İmamoğlu: "Bırakın şu kanal sevdasını. Bu çılgınlık. Bu normal bir psikoloji değil"
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kemerburgaz’daki İSTAÇ Odayeri Katık Merkezi’ndeki Fide Üretim Merkezi’nin açılışına katıldı. Program sonrası İmamoğlu, gazetecilere gündemde yer alan konuları değerlendirdi.
10 Nisan 2021 - 11:41
Mehmet ÜNLÜ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kanal İstanbul ile ilgili olarak, ‘İsteseniz de istemesiniz de biz bu projeyi yapacağız. Hatta yazın ihaleye çıkıyoruz’ sözleri ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Talihsiz açıklamalara devam ediliyor. Biz, aslında memleketimizin her kuruşunun doğru değerlendirilmesini istiyoruz. Aslında şu anda tam da böyle üreten, yerli, milli projenin ne anlama geldiğini konuşmalı. Bunu küçümsüyor bazı insanlar; ama bu, toplumun birlikteliğinin, üreterek katma değerinin vatandaşa yansımasının en kutsal anıdır topraktaki üretim. Ama İstanbul’da ne yazık ki büyük bir ihanet projesiyle alakalı ısrara devam ediliyor. Gayri milli bir projedir. Bir beton kanalıdır. Başka hiçbir şey ifade etmemektedir.
Gayri milli projenin yapılmaması için sonuna kadar mücadelede edeceğiz. Bir de bizi bir başka üzen şey; ‘Yarın kazma vuracağız, bu yaz başlayacağız. Bu yaz sonu başlayacağız, isteseniz de itemeseniz de yapacağız, inadına yapacağız’ denmesi. 2,5-3 senedir bunu duyuyoruz. Net ifade edeyim, bu beyan biçimi psikolojik olarak sorgulanmalıdır. Hiç hoş bir psikoloji değil. Bu şekilde ısrar, bu şekilde tavır, vatandaşı yok sayan, vatandaşın parasını yok sayan bir anlayışı anlamak mümkün değil. Psikolojik olarak sorgulanmalıdır. Ve bu kadar açıklamaya gerek yok. O zaman gelin, bu hafta sonu hemen kazmayı vurun başlayın yani. Şaka gibi. Milletimizin başka dertleri var. Bakın, madem paramız var, madem paramız bütçede, Merkez Bankası’nda her yerleri doldurdu, taşan bir paramız varsa o zaman 31 Mart’ta kısa çalışma ödeneği iptal edildi. Süresi bitirildi. Vatandaş, kaderiyle baş başa terk edildi. Vatandaşımız şu anda ne yapacağını bilmiyor. İşletmeler ne yapacağını bilmiyor.
Milyonlarca insanımız işsiz kalacak. Madem bu kadar paramız var, 65 milyar dolarlık bir yatırımı gözünü kesiyor. Önce gidiniz vatandaşın derdini çözün. Tavsiyem, bir an önce o kısa çalışma ödeneğini başlatın; madem paranız var, vatandaşımız bir kendini güven içinde hissetsin. Bakın, hastalıkla mücadele ediyoruz, sıkıntılarla mücadele ediyoruz. O bakımdan hani bu beton kanal sürecine dair, bu ısrarı anlamak mümkün değil. Söylediğim sözün sonuna kadar arkasındayım. ‘Efendim, vatandaşımız bizi affetsin. Eyvah ihanet ettik. Eyvah ihanet ettik, aldatıldık’ gibi cümlelerin geçmişte oldu. Bu sözlerin gelecekte de bizim için hiçbir kıymeti yoktur. İnşallah birkaç sene sonra bu ülkenin yönetimi aklı başında derli toplu liyakat esaslı bir sürece kavuşacaktır”
Belediye Başkanı İmamoğlu, Kanal İstanbul projesinin bugünlerde peşinde koşanların, gelecekte af dileme ile kurtulamayacaklarını savundu. İmamoğlu hukukun önünde hesabını verebileceklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün bu işe para vermenin peşinde koşanlar ya da ‘ihaleydi, ne yapalım biz de almaya çalıştık’ diyenler sadece basit bir şekilde süreçten sıyrılamazlar. Vatandaşın bu kadar karşı çıktığı bir meseleye hukukun önünde; ama ulusal, ama uluslararası düzeyde sektörlere ben uyarımı yapıyorum. Bu uyarımı da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak değil; vatandaş Ekrem İmamoğlu olarak yapıyorum. Vatandaş olarak buna hakkım var. Bu milletin milyarlarca dolarlık kaynağının heba edilmesini istemediğim gibi, İstanbul’un kaynağının hiç heba edilmesini istemiyorum. O bakımdan artık kimse İstanbul’a artık ihanet edemez. Etmemesi için de vatandaş bizleri seçti 2019’da. Bunu anlamayıp ısrarlı cümleler kuranların da psikolojik olarak incelenmesi gerekiyor.”
Kanal İstanbul’la ilgili planların askıya çıkmasıyla da ilgili İBB olarak bir itiraz haklarını kullanacaklarını da vurgulayan İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tabii ki itiraz ediyoruz. Kurumsal, bireysel vatandaşlarımızı itiraz etmeye davet ediyoruz. Zaten bilgilendirmeyi teknik arkadaşlarım yaptı ve ben de yapacağım. Hukukun işlemesini istiyoruz. Zaten geçmişte de itirazlarımız var. Hukukun bu konuda ‘lay lay lom’ yapmasına asla tahammülümüz yok. Bilirkişi raporlarında yapılan müdahaleleri de biliyoruz, hiç hoş değil. Neresinden tutsanız elinize geliyor. Orada tarım arazisi alıp, şimdi konut yapmayı planlayanlara sesleniyorum. Tarım arazisi diye aldıkları yerleri yine tarım arazisi olarak sattıkları takdirde İBB olarak, aynı paradan almaya hazırız. Milletin malıdır, tarım arazisidir. 135 milyon metrekarelik alandan bahsediyorum. Bir hat çizmişler, ‘buraya 1 milyonluk kent yapacağız’ diyorlar. İstanbul’un ne zaman bir çizgiyle belirlendiğini görmüşsünüz. Bu, öyle bir taşar gider ki... Tüm Trakya’yı tehdit eden bir çalışmadan bahsediyorum. O güzelim Çatalca, Silivri, Arnavutköy. Arnavutköy’ün arkalarına bakın. Orada zaten yerleşime açılmış. İnsanlar perişan, fakirlik içerisinde. Basına sesleniyorum; gidin gezin. Bırakın şu kanal sevdasını. Bu çılgınlık. Bu normal bir psikoloji değil. O bakımdan tüm toplumun bu sürece, akıl ve bilimle bakmasını tavsiye ediyorum.”
