KÜÇÜKERDEN: “ ERDOĞAN ÜSKÜDAR' I KAZANABİLMEK İÇİN HER ŞEYİNİ ORTAYA KOYACAKTIR”

CHP Üsküdar Belediye Başkan aday adaylarından Nezih Küçükerden ile özel… CHP Üsküdar Belediye Başkan aday adaylarından Nezih Küçükerden’i, Bağlarbaşı’nda bulunan ofisinde ziyaret ettim. Bir dönem Üsküdar Belediyesi’nde Teknik Başkan Yardımcısı olarak görev yapmış olan - deyim yerinde ise- “eski belediyeci” ve inşaat mühendisi Küçükerden ile gizlisi saklısı olmayan, her şeyin açıkça ortaya döküldüğü net bir röportaj gerçekleştirdim! Küçükerden’in özellikle deprem gerçeği ve mülkiyet sorunları bazında anlattıkları, sadece Üsküdarlıları değil, tüm vatandaşların ilgisini çekecektir diye düşünüyorum.

KÜÇÜKERDEN: “ ERDOĞAN ÜSKÜDAR' I KAZANABİLMEK İÇİN HER ŞEYİNİ ORTAYA KOYACAKTIR”
13 Eylül 2013 - 23:13

CHP Üsküdar Belediye Başkan aday adaylarından Nezih Küçükerden’i, Bağlarbaşı’nda bulunan ofisinde ziyaret ettim. Bir dönem Üsküdar Belediyesi’nde Teknik Başkan Yardımcısı olarak görev yapmış olan - deyim yerinde ise- “eski belediyeci” ve inşaat mühendisi Küçükerden ile gizlisi saklısı olmayan, her şeyin açıkça ortaya döküldüğü net bir röportaj gerçekleştirdim! Küçükerden’in özellikle deprem gerçeği ve mülkiyet sorunları bazında anlattıkları, sadece Üsküdarlıları değil, tüm vatandaşların ilgisini çekecektir diye düşünüyorum.

Gerçekleşen sohbetimizde, Üsküdar Belediye Başkan aday adayı Nezih Küçükerden, büyüdüğü bu ilçe ile ilgili projelerini siz değerli okuyucularımız ile paylaşmaktan kaçınmadı. Bu projelerden kentsel dönüşüm projesi, Küçükerden’e göre, İstanbul’u yerinden oynatacak ve tüm problemlerin çözümünü teşkil edecek.

Başlık seçerken, zorlandım!

Açıkça ifade etmeliyim ki, kendisiyle gerçekleştirdiğim sohbeti yazıya dökerken, başlığımı sürekli değiştirmek zorunda kaldım; tercih yapmakta doğrusu zorlandım! Zira,  Küçükerden’in her bir cümlesi oldukça iddialı!

Yaklaşık 392 bin seçmenin yaşadığı İstanbul’un tarihi ve stratejik konumlu ilçesi Üsküdar’ın Belediye Başkan aday adaylarından Küçükerden’in, düzgün Türkçe’si ve dolandırmadan verdiği cesur ve net cevapları eşliğinde kendisiyle 2 buçuk saate yakın sohbet ettim.

Bu sohbetten aldığım keyfi, siz değerli okuyucularımıza da hissettirebilmek umuduyla…

Tayyip Erdoğan, burayı kazanabilmek için her şeyini koyacaktır!

Üsküdar Türkiye’nin aynasıdır, çünkü ciddi bir mozaiktir. Üsküdar’da kim iktidar olur ise, İstanbul’u ve Türkiye’yi alır. Çok tehlikeli bir yer Üsküdar. Tayyip Erdoğan, kazanabilmek için buraya her şeyini koyacaktır; geçmişte de böyle yaptı. Üsküdar’ı kendi evi gibi düşünüyor. Seçim öncesinde burada 2 kere miting düzenledi! Üsküdar’ın karışımı, Türkiye’yi temsil eder; burada ciddi bir mozaik mevcut. Dolayısıyla, Üsküdar’da yerel seçimlerde çıkacak görüntü, bize İstanbul’u gösterecektir.

Genel’in yolu, yerelden geçiyor!

Biz, CHP olarak AKP’nin elinden sadece belediyeleri almak için çalışmıyoruz. Ben CHP’liyim ve benim hedefim, CHP’nin genelde iktidar olmasıdır. Bunun yolunun da yerel yönetimlerden geçtiğine inanıyorum. Üsküdar alınmış ise, anakent alınmıştır; buna inanabilirsiniz! Ben 2014 yerel seçimlerinde örneğin Beykoz’u ve Eyüp’ü ( CHP’nin kazanması anlamında) şanslı görüyorum; mevcut belediyelerimizi de idame ettireceğimizi biliyorum. Mevcut belediyelerimiz iktidarlarını sürdürecektir; bunlara eklenecek 2- 3 belediye de İstanbul’un kaderini değiştirecektir.

‘ Mustafa Kara ne yapmıştır, ne yapmamıştır’ değil! BEN NE YAPACAĞIM?

