Kamu vicdanı “ artık yeter” diyor! Küçüksu Mesire Alanı için siyasiler tek tek söz aldı

Anadoluhisarı Turizm ve Kalkındırma Derneği (ANTUR), bir ilki gerçekleştirerek, Beykoz’un belediye başkan adaylarını bir araya getirdi

Kamu vicdanı “ artık yeter” diyor! Küçüksu Mesire Alanı için siyasiler tek tek söz aldı
22 Şubat 2014 - 00:31

Anadoluhisarı Turizm ve Kalkındırma Derneği (ANTUR), bir ilki gerçekleştirerek, Beykoz’un belediye başkan adaylarını bir araya getirdi. “ Beykoz’un Turizm Potansiyeli ve Bununla İlgili Olarak Tarihi Küçüksu Mesire Yeri’nin Halk Yaşamına Geri Kazandırılması” konulu sempozyumda farklı partilerden Beykoz Belediye Başkan adayları bir araya geldi ve tarihi mesire alanının eski ihtişamlı günlerine neden dönemediği ve çözüm önerileri üzerinde düşüncelerini paylaşarak, vaadlerini ortaya koydular.

Söz konusu toplantıda, seçim pusulasındaki sıraya göre 10’ar dakika ile sınırlı olmak üzere  söz alan Belediye Başkan adayları içinde CHP eski Belediye Başkan adayı, halihazırdaki MHP belediye Başkan adayı Alaaddin Köseler yoktu. Kösler’in sempozyuma katılmama nedenine ilişkin bir mazeret açıklamasında bulunulmadı. İşçi Partisi Beykoz Belediye Başkan adayı Can Çakmak’ın ise, bir cenazesi dolayısıyla Ankara’da bulunduğu açıklandı.

Sempozyumda, bazı vatandaşların özellikle halihazırdaki Ak Partili Belediye Başkan adayı ve 2014 mahalli seçimleri adayı Yücel Çelikbilek’in konuşmasına sözlü olarak müdahale ettikleri görüldü. Bunun üzerine Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, ilgili kişileri usulüne uygun olarak dinlemeleri konusunda uyardı; ancak bu gerçekleşmeyince, konuşmasını bitireceğini belirtti ve Divan Heyeti ile tokalaştıktan sonra, salondan ayrıldı.

Habere ilişkin yorumu dikkatinize bırakmak için, haberi detaylı olarak ilginize sunuyoruz.

Partiler kürsüde! 

Yaklaşık 2 saat süren programa, Demokratik Sol Parti (DSP) Belediye Başkan adayı Recayi Çelik ve İlçe Başkanı İbrahim Uysal, Büyük Birlik Partisi (BBP) Belediye Başkan adayı Bilgehan Murat Miniç ve İlçe Başkanı Mustafa Bağcılar, Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Belediye Başkan adayı ( Belediye Başkanı) Yücel Çelikbilek ve İlçe Başkanı Adem Sefer, Millet Partisi (MP) Belediye Başkan adayı Mehmet Ali Anafarta ve İlçe Başkanı Mustafa Karataş, Saadet Partisi Belediye Başkan adayı Selman Yücel, Türkiye İşçi Partisi (TİP) İlçe Başkanı Eyüp Bostan, Cumhuriyet Halk Partisi ( CHP) Belediye Başkan adayı Hızır Yılmaz ve İlçe Başkan Vekili Musa Aksu, Milliyetçi Hareket Partisi ( MHP) İlçe Başkanı Ali Emanet ile kalabalık bir izleyici topluluğu katıldı.

Divan Başkanı Dr. Özer Odabaşı

“ Beykoz’un Turizm Potansiyeli ve Bununla İlgili Olarak Tarihi Küçüksu Mesire Yeri’nin Halk Yaşamına Geri Kazandırılması” konulu etkinlik, Anadolu Hisarı Turizm ve Kalkındırma Derneği Başkanı av. Ferda Kazancıbaşı ve Dernek Yönetim Kurulu’nun ev sahipliğinde, kokteyl ikramının ardından saygı duruşu ve akabinde İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.

Dr. Özer Odabaşı’nın başkanlığında oluşturulan Divan Heyeti’nin başkan yardımcılıkları görevini ise Gamze Özdemir ve Nejla Köseoğlu üstlendiler.

