KİRAZ ZAMANI ÖRGÜT RÜYASI!

KÖŞE YAZISI... ZERRİN BEKAR...

KİRAZ ZAMANI ÖRGÜT RÜYASI!
05 Haziran 2014 - 16:13

                Bir oturuşta 750 gr. Kiraz yiyen oğlum için marketin manav bölümündeyim. O da ne? Kiraz 10 lira!.. Hemen manav sorumlusuna “ Murattt....  aylardan Ocak değil ,  Beykoz’ da herkes aşermiyor, hamile değil bu ne ? ”   Bu en iyisi Ablam” YERSEN…

                Yemedim tabii. Akşam çocukları aldığım gibi doğru anneme, bahçesindeki kirazlara dalmaya ... Ziyaret  bahanesi  hem yedik, hem  topladık kirazları . Tam içimden bedava kiraz baldan tatlı derken ,  Hakan  çıkageldi. O sıra yoldan geçen  komşumuz Dudu  Ayla   “Zerrin ne yapıyorsun orda, Beykoz’da kiraz mı kalmadı , yoksa senin  paran mı? “ gel de anlat şimdi kolaysa.  Hem de Ayla ‘ya… “Çocuklara  organik kiraz yediriyorum Ayla Abla”  Yandan bir ses; gerçeği söylesene  Zerrin, kirazın 10 lira olduğunu görünce, buraya koştum desene!..  Diyemem canım  !  10 lira yüzünden  10 gün  beni konuşurlar sonra….

                Eşinin güya bilinçli tüketici tepkisine bıyık altı gülen  Hakan; “ Chp ilçe Kongresi yaklaştı bir karar verdin mi ? siyasi bilincin de tüketici bilincin gibi gel-git değildir inşallah ! Giyim  harcamalarındaki tüketici davranışın ile  kiraz harcaman  konusundaki tüketici davranışın  gibi çelişkili  iseeee..... “  derken kiraz ağacının gölgesinde, Hakan’ımın omuzlarında uykuya dalmışım. Rüyam da yıllar öncesi ;sekiz on kişi toplaşmış bir masada delege listesi yapıyor. Sesler duyuyorum ,bu benim adamım yaz , şu senin adamın yaz , haaa o da  hemşehrimiz  yaz. Çok cılız bir ses daha duyuyorum derinlerden “  yaa şu üyemiz bilinçli , sorumluluk sahibi bir üyedir , oyunu kişisel talebi, beklentisi olmadan sadece   partisinin ve  ilçesinin menfaatleri  doğrultusunda  kullanır ,delege olmalı diyor”.  Ordakiler bu cılız sesi duydu mu tam bilemiyorum.  Sonra seçim oluyor ,  seçiyorlar , seçiliyorlar ardından tam bir kaos . Güle oynaya kendi seçtiğini çok sonrasında  beğenmeyenler ,  zaten başından hiç beğenmeyenler , uzunca bir süre yapılan hiçbir yanlışa ses çıkarmayıp,  beraber  bir süre yürüdükten sonra  mağduriyet sırası kendine geldiğinde feryat figan edenler , taaa 1924’te Hanedanlığı kaldıran siyasi bir partide, kendi, eşi- dostu, çoluk -çocuk siyasi makam taliplileri ile hanedanlık zihniyetini devam ettirenler , ovvv   kadının bizde adı var ama külkedisi diyenler ,10 metrelik  direğin tepesinde afiş asan genç çığlıklar , 50 üye yapanın, buralar benden sorulur edası ile 200-500-700 üye yapanın …( orda rüyam reklama girdi hatırlamıyorum  ne yaptığını )  siyasi sıcak ilişkilerini kullanıp bir şey olan ya da bir şey olduranların antidemokratik  kararlarını demokrasi naraları eşliğinde açıklamaları ve  kapı  ardında kalan, uzun elli görünmez  akiller …(ağzında purosu var mıydı orasını göremedim) . Her şey  bir delege oyu ile başlıyor , kendi yaptığını beğenmiyor,  her geçen gün sayısı  artan öfkeli bir kalabalığa dönüşüyordu... Kendim ettim kendim buldum demeyen bu kalabalık çok enterasan bir şekilde herkesi eleştirirken kendi öz eleştirisini yapmıyor bir de üstüne;  ben örgütüm örgüt diyerek kendini sorgulanamaz bir şekilde dünyevi kurnazlıkla kutsuyordu. Örtüsü emekti , en çok bu kelimeyi duyuyordum  .Her yanlış sahibi kolayca o sihirli kelimeyi kullanıyordu EMEK.  Galiba hiç kimse  bunlara yanlış yönlendirilmiş  ya da kişisel beklentili  emeğin , öngöremeyen ya da bağımlı  bir iradenin ya da eksik siyasi bilincin KUTSAL  AKILLA sorgulanabileceği gerçeğini söylememişti.  Derken Ak sakallı dede görünüverdi  . Bir koşu yanına varıp seslendim “ yaa dedecim ben bu rüyayı yapı ve işleyiş itibari ile pek sağlıklı bulmadım , kendi yaptığını beğenmiyor , üstüne de  bunun kendisi olduğunun, her parçasının beğense de beğenmese de kendisini  yansıttığının farkında değil.  Bu arkadaşların çoğu  5-10 kişinin ağzına bakıp , ne derlerse onu yapıyor, sonra da dövünüyor hep birlikte.   Lağvedelim gitsin bu yapıyı , bu hallerinden ders alıp  örgürce, sorumluluk sahibi bir  bilinçle delege , örgüt olsunlar  yeniden… dememe kalmadı , Ak sakallı dede  sinirle “sen ne kötü niyetli ,sen  ne kötü sözlü bir kız çocuğusun , varsa böyle bir şey ; herkes payına düşeni almıştır merak etme , sen karşındakilerin bir kısmı ile çok kısmını genelleme, insan aklına  güven. O  yaşayarak , düşe- kalka  doğru olanı öğrenir” deyiverdi. Ben yine ısrarla” ya şu lağvetme meselesini bi daha düşünsen. Kişiler değil  ,  düzen yoz  diyorum, bak böyle giderse hepimiz uyum sağlayacağız bu düzene  haberin olsun !.” Ak Sakallı dede “ bak şu sivri dilli, çok bilmişe, rüyanda bile rahat durmuyorsun . Hadi ordan ,  fesat , kiraz  bedavacısı seni… “ Ak sakallı Dede’ye  “onlar da aidatlarını ödemiyor ama  naberrr!..”  diye söylenirken  kan ter içerisinde uyanmışım. Çok şükür bu bir rüya imiş sadece ,  gerçek olmamasına ne kadar çok sevindim anlatamam size. Kirazı fazla yemiş olacağım ki;  Sarıgül , Gürsel Tekin çarpışmasını , ilçeden İl’e ordan Genel Merkez’e , Merkez’den İlçe’ye uzanan  dikenli yolu  ve derin stratejileri  göremedim eksik kaldı . Ehhh.... bir dahaki rüyaya artık...

                Bu rüya vesilesiyle CHP’ nin çok değerli  400 delegesinin 22 Hazirandaki seçimlerde;  özgür iradeleri ile sandık başına gideceğine, özellikle bu seçimde  bilinçli bir tercihte bulunacağına inanıyor ,beğendiğimiz kadar  beğenmediğimiz tercihlerin ,sonuçların da bizi ,örgütü yansıttığını , günahıyla- sevabıyla  irade sahibininBİZ olduğunu hatırlatmak istiyorum. Yine  sonrasında ,  kademeli olarak  beraber ağlaştığımızı , kademesiz beraber kucaklaştığımızı da …

Eskiler derler  ki ;  kötü  rüya görünce, anlat. Anlat ki  bozulsun ,  tersi çıksın. Beni , sizi ve de herkesi  üzen tüm kötü rüyaların bir son bulması dileğiyle…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum