istanbul: Remzi Kitabevi, 1988.
Baltacioglu, Ismayil Hakki. Tiyatro. Istanbul: Sebat Basimevi. 1941
Berkes, Niyazi. Türkiye'de Çagdaslasma. Ankara: Bilgi Yay., 1973.
Birand, Mehmet Ali, Can Dündar ve Bülent Çapli. Demirkirat Bir Demokrasinin Dogusu.
Istanbul: Milliyet Yay., 1991.
Cem, Ismail. 12 Mart. Istanbul: Cem Yay., 1973.
Dormen, Haldun. Sürç-ü Lisan Ettikse Anilar. Istanbul: Gelisim Yay., 1977.
Ertugrul, Muhsin. Benden Sonra Tufan Olmasin. Istanbul:Dr.Nejat F. Eczacibasi Vakfi Yay.,
1989.
Jaschke, Gotthard. Yeni Türkiye'de Islamlik. Çeviren: Hayrullah Örs. Ankara: Bilgi Yay., 1972. Karadag, Nurhan. Halkevleri Tiyatro Çalismalari (1932-1951) Ankara: T.C Kültür Bakanligi.,
1988.
Kongar, Emre. Imparatorluktan Günümüze Türkiye'nin Toplumsal Yapisi. Istanbul: Cem
Yay., 1976.
-------. Kültür Üzerine. Istanbul: Çagdas Yay., 1982.
Konur, Tahsin. Devlet-Tiyatro Iliskisinde Belli Basli Sistemler. Cilt I. Devlet Tiyatrolari Iç
Egitim Dizisi No: A-9. Ankara: 1984.
-------, Devlet-Tiyatro Ilskisinde Belli Basli Sistemler. Cilt II. Devlet Tiyatrolari Iç Egitim
Dizisi No. A-10. Ankara: 1984.
-------. Devlet Tiyatro Iliskisinde Belli Basli Sistemler. Cilt III. Devlet Tiyatrolari Iç Egitim
Dizisi No. A-11. Ankara: 1984.
--------.Devlet-Tiyatro Iliskisi Ankara: 2001. Dost
Nutku, Özdemir. Darülbedayi'nin Elli Yili. Ankara: A.Ü D.T.C.F. Yay., 1969.
-------. Yasayan Tiyatro. Istanbul: 1976.
-------. Dünya Tiyatrosu Tarihi 2. Istanbul: Remzi Kitabevi, 1985.
OBKT (Ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu). Ordu 1979 Kültür ve Sanat Yilligi. Ordu:
OBKT Yay., 1979.
Ofluoglu, Mücap. Bir Avuç Alkis. Istanbul: ÇaŸdas Yay., 1985.
Ölümünün 5. Yilinda Muhsin Ertugrul. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne ve Görüntü Sanatlari Bölümü'nce Düzenlenen Muhsin Ertugrul Semineri Bildirileri.
28-29 Nisan 1984. Izmir: E.Ü. Atatürk Kültür Merkezi.
Özdemir, Hikmet. Kalkinmada Bir Strateji Arayisi Yön Hareketi. Istanbul: Bilgi Yay., 1986.
Özön, M.Nihat ve Baha Dürder. Türk Tiyatro Ansiklopedisi. Istanbul: Remzi Kitabevi, 1967.
Ses Sanatçilar Ansiklopedisi. Istanbul: 1970.
Shaw, Standford J. and Ezel Kural Shaw. Osmanli Imparatorlugu ve Modern Türkiye. Cilt II.
Çeviren: Mehmet Harmanci. Istanbul: E Yay., 1983.
Sokullu, Sevinç. Türk Tiyatrosunda Komedyanin Evrimi. Ankara: Kültür Bakanligi Yay.,
1979.
Stefanos, Yerasimos. Azgelismislik Sürecinde Türkiye. Çeviren: Babür Kuzucu. Istanbul:
Belge Yay., 1977.
