Türkiye'nin Elvis'i Olarak da Bilinen Büyükburç'u 6 Yıl Önce Kaybettik
“Türk Hafif Batı Müziği” ekolünü getirmesinin yanısıra “Pop Müziğimiz”de çok sayıda yeniliklere imza atan usta müzisyen Erol Büyükburç 12 Mart 2015 yılında aramızdan ayrıldı.
13 Mart 2021 - 23:14
Mehmet ÜNLÜ
Şair, şarkı sözü yazarı ve besteciliğinin yanısıra Felsefe’ye de çok önem veren Büyükburç, müzik yaşamının 30’ncu yılını kutladığı Mayıs 1982’de yayınladığı, “Müzikte Ekolleşmeye Doğru-Şiirler ve Besteler” isimli kitabında; kültürümüze evren dilini uygulamak ve onu evrensel kültür içindeki yerine oturtmak görevinin en çok sanatçılara düştüğünü savundu.
Erol Büyükburç; Tango, Vals, Caz(Swing-Blues), Balad, Kanto, Operet, Rock and Roll, Disco ve Pop Müziği’ne söz ve müziği kendisine ait Türkçe melodiler kazandırdı. Ayrıca, Türk Müziği için yine sözleri ve müziğinin kendisine ait olduğu denemeler de yaptı.
Fikir ve düşüncelerini paylaştığı kitabının “Müzik üzerine” başlığı ile evrensel bir dil olarak savunduğu önsözünde Müzikle ilgili olarak şu görüşlere yer verir:
“Müzik insanın ortak dilidir. Bu nedenle de evrensel bir özellik taşır. Sevgiyi ve aşkı ifade ediştir müzik. Onun olduğu yerde herşey susar ve onu dinler. Sanki ruhsal arınmaya götüren metafizik bir yol, bir yöntemdir müzik. Ezgilerin akışı, yaratıcı bilincin canlanmasıdır. O, içimizdeki en yüce duygu ve düşüncelerin dışa dökülmesi, bir biçim bulmasıdır. Müziğin dinamizminde geleceğin dünyası saklıdır.”
“Etkileyici, değiştirici ve bulaşıcı özellikleri ile müzik, evrensel bir barışın ve kültürün gelişiminde en etkili silahlardan birisidir. O insanlığa biçim veren esrarengiz bir güç, kelimesiz üslup, üslupsuz bir ifade, ifadesiz bir anlatımdır. Bu nedenle bir şarkının sözlerini anlamasak bile, onu rahatlıkla algılayıp sevebiliriz.”
Büyükburç, her ulusun kendine özgü bir müziği olduğuna da değinerek, müzikte ortaya çıkan yapıtların, “bir ulusun değil, insanlığın ortak malı” olduğunu vurgular. Büyükburç ön sözünü şöyle tamamlar:
“Müzikte ekolleşme çalışmalarına girişirken çok iddialı değilim ve en doğruyu ya da en çoğu bildiğimi de ileri sürmüyorum. Yalnızca tam otuz yıldır müzikle geeçen yaşantımın bana getirdiklerini ve tecrübelerimin bir birikimini ortaya dikmek niyetindeyim. Ülkemizdeki müzik kargaşasına yeni bir yön, yeni bir biçim verilmesi yolundaki küçük ama ilk adımı attığımı sanıyorum. Eğer gelecekte, ülkemiz müzik kültürü şimdikinden daha iyi bir yere gelecek olursa, çabamın karşılığı alınmış olacaktır. Eğer bu küçük kıpırdanmaya yol açabilirsem ne mutlu bana.”
1961 yılında, uzun süre dillerden düşmeyen bir melodi olan İngilizce bestesi Little Lucy ile Pop Müziği’mizde adını duyuran Erol Büyükburç müzik yaşamına adım attı.
***
Erol Büyükburç , 22 Mart 1936 da Adana'da dünyaya geldi. Eğitimine babası Sufi Bey'in bir Fransız şirketinde çalışmasından dolayı bulunduğu Halep'te Frere Maris'te başladı, daha sonra Adana Kemal Paşa İlkokulu'na devam etti. İstanbul'da Fatih Gelenbevi Ortaokulu'nu ve 1951 yılında başladığı Ticaret Lisesi'ni bitirdi. Ardından İstanbul Belediyesi Konservatuvarına devam ederken "Alis Rosental'dan” şan dersleri aldı.
İstanbul Üniversitesi İktisadi Ticari İlimler Akademisi Yüksek ticaretin üçüncü sınıfından ayrıldı. Daha lise yıllarında İstanbul'da kurduğu ilk grubuyla (Şevket Uğurluel, akordeon; Kanat Gür, gitar; Salim Ağırbaş, davul; Metin Ersoy ve Erol Büyükburç, solist) Florya plajında müzik yaptı.
Müzik çalışmalarına lise öğrencisi iken İsmet Sıral Orkestrası eşliğinde solisti olarak Caddebostan Gazinosu'nda sahneye çıkarak başladı.
Bu orkestrada kalmasını sağlayan şarkı Frankie Laine yorumuyla popüler olan Jezabel adlı şarkı oldu.
Yedeksubaylığını Urfa'da yaparken orduevinde müzik ve sahne çalışmalarına devam etti.
Urfa Orduevi'nde şarkı söylerken Leyla Sayar'la tanıştı. Askerlik dönüşünde Leyla Sayar'ın desteği ile İstanbul'un klüp çevrelerinde ismini duyurmaya başladı.
Kendi adına kurduğu ilk orkestrası Erol Büyükburç Vokal Grubu ile Four Lads, Platters tarzı vokal müziğinin ve doo-wop'ın Türkiye'deki öncü uygulayıcısı oldu.
Bu denemelerden elde ettiği olumlu sonuçlar üzerine yorumcu ve besteci oldu. Müzik hayatına 1961'de ‘‘Little Lucy” adlı bestesini plak yaparak başladı.
Bu şarkıyı "Kiss Me”, "Lover's Wish”, "Memories” adlı besteler takip etti.
1962 yılında Kadri Ünalan'ın Başar Tamer ve Gönül Turgut solistliğinde kendi orkestrasını kurması üzerine Erol Büyükburç'un Şerif Yüzbaşıoğlu orkestrası ile Hilton gibi lüks mekanlarda çalıştığı bir başka dönem yaşadı.
1964 yılında Erol Büyükburç‘un Şerif Yüzbaşıoğlu'ndan ayrılır ve yeni bir grup kurar, piyanoda Necdet Karar, basta Çarli, elektro gitarda Cüret Işıközlü'nün bulunduğu bir kadro ile çalıştı.
Aynı yıl Belgrad'da yapılan Balkan Melodileri Festivali'nde Milli Orkestra ile sahne aldıktan sonra orkestrası yepyeni bir şekil aldı. Orkestranın yeni biçiminde Erol Büyükburç'un yanı sıra Ayferi, Altan İrtel, Çetin Çalışır, Işık Tapan ve Yurdaer Doğulu yer aldı. Yeni orkestrasıyla Erol Büyükburç'un folk düzenlemeleri ve giderek kendi bestelerini öne çıkararak ikinci çıkışın başlangıcını yapıyordu.
2 Eylül 1964 yılında düzenlenen 1.Balkan Festivali'nde ilk kez ülkemizden bir milli orkestra oluşturuldu.
1966 yılı aynı zamanda Erol Büyükburç‘un kendi halkla ilişkiler işlevini tutarlı bir biçimde sürdürmeye çalıştığı bir dönemdi.
1992 yılına kadar futbol takımı şarkıları, illere yönelik şarkılar, çocuk şarkıları, belli vakıflara yönelik hazırlanmış marşlar, kendi hazırladığı kukla karakterleri ve kukla oyunları için hazırladığı şarkıların ağırlıklı olduğu bir üretim sürecine girdi.
1990-2007 arasındaki süreçte Erol Büyükburç, TRT için tango emisyonları yaptı, yabancı şarkılara Türkçe söz yazıp seslendirdi, turistik programlar hazırladı.
İlk albümü Sevgi Çiçekleri 1975 yılında müzik marketlerinde yer aldı.
1981 yılında ise yeni albümü Sen Varsın'ı çıkarttı. Bu albümündeki Sevemem şarkısı ile ün kazandı.
12. Mart 2015 günü vefat eden Erol Büyükburç, ertesi gün 13 Mart 2015 Cuma günü Bursa'da konser verecekti. Konser, "Türk pop müzik tarihinin en önemli ve kendine özgü figürlerinden biri olan Erol Büyükburç hayranlarıyla buluşuyor" sözleriyle duyurulmuştu.
***
Little Lucy’nin yanısıra, en popüler şarkıları şunlar:
Manolya, Tatlı Dile Güler Yüze, Dudaklarımda Şarkısın, Sway, Başka Bir Sevgiliyi Sevemem, İnleyen Nameler, Gülle Bülbül, Berduş, Gözlerin Yeter Bana, Altın Tasta Üzüm Var, Postacı, Antakyalıyım, Broken Heart, Serseri, Çilli Horozum, Dağ Çiçeği, Niksarın Fidanları, Obsesif Pişmaniye Şarkısı, Sana Muhtacım, İnleyen Nağmeler, Seninle Derdim Çok, It’s Now Or Never, Peşindeyim Koşa Koşa, Solmayan Aşk, Dağ Çiçeği, Aşk Yolunda, Sus Sus Sus, Yeni Bir Aşk Arıyorum, Çilli Horozum, Hele Dadaş, Kırık Kalp, İnleyen Nameler, Kızılcıklar Oldu Mu, Gitano,
***
Büyükburç; başarılı bir müzisyen olan kızı Ajlan’ın talihsiz bir kaza sonucu vefatına çok zor dayandı, çok üzüldü.
2001 yılında ölümüne kadar süren 25 yıllık Emel Büyükburç’la evliliğinden Evren adında virtuoz piyanist ve öğretim görevlisi olan bir kızı var.
Erol Büyükburç'un 1,5 yıl evli kaldığı Gönül Demirkol'dan da Özlem adında bir kızı var.
***
Büyükburç'un piyano eğitmeni ve akademisyen kızı Özlem Büyükburç, "Babama tam doydum derken kaybettim. Hep işiyle ilgili yoğun bir tempo içinde olurdu. Babama doyamadım keşke birimize daha çok sarılsaydık” diyerek sevgisini aktarır.
Erol Büyükburç'un son güne kadar hep enerji dolu olduğunu ifade eden Özlem Büyükburç, "Babam bana ölümsüz gibi gelirdi. Son zamanlarda sıkça görüşüyorduk. Torunlarını sevmeye gelirdi. Biz gideriz, o gitmez derdim. Ölümüne hala inanamıyorum" dedi.
Yıllar boyunca Erol Büyükburç'un hep zirvede kaldığına dikkat çeken Özlem Büyükburç, "Tek hayalim onun şarkılarından oluşan bir projeyi senfonik konser olarak hayata geçirmek. Onu da ailece hep birlikte inşallah başaracağız" dedi.
ANA KÜLTÜR VE SANAT DERGİSİ ÖZEL ÖDÜLE LAYIK GÖRMÜŞTÜ
Şair, şarkı sözü yazarı ve besteciliğinin yanısıra Felsefe’ye de çok önem veren Büyükburç, müzik yaşamının 30’ncu yılını kutladığı Mayıs 1982’de yayınladığı, “Müzikte Ekolleşmeye Doğru-Şiirler ve Besteler” isimli kitabında; kültürümüze evren dilini uygulamak ve onu evrensel kültür içindeki yerine oturtmak görevinin en çok sanatçılara düştüğünü savundu.
Erol Büyükburç; Tango, Vals, Caz(Swing-Blues), Balad, Kanto, Operet, Rock and Roll, Disco ve Pop Müziği’ne söz ve müziği kendisine ait Türkçe melodiler kazandırdı. Ayrıca, Türk Müziği için yine sözleri ve müziğinin kendisine ait olduğu denemeler de yaptı.
Fikir ve düşüncelerini paylaştığı kitabının “Müzik üzerine” başlığı ile evrensel bir dil olarak savunduğu önsözünde Müzikle ilgili olarak şu görüşlere yer verir:
“Müzik insanın ortak dilidir. Bu nedenle de evrensel bir özellik taşır. Sevgiyi ve aşkı ifade ediştir müzik. Onun olduğu yerde herşey susar ve onu dinler. Sanki ruhsal arınmaya götüren metafizik bir yol, bir yöntemdir müzik. Ezgilerin akışı, yaratıcı bilincin canlanmasıdır. O, içimizdeki en yüce duygu ve düşüncelerin dışa dökülmesi, bir biçim bulmasıdır. Müziğin dinamizminde geleceğin dünyası saklıdır.”
“Etkileyici, değiştirici ve bulaşıcı özellikleri ile müzik, evrensel bir barışın ve kültürün gelişiminde en etkili silahlardan birisidir. O insanlığa biçim veren esrarengiz bir güç, kelimesiz üslup, üslupsuz bir ifade, ifadesiz bir anlatımdır. Bu nedenle bir şarkının sözlerini anlamasak bile, onu rahatlıkla algılayıp sevebiliriz.”
Büyükburç, her ulusun kendine özgü bir müziği olduğuna da değinerek, müzikte ortaya çıkan yapıtların, “bir ulusun değil, insanlığın ortak malı” olduğunu vurgular. Büyükburç ön sözünü şöyle tamamlar:
“Müzikte ekolleşme çalışmalarına girişirken çok iddialı değilim ve en doğruyu ya da en çoğu bildiğimi de ileri sürmüyorum. Yalnızca tam otuz yıldır müzikle geeçen yaşantımın bana getirdiklerini ve tecrübelerimin bir birikimini ortaya dikmek niyetindeyim. Ülkemizdeki müzik kargaşasına yeni bir yön, yeni bir biçim verilmesi yolundaki küçük ama ilk adımı attığımı sanıyorum. Eğer gelecekte, ülkemiz müzik kültürü şimdikinden daha iyi bir yere gelecek olursa, çabamın karşılığı alınmış olacaktır. Eğer bu küçük kıpırdanmaya yol açabilirsem ne mutlu bana.”
1961 yılında, uzun süre dillerden düşmeyen bir melodi olan İngilizce bestesi Little Lucy ile Pop Müziği’mizde adını duyuran Erol Büyükburç müzik yaşamına adım attı.
***
Erol Büyükburç , 22 Mart 1936 da Adana'da dünyaya geldi. Eğitimine babası Sufi Bey'in bir Fransız şirketinde çalışmasından dolayı bulunduğu Halep'te Frere Maris'te başladı, daha sonra Adana Kemal Paşa İlkokulu'na devam etti. İstanbul'da Fatih Gelenbevi Ortaokulu'nu ve 1951 yılında başladığı Ticaret Lisesi'ni bitirdi. Ardından İstanbul Belediyesi Konservatuvarına devam ederken "Alis Rosental'dan” şan dersleri aldı.
İstanbul Üniversitesi İktisadi Ticari İlimler Akademisi Yüksek ticaretin üçüncü sınıfından ayrıldı. Daha lise yıllarında İstanbul'da kurduğu ilk grubuyla (Şevket Uğurluel, akordeon; Kanat Gür, gitar; Salim Ağırbaş, davul; Metin Ersoy ve Erol Büyükburç, solist) Florya plajında müzik yaptı.
Müzik çalışmalarına lise öğrencisi iken İsmet Sıral Orkestrası eşliğinde solisti olarak Caddebostan Gazinosu'nda sahneye çıkarak başladı.
Bu orkestrada kalmasını sağlayan şarkı Frankie Laine yorumuyla popüler olan Jezabel adlı şarkı oldu.
Yedeksubaylığını Urfa'da yaparken orduevinde müzik ve sahne çalışmalarına devam etti.
Urfa Orduevi'nde şarkı söylerken Leyla Sayar'la tanıştı. Askerlik dönüşünde Leyla Sayar'ın desteği ile İstanbul'un klüp çevrelerinde ismini duyurmaya başladı.
Kendi adına kurduğu ilk orkestrası Erol Büyükburç Vokal Grubu ile Four Lads, Platters tarzı vokal müziğinin ve doo-wop'ın Türkiye'deki öncü uygulayıcısı oldu.
Bu denemelerden elde ettiği olumlu sonuçlar üzerine yorumcu ve besteci oldu. Müzik hayatına 1961'de ‘‘Little Lucy” adlı bestesini plak yaparak başladı.
Bu şarkıyı "Kiss Me”, "Lover's Wish”, "Memories” adlı besteler takip etti.
1962 yılında Kadri Ünalan'ın Başar Tamer ve Gönül Turgut solistliğinde kendi orkestrasını kurması üzerine Erol Büyükburç'un Şerif Yüzbaşıoğlu orkestrası ile Hilton gibi lüks mekanlarda çalıştığı bir başka dönem yaşadı.
1964 yılında Erol Büyükburç‘un Şerif Yüzbaşıoğlu'ndan ayrılır ve yeni bir grup kurar, piyanoda Necdet Karar, basta Çarli, elektro gitarda Cüret Işıközlü'nün bulunduğu bir kadro ile çalıştı.
Aynı yıl Belgrad'da yapılan Balkan Melodileri Festivali'nde Milli Orkestra ile sahne aldıktan sonra orkestrası yepyeni bir şekil aldı. Orkestranın yeni biçiminde Erol Büyükburç'un yanı sıra Ayferi, Altan İrtel, Çetin Çalışır, Işık Tapan ve Yurdaer Doğulu yer aldı. Yeni orkestrasıyla Erol Büyükburç'un folk düzenlemeleri ve giderek kendi bestelerini öne çıkararak ikinci çıkışın başlangıcını yapıyordu.
2 Eylül 1964 yılında düzenlenen 1.Balkan Festivali'nde ilk kez ülkemizden bir milli orkestra oluşturuldu.
1966 yılı aynı zamanda Erol Büyükburç‘un kendi halkla ilişkiler işlevini tutarlı bir biçimde sürdürmeye çalıştığı bir dönemdi.
1992 yılına kadar futbol takımı şarkıları, illere yönelik şarkılar, çocuk şarkıları, belli vakıflara yönelik hazırlanmış marşlar, kendi hazırladığı kukla karakterleri ve kukla oyunları için hazırladığı şarkıların ağırlıklı olduğu bir üretim sürecine girdi.
1990-2007 arasındaki süreçte Erol Büyükburç, TRT için tango emisyonları yaptı, yabancı şarkılara Türkçe söz yazıp seslendirdi, turistik programlar hazırladı.
İlk albümü Sevgi Çiçekleri 1975 yılında müzik marketlerinde yer aldı.
1981 yılında ise yeni albümü Sen Varsın'ı çıkarttı. Bu albümündeki Sevemem şarkısı ile ün kazandı.
Yaratıcı, yenilikçi ve çok yönlü olan Erol Büyükburç, Türk pop müziğine getirdiği yeniliklerle anılıyor. Uzun yıllar Efsaneler Orkestrası ile çalıştı.
33 film, 20 fotoroman, 6 taş plak, 5 long play, 75 tane 45'lik, 9 kaset, 200'e yakın ödül, 1800 beste, yapıp sayısız gazino çalışması ve bir o kadar da turneye katıldı. Erol Büyükburç, 30'un üzerinde filmde de kamera karşısına geçti.12. Mart 2015 günü vefat eden Erol Büyükburç, ertesi gün 13 Mart 2015 Cuma günü Bursa'da konser verecekti. Konser, "Türk pop müzik tarihinin en önemli ve kendine özgü figürlerinden biri olan Erol Büyükburç hayranlarıyla buluşuyor" sözleriyle duyurulmuştu.
***
Little Lucy’nin yanısıra, en popüler şarkıları şunlar:
Manolya, Tatlı Dile Güler Yüze, Dudaklarımda Şarkısın, Sway, Başka Bir Sevgiliyi Sevemem, İnleyen Nameler, Gülle Bülbül, Berduş, Gözlerin Yeter Bana, Altın Tasta Üzüm Var, Postacı, Antakyalıyım, Broken Heart, Serseri, Çilli Horozum, Dağ Çiçeği, Niksarın Fidanları, Obsesif Pişmaniye Şarkısı, Sana Muhtacım, İnleyen Nağmeler, Seninle Derdim Çok, It’s Now Or Never, Peşindeyim Koşa Koşa, Solmayan Aşk, Dağ Çiçeği, Aşk Yolunda, Sus Sus Sus, Yeni Bir Aşk Arıyorum, Çilli Horozum, Hele Dadaş, Kırık Kalp, İnleyen Nameler, Kızılcıklar Oldu Mu, Gitano,
***
Büyükburç; başarılı bir müzisyen olan kızı Ajlan’ın talihsiz bir kaza sonucu vefatına çok zor dayandı, çok üzüldü.
2001 yılında ölümüne kadar süren 25 yıllık Emel Büyükburç’la evliliğinden Evren adında virtuoz piyanist ve öğretim görevlisi olan bir kızı var.
Erol Büyükburç'un 1,5 yıl evli kaldığı Gönül Demirkol'dan da Özlem adında bir kızı var.
***
Büyükburç'un piyano eğitmeni ve akademisyen kızı Özlem Büyükburç, "Babama tam doydum derken kaybettim. Hep işiyle ilgili yoğun bir tempo içinde olurdu. Babama doyamadım keşke birimize daha çok sarılsaydık” diyerek sevgisini aktarır.
Erol Büyükburç'un son güne kadar hep enerji dolu olduğunu ifade eden Özlem Büyükburç, "Babam bana ölümsüz gibi gelirdi. Son zamanlarda sıkça görüşüyorduk. Torunlarını sevmeye gelirdi. Biz gideriz, o gitmez derdim. Ölümüne hala inanamıyorum" dedi.
Yıllar boyunca Erol Büyükburç'un hep zirvede kaldığına dikkat çeken Özlem Büyükburç, "Tek hayalim onun şarkılarından oluşan bir projeyi senfonik konser olarak hayata geçirmek. Onu da ailece hep birlikte inşallah başaracağız" dedi.
ANA KÜLTÜR VE SANAT DERGİSİ ÖZEL ÖDÜLE LAYIK GÖRMÜŞTÜ
FACEBOOK YORUMLAR