GAZZE'DEKİ SOYKIRIM
Prof. Dr. Hikmet Sami Türk: “Gazze’deki soykırımın önlenmesi için İsrail-Filistin savaşında acil ve kalıcı ateşkes ilân edilmesi, ABD ve bazı Avrupa devletlerinin İsrail’e destek vermekten vazgeçmeleri gerekir. Barış için savaşın durdurulması, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi, Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da kurulan bağımsız Filistin Devletinin tanınması şarttır.”
29 Şubat 2024 - 22:08
7 Ekim 2023 günü Filistinli bir paramiliter örgüt olan Hamas’ın roket atışlarıyla başlayan İsrail-Filistin savaşı, 145 günden beri devam ediyor. Bu konuda eski Devlet, Millî Savunma ve Adalet Bakanı Prof. Dr. Hikmet Sami Türk yazılı bir değerlendirme yaptı:
“İsrail-Filistin savaşı, yalnız Hamas ve İsrail ordusu arasında olmuyor. Hamas saldırısı karşısında Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51. maddesinde öngörülen meşru savunma hakkını kullandığını söyleyen İsrail, bunun çok ötesine geçen bir harekât yapıyor. Hamas’ı yok etmek adına erkek, kadın, çocuk, genç, yaşlı tüm Filistinlileri hedef alan bir katliam gerçekleştiriyor ya da onları bu sonuca gidecek koşullarda yaşamaya zorluyor. Okul, hastane, kilise ve camiler ile sığınmacı kamplarını da bombalayan İsrail’in saldırıları sonucunda Gazze’de ölen Filistinlilerin sayısı, bugün (29 Şubat 2024) itibariyle 30.035’e, yaralananların sayısı 70.457’ye ulaştı. Bu rakamlar, katliamın soykırım boyutlarında olduğunu gösteriyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1948 günü kabul ettiği Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Hakkında Sözleşme’nin sözleşmeci tarafların yükümlülüğü ve soykırım suçunun tanımı ile ilgili ilk iki maddesi Türkçe çevirileriyle şöyledir:
“Sözleşmeci Taraflar, soykırım ister barış, ister savaş zamanında işlenmiş olsun, bir devletler hukuku suçu olduğunu tasdik ederler ve bu suçu önlemeyi ve cezalandırmayı taahhüt ederler.” (m. 1)
“Bu Sözleşmede soykırım, aşağıdaki fiillerden herhangi birinin millî, etnik, ırkî veya dinî bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla işlenmesi anlamına gelir:
Nazi dönemi Almanya’sında öldürülen 6 milyon Yahudinin akıbetine uğramamak için aralarında Türkiye de bulunan başka ülkelere sığınan, bu arada vaat edilen topraklar olarak gördükleri Filistin’e göçen Yahudilerin kurdukları İsrail’in, Filistinlileri soykırıma uğratmaması gerekir. Bu, hem İsrail’in de imzaladığı Soykırım Sözleşmesi ile üstlendiği yükümlülüğe aykırıdır; hem Yahudilerin geçmişte çektikleri acıların benzerini Filistinlilere yaşatmak anlamına gelmektedir.
Gazze’deki soykırımın önlenmesi için İsrail-Filistin savaşında –bugün Avrupa Parlamentosu’nun yaptığı çağrıda belirtildiği gibi– “acil ve kalıcı ateşkes” ilân edilmesi, ABD ve bazı Avrupa devletlerinin İsrail’e destek vermekten vazgeçmeleri gerekir. Barış için savaşın durdurulması, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi, Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da kurulan bağımsız Filistin Devletinin tanınması şarttır.
(29.2.2024).
“İsrail-Filistin savaşı, yalnız Hamas ve İsrail ordusu arasında olmuyor. Hamas saldırısı karşısında Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51. maddesinde öngörülen meşru savunma hakkını kullandığını söyleyen İsrail, bunun çok ötesine geçen bir harekât yapıyor. Hamas’ı yok etmek adına erkek, kadın, çocuk, genç, yaşlı tüm Filistinlileri hedef alan bir katliam gerçekleştiriyor ya da onları bu sonuca gidecek koşullarda yaşamaya zorluyor. Okul, hastane, kilise ve camiler ile sığınmacı kamplarını da bombalayan İsrail’in saldırıları sonucunda Gazze’de ölen Filistinlilerin sayısı, bugün (29 Şubat 2024) itibariyle 30.035’e, yaralananların sayısı 70.457’ye ulaştı. Bu rakamlar, katliamın soykırım boyutlarında olduğunu gösteriyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nun 9 Aralık 1948 günü kabul ettiği Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Hakkında Sözleşme’nin sözleşmeci tarafların yükümlülüğü ve soykırım suçunun tanımı ile ilgili ilk iki maddesi Türkçe çevirileriyle şöyledir:
“Sözleşmeci Taraflar, soykırım ister barış, ister savaş zamanında işlenmiş olsun, bir devletler hukuku suçu olduğunu tasdik ederler ve bu suçu önlemeyi ve cezalandırmayı taahhüt ederler.” (m. 1)
“Bu Sözleşmede soykırım, aşağıdaki fiillerden herhangi birinin millî, etnik, ırkî veya dinî bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi maksadıyla işlenmesi anlamına gelir:
- Grup üyelerinin öldürülmesi,
- Grup üyelerine bedenî veya aklî ciddî zarar verilmesi,
- Grubun, fizikî varlığının tamamen veya kısmen yok edilmesi sonucunu doğuracak yaşam koşullarına kasıtlı olarak tabi tutulması,
- Grup içinde doğumları engelleyecek önlemler alınması,
- Grubun çocuklarının zorla başka bir gruba nakledilmesi.” (m. 2)
Nazi dönemi Almanya’sında öldürülen 6 milyon Yahudinin akıbetine uğramamak için aralarında Türkiye de bulunan başka ülkelere sığınan, bu arada vaat edilen topraklar olarak gördükleri Filistin’e göçen Yahudilerin kurdukları İsrail’in, Filistinlileri soykırıma uğratmaması gerekir. Bu, hem İsrail’in de imzaladığı Soykırım Sözleşmesi ile üstlendiği yükümlülüğe aykırıdır; hem Yahudilerin geçmişte çektikleri acıların benzerini Filistinlilere yaşatmak anlamına gelmektedir.
Gazze’deki soykırımın önlenmesi için İsrail-Filistin savaşında –bugün Avrupa Parlamentosu’nun yaptığı çağrıda belirtildiği gibi– “acil ve kalıcı ateşkes” ilân edilmesi, ABD ve bazı Avrupa devletlerinin İsrail’e destek vermekten vazgeçmeleri gerekir. Barış için savaşın durdurulması, İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi, Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da kurulan bağımsız Filistin Devletinin tanınması şarttır.
(29.2.2024).
FACEBOOK YORUMLAR