Sun, Muammer. Türkiye'nin Kültür-Müzik- Tiyatro Sorunlari. Ankara: Kültür Yay., 1969.
Sururi, Gülriz. Kildan Ince Kiliçtan Keskince. Istanbul: Milliyet Yay., 1978.
Sener, Sevda. Çagdas Türk Tiyatrosunda Ahlak, Ekonomi, Kültür Sorunlari.(1923-1970).
Ankara: A.Ü. D.T.C.F Yay., 1971.
-------. Çagdas Türk Tiyatrosunda Insan (1923-1972). Ankara: A.Ü. D.T.C.F Yay., 1972.
-------. Cumhuriyetin 75.Yilinda Türk Tiyatrosu, Istanbul: Türkiye Is Bankasi Kültür Yay.,
1999
Taner, Haldun. Devekusuna Mektuplar. Istanbul: Dost Yay., 1960.
Tanilli, Server. Uygarlik Tarihi. Istanbul: Say Kitap Pazarlama, 1981.
Tanju, Ismail. 27 Mayis 1960-12 Mart 1971 Ekonomi-Politige Bagli Teatral Düsün Hareketleri. Istanbul: Gökçem Tiyatro-Sinema Yay., 1991.
Tiyatro 1963 Tiyatro Yilligi: 1. Istanbul: Kent Yay: 7.
Yalçin, Ayhan. Türkiye Cumhuriyeti Anayasalari. Istanbul: Geçit Kitabevi, 1987.
Yüksel, Aysegül. Dostlar Tiyatrosu 20. Yil. Mas Matbaa.
-------. Haldun Taner Tiyatrosu. Istanbul: Bilgi Yay., 1986.
------- Çagdas Türk Tiyatrosundan On Yazar. Istanbul: Mitos Boyut, 1997 Zobu, Vasfi Riza. O Günden Bu Güne. Istanbul: Milliyet Yay.,1977.
-------. Uzun Hikayenin Sonu. Istanbul: Ofset Matbaacilik Sanayii ve Ticaret A.s., 1990.
B-MAKALELER
Alpöge, Atila. "Bir Çikmazin Esigindeki Yanilmalar". Oyun.
Arca,Nurdan. “En Yararli Özel Tesebbüs Özel Tiyatrodur”, Milliyet Sanat Dergisi, 1 Haziran
1988, Sayi: 193
Konur, Tahsin. "Cumhuriyet Döneminde Devlet-Tiyatro Iliskisi", Cumhuriyetin 60.
Yildönümü Armagani. Ankara: A.Ü. D.T.C.F. Yay., 1987, s. 307-359.
Soysal, Mümtaz. “Merhaba Huzur!…” Yön, Sayi:67, 27 Mart 1963
Sener, Sevda. "Cumhuriyet Dönemi Tiyatro Yazarligi", Cumhuriyetin 50. Yildönümü Anma Kitabi. Ankara: A.Ü D.T.C.F. Yay., 1974, s. 147-170.
“Amatörler”, Kim, 5 Mart 1964
“Kurulusumuzdan Buyana Oynadiklarimiz”, Ankara Deneme Sahnesi Brosürü,
“Türkiye’de Ilk Brecht: Carrar Ana’nin Silahlari”, Oyun. 1 Subat 1964
“Türkiye’de Yilin Olaylar”i, Varlik Yilligi 1972, Varlik Yay., s.401-428
- TEZ
Etkinlikleri.”
Yayinlanmamis Doktora Tezi
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tiyatro Anabilim Dali, 1993
[1] Standford J. Shaw ve Ezel Kural Shaw, Osmanli Imparatorlugu ve Modern Türkiye. Çeviren:
Mehmet Harmanci
( Istanbul: E Yay.,1983), Cilt II. s.481
Mehmet Harmanci
( Istanbul: E Yay.,1983), Cilt II. s.481
[2] Stefanos Yerasimos. Azgelismislik Sürecinde Türkiye. Çeviren: Babür Kuzucu. (Istanbul: Belge
Yay., 1977) s.225-227
Yay., 1977) s.225-227
[3] 1950-1960 ve 1960-1970 yillari arasinda Türk tiyatro yazinina iliskin ayrintili bilgi için bkz. Doç.Dr.
Sevda Sener, Çagdas Türk Tiyatrosunda Ahlak, Ekonomi, Kültür Sorunlari, (Ankara: A.Ü. Basimevi
Sevda Sener, Çagdas Türk Tiyatrosunda Ahlak, Ekonomi, Kültür Sorunlari, (Ankara: A.Ü. Basimevi
[4] ); Metin And, Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu, (Ankara: Türkiye Is Bankasi Yay., 1983) s. 385-606; Özdemir Nutku, Dünya Tiyatrosu Tarihi, (Istanbul: Remzi Kitabevi, 1985) s.298-315. 1Prof.Dr.Sevda Sener, "Cumhuriyet Dönemi Tiyatro Yazarligi", Cumhuriyetin 50. Yil Dönümünü Anma Kitabi ,(Ankara: A.Ü. Basimevi, : 1974 ) s.158.
[5] Metin And, Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu, (Ankara: Türkiye Is Bankasi Yay., 1983) s.218219.
[6] Muhsin Ertugrul, Benden Sonra Tufan Olmasin, (Istanbul: Dr.Nejat F. Eczacibasi Vakfi Yay., 1989) s. 479.
[7] Ayrintili bilgi için bkz: Tahsin Konur, "Cumhuriyet Döneminde Devlet Tiyatro Iliskisi",
Cumhuriyetin 60. Yil Dönümü Armagani, (Ankara: A.Ü. D.T.C. Fakültesi Yay., 1987) s. 353-355.
Cumhuriyetin 60. Yil Dönümü Armagani, (Ankara: A.Ü. D.T.C. Fakültesi Yay., 1987) s. 353-355.
[8] Emre Kongar, Imparatorluktan Günümüze Türkiye ‘nin Yapisi (Istanbul : Cem Yay., 1975) s.167.
[9] A.g.e., s.160-161.
[10] Stefanos Yerasimos. Azgelismislik Sürecinde Türkiye. Çeviren: Babür Kuzucu. (Istanbul: Belge Yay., 1977) s.236.
[11] Mümtaz Soysal, "Merhaba Huzur!...", Yön, sayi: 67, 27 Mart 1963.
[12] Emre Kongar, Imparatorluktan Günümüze Türkiye ‘nin Yapisi (Istanbul : Cem Yay., 1975) s. 166. 6 Stefanos Yerasimos. Azgelismislik Sürecinde Türkiye. Çeviren: Babür Kuzucu. (Istanbul: Belge Yay., 1977) s.236.
[13] A.g.e., s. 236
[14] Stefanos Yerasimos. Azgelismislik Sürecinde Türkiye. Çeviren: Babür Kuzucu. (Istanbul: Belge Yay., 1977) s.237.
[15] Standford J. Shaw ve Ezel Kural Shaw, Osmanli Imparatorlugu ve Modern Türkiye. Çeviren: Mehmet Harmanci
( Istanbul: E Yay.,1983), Cilt II. s. 489.
( Istanbul: E Yay.,1983), Cilt II. s. 489.
[16] Dogan Avcioglu, Türkiye’nin Düzeni, I.Kitap (Tekin Yay., 1987) s.772.
[17] Standford J. Shaw ve Ezel Kural Shaw, Osmanli Imparatorlugu ve Modern Türkiye. Çeviren:
Mehmet Harmanci
Mehmet Harmanci
[18] A.g.e., s. 63.
[19] A.g.e., s. 63,64. 3A.g.e., s. 65.
[20] Emre Kongar, Imparatorluktan Günümüze Türkiye ‘nin Yapisi (Istanbul : Cem Yay., 1975) s.179. 5Emre Kongar, Kültür Üzerine, (Istanbul: Çagdas Yay., 1982) s. 65.
[21] A.g.e., s. 65.
[22] Tahsin Konur, "Cumhuriyet Döneminde Devlet-Tiyatro Iliskisi"A.Ü. D.T.C. Fakültesi Dergisi, Cumhuriyetin 60.Yildönümü Armagani, (Ankara: A.Ü D.T.C.Fakültesi Yay., 1987) s.349.
[23] Metin And, Cumhuriyet Dönemi Türk Tiyatrosu, (Ankara: Türkiye Is Bankasi Yay., 1983) s.
[24] ,608.
[25] Emre Kongar, Kültür Üzerine, (Istanbul: Çagdas Yay., 1982) s. 65.
[26] Sevket Süreyya Aydemir, II.Adam, III.cilt, (Istanbul: Remzi Kitabevi, 1988) s.541
[27] Emre Kongar, Imparatorluktan Günümüze Türkiye ‘nin Yapisi (Istanbul : Cem Yay., 1975) s.177.
[28] Sevket Süreyya Aydemir, II.Adam, III.cilt, (Istanbul: Remzi Kitabevi, 1988) s.544.
[29] Emre Kongar, Imparatorluktan Günümüze Türkiye ‘nin Yapisi (Istanbul : Cem Yay., 1975)s. 177. 7A.g.e., s.177.
[30] Stefanos Yerasimos. Azgelismislik Sürecinde Türkiye. Çeviren: Babür Kuzucu. (Istanbul: Belge Yay., 1977) s.464.
[31] A.g.e., s.464
[32] A.g.e., s.481
[33] Ismail Tanju, 27 Mayis 1960 - 12 Mart 1971 Ekonomi - Politige Bagli Düsün Hareketleri, (Istanbul:
Gökçem Tiyatro Sinema Yay., 1991) s. 18.
Gökçem Tiyatro Sinema Yay., 1991) s. 18.
[34] Yerasimos Stefanos. Azgelismislik Sürecinde Türkiye. Çeviren: Babür Kuzucu. (Istanbul: Belge Yay., 1977) s.248
[35] A.g.e., s.393
[36] A.g.e., s.313.
[37] Ayrintili bilgi için bkz: "Türkiyede Yilin Olaylari", Varlik Yilligi 1972, (Aralik 1971, Varlik Yay. ) s.401-428.
[38] Atila Alpöge, "Bir Çikmazin Esigindeki Yanilmalar", Oyun, Mayis 1965, sayi: 22, s.8.
[39] "Türkiye'de Ilk Brecht Carrar Ana'nin Silahlari , Oyun, 1 Subat 1964; "Amatörler", Kim, 5 Mart 1964.
[40] Kurulusumuzdan Buyana Oynadiklarimiz", Ankara Deneme Sahnesi Brosürü.
[41] Prof.Dr.Melahat Özgü, "Muhsin Ertugrul'un Türk Tiyatrosu'na Katkisi Onun Kültür Anlayisindan
Kaynaklaniyor", Ölümünün 5.Yilinda Muhsin Ertugrul Semineri Bildirileri, 28-29 Nisan 1984,
Izmir, E.Ü Atatürk Kültür Merkezi
Kaynaklaniyor", Ölümünün 5.Yilinda Muhsin Ertugrul Semineri Bildirileri, 28-29 Nisan 1984,
Izmir, E.Ü Atatürk Kültür Merkezi
[42] Ayrintili bilgi için bkz.: Prof. Dr. Sevda Sener, « Cumhuriyet Dönemi Tiyatro Yazarlari »,
Cumhuriyetin 50.Yil
Dönümü Anma Kitabi. (Ankara : A.Ü. D .T.C. Fakültesi Yay., 1974) s.161-167
Cumhuriyetin 50.Yil
Dönümü Anma Kitabi. (Ankara : A.Ü. D .T.C. Fakültesi Yay., 1974) s.161-167
18:59
18:47
FACEBOOK YORUMLAR