İmamoğlu, proje ile ilgili olarak çalıştay yapan tek kurumun İBB olduğunu hatırlatırken de, “Türkiye Cumhuriyeti’nde 2011’de bu saçma sapan ‘Beton Kanal’ açıklandığından bugüne kadar, tek çalıştay yapan; yüzlerce bilim insanını davet eden, binlerce vatandaşın katıldığı birçok rapor ve bir kitabın yayınlandığı çalışmalar yapan tek kurum biziz. Madem bu kadar iddialısınız, neden bizi bir yere çağırmıyorsunuz? ‘Ey İstanbul halkı, ey İstanbul halkını temsil eden belediyemiz, belediye başkanımız buyurun’, çağrın gelelim. Çağıran yok. Neden; çünkü anlatacak bir şeyleri yok. Ben karşı olanları davet ettim. Kanalın yapılmasına taraf olanları, İBB’nin çalıştayına tek tek davet edin, dedim. Hiçbiri gelmeye cesaret edemedi. Gelsin anlatsınlar. Övecekleri bir şey varsa övsünler; ama esas bütünün sorusunun cevabı ne biliyor musun? Neden? Bu sevda, bu rant neden? İstanbul’un buna ihtiyacı yok” değerlendirmesini yaptı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Kanal İstanbul ile ilgili olarak, ‘İsteseniz de istemesiniz de biz bu projeyi yapacağız. Hatta yazın ihaleye çıkıyoruz’ sözleri ile ilgili olarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi:
“Talihsiz açıklamalara devam ediliyor. Biz, aslında memleketimizin her kuruşunun doğru değerlendirilmesini istiyoruz. Aslında şu anda tam da böyle üreten, yerli, milli projenin ne anlama geldiğini konuşmalı. Bunu küçümsüyor bazı insanlar; ama bu, toplumun birlikteliğinin, üreterek katma değerinin vatandaşa yansımasının en kutsal anıdır topraktaki üretim. Ama İstanbul’da ne yazık ki büyük bir ihanet projesiyle alakalı ısrara devam ediliyor. Gayri milli bir projedir. Bir beton kanalıdır. Başka hiçbir şey ifade etmemektedir.
Gayri milli projenin yapılmaması için sonuna kadar mücadelede edeceğiz. Bir de bizi bir başka üzen şey; ‘Yarın kazma vuracağız, bu yaz başlayacağız. Bu yaz sonu başlayacağız, isteseniz de itemeseniz de yapacağız, inadına yapacağız’ denmesi. 2,5-3 senedir bunu duyuyoruz. Net ifade edeyim, bu beyan biçimi psikolojik olarak sorgulanmalıdır. Hiç hoş bir psikoloji değil. Bu şekilde ısrar, bu şekilde tavır, vatandaşı yok sayan, vatandaşın parasını yok sayan bir anlayışı anlamak mümkün değil. Psikolojik olarak sorgulanmalıdır. Ve bu kadar açıklamaya gerek yok. O zaman gelin, bu hafta sonu hemen kazmayı vurun başlayın yani. Şaka gibi. Milletimizin başka dertleri var. Bakın, madem paramız var, madem paramız bütçede, Merkez Bankası’nda her yerleri doldurdu, taşan bir paramız varsa o zaman 31 Mart’ta kısa çalışma ödeneği iptal edildi. Süresi bitirildi. Vatandaş, kaderiyle baş başa terk edildi. Vatandaşımız şu anda ne yapacağını bilmiyor. İşletmeler ne yapacağını bilmiyor.
Milyonlarca insanımız işsiz kalacak. Madem bu kadar paramız var, 65 milyar dolarlık bir yatırımı gözünü kesiyor. Önce gidiniz vatandaşın derdini çözün. Tavsiyem, bir an önce o kısa çalışma ödeneğini başlatın; madem paranız var, vatandaşımız bir kendini güven içinde hissetsin. Bakın, hastalıkla mücadele ediyoruz, sıkıntılarla mücadele ediyoruz. O bakımdan hani bu beton kanal sürecine dair, bu ısrarı anlamak mümkün değil. Söylediğim sözün sonuna kadar arkasındayım. ‘Efendim, vatandaşımız bizi affetsin. Eyvah ihanet ettik. Eyvah ihanet ettik, aldatıldık’ gibi cümlelerin geçmişte oldu. Bu sözlerin gelecekte de bizim için hiçbir kıymeti yoktur. İnşallah birkaç sene sonra bu ülkenin yönetimi aklı başında derli toplu liyakat esaslı bir sürece kavuşacaktır”
Belediye Başkanı İmamoğlu, Kanal İstanbul projesinin bugünlerde peşinde koşanların, gelecekte af dileme ile kurtulamayacaklarını savundu. İmamoğlu hukukun önünde hesabını verebileceklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bugün bu işe para vermenin peşinde koşanlar ya da ‘ihaleydi, ne yapalım biz de almaya çalıştık’ diyenler sadece basit bir şekilde süreçten sıyrılamazlar. Vatandaşın bu kadar karşı çıktığı bir meseleye hukukun önünde; ama ulusal, ama uluslararası düzeyde sektörlere ben uyarımı yapıyorum. Bu uyarımı da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olarak değil; vatandaş Ekrem İmamoğlu olarak yapıyorum. Vatandaş olarak buna hakkım var. Bu milletin milyarlarca dolarlık kaynağının heba edilmesini istemediğim gibi, İstanbul’un kaynağının hiç heba edilmesini istemiyorum. O bakımdan artık kimse İstanbul’a artık ihanet edemez. Etmemesi için de vatandaş bizleri seçti 2019’da. Bunu anlamayıp ısrarlı cümleler kuranların da psikolojik olarak incelenmesi gerekiyor.”
Kanal İstanbul’la ilgili planların askıya çıkmasıyla da ilgili İBB olarak bir itiraz haklarını kullanacaklarını da vurgulayan İmamoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Tabii ki itiraz ediyoruz. Kurumsal, bireysel vatandaşlarımızı itiraz etmeye davet ediyoruz. Zaten bilgilendirmeyi teknik arkadaşlarım yaptı ve ben de yapacağım. Hukukun işlemesini istiyoruz. Zaten geçmişte de itirazlarımız var. Hukukun bu konuda ‘lay lay lom’ yapmasına asla tahammülümüz yok. Bilirkişi raporlarında yapılan müdahaleleri de biliyoruz, hiç hoş değil. Neresinden tutsanız elinize geliyor. Orada tarım arazisi alıp, şimdi konut yapmayı planlayanlara sesleniyorum. Tarım arazisi diye aldıkları yerleri yine tarım arazisi olarak sattıkları takdirde İBB olarak, aynı paradan almaya hazırız. Milletin malıdır, tarım arazisidir. 135 milyon metrekarelik alandan bahsediyorum. Bir hat çizmişler, ‘buraya 1 milyonluk kent yapacağız’ diyorlar. İstanbul’un ne zaman bir çizgiyle belirlendiğini görmüşsünüz. Bu, öyle bir taşar gider ki... Tüm Trakya’yı tehdit eden bir çalışmadan bahsediyorum. O güzelim Çatalca, Silivri, Arnavutköy. Arnavutköy’ün arkalarına bakın. Orada zaten yerleşime açılmış. İnsanlar perişan, fakirlik içerisinde. Basına sesleniyorum; gidin gezin. Bırakın şu kanal sevdasını. Bu çılgınlık. Bu normal bir psikoloji değil. O bakımdan tüm toplumun bu sürece, akıl ve bilimle bakmasını tavsiye ediyorum.”
İmamoğlu, proje ile ilgili olarak çalıştay yapan tek kurumun İBB olduğunu hatırlatırken de, “Türkiye Cumhuriyeti’nde 2011’de bu saçma sapan ‘Beton Kanal’ açıklandığından bugüne kadar, tek çalıştay yapan; yüzlerce bilim insanını davet eden, binlerce vatandaşın katıldığı birçok rapor ve bir kitabın yayınlandığı çalışmalar yapan tek kurum biziz. Madem bu kadar iddialısınız, neden bizi bir yere çağırmıyorsunuz? ‘Ey İstanbul halkı, ey İstanbul halkını temsil eden belediyemiz, belediye başkanımız buyurun’, çağrın gelelim. Çağıran yok. Neden; çünkü anlatacak bir şeyleri yok. Ben karşı olanları davet ettim. Kanalın yapılmasına taraf olanları, İBB’nin çalıştayına tek tek davet edin, dedim. Hiçbiri gelmeye cesaret edemedi. Gelsin anlatsınlar. Övecekleri bir şey varsa övsünler; ama esas bütünün sorusunun cevabı ne biliyor musun? Neden? Bu sevda, bu rant neden? İstanbul’un buna ihtiyacı yok” değerlendirmesini yaptı.
FACEBOOK YORUMLAR