K E F E R N A H U M
Nereden bakarsanız bakın; tüm dünya meselelerine daha doğrusu geri kalmış, geri bırakılmış ülke gidişatına ayna tutan. Emperyalist sarmalın son zamanlarda ki en güzel, en dramatik, en kurgusal ve en hayattan yanı ile Kefernahum, seyirci ile buluşuyor.
Lübnanlı Zain, (Zain Al Rafeea)öz anne-babasını, kendisini dünyaya getirdikleri için mahkemeye veren bir çocuk karakteri olarak film başlıyor.
Mahkeme sahnesi ile devam eden ve yavaş yavaş aralanan perde ile cinayet işleyen çocuk ama ailesinin bile kendisini nüfusa yazdıramadığı için yaşını bile tam olarak bilemeyen aynı çocuk olarak giderek mertebesi artan hikayesi ile hakim karşısında ki açıklamaları seyirciye sunuluyor. Yönetmen aslında; suçladıklarımızın gerçekte sonuca varmadan nerelerden geçip, neleri yaşadıklarına da tanıklık edip, karar vermemizi istiyor.
Böylesine içten, böylesine samimi ve hayattan kareler de gerçek oyuncu olan Zain karakterini oynayan Suriyeli Zain’in olmasında payı var mıdır? Elbette vardır. Yeteneğin bir tık ötesinde; evrensel mesele olan çocuk istismarı, ahlaksızlık, hayat ve can simsarlığı, zararlı madde bağımlılığını tetikleyen, kötü ebeveynler, çocuk gelinler silsilesini öyle güzel aktarır ki… “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” diye büyüyen bir Müslüman inancının, bu kadar paylaşımdan uzak. Bu kadar gitgide kaosa sürüklenmesinin nedeni sadece Allah mıdır? Allah, bu kadar kötü müdür ki insanlığın kötülüğüne çalışsın henüz bir yaşına gelmemiş, Etiyopyalı mülteci Rahil’in bebeği Yonas’ı alsın, Lübnan’a sürsün. Sonra da annesinden uzağa başka bir aileye verilsin. Ya da henüz 11 yaşında bir kız çocuğu; üç beş tavuk karşılığında bir adama satılsın?
Hangisi size yabancı geldi? Ülkemiz sınırları içerisinde dâhil gözlemlenen, ellerinde oyuncak silah tabanca ile sokaklarda koşan çocuklarımız, neye kucak açıyorlardır sizce? Kefernahum’da perde aralanır aralanmaz, böyle seyircinin karşısına çıkıyor. Büyüklere özenen ya da bir an önce büyümek isteyen, hayatı fazlası ile yüklenmiş olan çocuklar acaba yarının nesi olabilecekler?
Ya da filmin sonunda Zain’in dediği gibi; “ büyüyünce iyi ve faydalı bir insan olacağımı düşünüyordum ama sanırım Allah bunu istemiyor.” Bunu söyleyebilen bir çocuğun annesinin hapishaneye kendisini ziyarete geldiği sırada, 11 yaşında hamile kalarak ve nüfusa kayıtlı olmadığı için içeriye alınamayan ve hastane kapısında ölen kardeşi için arkasından söylemiş olduğu: “ Üzülme Allah birini alır, başkasını verir. Bak, hamileyim. İnşallah kız olur. İsmini Sara koyarız.” Demesi ile ilişikli midir?
Hangi inanç bizi, bizim özgün insanlığımızdan uzaklaştırabilir ki? Ne yaşarsak yaşayalım suçluyu önce kendinde aramadan etrafı suçlayarak var olma çabası ilkellikten öteye gitmeyen bir savunma hali. İş bulup çalışmayan bir baba, evladı için sözde timsah gözyaşı dökerken ama aynı zamanda 7 çocuğunu bir yatakta yatırırken ve hala sevişmeye de devam edebiliyorsa, işte burada Zain’in annesine söyledikleri geliyor: “ Söylediklerin kalbimi acıtıyor. İçimi kırıyor. Sen çok insafsın bir annesin.”
Kim suçlu değil ki? O yüzden Zain hâkime, ebeveynlerin yeterli çocuk sorumluluğunu alamadıkları için artık çocuk yapmamalarını ve bu yüzden öz anne-babasının yargılanmasını istiyor.
Ve tam olarak kestirilemeyen, tahmini olarak 12 yaşında olduğu söylenen bir çocuğun dünyasında son sözler:
“Bu hayatımda, gördüğüm en güzel söz hakaretten başka bir şey değil ve küfür.”
İnsan sevmeye ve sevilmeye muhtaç.
Bu yüzden sevgi dolu ve sevgiye ihtiyaç bir çocuğun gözünden, bu muhteşem filmi kaçırmayın.
Bir şeyleri fark edebilmek için başkalarının dayatmaları ile sözde Barış Elçileri, İyi Niyet Temsilcileri gibi –mış gibicileri de iyi bir şekilde final de gösteren ve de en başından beri en zorunu başaran; ağırlıklı olarak mağdur çocukların dünyasından, onların gerçekliğini başarı ile yansıtan yönetmen, Nadin Labaki’ye, ayrıca tebrikler… Gerçekten zorunda zorunu başarmış.
Kefernahum filminde, Zain isminde Lübnan’lı bir çocuğun haksızlığa boyun eğmeyen yaşam savaşı hikâye edilirken, bu film ile belki de unuttuklarınız ya da kızıp da umursamadıklarınıza farklı bir bakış açısı kazandıracaktır.
Orijinal ismi ”Capharnaüm” olan filmin yönetmen koltuğuna senaryosuna da imza atan Nadine Labaki otururken oyuncu kadrosu Zain Al Rafeea, Yordanos Shiferaw, Boluwatife Treasure Bankole, Kawsar Al Haddad, Fadi Yousef, Nadine Labakiisimlerinden oluşturulmuş.
HABER: EMEL SEÇEN
FACEBOOK YORUMLAR