Mustafa Babuz: Küçüksu Çayırı, ‘ yeter artık molozların altondan kaldırın’ diye haykırıyor

Tarihi Küçüksu Mesire Alanı’nın geçmiş dönemlerinden ve halihazırdaki durumunu yansıtan fotoğraflarından oluşan bir slayt sunumunun ardından Dernek Başkan Yardımcısı Mustafa Babuz, kısa bir selamlama konuşması yaparak, şunları söyledi: “ 650 yıllık Anadoluhisarı’nın tarihi değeri var. ‘ Yeter artık, molozların altından kaldırın, yaşamak istiyorum’ diye haykırıyor. Yıllardır 1. ve 2. Boğaz Köprüsü’nün âtıl alanı olarak kullanıldı ve şimdiye kadar gelen tüm idarecilerimiz, ‘ bugün yapılacak, yarın yapılacak’ diyerek, bu Çayır boğuldu. Bizler istiyoruz ki, Beykoz’umuzun tüm adaylarının olduğu bir ortamda Küçüksu Çayırı’nı yeniden hayata kazandırılsın…”

Av. Ferda Kazancıbaşı: Utanç belgesi

Dernek Başkanı av. Ferda Kazancıbaşı ise, Beykoz’un turizmde hak ettiği yerde olmadığını ifade ettiği konuşmasında, Göksu tarihinden anekdotlar aktardı. Türk turizminin hareketliliğinden Beykoz halkının da yararlanabileceğini ifade eden av. Ferda Kazancıbaşı, bunun ise ancak ilçede bilimin öngördüğü plan ve projelerin uygulanması ile mümkün olabileceğini belirtti. “Turizm bereketinin halkımıza bahşettiği bütün olanaklar var; bundan sonrası plan ve projeye kalmış oluyor” şeklinde konuşan Dernek Başkanı, “ tarihi Küçüksu Mesire yeri, sadece Beykoz’a değil, evrensel olarak dünya insanlığına mâl olmuş bir bölge anacak bugün ne durumda olduğunu hepimiz biliyoruz. Temennimiz, Küçüksu Mesire Yeri’nin mevcut durumundan kurtulmasıdır. Beklentimiz, Küçüksu Mesire Alanı’nın, şu anda utanç belgesi olduğu durumdan kurtarılarak, ülkemiz adına yüz aklığı belgesine kavuşmasıdır” dedi.

Adem Deniz: Heykelini dikeceğim!

Toplantıda, Anadoluhisarı İdman Yurdu Spor Kulübü Başkanı Adem Deniz de söz aldı. Konuşmasında, gerek spor kulübüne, gerekse Küçüksu Çayırı’na ilişkin açıklamalarda bulunan Deniz, “ semtimiz layık olmadığı bir durumdadır. Çayırımız, 26 yıldır kaderine terk edilmiş bir durumdadır. Yarın belediye başkanı olacak olan kişi, Beykoz Belediyesi’nin semtimize olan borcunu ödemek zorundadır” diye konuştu. Kulüp Başkanı, Belediye başkan adaylarının vatandaşların beklentilerini karşılamak gibi bir görevleri olduğunu da söyledi. Deniz, konuşmasını, “ hangi partiden olursa olsun, kulüplerinin tesisini yapacak olan Belediye Başkanının heykelini dikeceğini” belirterek sonlandırdı.

DSP adayı Recayi Çelik: Beykoz’un resmen başı eğilmiştir

Yapılan konuşmaların ardından ise, belediye başkan adayları 10’ar dakikalık konuşmalarını yapmak üzere, sırayla kürsüye davet edildiler. İlk konuşmayı, Demokratik Sol Parti (DSP) Belediye Başkan adayı Recayi Çelik yaptı. Çelik, şunları kaydetti:

“ 40 yıllık Hisarlı bir kardeşiniz olarak Küçüksu’nun acısını en çok paylaşan kardeşiniz benim. Çocukluğum burada geçti; burada denize girer, ailemiz ile piknik yapar, bisiklete binerdik… Misafirlerimiz geldiği zaman, mangalımızı alırdık, gururla sahile inerdik. Şimdi Beykoz’umuzun neresinden tutsak, elimizde kalıyor maalesef. İstanbul’a ve gelişen dünyaya baktığımız zaman, Beykoz’umuzun resmen başı eğilmiştir. İnanıyorum ki, Beykoz halkı bir gün mutlaka hak ettiği değere kavuşacaktır.”

Miras yediler!

“ Küçüksu Çayırı ile ilgili şöyle bir benzetme yapmak istiyorum: Bir hastamız var; elimizde doktorlarımız ve tıbbi malzemelerimiz, her türlü araç ve gerecimiz var ancak hiçbir müdahalede bulunmayız ve hastayı resmen ölüme terk ederiz. Ben buna ‘ miras yediler’ diyorum. (Küçüksu) Çayırı’nın da durumu budur. Burası için yapılacak o kadar çok şey varken hiçbir şeyin yapılmaması benim yüreğimi acıtıyor. Bundan önce Türkiye’de şöyle bir siyasi anlayış vardı: ‘ İlçe belediyeleri, farklı, il belediyeleri farklı, hükümet farklı, hizmet alamıyoruz, tıkanıyoruz’ deniliyordu. Şu anda hükümetiz de, İBB de aynı, ilçe belediyemiz de aynı. Ben bunu manidar görüyorum. Seçim öncesi böyle bir çalışmanın yapılmasını ya mevcut belediyeyi zor durumda bırakmak, ya da bize psikolojik olarak siyasi baskı yapılması (olarak görüyorum.) Yani, bize deniliyor ki, ‘ biz ilçe belediyesi bizim olduğu halde burada bu uygulamaları yapıyorsak, başka partiler gelse daha neler yaparız!’ “

İstenirse, halkın olan bu yerler halka tekrar kazandırılabilir

“ Fakat şunu biliyorum. T.C. Devleti büyüktür. Kurumları güçlüdür, belediyeleri de güçlüdür. Küçüksu Çayırı’na baktığımız zaman, bir bölümü Büyükşehir Belediyesi’nin deniliyor, bir bölümü T.B.M.M’nin deniliyor. Bir bölümü Marmara Üniversitesi Spor Akademisi’nin deniliyor. Fakat halka ait bir yer yok mu? O yüzden diyorum ki, T.C. Devleti büyüktür; istenirse, halkın olan bu yerler halka tekrar kazandırılabilir. Bunu önce bizim istememiz lâzım… ( Biz DSP olarak,) masa başlında proje üreterek değil, halkın taleplerine göre hizmet anlayışı gayesi ile yola çıktık. Umut ediyorum ki, Beykoz insanı bize güç ve destek verir, bize bu yetkiyi verir ve biz de masa başında projeler üreterek değil, halkımızın gerçek ihtiyaçlar noktasında hizmet üreterek, gerçek hizmetçiliği yapmış oluruz diye düşünüyorum… Bizler bunu hak etmiyoruz. Bizler, Küçüksu Çayırı’nda bundan 30 sene önce olduğu gibi yaşayıp eğlenebilmeliyiz…”

BBP adayı Bilgehan Murat Miniç: Deniz potansiyelimizden en ufak bir pay almıyoruz

“ Beykoz’da turizm denilince, aklımıza gelen çok şey var fakat ben Beykoz Denizciler Derneği’nin 4 yıl Başkan yardımcılığını yapmış ve halihazırda denizde çalışan bir kardeşiniz olarak, denizcilik potansiyelimiz noktasında Beykoz’da turizmden bahsedeceğim; ardından ise Küçüksu Mesire Yeri konusuna geçeceğim… Bugün Beykoz’da 12 bin denizci yaşıyor. Beykoz Denizciler Derneği’nin bin 200 kayıtlı üyesi var… İstanbul Boğazı’ndan,  bizim Beykoz’un hemen önünden günde ortalama 140- 150 gemi geçiyor.. Ama bizim bu transit geçişler ile hiçbir alakamız olmadı bugüne kadar.

Dünyada 200 milyar doların üzerinde deniz ticaret taşımacılığı hacmi var. Kuruvaziyer taşımacılığının son yıllarda yüzde 279 arttığını veriler bize söylüyor. Bizim 12 bin denizcimiz ve halihazırda Denizcilik Okulu’ndan mezun olacak yüzlerce kardeşimiz olmasına rağmen, bu deniz turizmi potansiyelinden aldığımız en ufak bir pay, bir katkı yok. Kaptan bir başkan adayı olarak, BBP’nin çok önemli bir projesi var.”

Yerinde çözüm

BBP adayı Miniç, konuşmasının devamında ise av. Ferda Kazancıbaşı’nın Küçüksu Mesire Yeri’ne ilişkin bir köşe yazısını okudu. Miniç, konuşmasının sonunda ise “ Bizim vaadimiz, masa başında proje yapmamak, Anadoluhisarlı temsilciler ile bir proje grubu oluşturarak projeler yapmak… ve yerinde çözümdür. En büyük projemiz, samimiyettir. Biz BBP olarak bir samimiyet hareketiyiz” dedi.

Ak Parti adayı ( Belediye Başkanı) Yücel Çelikbilek: Sonra, ‘ Başkan agresif’ diyorlar

Sözlerine Küçüksu Çayırı ile ilgili olarak bir slayt sunumu hazırladıklarını, ancak konuşmalarda eşitliği bozmamak için söz konusu sunumu yapamayacaklarını ifade ederek başlayan Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek, şunları kaydetti: “ 2009’da geldik, size söz verdik; doğrudur. ‘ Sözümüz sözdür, gücümüz yettiği kadar bu mekânı biz düzelteceğiz’ dedik. Bu fakir ne yaptı? İlk yaptığım iş, Çayır Büyükşehir’e aittir. Şimdi arkadaşlarımız konuyu bilmedikleri için çok rahat; ‘ oturup kalkınca biz bu işi hallederiz’ diyorlar. İstediğiniz kadar oturup kalkın, bir şey yapamazsınız. Bunu yapmanın bir usulü vardır.”

Salondan itiraz geldi: Üvey evlat muamelesinden bıktık, yeter!

Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in bu sözlerinin ardından, salonda bulunan bir dinleyicinin,“ Başkan, Anadoluhisarı ilçe olacak, ilçe. İlçe olacağız ve Beykoz’dan ayrılacağız. Yeter artık, üvey evlatlık muamelesinden bıktık. Yeter!” şeklindeki sözleri işitildi.

Bu tepkiyi,“ O dediğin olursa, zaten hiç itirazımız yok” şeklinde yanıtlayan Çelikbilek,“ 3 bin kişilik bir yeri ilçe yaparlar ise, canın sağ olsun” dedi.

Bunun üzerine gerek Divan Heyeti Başkanı Dr. Özer Odabaşı ve gerekse salonda bulunan vatandaşlar tarafından, Belediye Başkanı’nın konuşmasını kesen vatandaşa araya girmemesi gerektiği yönünde uyarılarda bulunuldu.

Çelikbilek, konuşmasına şöyle devam etti: “ Karşıdan söz gelince, sen de söz söylemek zorunda kalıyorsun; söyleyince de ‘ Başkan söyledi’ diyorlar bu sefer. Şimdi yerinde dursan da, durup dururken bizi de konuşturmasan olmaz mı? Konuşacaksın, karşıdaki adamın canını sıkacaksın, o da sana bir şey söyleyecek. Sonra çıkıp diyeceksiniz ki, ‘Belediye Başkanı bayağı agresif.’ Halk da bizi dinlese de, bizi sonra tartsa olmaz mı? Doğrusu bu değil mi? Doğrusu bu. Buraya madem geldiniz, medeni ölçüler içinde dinleyeceksiniz, dinlemesini bilmiyorsanız, buraya gelmeyeceksiniz. Bu kadar basit! Geldiyseniz, burada delikanlı gibi oturacaksınız, sakin sakin dinleyeceksiniz…”

Bize haksızlık yaparsınız

Bu sözlerin ardından açıklamalarına devam eden Yücel Çelikbilek, şunları kaydetti:  “ Yaptığımız şu oldu arkadaşlar! Burası Büyükşehir’in. Milli Saraylar’ın olan kısım var, bir bölümü de Marmara Üniversitesi’ne ait. Hisar Spor Kulübü’nün oturduğu yer de Marmara Üniversitesi’ne ait. Burada şikâyet edenlerin hiçbirisi geçmişteki günahlarından hiç bahsetmedi. Bu günahlar, bu kusurlar bize miras olarak gelen kusurlardır, eksiklerdir. Dolayısıyla bütün bu günah, kusur ve eksikleri (Beykoz Belediyesi’ne) mâl etmeye kalkarsanız, yanlış yaparsınız, haksızlık yaparsınız, vicdanları rahatsız edersiniz.”

2. Köprü yapılırken seyrettiniz

( Küçüksu) Çayırı, 1970’lerden önce başlayarak, üniversite arkasından köprüler ile katledilirken o zaman hepimiz seyrettik. 2. Köprü yapılırken gene seyrettiniz. Ondan sonra kusuru, kim arkadan geldiyse, onda arayacaksınız!

Şu anda buranın projeleri hazır. Halkın üzerinde ittifak ettiği yapacaklarımız da var bizim. Projenin ilk safhasında ben Büyükşehir’den kendime ait olan arazinin kullanım hakkını ilçeme aldım. Bunu yaptıktan sonra Marmara Üniversitesi Rektörü ile temas ettik, bir protokol yaptık. Bu protokol ile Çayır’ın üzerindeki kullanım hakkını Marmara Üniversitesi bize devretti. Harika bir şeydi. O kadar sevindik ki! Profesör Necla Hanım’a gittik; bizim de ona bir kıyağımız oldu, kampüsteki bütün asfaltları yaptım; o da bize kalktı, ‘ben de size veriyorum’ dedi ve bedelsiz olarak verdi. Verdi de, araya 3. Köprü davası girdi; biz beklemek zorunda kaldık. Bakanlık’a yazı yazdık. Çünkü buraya proje üretmeye başladım, yapmaya kalkarsam ve arkasında da 3. Köprü inşaatı burada imal edilmeye kalkarsa, tekrar bizim bu Çayır allak bullak olacaktı. Dolayısıyla 1 yıl beklemeye mecbur kaldım. Ve (bu şekilde) 2012 yılının ortasına geldik.”

Yeni rektör protokolü iptal etti

“ Bu arada (Marmara Üniversitesi’nde) Rektör seçimi yapıldı. Rektör seçimi yapılınca, mevcut rektörümüz seçimi kaybetti, bir başka arkadaş (geldi.) Bu arkadaşa da gittim, durumu anlattım. İlk bakışta çok olumlu geldi, aynı şeye (protokole) devam edeceğini ifade ettiler. Fakat aradan 1 ay geçmemişti; bir baktık, mevcut protokolü iptal ettiklerini söylediler. Yapacak bir şey yok, yer onların. Bize, ‘ epey zaman geçti, siz orayı yapmadınız’ (dendi.) Biz de yapmamamızın sebebini anlattık. ‘ Bakanlık’tan bize daha cevap gelmedi’ dedik. Sonra Bakanlık’tan yazı geldi ve ( burayı 3. Köprü’nün inşaatı sırasında) kullanmayacaklarını beyan ettiler ancak o arada Marmara Üniversitesi ( burayı) bizden aldı.”

Çok da beni ilgilendiren bir konu değil

“ Biz Belediye’ye ait olan yeri çevirdik. Onlar da kendilerine ait olan kısmı çevirdiler. Bu arada Hisar Kulübü ile olan ilişkilerimizde bir gelişme oldu ve kulüp binasının yıkılması gündeme geldi. Bu kulüp binasının yıkılmasında Beykoz Belediyesi’nin hiç dahli yoktur. Hiçbir sorumluluğumuz yok. Bilgimizin dışında (oldu.) Marmara Üniversitesi talep etmiş, Boğaziçi İmar Müdürlüğü de kaçak bina olduğu için gelmiş, yıkmışlar. Hoşumuza gitmedi. Eski kulüp Başkanı arkadaşımız (Adnan Güner) geldiler talep ettiler; biz kulübümüzün sokakta kalmasını arzu etmedik. Hiç de vermeyebilirdik; çok da beni ilgilendiren bir konu değil.”

Dünyadan haberiniz yok!

Başkan Çelikbilek’in bu sözlerinin akabinde, izleyici koltuğunda oturmakta olan Anadoluhisarı İdman Yurdu Spor Kulübü Başkanu Adem Deniz, araya girerek, Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’e, Belediye olarak buna kanuni olarak mecbur olduklarını ifade edince, Çelikbilek de, kendisini, “ siz bir şey bilmiyorsunuz. Dünyadan haberiniz yok. Dünyada da böyledir. O konuları hiç bilmiyorsun, kusura bakma! Tatlı dil yılanı deliğinden çıkartır, ekşi söz de başka şey yapar. İşi bilmeyen adam çok kötü bir şeydir. Bildiğini sanmak daha da kötüdür. Bilmeden konuşursanız, toplum karşısında sıkıntıya girersiniz” şeklinde cevapladı.

Çelikbilek, salondan ayrıldı

Konuşmasını, Anadoluhisarı İdman Yurdu Spor Kulübü’ne atfen, “ arkadaşlar sokakta kalmışlardı; ben Göksu hizmet binamı kalktım, onlara verdim” şeklinde sürdüren Çelikbilek’in sözleri, bir önceki izleyici tarafından, bu sefer, “ başkanım! O, deprem yönetmeliğine aykırı bir binadır… yıkılacak binaya koydunuz o insanları” şeklinde kesildi. Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek’in, Heyet Başkanı Dr. Özer Odabaşı’nın, kendisine ‘ siz devam ediniz’ uyarısına şu yanıtı verdiği görüldü: “ Ben şöyle devam edeyim. Ben sizlere çok teşekkür ediyorum. Çayırımızı yapacağız. Gördüm ki, (saygı çerçevesindeki insanlar arasında dinleme problemi olan insanlar var. Ben sözümü böylece tamamlıyorum. Hepinize saygılar sunuyorum.”

Çelikbilek, bu sözlerinin ardından ise önce Divan Heyeti ve bazı kulüp yöneticileri ile vedalaşarak, salondan ayrıldı.

Millet Partisi adayı Mehmet Ali Anafarta: Küçüksü Çayırı’na yeraltı katlı otoparkı

“ Onurlu Beykozlular! Hepiniz hoş geldiniz! … Açıklamasını bilene, 10 dakikada 500 tane proje açıklanır! … Bizim Beykoz’la ilgili 99 projemiz var. Bu 99 projeden bir tanesi, Küçüksu Projesi. Önemli mi? Kesinlikle önemli. Bazı sorunları bilmeden ‘ben belediye başkanı olacağım, onu yapacağım, bunu yapacağım’ demek, aslında doğru değil. Bir defa buranın arazisi kime ait? Yüzde 36’sı Marmara Üniversitesi Rektörlüğü’ne ait. Peki şimdi soralım; Marmara Üniversitesi TOKİ ile bir anlaşma yaptı mı ve Beykoz’dan gidiyor mu? Eğer gidecek ise, ne zaman gidecek? Gittikten sonra şu anda yapılan proje halen kalacak mı? Bunlar önemli, bunları bilmek lâzım. Ayrıca, burada yapılacak olan bir projeden bahsediliyor. Projenin içinde beton var mı, beton? Allah izin verirse, 1 Nisan’dan sonra ( Çayır’da yığılı bulunan molozları)… tek tek toplattıracağım. Küçüksu Çayırı’na otopark mı yapılır? Hangi dünyada yaşıyoruz? Yeraltı kat otoparkları yapacağız. Küçüksü Çayırı’na da yeraltı katlı otoparkı yapacağız.”

‘ Beykozlular bu otellerde çalışacak’ deniyor; yalan!

“ Bir defa turizm deyince ne anlamamız gerekiyor? İnanç turizmi, sağlık turizmi, doğa turizmi, kültür turizmi. Beykoz, bunların hepsini yapabilecek durumda… ‘ Beykoz turizm ilçesi olacak’ deniyor. Tamam güzel, olacak; doğru. ‘ Beykozlu gençler burada çalışacak’ diyorlar. Yalan söylüyorsun. Neden biliyor musun? 7 Yıldızlı otele gidin, orada ( benim çantamı taşıyan adam) 3 dil biliyordu. Peki Beykozlu gençler hangi turizm lisesinde okuyorlar? Var mı turizm lisesi? Ben mi bilmiyorum? 99 projenin içerisinde turizm lisesi projesi var. Evet, turizm lisesini evel Allah ben kuracağım.”

Beykoz, konfederasyon olacak

“… Kim topluma hizmet ediyor ise, efendi odur. Ben toplumun hizmetkârı olmak istiyorum. Tıpkı lokantaya gittiğinizde ‘ ne istersiniz?’ diye soran garson gibi. ‘ Asfaltınızı döktüm, başka ne istersiniz?’ Küçüksu’yu yaptık, başka ne istersiniz? Yok mu?’ Osmanlı günlerine gene kavuşacak Beykoz. Göksu Deresi kime ait? Orada Üsküdar’a gider iken türküleri söylenecek. Evel Allah…Hepinizde geçmişe özlem var, değil mi? Hepimizde olmasa da, birçoğumuzda var. Beykoz bundan 40- 50 sene önce böyle değildi. Dağlara, tepelere bakın, Yenimahalle’ye bakın…”

“ 3 büyük projemden birini açıklıyorum: Beykoz, konfederasyon olacak. Göreve geldiğimiz andan itibaren her sokakta bir dernek kurduracağız… Beykoz’da herkes sokağındaki bir derneğe üye olacak. Kendi mahallelerinde bir araya gelerek bir konfederasyon olacaklar. Konfederasyonun başkanı olarak ben sayın Cumhurbaşkanımdan ne istesem alır mıyım? Büyük bir konfederasyon her istediğini yapacak… Ne olur inanın, çünkü millet bu sefer kendisini yönetecek…”

Saadet Partisi adayı Selman Yücel: Plansız programsız, mirasyedi mantık

“ … Göksu’yu konuşuyoruz. İsterseniz başka ilçelere bakalım, Üsküdar’a, Beşiktaş’a, Fatih’e bakalım. Biz hakikaten eğitimi öne almamış, meselenin ruhuna vakıf olamamış, tarihin ne manaya geldiğini, elimizdeki bu değerlerin babalarımızdan bize kalan miras değil, bizim çocuklarımıza emanetimiz olduğunu anlayamamış bir toplum olarak tarihimizi mahvetmişiz. Ne surlar kalmış, ne İstanbul’un eski evleri kalmış, ne sokakları kalmış. Roma’ya gidiyorsunuz, Paris’e gidiyorsunuz, Viyana’ya gidiyorsunuz hepsinin bir tarihi eski şehri, bir de yeni şehri var. Bizim karşılıklı 2 katlı cumbalı evlerin olduğu sokaklarda ise o evleri yıkıp 6’şar katlı binalar yapmışlar. Her binadan da otopark parasını almışlar ama otopark yapmamışlar. Bütün bu vurdumduymaz, bütün bu plansız programsız miras yedi mantığın içinde tabii Küçüksu da nasibini almış”

Kim verdi bunları? Verdiyse geri alsın

“ Ben Kayseriliyim. Bizim Kayseri’de büyüklerimizin belediye başkanlarına verdikleri bir nasihat vardır. Derler ki, ‘ başkan, sen önce talebi olan bölgeye gideceksin, talebi inceleyeceksin, burada bu projenin uygulanması gerekli mi değil mi karar vereceksin. ‘ Uygulanmalı’ dedikten sonra, uygulanma talimatını vereceksin; senin yardımcıların ve bürokratların da hangi kanunlara göre uyguladığının gerekçelerini açıklayacak. Sen, ‘şunun için yapamıyoruz, bunun için yapamıyoruz’ dersen, zaten yapman mümkün değil; hele Türkiye bürokrasisinde hiç değil. Önce yapacaksın, sonra niye yaptığını onlar söyleyecekler.

Şimdi ben gerçekten hayıflanıyorum. Küçüksu Çayırı var. Beykoz’un değil mi burası? Şu kadar metrekaresi filan kurumun, bu kadar metrekaresi filan kurumun! Kim verdi bunları? Verdiyse geri alsın. Burası Beykoz’un (daha ötesi) var mı?

O zaman sen de git, döktüğün asfaltı kazı!

“ Keşke Yücel başkan burada olsaydı. Ben şunu anlayamadım. Böyle kurumlar arası anlaşma mı (olur?) Bir rektör verecek, öbür rektör geri alacak. Böyle şey olmaz. Kurumlar arasında 49 yıllık, 50 yıllık anlaşmalar olur. İşin karşılığı olur. O zaman sen de git, döktüğün asfaltı kazı! Böyle olmaz!

Saadet Partisi’ni ve Milli Görüş belediyeciliğini burada anlatmamın çok da yeri olmadığı kanaatindeyim ama bir şeye dikkatinizi çekmek istiyorum. Milli Görüş belediyeciliği döneminde belediye başkanı seçilen bir arkadaşımızın daha sonra yine belediye başkanı olduğunu fakat maalesef gömleği çıkarmış olarak belediye başkanı olduğunu görürsünüz;  bakarsanız ilçelere. 2 belediye başkanını da tartın; yüzde 100 farklı olduğunu göreceksiniz. Yani, at binicisine göre kişner, hizmet etmek için vardır. Rahmetli Erbakan hocamız, ‘ biz bu ülkenin garson devletliğini yapacağız. Biz insanımıza hizmet içi varız’ diyordu… Biz, bu milletin lehine olan ne var ise, nasıl yapılacak ise partiler üstü bir mantıkla, bu ülkenin ve milletin geleceği adına hareket ederiz, onu hayata geçiririz…”

“ Ben İstanbul çocuğuyum. Çocukluğumuzda Beşiktaş’tan Küçüksu Çayırı’na gelirdik. Küçüksu Çayırı’nı yine o eski haline, tarihinin çok kısa öncesine döndürmek sözünü veriyorum.”

CHP adayı Hızır Yılmaz: Belediye Başkanı topal ördek!

“ Bugün burada Beykoz turizmini Anadoluhisarı ve ‘ Küçüksu Mesire Yeri’nin yarınları için ne düşünüyoruz?’u konuşacaktık. Aslında bunları çok konuşmaya gerek yok. Beykoz hangi zihniyet ile yönetiliyor, hangi zihniyet ile yönetilmeli sadece bunu konuşsak, (birçok şeyi) daha net göreceğiz.”

Topal ördek olsa da, salondan ayrılmaması gerekirdi

“ Halk arasında bir tabir var: Yeni başkan seçildiği zaman, eski başkan belli bir süre görev yapar. Eskisine ‘ topal ördek’ denilir. Her ne kadar belediye başkanımız da topal ördek olsa da, nezaket gereği bu salondan ayrılmaması gerekirdi ama balık baştan kokar. ‘ Ben yaptım oldu, ister kabul et, ister kabul etme. Kabul etmez isen, gazeteciysen köşenden olursun, yurtsever ise makamından olursun, Silivri’ye gidersin.’ Bu anlayış yukarıdan aşağıya maalesef böyle... Bunu göremeyenler yakındır, gidecekler. Gezi’de, Taksim’de olanları görmeyenler, Türkiye’yi yönetemez…”

Belediye Başkanı gitmesi gerektiğini anladı

“ Gerçi, ben belediye başkanlarına kızmayı çok uygun bulmuyorum. Bizim belediye başkanımız milletin yüzüne 5 yıldır bakmadığı için, milletin ne anlattığını da göremediği için sadece kendisine yapılan tepkiden gitmesi gerektiğini anlıyor; 30 Mart’ta da Beykoz halkı sandıkta Yücel Çelikbilek’ten kurtulacak.”

Neymiş, rektör değişti, protokol bozuldu

“ Belediye Başkanı bir protokolden bahsetti. Neymiş, ‘rektör değişti, protokolü bozdu.’ Bu profesörler, doçentler, rektörler Başbakan’ın haberi olmadan hangi işi yapabilir?”

Mustafa Babuz, bir soru sordu

CHP Belediye Başkanı Hızır Yılmaz’ın bu sözleri sonrasında, Anadoluhisarı Turizm ve Kalkındırma Derneği Başkan Yardımcısı Mustafa Babuz, araya girerek, Yılmaz’ın Küçüksu’ya ilişkin projesini sordu. Bu arada, Divan Heyeti Başkanı Odabaşı da Yılmaz’a süresinin yarısını tükettiğini hatırlattı.

Yılmaz, şunları kaydetti: “ CHP’nin Anadoluhisarı ile ilgili taslak projesi elimizde. Biz hazırlıklı geliyoruz. Bunu toplumun, sivil toplum örgütlerinin ve muhtarlarımızın önüne koyacağız. Eksiğimiz varsa, onlardan tamamını isteyeceğiz. Biz projelerimizi tabii ki anlatalım; önce zihniyeti, Beykoz’u kiminle yönetmeye adaysınız, önce bunu bir algılayalım… sizin önünüze öyle bir proje yaparım ki, hayal bile edemezsiniz…”

Yılmaz, sözlerinin devamında ise, “ Mahalle Evi Projesi,” “ Belediye meclisleri alt meclisleri, kadın ve gençlik meclisleri projesi…” gibi Beykoz’a ilişkin çeşitli projelerinden bahsetti.

Dr. Özer Odabaşı

Belediye Başkan adayları katılımcıların konuşması sonrasında bir değerlendirme konuşması yapan Divan Heyeti Başkanı Dr. Özer Odabaşı ise, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “ Biz biliyoruz ki, göreve gelecek olan Belediye Başkan adayımız geldiği ilk gün Çayır’ı gündeme alır ve verdiği sözleri yerine getirir.”

Hatıra fotoğrafı

Toplantının sonunda, salonda kalan belediye başkan adayları, Dernek Başkanı av. Ferda Kazancıbaşı ile birlikte basına poz verdiler.

Sempozyumun sonunda ise, kulaklarda slayt sunumundan yükselmiş olan şu sessiz çığlık kaldı: “ Doğayı, tarihi, kültürü ve halkın yaşam alanlarını katledenleri biz affetsek de, torunlarınız affetmez.”

Haber: Arzu Başlantı

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum