İSKOÇYA KRALİÇESİ MARY
Tarih ve tarihsel kimliklere önem veriyorsanız, öncelikle tercih nedenlerinizden bir olmaya, baştan aday bir film.
Puan: 5,8
Başlangıç olarak gerek kostüm, gerek makyaj olarak çok iyi iş çıkarılmış. Şimdiye kadar birçok film izledik ancak bu filmde ki kadar az kan ve şiddeti nadir olarak izliyoruz.
Aklımıza BraveHeart geliyor ve dahası.
Ancak film zaten başlar başlamaz, kollarından çekip çıkarılarak değiştirilen bir kıyafet ile sanki doğada ki kozasından çıkan kelebekler misali, kıpkırmızı bir elbiseye bürünen ve idama hazırlanan bir kadın karakter ile açılıyor. Film boyunca ilerleyen sahneler, işte bu akış üzerinden resmedilmekte. Kırmızının canlı, kanlı ve ateşli yanında, karamsarlıktan uzak bir ölümü de betimlemekte. Ölüme bile kafa tutmak belki de. Çünkü doğasını yaşamak.
Karşımızda ki Kraliçe Mary’de (Saoirse Ronan )aslında, kendi doğasını gerçekleştirenlerden. Öyle olmasa, filmin sonunda kendi toprakları İskoçya’dan kaçmak zorunda kalarak, kuzeni ve iktidar rakibi İngiltere Kraliçesi, 1.Elizabeth’in (Margot Robbie) kendisine söylediği gibi :” Aslında kendi doğandan ötürü ölüyorsun.”
Film, dediğimiz gibi idam sahnesi ile açılır, başlar. Ve “zamanı geldi” deniliyor. Yönetmen izleyiciyi 15.yy ortalarına doğru, İngiltere ve İskoçya’sına sürüklüyor.
İskoçya Kraliçesi Mary Stuart, filminde 15 yaşında evlenip, 16 yaşında Kraliçe olup, 18’İnde dul kalan baş karakter. Tarihe baktığımızda iktidar uğruna ama severek evlendiği ancak burada da şanssızlığı devam eden Kraliçe Mary, tek varisi oğluna verdiği babasının adı James’i bile büyütemez ama geleceği ona bırakır. Annesinin bedel ödediği James’de, İskoçya ve İngiltere adına, ortak iktidar olarak tahta geçen tek kral olacaktır. Aslında 1542 yılında babası İskoçya Kralı V.James’in ölümünden sonra henüz 9 aylıkken kraliçe unvanına zaten sahip olmuştur. Onun için film boyunca soyluluğun dışarıdan değil kendi kanından olduğunu ifade eder ve “ Benim başka biri ile evlenmem beni soylu yapmaz. Ben zaten soyluyum” der.
Film, iki güçlü kadının iktidar ve entrikalar dünyasında aslında nasıl da erkekleştirildiklerine de ışık tutmakta. İlelebet hiç çocuk yapmayıp, evlenmeyen Protestan inancına sahip I.Elizabeth ile kuzeni Katolik inancına sahip Mary’nin de; işin içine din faktörü de girince olayların seyrinin nasıl değiştiğinin. Ve taht mücadelesi uğruna en yakınlarının bile nasıl değiştiğine güzel geçişler sunmakta.
Mary karakterini canladıran Saoirse Ronan oldukça başarılı, bunun yanında I Tonya ve Terminal filmlerinden tanıdığımız, ve I Tonya ile hakkının yenildiğini düşündüğüm, Margot Robbie I.Elizabeth rolü ile çok başarılı.
Kraliçe Mary; kendine güveni tam, barışçıl bir karakter. Kısacık yaşamında da huzurlu bir gelecek düşünüyor ama bunu görmek maalesef mümkün olmuyor. İskoçya’nın büyülü doğasında bambaşka bir atmosfer yaratıyor film.
1 Şubat vizyon tarihi ile İSKOÇYA KRALİÇESİ MARY güçlü kadın figürünün temsili niteliğinde.
Yönetmen koltuğunda, Josie Rourke oturuyor.
18 yaşında dul kalan Mary, yeniden evlenmesi için yapılan baskıya karşı gelir. Onun yerine ülkesi İskoçya’ya dönerek hakkı olan tahtı geri ister. Ama İskoçya ve İngiltere, zorlu 1. Elizabeth’in yönetimi altındadır. Her iki genç kraliçe de “kız kardeşi”ni korkuyla ve merakla gözlemler. İktidarda ve aşkta rakip olan ve erkeklerin dünyasında ise kadın hükümdar olan ikilinin bağımsızlığa karşı evlilik oyununu nasıl oynayacaklarına karar vermeleri gerekmektedir. Sembolik bir hükümdardan daha fazlası olmaya kararlı olan Mary, İngiltere tahtında hak iddia ederek Elizabeth’in hükümdarlığını tehdit eder. Her iki sarayın içindeki ihanetler, isyanlar ve komplolar iki tahtı da tehlikeye sokar ve tarihin akışını değiştirir.
Oyuncular: Saoirse Ronan, Margot Robbie, Jack Lowden, Joe Alwyn, Gemma
Chan, Martin Compston, Ismael Cordova, Brendan Coyle, Ian Hart,
Adrian Lester, James McArdle, David Tennant ve Guy Pearce
HABER: EMEL SEÇEN
FACEBOOK YORUMLAR