"GÜMRÜK BİRLİĞİ ANLAŞMASININ 28. YILDÖNÜMÜ"
CHP İSTANBUL MİLLETVEKİLİ AVRUPA BİRLİĞİ UYUM KOMİSYONU ÜYESİ SİBEL ÖZDEMİR’İN YAZILI BASIN AÇIKLAMASI
06 Mart 2023 - 23:25
Bugün, 1995'de Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında imzalanan ve 1996’dan itibaren yürürlükte olan Gümrük Birliği Anlaşmasının 28. yılına girildi. Türkiye, bu sürede yatırım, ticaret ve özellikle üretkenlik ve ticarete konu olan ürünlerin teknik anlamda uyumlaştırılması, ticaret, rekabet hukuku, gümrük mevzuatında da önemli kazanımlar elde etti. Gerek dünya ekonomisi gerek dünya ticaretiyle entegrasyonda önemli faydalar sağlansa da kapsamı, asimetrik yapısı ve imzalandığı tarihten bu yana çok uzun bir süre geçmesine rağmen bir güncelleme yapılamaması çok büyük bir eksikliktir.
Anlaşma, Türkiye’ye ekonomik olarak pek çok kazanım sağlamış olmasına karşın anlaşmanın yapısında bazı sorunlar barındırmaktadır. Gümrük Birliği kapsamında tarım ürünleri ve sanayi ürünleriyle ilgili ortak dış tarife kabul edilmesine rağmen, bu alanların anlaşmaya dâhil edilmemesi önemli bir eksiklik olarak bugünlere kadar gelinmiştir.
27 yıllık bir süre zarfında ve dünyadaki ekonomik gelişmelerle birlikte AB ile ticaretimiz bağlamında Gümrük Birliğinin güncellenmesi ihtiyacı ve tekrar gözden geçirilme ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacın taraflar tarafından da kabul edilmesiyle 2014 yılında teknik çalışmalara ve müzakere sürecine başlandığı duyuruldu. Ülkemizin bu süreçten temel beklentisi, AB’nin karar alma süreçlerine dâhil olunamaması, AB’nin serbest ticaret anlaşması yaptığı üçüncü ülkelerle benzeri anlaşmalar yapma sürecinde yaşanan sıkıntıların, karayolu taşımacılığı konusunda yaşadığımız sorunların çözümü ve Anlaşmanın kapsamının genişletilmesiydi. Ancak bu müzakerelerde bugüne kadar somut bir aşama kaydedilemedi. 21 yıldır tek başına iktidar olan AKP döneminde Gümrük Birliği Anlaşmasının bir virgülü dahi güncellenemedi. AB ülkeleri Yeşil Mutabakat, dijital sektörler, sınırda karbon vergisi tartışmalarıyla yeni bir ticaret modeline geçerken Gümrük Birliği Anlaşması 1995 döneminin koşullarının ötesine geçemedi.
Gümrük Birliğinin modernize edilmesi sürecinde neden bir aşama kaydedemediğimizin de sorgulanması gerekmektedir. Ülkemiz açısından bunun temel nedeni dış politikada alınan yanlış kararlar ve AB ile ilişkilerimizde ve üyelik müzakerelerinde gelmiş olduğumuz noktayla bağlantılıdır. Üyelik sürecine yakınlaşmak bir kenara, uzaklaşan bir ülke olduk. Bugün baktığımızda Türkiye-AB ilişkilerinin temel, ana tartışma noktası olan, bizim de taahhüt ettiğimiz; güvenlik, adalet, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, bağımsız işleyen kurumsal yapıların güvence altına alınmasını içeren Kopenhag siyasi kriterlerinde yaşadığımız geriye gidişlerdir. Bu geriye gidişler doğal olarak Gümrük Birliğinin modernizasyonu alanında da bir ilerleme kaydedilmesine engel olmaktadır. Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesinin önündeki temel nedenlerin kaynağı haline dönüşen siyasi iktidarı değiştirmeden AB ile ilişkilerin düzelmesi ve Gümrük Birliğinin güncellenmesi bugünkü koşullarda mümkün görünmemektedir.
Anlaşma, Türkiye’ye ekonomik olarak pek çok kazanım sağlamış olmasına karşın anlaşmanın yapısında bazı sorunlar barındırmaktadır. Gümrük Birliği kapsamında tarım ürünleri ve sanayi ürünleriyle ilgili ortak dış tarife kabul edilmesine rağmen, bu alanların anlaşmaya dâhil edilmemesi önemli bir eksiklik olarak bugünlere kadar gelinmiştir.
27 yıllık bir süre zarfında ve dünyadaki ekonomik gelişmelerle birlikte AB ile ticaretimiz bağlamında Gümrük Birliğinin güncellenmesi ihtiyacı ve tekrar gözden geçirilme ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Bu ihtiyacın taraflar tarafından da kabul edilmesiyle 2014 yılında teknik çalışmalara ve müzakere sürecine başlandığı duyuruldu. Ülkemizin bu süreçten temel beklentisi, AB’nin karar alma süreçlerine dâhil olunamaması, AB’nin serbest ticaret anlaşması yaptığı üçüncü ülkelerle benzeri anlaşmalar yapma sürecinde yaşanan sıkıntıların, karayolu taşımacılığı konusunda yaşadığımız sorunların çözümü ve Anlaşmanın kapsamının genişletilmesiydi. Ancak bu müzakerelerde bugüne kadar somut bir aşama kaydedilemedi. 21 yıldır tek başına iktidar olan AKP döneminde Gümrük Birliği Anlaşmasının bir virgülü dahi güncellenemedi. AB ülkeleri Yeşil Mutabakat, dijital sektörler, sınırda karbon vergisi tartışmalarıyla yeni bir ticaret modeline geçerken Gümrük Birliği Anlaşması 1995 döneminin koşullarının ötesine geçemedi.
Gümrük Birliğinin modernize edilmesi sürecinde neden bir aşama kaydedemediğimizin de sorgulanması gerekmektedir. Ülkemiz açısından bunun temel nedeni dış politikada alınan yanlış kararlar ve AB ile ilişkilerimizde ve üyelik müzakerelerinde gelmiş olduğumuz noktayla bağlantılıdır. Üyelik sürecine yakınlaşmak bir kenara, uzaklaşan bir ülke olduk. Bugün baktığımızda Türkiye-AB ilişkilerinin temel, ana tartışma noktası olan, bizim de taahhüt ettiğimiz; güvenlik, adalet, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, bağımsız işleyen kurumsal yapıların güvence altına alınmasını içeren Kopenhag siyasi kriterlerinde yaşadığımız geriye gidişlerdir. Bu geriye gidişler doğal olarak Gümrük Birliğinin modernizasyonu alanında da bir ilerleme kaydedilmesine engel olmaktadır. Gümrük Birliği Anlaşmasının güncellenmesinin önündeki temel nedenlerin kaynağı haline dönüşen siyasi iktidarı değiştirmeden AB ile ilişkilerin düzelmesi ve Gümrük Birliğinin güncellenmesi bugünkü koşullarda mümkün görünmemektedir.
FACEBOOK YORUMLAR