GAZETECİLER SOYKAN VE GÜLTEKİN MALTEPELİLER'LE BİRARAYA GELDİ
Maltepe Belediyesi’nce düzenlenen kent söyleşilerinin dördüncüsü, gazeteci-yazarlar Berkan Gültekin ve Timur Soykan’ın katılımıyla gerçekleştirildi. “Yargı, siyaset, toplum: Türkiye nereye gidiyor?” başlıklı söyleşide yargıda son günlerde yaşanan olaylar masaya yatırıldı. Belediye Başkanı Mimar Esin Köymen, söyleşi sonunda katılımcılara ve gazetecilere teşekkür ederek, “Umutsuzluğa yer yok. Bir arada güçlüyüz.” mesajı verdi.
17 Şubat 2025 - 17:33
Maltepe Belediyesi’nce düzenlenen kent söyleşilerinin dördüncüsü Yaşar Kemal Kültür Merkezi’nde gerçekleştirildi. Gazeteci-yazarlar Berkan Gültekin ve Timur Soykan’ın katıldığı “Yargı, siyaset, toplum: Türkiye nereye gidiyor?” başlıklı söyleşi ilgiyle karşılandı. Belediye Başkanı Mimar Esin Köymen, belediye başkan yardımcıları, birim müdürleri ve çok sayıda vatandaşın katıldığı söyleşi, Timur Soykan’ın konuşmasıyla başladı.
SOYKAN: “DÜŞÜNCELERİ AÇIKLAMAYI YASAKLAYAN BİR KORKU İMPARATORLUĞU VAR”
Maltepe’de olmaktan ve büyük bir ilgiyle karşılaşmaktan dolayı mutlu olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Timur Soykan, “Birbirimizden enerji ve güç alarak adaletsizliğe, bu karanlığa karşı omuz omuza olmak, yan yana durmak gerekiyor. Türkiye maalesef iyi bir yere gitmiyor. Bu ülkeye yapılan en büyük bir kötülük, düşüncelerini açıklama özgürlüğünün elimizden alınması. Düşünceleri açıklamayı yasaklayan bir korku dönemi içerisindeyiz. Anayasal güvence altında olması gereken bu hürriyet ne kadar önemli, birlikte görüyoruz. Ülkenin büyük çoğunluğunda bir çığlık hâkim ancak korku imparatorluğu insanları suskunluğa itiyor.” dedi.
“BU KÖTÜLÜĞÜN SONUNU GETİRECEĞİZ”
Adliye ve polis muhabirliği yaptığından bahsederek konuşmasını sürdüren Timur Soykan, yargının siyasallaştığı süreci Ergenekon davaları, 17-25 Aralık sürecinde yaşananlar, amiraller davası, ÖSYM’de sınav sorularının çalınması, 15 Temmuz sürecinden örneklerle açıklarken, “Şu an yazılan iddianamelerde inanın hayal gücümün dahi erişemediği iddialar var. Eskiden yine yargıda problemlerimiz vardı ama bu kadar somut olmayan, tamamen komplo teorileriyle yazılan iddianame yoktu. Tabi bunların sonucunda böyle nedenlerle gözaltına alınan veya tutuklanan insan da görmemiştim. Bunların içinde gazeteciler ve hiçbir suçu olmayan o kadar çok insan var ki. Gezi Davası yargının siyasallaştığının apaçık bir göstergesi. Bu davadan yatanlar masum insanlar. Temiz, pırıl pırıl isimler. Bu davalara bakan hakimlerden biri ‘bırakın suç delilini, iddianame adamların masum olduğunu belgeleyen delillerle dolu’ diyor. İşte yine Gezi’de etki ajanları, yönlendirici ajanlar diye akıl almaz tabirlerle insanlar yargılanıyor.” diye konuştu. Ülkede yaşanan hukuksuzluklardan örnekler vererek konuşmasını sürdüren Soykan sözlerini şöyle noktaladı: “O kadar büyük karanlıkla karşı karşıyayız ki... Çeteler koalisyonu söz konusu. Ahlaki olarak ülkenin çöktüğü, devletin çöktüğü sistemle karşı karşıyayız. Rejim bunun için inşa edildi, rejimin ta kendisi bu. Devlet çetelerin aygıtına dönüşmüş durumda. Karanlık bir tablo çizdim. Ancak bu çeteler halktan çok korkuyorlar. Tek dertleri para. Asla memlekete küsmeyin. Ben memlekete küstüm diye bir şey olmaz. Örgütlenip bir araya geleceğiz. Bu kötülüğün sonunu getireceğiz.”
Gazeteci-yazar Berkant Gültekin ise, belediyeye kendilerine böyle bir imkân verdiği için teşekkür ederek başladığı konuşmasında, “Oldukça zorlu ve sert bir süreçten geçiyoruz. Siyasetin momentumu gün geçtikçe değişiyor, bazen umut doluyuz, bazen de umutsuzluk içindeyiz. En son ana muhalefet partisinin yerel seçimlerde birinci parti olması bir umut doğurdu. Elbette bu umut Gezi’yle daha önceden bir direniş olarak başlamıştı.” dedi.
GÜLTEKİN: “BU REJİME TESLİM OLMAYACAĞIZ”
İktidarın, ciddi bir kadrolaşma sağladığını, bazı kadrolaşma açıklarını ittifak partileriyle kapattığını belirten Berkant Gültekin “Bu süreçteki en kritik yol ayrımı Başkanlık rejimi oldu. Bundan sonra devletin güvenlik ve tehdit algısı yeni rejimin ihtiyaçlarına göre regüle oldu. Yeni hukuk rejimi delile ihtiyaç duymuyor. Anayasa tartışması artık kapağı sıkma tartışmasından öteye gitmez. Bu sistemde daha kolay cezalandırmaya ihtiyaç var. Artık iktidar toplumu sözle, fikirle ikna edemediği için sopa ile bu işi yapabiliyor. Son süreçte yaşananlar da bunun bir göstergesi. Anayasayı referanduma götürmezler. Çünkü bu oldukça riskli ve olumsuz bir oylama olabilir. 400’ü bularak Meclis’te çözmeye çalışıyorlar. İktidar muhalif tabanı dağıtmak için bu yüzden çok uğraşıyor. Ancak bunu başaramıyor. Bu demokrasi birikimi ve aydınlanmanın bir sonucudur. İktidar demokrasi sahnesini daraltma eğiliminde. İşte halk bu sahnede olursa siyasetin geometrisi değişir ve o zaman başka bir ülkede güne uyanırız. İşte bu yüzden burada olan ve Türkiye'nin dört bir yanından herkesin bu rejime teslim olmadan mücadele edeceğini düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.
Söyleşi sonrası “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.” sloganları atıldı. Etkinliğin sonunda Belediye Başkanı Esin Köymen, kısa bir konuşma yaparak, ““Umutsuzluğa yer yok. Bir arada güçlüyüz.” mesajı verdi. Köymen katılımcılara çiçek takdim etti.
SOYKAN: “DÜŞÜNCELERİ AÇIKLAMAYI YASAKLAYAN BİR KORKU İMPARATORLUĞU VAR”
Maltepe’de olmaktan ve büyük bir ilgiyle karşılaşmaktan dolayı mutlu olduğunu söyleyerek sözlerine başlayan Timur Soykan, “Birbirimizden enerji ve güç alarak adaletsizliğe, bu karanlığa karşı omuz omuza olmak, yan yana durmak gerekiyor. Türkiye maalesef iyi bir yere gitmiyor. Bu ülkeye yapılan en büyük bir kötülük, düşüncelerini açıklama özgürlüğünün elimizden alınması. Düşünceleri açıklamayı yasaklayan bir korku dönemi içerisindeyiz. Anayasal güvence altında olması gereken bu hürriyet ne kadar önemli, birlikte görüyoruz. Ülkenin büyük çoğunluğunda bir çığlık hâkim ancak korku imparatorluğu insanları suskunluğa itiyor.” dedi.
“BU KÖTÜLÜĞÜN SONUNU GETİRECEĞİZ”
Adliye ve polis muhabirliği yaptığından bahsederek konuşmasını sürdüren Timur Soykan, yargının siyasallaştığı süreci Ergenekon davaları, 17-25 Aralık sürecinde yaşananlar, amiraller davası, ÖSYM’de sınav sorularının çalınması, 15 Temmuz sürecinden örneklerle açıklarken, “Şu an yazılan iddianamelerde inanın hayal gücümün dahi erişemediği iddialar var. Eskiden yine yargıda problemlerimiz vardı ama bu kadar somut olmayan, tamamen komplo teorileriyle yazılan iddianame yoktu. Tabi bunların sonucunda böyle nedenlerle gözaltına alınan veya tutuklanan insan da görmemiştim. Bunların içinde gazeteciler ve hiçbir suçu olmayan o kadar çok insan var ki. Gezi Davası yargının siyasallaştığının apaçık bir göstergesi. Bu davadan yatanlar masum insanlar. Temiz, pırıl pırıl isimler. Bu davalara bakan hakimlerden biri ‘bırakın suç delilini, iddianame adamların masum olduğunu belgeleyen delillerle dolu’ diyor. İşte yine Gezi’de etki ajanları, yönlendirici ajanlar diye akıl almaz tabirlerle insanlar yargılanıyor.” diye konuştu. Ülkede yaşanan hukuksuzluklardan örnekler vererek konuşmasını sürdüren Soykan sözlerini şöyle noktaladı: “O kadar büyük karanlıkla karşı karşıyayız ki... Çeteler koalisyonu söz konusu. Ahlaki olarak ülkenin çöktüğü, devletin çöktüğü sistemle karşı karşıyayız. Rejim bunun için inşa edildi, rejimin ta kendisi bu. Devlet çetelerin aygıtına dönüşmüş durumda. Karanlık bir tablo çizdim. Ancak bu çeteler halktan çok korkuyorlar. Tek dertleri para. Asla memlekete küsmeyin. Ben memlekete küstüm diye bir şey olmaz. Örgütlenip bir araya geleceğiz. Bu kötülüğün sonunu getireceğiz.”
Gazeteci-yazar Berkant Gültekin ise, belediyeye kendilerine böyle bir imkân verdiği için teşekkür ederek başladığı konuşmasında, “Oldukça zorlu ve sert bir süreçten geçiyoruz. Siyasetin momentumu gün geçtikçe değişiyor, bazen umut doluyuz, bazen de umutsuzluk içindeyiz. En son ana muhalefet partisinin yerel seçimlerde birinci parti olması bir umut doğurdu. Elbette bu umut Gezi’yle daha önceden bir direniş olarak başlamıştı.” dedi.
GÜLTEKİN: “BU REJİME TESLİM OLMAYACAĞIZ”
İktidarın, ciddi bir kadrolaşma sağladığını, bazı kadrolaşma açıklarını ittifak partileriyle kapattığını belirten Berkant Gültekin “Bu süreçteki en kritik yol ayrımı Başkanlık rejimi oldu. Bundan sonra devletin güvenlik ve tehdit algısı yeni rejimin ihtiyaçlarına göre regüle oldu. Yeni hukuk rejimi delile ihtiyaç duymuyor. Anayasa tartışması artık kapağı sıkma tartışmasından öteye gitmez. Bu sistemde daha kolay cezalandırmaya ihtiyaç var. Artık iktidar toplumu sözle, fikirle ikna edemediği için sopa ile bu işi yapabiliyor. Son süreçte yaşananlar da bunun bir göstergesi. Anayasayı referanduma götürmezler. Çünkü bu oldukça riskli ve olumsuz bir oylama olabilir. 400’ü bularak Meclis’te çözmeye çalışıyorlar. İktidar muhalif tabanı dağıtmak için bu yüzden çok uğraşıyor. Ancak bunu başaramıyor. Bu demokrasi birikimi ve aydınlanmanın bir sonucudur. İktidar demokrasi sahnesini daraltma eğiliminde. İşte halk bu sahnede olursa siyasetin geometrisi değişir ve o zaman başka bir ülkede güne uyanırız. İşte bu yüzden burada olan ve Türkiye'nin dört bir yanından herkesin bu rejime teslim olmadan mücadele edeceğini düşünüyorum.” açıklamasında bulundu.
Söyleşi sonrası “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz.” sloganları atıldı. Etkinliğin sonunda Belediye Başkanı Esin Köymen, kısa bir konuşma yaparak, ““Umutsuzluğa yer yok. Bir arada güçlüyüz.” mesajı verdi. Köymen katılımcılara çiçek takdim etti.
FACEBOOK YORUMLAR