TÜMÖD : Fikhi hukuk normları, Anayasamızın özüne ve ruhuna aykırıdır.

Tüm Öğretim Elemanları Derneği'inden yapılan basın açıklamasında şu görüşlere yer verildi;

14 Aralık 2019 tarih, 30978 sayılı Resmi Gazetede; “Kamu Gözetim, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu Kurul Kararı ile Faizsiz Finans Kuruluşlarının bağımsız denetimini yürüten Denetçiler için Etik Kurallar” yayımlanmıştır.

İslami Finans Kuruluşları tarafından1990 yılında Cezayir’de imzalanan bir anlaşma ile kurulan, Faizsiz Finans Kuruluşları Muhasebe ve Denetleme Kurulunun belirlediği etik kuralların Türk Mevzuatına kazandırılmasının amaçlandığı, kararda belirtilmektedir.

Ülkemizde kuruluşları 1983 yılında başlayan, 1999 yılında mali sisteme dahil edilen, 2005 de yasal düzenleme ile “katılım bankası” adını alan İslami Finans Kurumları ile ilgili bir düzenlemenin, 2019 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programına, “uluslararası standartların mevzuatımıza kazandırılması” adı altında sokularak, yıllar sonra harekete geçilmesi dikkat çekicidir.

Bu karar ile;

1.Denetçiler için belirlenen etik değerler, dine, şeriata, İslam Hukukuna, ayet ve hadislere dayandırılmıştır.

2. Kurum içinde yer alan Danışma Komitesi tarafından yayımlanan FETVA, karar ve yönergelerin denetçinin fıkhi ilke ve kurallara uygunluğunu değerlendirmekte dayanak teşkil edeceği belirtilmiştir.

3.”Fıkhi ilke ve kurallara aykırı olmama” ön koşulu, etik ilkelerin belirlenmesinde esas alınmıştır.

          Bu düzenlemeler ile Anayasa’nın  “LAİKLİK” ilkesi  açıkça ihlal edilmiştir.

 Türk Hukuk Sisteminin şeri ve fikhi hukuk normları ihdas edilerek hançerlenmesi anlamına gelen bu karar, Anayasamızın özüne ve ruhuna aykırıdır.

Bilindiği gibi, yasa, yönetmelik, yönerge ve kamu kurumları ile ilgili tüm karar ve uygulamaların Anayasamızın değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez ilkeleri arasında yer alan “laiklik” ilkesine uygunluk gösterme zorunluluğu vardır.

Faizsiz Finans Kurumları, İslam Bankacılığı, Katılım Bankacılığı gibi gerekçeler üretilerek, Türk Hukuk Sisteminin özüne ters düşen uygulamalarla, Şeri Hukuku meşrulaştırma ve Hukuk Sistemimizin bir parçası haline getirme girişimlerine asla sessiz kalınmamalıdır.

Atatürk’ün bizlere bıraktığı en büyük emanetlerden biri olan Laik Türkiye ve Çağdaş Hukuk sistemine sahip çıkmak öncelikli görevimiz olacaktır.

Türk Üniversiteleri dün olduğu gibi, bugün de Atatürk Cumhuriyetinin ve Çağdaş Türkiye’nin bekçileri olmaya devam etmektedir.

Kamuoyuna saygıyla duyururuz…                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                             Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD)

                                                                                 İstanbul Şubesi