KİLİME HAYAT DOKUNUR

Belkıs Balpınar ile Kilim Sanatına farklı bakış

KİLİME HAYAT DOKUNUR
25 Nisan 2018 - 23:35 - Güncelleme: 25 Nisan 2018 - 23:55

İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi ardından Türk ve İslam eserleri Halı bölümünde Küratör, İstanbul Vakıflar Halı ve Kilim Müzesinde kurucu müdürlük yaptıktan sonra Anadolu’yu dolaşarak harmanladığı halı ve kilimler üzerindeki uzmanlığını,  1986 yılından itibaren geleneksel kilim dokusunu kullanarak  oluşturduğu “artkilim” denilen sanat dalının öncüsü oldu.

Bodrum’da yaşayan sanatçının  kilim ve halılar üzerine yazdığı kitapları (8) Almanca, Japonca, İngilizce ve Fransızca dillerine çevrilip bu konuda ayrıca makaleleri bulunmakta. Notre Dame de Sion tarafından oluşturulan “Kilimin Sembolleri” sergisi davetiyle gelerek,  alanı üzerine bir konferans verdi.

Kilimin Sembolleri SergisiAhmet Diler ve Marc-Antoine Gallice’in birlikte kaleme aldıkları, Fransızca baskısı Bleu autour, Türkçe baskısı ise Alfa Yayınları’ndan çıkan aynı başlıklı kitaptan esinlenmektedir. Sergi, geniş bir coğrafî mekânda (Balkanlar, Orta Doğu, Kafkasya ve Orta Asya) karşımıza çıkan kilim motiflerindeki simgesel dili çözümlemeyi amaçlamaktadır. Temsilî bir koleksiyon eşliğinde, bu motiflerde ve eski medeniyetlerde kullanılan nesnelerde karşımıza çıkan semboller arasındaki bir tür devamlılığa işaret ederekbu simgelerle kültürel unsurlar, toplumların gündelik yaşama dair taşıdıkları endişeler, dokuma teknikleri ve coğrafi yöreler arasındaki bağlantılara dikkat çekmektedir.

ANADOLU TEKSTİLİN DOĞDUĞU YERDİR

Böyle bir sergi ile karşılaştığı için çok mutlu olduğunu ifade eden Belkıs Balpınar şu bilgileri verdi:

“Kilimler üzerine yıllarca Anadolu’da keşifte bulundum. Eski çağlardan, çağdaş akıma nasıl geçtik? Biraz buna da değinmek istiyorum.

İçerde ki sergi gerçekten eğitici anlamda çok güzel hazırlanmış. Kilim dokuması dikey ipler dediğimiz çözgü üzerine renkli iplerle desenin ileri-geri giderek desenin oluşturulması demektir. İpler çözgülerin arasından  geçerek desen oluşturulur. Renkli iplerin döndüğü yerlerde ilikler oluşur.

Kilimler daha çok Orta Doğu, Orta Asya ve birazda Balkanlar da dokunan kilim türleridir. Kafkas desenlerinde mesela çok renkli olmakla beraber kendi türleride vardır.

İran Kilimler çok çiçekli ve minik motiflerden oluşur. Anadolu kilimlerine geldiğimiz zaman çok çarpıcı örnekler vardır.

Görsellikleri o kadar farklı o kadar çağdaş görünüme sahiptir. Avrupa Fransa’da ki bir dokuma da ince detay çokca bulabilirsiniz belki ama Anadolu kadınında her zaman pratiklik, yaratıcılık ortadadır.

Çağdaş sanat özellikleri bulunmaktadır. Kapadokya bölgesi bakınız bunu çözmekte de zorlanıyoruz.

HALILAR TARİHLENDİRİLEBİLİR ANCAK KİLİMLER ÇÖZÜM GEREKİR

Halıları kolaylıkla tarihlendirebiliyoruz. Bir sürü done var. 

Özellikle 15.yy.’dan  itibaren Avrupalı reaslit ressamlar tablolarında halı kullanmışlardır.

Aristokratların masalarında, ayaklarının altında halılar resmedilmektedir. Selçuklu tahta oyma kapılarla, Divriği Ulu Camiinde bulunan bir eserle örtüşmüştü.

Taş ve tahta oymalarla da benzerlikler gösterir. Tasarımcılar arasında bir işbirliği var diyebiliriz. Kitap kapaklarında ki motifler, halı da da mevcut.

Kilimlere geldiğimiz zaman, ne nerede dokunmuş hiçbir belge yok. Ne kadar eskiye gidersek o kadar çok bağlantıya ulaşabildiğimizi fark ettik.

Bu teracota kap M.Ö. 1500,  Tunç Devrine ait. Kancalı motifler aynı. Koç boynuuz dediğimiz desenler burada kilimlere motif haline gelmiş, o devirde de moda halindeymiş.

Kanalı motiflerin Yörükler Toros dağlarında ve Balıkesir bölgesinde aynı motifleri görebiliyoruz.

Yani bir devamlılık var. Dev gibi kilimler var tarihlendirme yapamıyoruz. Motifler de dediğimiz gibi devamlılık var.

Sürekli olarak bu devre kadar yani birkaç yüzyıl gelebiliyor.Çünkü Anadolu’nun en kutsal formu olan dişi sembolleri elleri göğüslerinin altlarında olur.

Her yerde “Eliböğründe” derler Anadolu’da kadınlar.

Çeşitli Tanrıça figürleri mevcut. Bu bir sembol haline gelmiş. “Elibelinde” nin değişik kompozisyonları Anadolu kiliminde kullanılmışlardır. Yakın Doğu olarak düşünmek lazım Anadolu deyince. Bu motifler kutsaldır.

Bazı yerlerde bu motife başlanmadan önce kurban kesildiğine şahit oldum. Neden? Diye sorduğumda ise “şiddetinden korunmak için” dediler.

Anadolu Kilimlerini çözümleyebilmek çok karmaşık birşeydir. Yolu iyi bulmak gerekir. Anlatmak istediğim bu. Bir gelenekten bahsediyorum.

Mükemmel bir şekilde kuşaktan kuşağa yansıtılıyor.

Nesilden nesile motif devam ediyor. Anne kızına şeklinde devam eder. Halı da düğüm düğüm gibi istediğiniz deseni yaparsınız.

Kilim de burada motifleri görerek üç nesil devam eder.

Bodrum’da yaşadığım için Tunalı Köyünde ki 40-50 köyü taradım.

Antropolojik çalışmalardı. Kilimlerin Muğla, Milas’a kadar uzandığını gördük. Ben yalnızdım tabii birkaç kişi daha olsa çok daha güzel işler çıkarabilirdik.

Türkiye gerçekten Tekstik anlamında çok daha iyi işler yapabilir. Tekstil sadece giyim değil.

Gençleri de sıkmadan gelişmelerine katkıda bulunmak için fırsatlar yaratmak gerekir.” diyerek sözlerini tamamladı.

Haber: Emel SEÇEN

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum