İSTANBUL BAROSU'NDAN İLİÇ'TEKİ ALTIN MADENİ KAZASI İÇİN SUÇ DUYURUSU
Erzincan'ın İliç İlçesi'nde bulunan altın madeninde meydana gelen toprak kayması uile ilgili olarak İstanbul Barosu tarafından İliç Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu. İstanbul Barosu, Anagold firmasına aik olan madenin sahipleri, yöneticileri ve yetkililerin cezalandırılmasını istedi.
16 Şubat 2024 - 17:39 - Güncelleme: 16 Şubat 2024 - 18:31
İstanbul Barosu, Erzîncan'ın İliçilçesinde bulunan Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen göçük ile iölgili olarak, eski Çevre ve Şehircilik Bakanı olan AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan adayı Murat Kurum hakkında suç duyurusunda bulundu.
Baronun şikayette bulundukları isimler arasında, bakanlığın o dönem yetkilileri, Anagold şirket yetkilileri, Erzîngan Valisi ve valilik yetkilileri de yer alıyor.
İstanbul Barosu Başkanı Avukat Filiz Saraç imzası ile yapılan suç duyurusu dilekçesi aynen şöyle:
Sayı : E-92872780-659-9933 15/02/2024
Konu : Suç Duyurusu
İLİÇ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA
ŞÜPHELİLER:
Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Şirket yetkilileri,
Önceki dönem ve mevcut Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve Bakanlık yetkilileri, Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürü,
ÇED konusunda olumlu rapor yazan bilirkişiler, Erzincan Valisi ve Valilik yetkilileri,
ÇŞİB Erzincan İl Müdürü ve Müdürlük yetkilileri,
Yapılacak soruşturma neticesinde yaşanan faciada sorumluluğu tespit edilecek diğer kişiler.
SUÇ
Adam öldürme , Çevrenin kasten kirletilmesi, Zehirli madde katma,eko kırım ve tespit edilecek sair suçlar.
SUÇ TARİHİ: 13.02.2024
KONU: Olayla ilgili gerekli soruşturmanın yapılarak şüphelilerin eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nunOlası Kastla Adam Öldürme, Çevrenin Kasten Kirletilmesi görevi ihmal, görevi kötüye kullanma ve diğer ilgili maddeleri kapsamında cezalandırılması ve haklarında kamu davası açılması talebimizdir.(TCK mad. 81, TCK mad.21, TCK mad.181)
AÇIKLAMALAR:
Erzincan’a bağlı İliç İlçesi Çöpler köyü mevkiinde, Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş firmasıtarafından işletilen altın madeni işletmesinde, 13/02/2024 tarihinde yığın iliç alanında kayma meydana gelmiş ve 9 işçi toprak altında kalmıştır.Bu faciada toprak altında kalan 9 işçiye halen ulaşılamamıştır.
Yaşanan bu facia göz göre göre yaşanmış olup; tüm devlet yetkilileri tarafından bu olayın gerçekleşme tehlikesi, zorunlu tedbirlerin dahi alınmadığı bilinmesine karşın göz yumulmuş yıllardır faaliyetin genişleyerek devamına olanak sağlanmıştır.
Tüm eksiklik ve risklere rağmen görevini kötüye kullanarak aykırılıklara göz yuman, faaliyetin devamı için her türlü izin ruhsat süreçlerini devam ettirerek onaylayan kademedeki her sorumlunun tespiti ile haklarında dava açılması talebinde bulunmak zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ SEBEP : TCK, CMK, İlgili Yasal Mevzuat
DELİLLER : Keşif ,bilirkişi raporları , konu ile ilgili açılan tüm davalar , Uzman raporları , şirket ticari kayıtları,gazete haberleri, tanık beyanları, çed raporu, işletme izinleri, bakanlık demeçlerive sair tüm yasal deliller.
TALEP VE SONUÇ : Yukarıda açıklanan ve resen göz önünde bulundurulacak sebeplerle; gerekli soruşturmanın yapılarak ,şüphelilerin tespiti ile eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca cezalandırılmaları için haklarında kamu davası açılmasını şüphelilerin derhal tutukanmalarını ve tutuklu yargılanmalarını vekaleten talep ederim.
Saygılarımla.
Av. Filiz SARAÇ
İstanbul Barosu Başkanı
Baronun şikayette bulundukları isimler arasında, bakanlığın o dönem yetkilileri, Anagold şirket yetkilileri, Erzîngan Valisi ve valilik yetkilileri de yer alıyor.
İstanbul Barosu Başkanı Avukat Filiz Saraç imzası ile yapılan suç duyurusu dilekçesi aynen şöyle:
İSTANBUL BAROSU
Başkanlık Makamı
İLİÇ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA
Müşteki: İstanbul Barosu Başkanlığı
Sayı : E-92872780-659-9933 15/02/2024Konu : Suç Duyurusu
İLİÇ CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI'NA
Müşteki İstanbul Barosu Başkanlığı
ŞÜPHELİLER:Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Şirket yetkilileri,
Önceki dönem ve mevcut Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve Bakanlık yetkilileri, Çevresel Etki Değerlendirmesi İzin ve Denetim Genel Müdürü,
ÇED konusunda olumlu rapor yazan bilirkişiler, Erzincan Valisi ve Valilik yetkilileri,
ÇŞİB Erzincan İl Müdürü ve Müdürlük yetkilileri,
Yapılacak soruşturma neticesinde yaşanan faciada sorumluluğu tespit edilecek diğer kişiler.
SUÇ
Adam öldürme , Çevrenin kasten kirletilmesi, Zehirli madde katma,eko kırım ve tespit edilecek sair suçlar.
SUÇ TARİHİ: 13.02.2024
KONU: Olayla ilgili gerekli soruşturmanın yapılarak şüphelilerin eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nunOlası Kastla Adam Öldürme, Çevrenin Kasten Kirletilmesi görevi ihmal, görevi kötüye kullanma ve diğer ilgili maddeleri kapsamında cezalandırılması ve haklarında kamu davası açılması talebimizdir.(TCK mad. 81, TCK mad.21, TCK mad.181)
AÇIKLAMALAR:
Erzincan’a bağlı İliç İlçesi Çöpler köyü mevkiinde, Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş firmasıtarafından işletilen altın madeni işletmesinde, 13/02/2024 tarihinde yığın iliç alanında kayma meydana gelmiş ve 9 işçi toprak altında kalmıştır.Bu faciada toprak altında kalan 9 işçiye halen ulaşılamamıştır.
Yaşanan bu facia göz göre göre yaşanmış olup; tüm devlet yetkilileri tarafından bu olayın gerçekleşme tehlikesi, zorunlu tedbirlerin dahi alınmadığı bilinmesine karşın göz yumulmuş yıllardır faaliyetin genişleyerek devamına olanak sağlanmıştır.
İki yıl önce aynı yerde siyanür sızıntısı yaşanması üzerine maden 2 ay kapatılmış, ancak maalesef sonra yine açılmış, maden şirketinin işletme ruhsatının iptal edilmesi şikayetleri sonuçsuz kalmıştır. Uzmanlarca; kapasite artışı projesinin risk taşıdığı, tesise verilen ÇED olumlu kararının deprem riski, su kaynakları ve nehirlerin korunması bakımından bilimsel gerçeklere aykırı olduğu belirtilerek, olası felaketlere dikkat çekilmesine rağmen gerekli önlemler alınmamıştır. 13.02.2024 tarihinde ise maalesef maden arama faaliyetlerinde kullanılan siyanür dökülen milyonlarca metreküp toprak kaymıştır. Kayan toprak, yakındaki yerleşim yerlerine ve Fırat Nehri’ne doğru devam etmektedir. Göz göre göre gelen bu büyük bir felaket için, derhal acil tedbirler alınmalı ve gerekli soruşturma yapılarak sorumlular cezalandırılmalıdır.
Faaliyete girdiği yıldan bugüne, mevzuat dolanılarak parça parça hazırlanan projelerle devasa nitelik kazanan Çöpler Kompleks Maden İşletmesinin yarattığı tahribat ve oluşturduğu tehlike TMMOB - TBB ve diğer sivil toplum kuruluşları tarafından daha önce de pek çok kez kamuoyuna açıklanmış, bu husus açılan davalarda sunulan teknik raporlarla da ortaya konmuştur.
TBB’nin ve TMMOB’nin açmış olduğu ve Erzincan İdare Mahkemesinde görülmekte olan davalarda , tüm aşamalarda her dilekçede, her açıklamada İliç sahasında yaşanabilecek kayma defaatle vurgulanmış olmasına karşın; ne Bakanlık ne yerel idare ne de Mahkemece uyarılar dikkate alınmamış, göz ardı edilmiş, bugün yaşanan felakete yol açılmıştır.
Yine Türkiye Barolar Birliği’nin açmış olduğu,Erzincan İliç Çöpler Mevkiinde, mevzuata aykırı olarak işletilen ve siyanür sızıntısıyla gündeme gelen altın madeninin kapasite artışına ilişkin ÇED olumlu raporunun iptali için Erzincan İdare Mahkemesinde görülen davada bu hususlar ısrarla dile getirilmiştir.
Açılan davalarda dilekçelerde TMMOB defaatle; "... Bilirkişi raporunda ise binalardan söz edilmesine karşın henüz deprem olmadan akan LİÇ YIĞINI ile ilgili olarak tarafımızca gerek keşif esnasında sözlü olarak gerekse de dilekçelerimizde yöneltilen hiçbir soru ve değerlendirmeye yer verilmemiştir."
"Bununla birlikte; yığın liçi yönünden hem geçmişte hem de hala devam eden yükleme yapılan alanın boyutlarının tespiti, zemin yönünden ise gelecekte oluşabilecek kayma ve akıntıların tespiti de uyuşmazlığın aydınlatılabilmesi ve iddialarımızın karşılanabilmesi bakımından zorunludur. Geçtiğimiz yıl yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği görülmektedir. "
"Yine geçtiğimiz aylarda yığın liç sahasında yaşanan heyelan felaketi ve bölgede yaşanan deprem riskin ve tahribatın boyutlarını ortaya koymaktadır."
" yığın liçi yönünden hem geçmişte hem de hala devam eden yükleme yapılan alanın boyutlarının tespiti, zemin yönünden ise gelecekte oluşabilecek kayma ve akıntıların tespiti gerektiği; yakın zamanda yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği;"
" Yığın liçi yönünden hem geçmişte hem de hala devam eden yükleme yapılan alanın boyutlarının tespiti, zemin yönünden ise gelecekte oluşabilecek kayma ve akıntıların tespiti gerekmektedir. Keşif esnasında davalı tarafça ifade edilen alanın kaymayacağı hususu iddiadan öteye geçmemektedir. Yakın zamanda yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği görülmektedir."
Şeklindeki ifadelerle 13/2/2024 tarihinde yaşanan felaket konusunda gerek davanın tarafları olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Erzincan Valiliği gerekse de Mahkeme heyeti TMMOB ve uzmanlar tarafından uyarılmıştır.
Faaliyete girdiği yıldan bugüne, mevzuat dolanılarak parça parça hazırlanan projelerle devasa nitelik kazanan Çöpler Kompleks Maden İşletmesinin yarattığı tahribat ve oluşturduğu tehlike TMMOB - TBB ve diğer sivil toplum kuruluşları tarafından daha önce de pek çok kez kamuoyuna açıklanmış, bu husus açılan davalarda sunulan teknik raporlarla da ortaya konmuştur.
TBB’nin ve TMMOB’nin açmış olduğu ve Erzincan İdare Mahkemesinde görülmekte olan davalarda , tüm aşamalarda her dilekçede, her açıklamada İliç sahasında yaşanabilecek kayma defaatle vurgulanmış olmasına karşın; ne Bakanlık ne yerel idare ne de Mahkemece uyarılar dikkate alınmamış, göz ardı edilmiş, bugün yaşanan felakete yol açılmıştır.
Yine Türkiye Barolar Birliği’nin açmış olduğu,Erzincan İliç Çöpler Mevkiinde, mevzuata aykırı olarak işletilen ve siyanür sızıntısıyla gündeme gelen altın madeninin kapasite artışına ilişkin ÇED olumlu raporunun iptali için Erzincan İdare Mahkemesinde görülen davada bu hususlar ısrarla dile getirilmiştir.
Açılan davalarda dilekçelerde TMMOB defaatle; "... Bilirkişi raporunda ise binalardan söz edilmesine karşın henüz deprem olmadan akan LİÇ YIĞINI ile ilgili olarak tarafımızca gerek keşif esnasında sözlü olarak gerekse de dilekçelerimizde yöneltilen hiçbir soru ve değerlendirmeye yer verilmemiştir."
"Bununla birlikte; yığın liçi yönünden hem geçmişte hem de hala devam eden yükleme yapılan alanın boyutlarının tespiti, zemin yönünden ise gelecekte oluşabilecek kayma ve akıntıların tespiti de uyuşmazlığın aydınlatılabilmesi ve iddialarımızın karşılanabilmesi bakımından zorunludur. Geçtiğimiz yıl yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği görülmektedir. "
"Yine geçtiğimiz aylarda yığın liç sahasında yaşanan heyelan felaketi ve bölgede yaşanan deprem riskin ve tahribatın boyutlarını ortaya koymaktadır."
" yığın liçi yönünden hem geçmişte hem de hala devam eden yükleme yapılan alanın boyutlarının tespiti, zemin yönünden ise gelecekte oluşabilecek kayma ve akıntıların tespiti gerektiği; yakın zamanda yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği;"
" Yığın liçi yönünden hem geçmişte hem de hala devam eden yükleme yapılan alanın boyutlarının tespiti, zemin yönünden ise gelecekte oluşabilecek kayma ve akıntıların tespiti gerekmektedir. Keşif esnasında davalı tarafça ifade edilen alanın kaymayacağı hususu iddiadan öteye geçmemektedir. Yakın zamanda yaşanan deneyimlere bakıldığında bazı tesislerin yıkım, kayma ve akma gibi sorunlarla karşılaşabildiği görülmektedir."
Şeklindeki ifadelerle 13/2/2024 tarihinde yaşanan felaket konusunda gerek davanın tarafları olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Erzincan Valiliği gerekse de Mahkeme heyeti TMMOB ve uzmanlar tarafından uyarılmıştır.
Davalarda gerek TMMOB’un ve gerekse TBB liğinin tüm bu ısrarlı beyanlarına karşın ne Bakanlık ne Valilik hiçbir şey yapmamış, göz yummuş, 13/2/2024 tarihinde yaşanan felakete yol açmışlardır.
Yalnızca ÇED kararlarına açılan davalarda davacı tarflarca sunulan beyanlarda değil; esasında Savcılık dosyalarında, bilirkişi raporlarında da bu durum tespit edilmiş olmasına karşın yine hiçbir şey yapılmamış, felakete ön açılmıştır.
Nitekim; 2022 yılında yine aynı madende gerçekleşen siyanür sızıntısı üzerine yapılan suç duyurusunda verilen KYOK kararında açıkça Bakanlığın suç duyurusuna atıfla " ...Cumhuriyet Başsavcılığımıza sunulan 11.10.2022 tarihli bilirkişi raporu sonucuna göre;... İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından, Anagold Firmasında yapılan incelemede iş sağlığı ve güvenliği evraklarının eksiksiz olduğu fakat Anagold Firması yetkilisi (Proses Müdürü) ve (Oksit Proses Baş Mühendisi) cevher işleme lotuna ait siyanür çözeltisi taşıyan boru hattının bulunduğu liç sahasında meydana gelebilecek olası riskler karşısında doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek adına gerekli tedbirlerin alınmadığı, liç yığını sahasında oluşacak olumsuzluklar vs. gibi tüm tehlikeli durumları göz ardı ettikleri ve yeterince önlem almadıkları’’ tespit edilmiş olup meydana gelen olayda KUSURLU oldukları kanaatine varıldığının tespit edildiği,.." denilmektedir.
Görüldüğü üzere, Bakanlık bunu bilmektedir, Savcı bunu bilmektedir, Vali bunu bilmektedir fakat herkes bu duruma göz yummuş adeta felaketin yaşanması için her türlü imkanı sağlamışlardır.
Şirket hiçbir şey yapmamış, yetkililer faaliyetleri durdurmamış, Savcı iddianame hazırlamamış, Mahkeme işlemin yürütmesinin durdurulması hakkında dahi karar verememiştir.
Tüm bunlar ve soruşturma esnasında resen tespit edilecek hususlar dolayısıyla yürüttüğü faaliyet dolayısıyla 9 kişinin toprak altında kalmasına ve insan sağlığı ve çevrenin telafisi imkansız zararlara uğramasına neden olan Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Şirket yetkililerinin cezalandırılması gerekmektedir.
Yine tüm eksiklik ve risklere rağmen görevini kötüye kullanarak aykırılıklara göz yuman, faaliyetin devamı için her türlü izin ruhsat süreçlerini devam ettirerek onaylayan önceki dönem ve mevcut Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve Bakanlık yetkilileri, Erzincan Valisi ve Valilik yetkilileri, ÇŞİB Erzincan İl Müdürü ve Müdürlük yetkililerinin de yargılanarak cezalandırılmaları gerekmektedir.” denilerek şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yürütülerek kamu davası açılması ve eylemlerine uyan suçlardan cezalandırılmaları gerekmektedir.
Ayrıca Ülkemizin topraklarını, ormanlarını, temiz havasını, suyunu yok ederek, insanlara ve tüm canlılara, ciddi, yayın ve uzun erimli zarar veren bu sorumsuz çevre uygulamaları ekokırım suçunu oluşturmaktadır. Bu olaylarda, doğrudan etkilenen yöre halkı yanında, sağlıklı çevreyi kaybeden tüm yurttaşlar ve gelecek nesiller zarara uğramaktadır.
Yaşanan maden faciasında; karar alma ve uygulama kademesindeki tüm yetkililerin sorumluluğu olduğu açıktır. Güvenli ve sağlıklı çevreden yararlanma yurttaşların anayasal hakkıdır. Hukuka aykırı davranan bilirkişiler, yargıçlar, savcılar, bürokratlar, en az maden şirketi kadar sorumludurlar. Çevre suçlarında gözlemediğimiz ‘cezasızlık’ alışkanlığının artık terk edilmesi, kasten veya ihmal ile zarar veren tüm sorumluların tespiti ve yargılanmaları gerekir. Bu yaşanan olayla ilgili derhal delillerin tespiti gerekmektedir.
Bu nedenle İstanbul Barosu Başkanlığı olarak bahse konu olay nedeni ile gerekli soruşturmanın yürütülmesi ve sorumluların tespiti ile cezalandırılmaları için haklarında kamu davası açılması için iş bu dilekçenin sunulması gerekmiştir.
Yalnızca ÇED kararlarına açılan davalarda davacı tarflarca sunulan beyanlarda değil; esasında Savcılık dosyalarında, bilirkişi raporlarında da bu durum tespit edilmiş olmasına karşın yine hiçbir şey yapılmamış, felakete ön açılmıştır.
Nitekim; 2022 yılında yine aynı madende gerçekleşen siyanür sızıntısı üzerine yapılan suç duyurusunda verilen KYOK kararında açıkça Bakanlığın suç duyurusuna atıfla " ...Cumhuriyet Başsavcılığımıza sunulan 11.10.2022 tarihli bilirkişi raporu sonucuna göre;... İş Sağlığı ve Güvenliği Açısından, Anagold Firmasında yapılan incelemede iş sağlığı ve güvenliği evraklarının eksiksiz olduğu fakat Anagold Firması yetkilisi (Proses Müdürü) ve (Oksit Proses Baş Mühendisi) cevher işleme lotuna ait siyanür çözeltisi taşıyan boru hattının bulunduğu liç sahasında meydana gelebilecek olası riskler karşısında doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek adına gerekli tedbirlerin alınmadığı, liç yığını sahasında oluşacak olumsuzluklar vs. gibi tüm tehlikeli durumları göz ardı ettikleri ve yeterince önlem almadıkları’’ tespit edilmiş olup meydana gelen olayda KUSURLU oldukları kanaatine varıldığının tespit edildiği,.." denilmektedir.
Görüldüğü üzere, Bakanlık bunu bilmektedir, Savcı bunu bilmektedir, Vali bunu bilmektedir fakat herkes bu duruma göz yummuş adeta felaketin yaşanması için her türlü imkanı sağlamışlardır.
Şirket hiçbir şey yapmamış, yetkililer faaliyetleri durdurmamış, Savcı iddianame hazırlamamış, Mahkeme işlemin yürütmesinin durdurulması hakkında dahi karar verememiştir.
Tüm bunlar ve soruşturma esnasında resen tespit edilecek hususlar dolayısıyla yürüttüğü faaliyet dolayısıyla 9 kişinin toprak altında kalmasına ve insan sağlığı ve çevrenin telafisi imkansız zararlara uğramasına neden olan Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Şirket yetkililerinin cezalandırılması gerekmektedir.
Yine tüm eksiklik ve risklere rağmen görevini kötüye kullanarak aykırılıklara göz yuman, faaliyetin devamı için her türlü izin ruhsat süreçlerini devam ettirerek onaylayan önceki dönem ve mevcut Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı ve Bakanlık yetkilileri, Erzincan Valisi ve Valilik yetkilileri, ÇŞİB Erzincan İl Müdürü ve Müdürlük yetkililerinin de yargılanarak cezalandırılmaları gerekmektedir.” denilerek şüpheliler hakkında gerekli soruşturmanın yürütülerek kamu davası açılması ve eylemlerine uyan suçlardan cezalandırılmaları gerekmektedir.
Ayrıca Ülkemizin topraklarını, ormanlarını, temiz havasını, suyunu yok ederek, insanlara ve tüm canlılara, ciddi, yayın ve uzun erimli zarar veren bu sorumsuz çevre uygulamaları ekokırım suçunu oluşturmaktadır. Bu olaylarda, doğrudan etkilenen yöre halkı yanında, sağlıklı çevreyi kaybeden tüm yurttaşlar ve gelecek nesiller zarara uğramaktadır.
Yaşanan maden faciasında; karar alma ve uygulama kademesindeki tüm yetkililerin sorumluluğu olduğu açıktır. Güvenli ve sağlıklı çevreden yararlanma yurttaşların anayasal hakkıdır. Hukuka aykırı davranan bilirkişiler, yargıçlar, savcılar, bürokratlar, en az maden şirketi kadar sorumludurlar. Çevre suçlarında gözlemediğimiz ‘cezasızlık’ alışkanlığının artık terk edilmesi, kasten veya ihmal ile zarar veren tüm sorumluların tespiti ve yargılanmaları gerekir. Bu yaşanan olayla ilgili derhal delillerin tespiti gerekmektedir.
Bu nedenle İstanbul Barosu Başkanlığı olarak bahse konu olay nedeni ile gerekli soruşturmanın yürütülmesi ve sorumluların tespiti ile cezalandırılmaları için haklarında kamu davası açılması için iş bu dilekçenin sunulması gerekmiştir.
Tüm eksiklik ve risklere rağmen görevini kötüye kullanarak aykırılıklara göz yuman, faaliyetin devamı için her türlü izin ruhsat süreçlerini devam ettirerek onaylayan kademedeki her sorumlunun tespiti ile haklarında dava açılması talebinde bulunmak zorunluluğu doğmuştur.
HUKUKİ SEBEP : TCK, CMK, İlgili Yasal Mevzuat
DELİLLER : Keşif ,bilirkişi raporları , konu ile ilgili açılan tüm davalar , Uzman raporları , şirket ticari kayıtları,gazete haberleri, tanık beyanları, çed raporu, işletme izinleri, bakanlık demeçlerive sair tüm yasal deliller.
TALEP VE SONUÇ : Yukarıda açıklanan ve resen göz önünde bulundurulacak sebeplerle; gerekli soruşturmanın yapılarak ,şüphelilerin tespiti ile eylemlerine uyan Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca cezalandırılmaları için haklarında kamu davası açılmasını şüphelilerin derhal tutukanmalarını ve tutuklu yargılanmalarını vekaleten talep ederim.
Saygılarımla.
Av. Filiz SARAÇ
İstanbul Barosu Başkanı
FACEBOOK YORUMLAR