Kişilerin başarısızlıkları üzerine siyaset oturtmam; ‘ Üsküdar Belediyesi ne yapmıştır, ne yapmamıştır, Mustafa Kara ne yapmıştır, ne yapmamıştır’ gibi. Bu düzeyimi hiçbir zaman da bozmayacağım. Benim amacım kendimi ve ne yapacağımı anlatmak. Ben sosyal belediyecilik anlayışını Üsküdar’a yerleştirmek istiyorum. Benim amacım bu. Yani, Üsküdar’ı Üsküdarlı ile, Üsküdar’ın kendisi ile idare etmek. Ben buranın belediye başkanı olur isem, halk ile beraberim. Yerel yönetimlerin işi bu; sonuç almak, sorunları çözmek.

Üsküdar’ın binaları depreme dayanıklı değil

Üsküdar’ın merkezi eskidir; tabii ben Çamlıca’nın eteklerine doğru yayılmakta olan yerleşimden değil, Üsküdar’ın eski mahallelerinden söz ediyorum; yani, İcadiye’si, Salacak’ı, Selimiye’si, Beylerbeyi ile Üsküdar’dan. Buralarda 1940’lardan, 1970’lere kadar olabileceği kadar yapı yapıldı ve artık daha gelişme gösterecek boyutta değil. Üsküdar’da oturan kitlemizin birçoğu ise emekli. Bu emekli vatandaşlarımızın çocukları başka ilçelerde, daha iyi konutlarda oturuyorlar. Üsküdar’da oturan ailelerimizin çoğu sadece tek bir emekli maaşı ile geçiniyor. Üsküdar’ımız imar konusunda maalesef kilitli olduğu için, büyüyebilecek (bir durumu yok). Şu aşamada bu eski binalara herhangi bir şey yapmanız mümkün değil. Bu binalar depreme dayanıklı değil.  Bu şartlar ile vatandaşı deprem belasından kurtarmak da mümkün değil.

Afet Yasası, kötü adamın elinde mülkiyet hakkını elinden alan bir yasadır

Benim kentsel dönüşüme bakış açım şu: Bugün çıkartılan bir Afet Yasası var. Bu Yasa iyi adamın elinde dünyanın en iyi yasası, kötü adamın elinde ise mülkiyet hakkını elinden alan bir yasa. Böyle bir rezalet ile karşı karşıyayız. Siz eğer Afet Yasası’nda iyi adam iseniz, buraya ada ya da mahalle bazında yapacağınız imar planları ile bu şehri yıkarsınız, yenisini yaparsınız, vatandaştan da bir kuruş para almazsınız. Benim kentsel dönüşüm görüşüm budur.

Hiçbir mühendis bu binalara ‘yıkılmaz’ raporu vermez

Tabii bir de ‘ kentsel bölüşüm’ var. Yani, rant! Afet Yasası’nda bu (da ) var.  Vatandaşın ödeyecek parası yok ama vatandaşa gidiyorsunuz ve ‘ bu evi yıktır, mütahidi sen seç, sana 100 bin TL para veriyorum; 20 senede öde’ diyorsunuz. Nasıl olacak bu iş? Aslında bu, ‘ sen çık; orayı bana bırak’ demek.

Üsküdar eski bir ilçedir. Mahallelerimizdeki yapılar eski; 40 senelik yapılar. Bu yapılara hiçbir mühendis ‘yıkılmaz’ raporu vermez. Netice hüsran! Bu kadar net ve açık.  Binaların hepsi hurda. Şimdi bu Afet Yasası ile diyoruz ki, ‘sizin iskânınız olabilir ama bu bina yeterli değil.’ Eğer vatandaşımız binasına ‘ eski’ raporu alırsa, 2 ay içinde bu binanın yıkımı (durumu söz konusu.)

Kat mülkiyetiniz olsa bile, kararı siz veremiyorsunuz

Bu arada vatandaşımız bu iş için bankadan kredi alacak. Oysa bu adamın geliri, maddi durumu belli. Bu krediyi alır ise, ne yiyecek, ne içecek? Sonra, bu adamın ömrü ne? O zaman ( bu Yasa)  diyor ki size, ‘ rayiç bedelini al ve çek git!’ Oysa ki, burası kentsel dönüşüm ile yeni bir bina hâline geldiği zaman ise, buradaki rakam 1 milyon TL (olacak!) Örneğin, Ataşehir dağ başında! Üsküdar neresi, Ataşehir neresi? Üsküdar her yere 1 dakikalık mesafede! Ataşehir’de bir daire 800 bin dolar ise, Üsküdar’da daha fazlasını eder. 

Mülkiyet hakkınız kötü adamın elinde gitti

Sizin mülkiyet hakkınız Afet Yasası ile kötü adamın elinde gitmiştir. Kat mülkiyetiniz olsa bile, kararı siz veremiyorsunuz. Yıkım yapıldı, ya krediyi alacaksın veyahut da rayiç bedelini alıp gideceksin. İşte, vatandaşımıza biçilen kentsel dönüşüm bu. CHP’nin düşündüğü kentsel dönüşüm ise bunun tam tersi. Yani, vatandaşa oturduğu mahallede, ada bazında yapacağımız projede dairesini vermek. Vatandaşın kirası ödenecek; 1 sene sonra da yeni evine geçecek; pırıl pırıl bir evde oturacak. Bunun için de ondan bir şey talep edilmeyecek.

İstanbul için musibet süratle yaklaşıyor

Ben kentsel dönüşümü daha 2004 yılında konuştum! Bu hususları daha o zaman ifade ettim. Peki, o günden bugüne ne yapıldı? İstanbul’’da 1993’ten bugüne kadar AKP zihniyeti yönetimdeydi. 1999’da deprem oldu. Yönetim, İ.B.B’de Ali Müfit Gürtuna’daydı o zaman. Gürtuna kimin yerine geldi? Recep Tayyip Erdoğan’ın. 1999 depremi aniden olmadı. Deprem, bilimsel bir olaydır. Olacağı belli. Türkiye bir deprem bölgesi. İstanbul (için) 2014’ten sonra musibet süratle yaklaşıyor; kritik sürelerin içine giriyoruz.

Yerleşim niye şehrin dışına yapılıyor?

1999’dan sonra Ataşehir, Bahçeşehir… gibi devasa projeler yapıldı. Yapıldı ama şehrin dışına. Niye şehrin dışına? Ben bu soruya cevap veremiyorum. Yaşamayacak bir Üsküdar’a siz Marmaray Projesi’nden bahsediyorsunuz! Bu deprem olduğu zaman ölü bir şehre bu projenin ne yararı olacak? Bu alt yapının ne yararı olacak? Siz şehrin buradaki alt yapı problemini çözmeyip şehri dışarı taşıyorsunuz. Milyon dolar daireler Ataşehir’de satılıyor. Niye Üsküdar’da yapmıyorsunuz bu işi?

1 metrekareyeşil alanı imara açmayacağım

Ben 1 metrekare yeşil alanı imara açmayacağım. Ben, kişiye ait 1 metrekare parseli, parsel bazında imar tadilatı yapmam. ( Belediye Başkanı olduğum takdirde) bunlar olmayacak. Bunlar Üsküdar Belediyesi’nin olmazsa olmazları (olacak.) Yeşil alanlar yok edilmeyecek. Zaten donatı alanları olmayan bir plan yapılamaz.

Çamlıca’ya neler olduğuna lütfen bir bakın!

Ama bugünkü zihniyete bakıyorum; gereksiz gökdelenler var. Çamlıca’ya bakın. Neler olduğuna bakın! 2002’den bu tarafa bakın neler olmuş? Oysa biz, insan odaklı bir şeyler yapalım istiyoruz. İnsanın insan gibi yaşaması, gece yatığı zaman deprem ile ilgili bir korku yaşamaması önemli.

Sulukule’de insanları attılar, bu mu örnek?

Veriler şunu gösteriyor: İstanbul’da bir deprem olacak. Bunun şiddeti 7. 4 de olur, 6 da olur, 8 de olur. Peki, Japonya’da bir problem çıkıyor mu? Bizim onlardan neremiz eksik? Şu anda Türkiye’de de çok sağlıklı binalar yapılıyor… Türkiye’de kentsel dönüşüm kapsamında yıkılan yerler var. Sayın Başbakan nereleri yıktı? Sarıgazi Askeri Lojmanları’nı yıktı. Bu mu çalışma? Geçecekler bunu! Bu mu çalışma? Böyle bir çalışmadan söz etmiyorum ben!  Üsküdar’da (böyle) bir çalışma yaptılar mı? Ya da Üsküdar benzeri başka bir yerde ( böyle) bir çalışma var mı? Sulukule’deki örneğe gelince; buradaki insanları attılar. Bu mu örnek? Bunun adı rantsal dönüşümdür. Ama bizim ifade etmek istediğimiz bu değil. Biz rantı halka vereceğiz. Bu rant zaten onun. Biz, bu çıkarları vatandaşımıza vereceğiz.

Sayın Başbakan şov yapıyor!

Sayın Başbakan, 17 Ağustos gecesinde şovlar yapıyor. O garip televizyonlarda zannedersiniz ki, her türlü önlem alındı ülkede; bir deprem anında hiç kimsenin burnu kanamayacak! Böyle bir şey olamaz! Basının hiç soruşturmadan, irdelemeden nasıl böyle bir gaza geldiğine de inanamıyorum! İnsan bir sorar; ‘ bu kadar eski bina var. Niye bunlara hiçbir şey yapılmıyor?’ diye. Bursa’da Yenişehir yapılacakmış. Yapılabilir, yapılsın. Ama Bursa’nın eski şehrini ne yapacaksınız; bunu tartışalım mı? Mesela, Çekirge’yi ne yapmayı düşünüyorsunuz?

İnsanları bilinçli olarak şehrin dışına yerleştirdiler

Üsküdar’ı şehrin dışına taşıdılar. Bilinçli olarak insanları oraya yerleştirdiler. Üsküdar’ın eski yerlerine bakın. Olası bir depremi size tarif edeyim: Anakent’in açıklamasına göre, İstanbul’da 1 milyon 600 bin yapı var. Bunların hepsini bir hane olarak düşünür, her haneyi ortalama 3 kişi alırsak ve çok iyi bir ihtimal ile de yüzde 1’inin depremde zarar gördüğünü hesaplar isek… 48 bin kişinin hayatını kaybettiğini görüyorum… Ben mühendisim; depremi kurtarma ekiplerinin içinde, sahada yaşadım. Benim gördüğüm şey bu değildi. Marmara Depremi’nde 17 bin kişiden söz ediyorlar. Bu, gerçekçi bir rakam değil.

Emperyalizmin savaş ile eline geçiremediği İstanbul’u birilerine mi pazarlamak istiyorlar?

48 bin kişinin öldüğü bir şehirde yaşayamazsınız. Bugün garanti altına aldıklarını söyledikleri okullar, hastaneler var. Çok da iyi iş yaptılar. Ancak olası bir depremde İstanbul bir İzmit değil ki! İstanbul 50 şehre bakabilir ama İstanbul’da ekonominin durması, Türkiye’nin durması demektir. Bu hesaplar yapıldığı zaman, İstanbul’da niye tedbir alınmadığını (anlıyorum.) Bu, benim komplo teorim. Aklıma Hong Kong geliyor! Hong Kong, 100 seneliğine emperyalizme terk edilmiş bir serbest bölgedir. Emperyalizmin savaş ile eline geçiremediği İstanbul’u birilerine mi pazarlamak istiyorlar?

Emperyalizmin ilk günden beri gözü İstanbul’dadır

Emperyalizmin ilk günden beri gözü İstanbul’dadır. Sizin paranız depremden sonra İstanbul’u yapmaya yetmeyecek. ‘ Kurtuluş’ diyeceksiniz, ‘ verelim, kurtulalım’ diyeceksiniz.Oh ne güzel! Kan ile aldığımız toprakları birilerine sözleşme ile vereceğiz. Bunun benzerleri Türkiye’de zaten başka şekilde yapılıyor.

Marmaray’ı ve 3. Köprü’yü başkalarına mı yapıyorsunuz?

Siz Marmaray’ı, 3. Köprü’yü yapıyorsunuz, bunlara para buluyorsunuz ama şehrin asıl sorunu olan deprem sorununa para bulmuyorsunuz! Marmaray’ı, 3. Köprü’yü acaba başkalarına mı yapıyorsunuz? Beni bu ilgilendiriyor. Çünkü şehir burada ve siz bu şehir için hiçbir şey yapmıyorsunuz. Niçin? Bugün arz Ataşehir’de olacağına, Üsküdar’da olsa, talep daha fazla olacaktır. Niye burada bu işi yapmıyoruz da, şehri yukarı doğru atıyoruz ve o yeşil alanları yok ediyoruz? Dünyanın hiçbir tarafında böyle bir imar çalışması yoktur. Oralarda metropol merkezdedir; dışarı doğru gittiğiniz zaman ise insanların keyif alacağı, ikinci konutlarının olduğu, gezindikleri yerler vardır.

Tek bir arpa boyu yol alınmadı

Üsküdar’ın çevresine kurulan yeni şehirlerde 60 kat, 75 kat yerler var. Allah ne verdiyse! Bu mudur? Bu bir komplo teorisidir. Ama bütün bunlar beni rahatsız ediyor. 1999 depreminden bugüne 14 sene geçti; bu işte tek bir arpa boyu ilerlenmedi. Aksini iddia ediyorlar ise, çıksınlar; bana ispat etsinler ve ‘ Üsküdar’da şu kentsel dönüşümü yaptık’ desinler. Ama bana koca Üsküdar’da 1 tane bina gösterirler ise, bu çok ayıp olur!

AKP’liler, ( Üsküdar’da) Belediye’den daha iyi hizmet alıyorlar

AKP’liler, ( Üsküdar’da) Belediye’den daha iyi hizmet alıyorlar. Bu, doğrudur. Ama ben insanlara bir söz veriyorum: Ben Üsküdar’a ilk önce Belediye Başkan adayı sonra da Belediye Başkanı olur isem, benim partizanlık ile bir işim yok; Üsküdar’a hizmetim önemlidir. Benim için parti değil, insan (esastır.) İnsana hizmet edeceğim. Belediye, bir partinin malı değildir. Belediye Başkanı oraya oturduğu an (parti) rozetini çıkartır. O, artık halkın, ilçenin başkanıdır. O halkın içinde AKP’lisi de olur, CHP’lisi de ... Hizmet herkese eşit miktarda dağıtılacaktır. Sosyal belediyecilik anlayışı budur. Herkes her şeyden hakkı oranında yararlanacaktır.

Yapılan her şeyin daha iyisini yapmaya çalışacağız

Üsküdar’da Kâtibim Festivali’ni başlatan biziz. Bu festival, Belediye eski Başkanı Niyazi Yurtseven tarafından, bizim Belediye görevimiz döneminde başlatılmıştır. Şimdiki Belediye Başkanı da bunu devam ettiriyor. Biz yapılan her işin daha iyisini yapmaya çalışacağız. ( Üsküdar Belediyesinin vatandaşlara ücretsiz kursları ilgili olarak) son derece güzel bir iş yapılıyor. Biz, ‘ bunu daha iyi nasıl yaparız;’ onu araştıracağız. Bunların hepsi sosyal belediyecilik anlayışıdır. Dolayısıyla bu yapılanlara karşı çıkmak yerine, bunları takdir ederim ama benim bunları bir ileriki boyuta götürmek gibi bir hedefim vardır. Biz bu konulara çok yakınız. Üsküdar’a aşevi’ni getiren biziz. Dolayısıyla bunları ancak ileri götürmek gibi bir tavrımız olabilir; geri götürmek söz konusu değildir.

Dünyada Allah’a inanmaktan daha güzel bir şey olabilir mi?

Camii gerekirse yapılmalıdır ama Çamlıca’nın tepesi buna müsait değildir. Amaç, Kanuni Sultan Süleyman’ın yaptırdığı gibi ise, buna söylenecek bir şey yok. Geçmişte yapılan mükemmel camiiler var. Ama Çamlıca bugün İstanbul’un terası. Bir başka yere yapılamaz mıydı? İmkân mı yok? Var! Camiinin yapılmasına asla karşı değilim. Halkımızın ibadet edeceği yerleri çoğaltmak, yetmiyor ise yenisini yapmaktan; dünyada Allah’a inanmaktan daha güzel bir şey olabilir mi?

Başbakan, diktiği fidan sayısını söylüyor, peki ya kestiklerinin sayısı?

Ama Allah’a inanarak, onun bize ‘yapma’ dediği şeyleri yapıyoruz; ağaç kesiyoruz, yeşili katlediyoruz. Başbakan 2 milyar fidan diktiğini söyledi ama kaç tane kestiğini söylemiyor. Buyurun, 3. Boğaz Köprüsü istikametine gidin. Bir faciadan söz ediyorum; hem de ciddi bir faciadan. ( Burada kesilen ağaçları) yetiştiremezsiniz; bunları yetiştirmeye sizin çocuğunuzun ömrü yetmez. Hakkınız yok bunları yapmaya. Dünyada ağaç kesmeden yol yapıyorlar; dünyada teknoloji var efendim; niye kesiyorsunuz. Sonuçta bu bir canlıdır, nasıl kıyıyorsunuz?

Bu SİT alanlarını kim değiştirdi?

Çamlıca’nın eteğinde ismi lâzım değil bir firma bir bina yapıyor şimdi. Nasıl oluyor bu işler? Bugüne kadar olmuyordu da, bugün niye oluyor? Biz buralara baktık;  baktığımızda buraları SİT alanlarıydı! Bu SİT alanlarını kim değiştirdi? Vatandaşımız bunlara bir bakacak! Sebepleri ne? Kimler servetlerini buradan buraya getirdi? Araştırsınlar; ben bir şey söylemiyorum!

Üsküdar’da Avrupa’daki gibi büyük şehir parkları ortaya çıkacak

Biz Üsküdar’da kentsel dönüşüm projelerini canlandırdığımız zaman, zaten donatı alanları çok ciddi şekilde ortaya çıkacaktır. Binaları ada bazında toparlayacağız. ( bu şekilde yeşil alanlar ortaya çıkacak.) Gerekli finansmanı bulmak için, şehrin yoğunluğunu arttıracaksınız. Üsküdar durup dururken yeni bulvarlara kavuşacak; durup dururken Avrupa’daki gibi büyük şehir parklarına kavuşacak ve üstelik bedeli yok bu işin. Otopark sorunu ortadan kalkacak. Beylerbeyi’nde şu an arabanızı park etmeye kalkın bakalım? İnsanlara yazık!

İstanbul’da yer yerinden oynayacak

Biz Üsküdar’da kentsel projemizi uyguladıktan sonra, esnaf bugünkü işsizlikten kurtulacaktır. Çünkü insanlar buraya akacaklar; para burada olacak. Bu projeler gerçekleşirken, bunlarda Üsküdarlı gençler çalışacak. Üsküdarlıya iş vermezler ise, o projenin mütahidine iş vermem! Bu proje sonrasında, esnafımız para kazanacak. 70’li 80’li yıllarda köy ediğimiz Ümraniye’de, bugün Alemdağ Caddesi’nde 25 bin TL’ye çok zor kiralık dükkân bulursunuz. Üsküdar’ın en iyi caddelerinden biri Hakimiyeti- Milliye Caddesi’dir; Belediye’nin karşısındadır. Burada ise bir dükkân kirası belki 3 bin TL, belki 5 bin TL’dir. Yani, aradaki fark 10 mislidir. Ümraniye’de dükkânlarda insan seli akıyor. Bir de Üsküdar Çarşısı’na bakın; kimseyi bulamazsınız! Sebep? Esnaf yok edilmeye çalışıldı. Siz bir şehri yaşanmaz hakla getirmek için önce oranın esnafını öldüreceksiniz. O esnaf olmayınca, insanlar da başka yerlere gidecekler. Biz bu kentsel dönüşüm projesini başardığımız zaman, iş bittikten sonra İstanbul’da yer yerinden oynayacaktır. İlk teslimattan sonra halk bu projeye sahip çıkacaktır çünkü bu proje mütahide değil, halka rant getirecektir. Siyasetçiye rant getirmeyecektir, halka getirecektir.

Bu ülke, bu insanlara hâlâ lastik tekerlekli aracı satmaya kalkıyor ise…

Bu ülke, bu insanlara hâlâ lastik tekerlekli aracı satmaya kalkıyor ise, bunun için reklamlar yapıyor ise, o zaman birtakım çareler bulmak zorundasınız. Bu yapılan doğru mudur peki? Hayır, sonuna kadar yanlıştır. Bu politika değildir; dışa bağımlılıktır. Bugün 20 bin TL’ye sıfır bir araba alabilirsiniz, ama onun lastiğini değiştirmek için bin TL vereceksiniz! Bu, gülünç! Biz başka yöntem uygulayalım. Niye bu ülkede toplu taşımacılık yapılmaz? Hızlı tren çok doğru projedir, alkışlarım. Metro çok doğru projedir, alkışlarım. Az önce söylediklerim de Marmaray’ı küçümsediğimden değil; sadece önce şehri canlandırmanız gerekir, onu vurgulamak istedim. Ama şu var ki, biz hâlâ lastik tekerlekli araçları gündeme getirecek projeleri zorluyoruz: 3. Köprü gibi. Merak ediyorum 4. Köprü’yü nereye yapacaklar? Bu şekilde bir şeyi çözemezsiniz. 1. Köprü de, 2. Köprü de yapıldı ve tıkandılar. 33. Köprü de tıkanacak! Çünkü çözüm bu değil. Çözüm raylı sistem ve bugün ülkemizde kullanılmayan deniz taşımacılığıdır.

Bir yol Almanya’da 30 sene dayanır, bizim ülkemizde 1 sene dayanmaz!

( Yolların yapıldıktan kısa bir süre sonra sökülmesi konusuna gelince) Bu çok gülünç bir şey! Bir kaldırımın bir sene sonra sökülmesinde bana hiç kimse haklı bir sebep gösteremez. Böyle bir şey olmaz. Bu, ancak Belediye’nin resmi gelirlerinin resmi olarak harcanmasının yoludur.  Yani, adama, kendi kitlesine iş bulma işidir. Örneğin, Üsküdar’da çok güzel bir yol yaptılar, ancak 2. gün bu yolu hatadan dolayı kestiler. Bunu yaptığınız, bir yolu hatadan dolayı kestiğiniz yani o yola yama yaptığınız an bu ince çatlaklardan içeri kışın su girer. Sonra burada ani bir buzlanma olur. Bu buz, bulunduğu yerden genişler ve o ufacık dediğiniz yama, bir kanser hücresi gibi bütün yolu etkiler. Siz, bir yerel yönetici olarak böyle bir yanlışı yapamazsınız! Bir yol Almanya’da 30 sene dayanır, bizim ülkemizde ise 1 sene dayanmaz! Ben yapayım, siz eskitin de göreyim! Evet, çünkü ben bu yolu bir plan dahilinde yapacağım. Buranın önce alt yapısı bitecek. Eğer alt yapı arızası varsa, dehlizlerin içine girecek ve bu sorunu gidereceğiz. Bu dünyanın her tarafında böyledir. Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok.

Kabiliyetsiz yerel yöneticilerimiz var!

Yağmur yağdığında Üsküdar İskelesi çevresinde, diz boyu göletler oluşuyor. Gülünecek bir şey! Su, denize akar. Denize bitişik bir yerde 60 cm’lik bir su seviyesinden bahsediyorsunuz. Bu konuda söyleyeceğim tek şey var: Kabiliyetsiz yerel yöneticilerimiz var! Böyle bir şey söz konusu olamaz. ( Üsküdar İskelesi çevresi) Anakent Belediyesi’nin olabilir. Sonuçta her ikisi de AKP; yani, hiçbiri birbirine suç atmasın! Bunların çözümü ise çok zor işler değil. İnanın çok kolay işlerden bahsediyorum. O suyun denize drane edilmesi 1 veya 2 günlük bir tadilat ile halledilir. Siz menfezlerinizi, tülani ızgaralarınızı temizlemezseniz. Çünkü ağaç yaprakları bu ızgaraları kapatır ve suyun denize gitmesini engeller. Çözüm, bunları temizlemektir. Bu tülani ızgaralar yetmiyorsa, yenilerini yaparsınız;  boru çapını büyütürsünüz. Üsküdar İskelesi çevresindeki ( su yığınlarından) konuşuyoruz, ayıp bu.

Tarih sadece restore etmek ile korunmaz

Tarihi korumak sadece restore etmek ile olmaz. Sevmek de lazım. Biz kendi görev dönemimizde tarihi çeşmelerimizin tadilatını yaptırıyorduk. Bugün Üsküdar’daki çeşmeleri körelttiler. Su, çeşmelerden sembolik de olsa, akmalı. Nöstalji bu. Çeşmelerden akan bu sular, içilebilmeli de. Geçmişi olmayan bir milletin geleceği olmaz.  Sebebi ne olursa olsun, ağaç kesen bir adama, benim söyleyeceğim bir şey olamaz. Bunlar hem topluma, hem Allah’a karşı sorumlular. İnsan bindiği dalı keser mi? Böyle bir düşüncesizlik olabilir mi?

Musluktan akan suyunuzda radyasyon var, Avrupa’nın bütün kirliliği var

Şile’de Kumbaba’da dere ağzında 4 tane keson kuyu var. O dört keson su ile Darlık’a Karadeniz’in suyunu basıyorlar. Siz de bunu içiyorsunuz; dişinizi fırçalıyorsunuz. Bu suyun içinde ne var biliyor musunuz? Ağır metaller var. İçinde ne var? Radyasyon var, Avrupa’nın bütün kirliliği var. Afiyet olsun! Karadeniz’in suyunu içiyorsunuz!

Rant için halkı diri diri mezara gömecekler

Ben kentsel dönüşüm projemde arkama halkı alacağım. Ben uygulayacağım projeyi Anakent’ten geçirmeyeceğim. Benim Anakent ile babakent ile işim yok! Yasa açıktır; projemi Bakanlık’ın önüne koyacağım. Ben burada bu insanlara öleceklerini anlatacağım. ‘ Sizi diri diri mezara gömmek istediklerini’ anlatacağım. Sadece rant için halkını diri diri mezara gömen siyasetçi ben görmedim. İşte burada! 1999’dan 2013’e kadar bu işin çözümünü bulamayan adam, yöneticilik yapmayacak. Bunu yapan adam, asla iyi niyetli değildir. Allah korusun; bu konuda ben yanılgı içinde olayım ve bu komplo teorisi olsun. Ama üzgünüm, yapılanlar beni buraya götürüyor. Zira inanın, bunlar yapılmayacak işler değiller. Hele bu son Afet Yasası, iyi adamın elinde vatandaşa o kadar yardımcı ki! Ama kötü adamın elinde sizin mülkiyet hakkınız yok; yani, sizi sokağa atan bir yasa. Ne olur, bir kere de vatandaşa bu rantı versek! Ne olur yani, onları depremden kurtarsak! Üstelik bu işler için hükümetin cebinden çıkacak bir para yok. TOKİ’nin yaptığı binalarda hükümetin cebinden para mı çıkıyor?

Aday adaylık çalışması... Benim parti terbiyemde bu yok!

( Aday adayı olarak seçim faaliyetlerine ağırlık vermediğim yönündeki eleştiri konusu… ) Şu andaki yarış Cumhuriyet Hak Partisi içindeki bir yarıştır. Biz aday adayıyız. ( Bu seçimde) adaylaşmamız, ilk defa temayül yoklaması dediğimiz bir yoklama ile olacak. Yani, üyelerin katılımı ile bir seçim yapılacak. Ancak tabii partimiz bunu değiştirebilir ve tekrar ‘ atama’ diyebilir. Şimdi siz çıkıp ‘ aday adayıyım’ diyerek, sokakta konuşmaya başlıyorsunuz; ben bunun doğru olduğuna inanmıyorum. Hata yapabiliriz, yanlış şeyler söyleyebiliriz. Ben bunun adaylık sürecine kadar disipline edilmesi lâzım geldiğini düşünüyorum. Aday adaylığı açıklamak diye bir şey 2004’te ve 2009’da yoktu. Bu çok ilginç bir şekle büründü bu sene. Benim parti terbiyemde ise bu yok.

Aday adaylığı dosyamı teslim ederken, basına haber vermedim

Hatta ben aday adaylığı dosyamı teslim ederken, hiçbir basın kuruluşuna haber vermedim. Ben o kadar çıplak bir adam değilim; oraya bin kişinin üstüne insan yıkarım ama bu doğru değil. Benim tek bir afişim dahi yok. Ne zaman olacak? Aday olunca! Şu odada dahi bir tek afişim yok. Ben bunların bugün yapılmasının doğru olduğuna inanmıyorum.

Aslında bu röportajı verirken bile kendim ile çelişiyorum!

Aslında bu röportajı verirken bile kendimle çelişiyorum!  Ancak sizinle yaptığım bu röportajda ben, uygulanabilecek bilecek bir projeyi ortaya koydum. Asla uçuk şeyler ifade etmedim. Ben deniz kenarına batık bir lokanta projesinden bahsetmedim! Ben bugün sadece CHP’nin sahip çıkacağı değil, AKP’nin bile sahip çıkması gerekli bir projeden söz ettim. Üsküdar halkını gökdelenler ile kurtaramazsınız. Eminönü’ndeki, Fatih’teki, Beşiktaş’taki insanı da kurtaramazsınız. Elinizdeki şu Afet Yasası’nı kullanın! Benim ifade ettiğim bu.

Basit bir proje örneği: Çöpler, vatandaşa kâr olarak geri dönecek!

Ben aday olsam, size çok şeyler, ciddi projeler açıklarım. Örneğin, çok basit bir proje:  Bugün Üsküdar’da çöp ayrıştırma diye bir şey yok. Oysa bizim sosyal belediyelerimizde, Kadıköy gibi, Beşiktaş gibi bu var. Ama ben başka bir şey düşünüyorum: Ben, insanlarımdan topladığım bu atıkları ( kâğıt, yağ…) para ile satıyorum veya birine ihale ediyorum. Bana verdiğiniz atık karşılığında size kupon vereceğim. Siz ne kadar geri dönüşüm yaparsanız, bu kupon sayınız fazlalaşacak. Biz de, bunları toplayacağız ve size diyeceğiz ki, ‘bahçenizi çiçeklendirelim’ veya ‘ dış cephenizi yapalım.’ Bu şekilde siz bu işe ortak olursanız, çöpünüzü ayrıştıracaksınız. Hem benim çöp kamyonumun yükünü de azaltacaksınız bu şekilde. Bunu bir kere yapacağım ve bir kere yaptıktan sonra da herkes buna sahip çıkacak.

Söz veriyorum…

Üsküdar’da şu anda aday adayları arasında çok seviyeli bir yarış var. Arkadaşlarımın hepsi çok seviyeli. Ben tekrar söz veriyorum: Kazanan olmayabilirim. Partim veya örgütüm ne derse o olacak. Ben elimdeki projelerimin hepsini kazanan arkadaşıma vereceğim. O, ister yapar, ister yapmaz. Onun bana vereceği her görevi yapacağıma da söz veriyorum. Önemli olan Üsküdar’ı CHP bayrağı altına almaktır. Eğer ben Başkan olursam, kapım tabii ki arkadaşlarıma açık; bu arkadaşlarımızın projelerine de açık. Aynı şey vatandaşlarımız için de geçerli. Ben bir şeyi on kişiye sormadan yapmam. Bir arkadaşım, her vatandaşımız kapıma gelip düşüncesini, projesini açıkladığı zaman benim bunu okumamam diye bir şey asla söz konusu değildir. Ama halkın zararına bir şeyle lütfen karşıma gelmeyin. Bunun hesabını da 5. senenin sonunda ben veririm.

Kendi dilinden Nezih Küçükerden…

Babam Üsküdarlı. Sonradan Üsküdar’a yerleşmiş değiliz. Hatta ofisimin bulunduğu bu mahallenin çocuğuyum ben. İcadiye İlkokulu’nda, Haydarpaşa Lisesi’nde okudum. Bu okulların hepsi Üsküdar’dadır. Benim gideceğim bir köyüm yok. Ben ne doğuluyum, ne batılıyım; ne oralıyım, ne buralıyım; ben Üsküdarlı’yım. Üsküdar’da üniversite olsaydı, üniversite tahsilimi de burada yapardım! Ancak o zamanlar ne Üsküdar’da, ne de Anadolu yakasında bir üniversite vardı!

Yıldız Teknik Üniversitesi’nde İnşaat Mühendisliği Fakültesi’ni tamamladım ve mühendis oldum. Askerlik döneminden sonra, yedek subaylık yaptım. ( ANAP yönetimindeki) Üsküdar Belediyesi’nin açmış olduğu sınavı kazandım ve Ümraniye Şube Müdürlüğü mıntıka mühendisliği yaptım. 1989’da SHP iktidarı ele alınca, Niyazi Yurtseven’in başkanlığında kontrol grup amirliği, fen işleri müdür yardımcılığı ve son olarak da teknik Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundum. Başkan Yardımcılığım siyasi değil, devlet memurluğundandır.  

Üsküdar Belediyesi’ni kazanacak olursam, şirketim asla hiçbir iş yapmayacak

Belediye’deki görevimden sonra ise Prestij Plastik Sanayi A.Ş. isimli bir firma kurdum ve inşaat dalında faaliyet gösterdim; birçok işe imza attım. Şirketimiz halen faaliyet gösteriyor; 1993’ten bugüne ayaktadır. Bu şirketin Yönetim Kurulu Başkanı’yım. 2004 yılında Üsküdar Belediye Başkan adayı idim; seçime 24 gün akala adaylığım açıklanmıştı.  Belediye Başkan adayı olduğum zaman şirketimdeki görevimi bıraktım.  Eğer kazansaydım, şirketimi o gün itibariyle donduracaktım. Ben yarın Üsküdar Belediyesi’ni kazanacak olursam, bu şirket asla hiçbir iş yapmayacak. Bunu buradan ilân ediyorum.

Geçmişte mal varlığını açıklayan tek Belediye Başkan adayı bendim!

Kamuya mâl olmuş siyasetçilerin, herhangi bir şekilde kendilerinin, eşlerinin, çocuklarının ticaret yapmasını içime sindiremiyorum. Dolayısıyla, geçmişte de bunu yapmıştım; Aday olduğum gün, şirketin Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı bıraktım; seçim bittikten sonra, kazanamadığım için bu göreve tekrar geri döndüm. Şundan herkes müsterih olsun: Biz Üsküdar’a hizmet etmek için geliyoruz. Ben geçmişte de ( 2004’te) mal varlığını açıklayan tek Belediye Başkan adayıyım. Korkum yok, bir problemim de yok. Benim mal varlığımda bir değişiklik olmayacak. Çünkü bu göreve bunu düşünerek gelmiyorum. Ben Üsküdarlı’yım ve Üsküdarlı’ya hizmet etmek istiyorum. Onları deprem gibi bir korkudan uzaklaştırmak istiyorum. Ben vergisini ödemediğim hiçbir şeyin sahibi olmadım bugüne kadar. Bu bir özellik mi? Evet, bence bir özellik.

‘ Benim hırsızım iyi’ diye bir şey yoktur

Türkiye’de insanlar servetlerinin hesabını veremiyorlar. Kısa bir zamanda böyle bir servet, hiçbir işten kazanılamaz. Eskiden milyon dolar parası olan insanlar varken, şimdi on milyar dolarları olan insanlarımız var. Türkiye’nin son 10 senesini irdelediğiniz zaman, kimin nereye geldiği bellidir. Bu benim partimin içinde var ise, bunu da deşifre edin! ‘ Benim hırsızım iyi’ diye bir şey yoktur; ben buna katılamam. Hırsız, hırsızdır.

Bana, ‘ siz haklıymışsınız’ diyorlar!

“ Sevilmeyen bir yönetici, görevini tamamlamasının ardından Üsküdar sokaklarında gezemez. Ben Belediye’deki görevim sırasında imardan sorumlu Başkan Yardımcısı idim; yani beni hiç kimsenin sevmemesi lâzım (!) ama ben ( görevimin sonrasında da ) hep Üsküdar’dayım. Hatta bugün insanlar bana, ( o günlere atıfta bulunarak,) ‘ siz haklıymışsınız’ diyorlar. Bu ülkede siz depremin olacağına inanıyorsanız ve  ( insanlara) ‘ aman kontrolsüz bir şey yapmayın, ruhsatlı bina yapın’ diye kendinizi yerdenyere atıyorsanız, ( vatandaşın bunu takdir etmesi olağandır.)

Söyleşi: Arzu BAŞLANTI

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum