GAZETECİ MERDAN YANARDAĞ'A TAHLİYE KARARI
TELE 1 Televizyonu Genel Yayın Yönetmeni gazeteci Merdan Yanardağ'ın “terör örgütü propagandası yapmak”, “suçu ve suçluyu övmek” iddiasıyla yargılandığı davada ilk kez hakim karşısına çıktı. Ancak, ilk duruşmada mahkeme Yanardağ’ın 2 yıl 6 ay hapis cezası ile birlikte tahliyesine karar verdi.
04 Ekim 2023 - 19:49
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanık Merdan Yanardağ cezaevinden getirilirken, avukatları da hazır bulundu. Duruşma, salonun önünde oluşan arbede nedeniyle yaklaşık 1 buçuk saat geç başladı.
Duruşmaya CHP Milletvekili ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, milletvekilleri Gamze Akkuş İlgezdi, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal'ın yanı sıra CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul İl Başkan Adayı Cemal Canpolat ve çok sayıda kişi katıldı.
Duruşmada sabıkası olup olmadığına yönelik soruya “Basın sabıkam var” diye yanıt veren Yanardağ, savunma yaptı. Yanardağ savunmasında, “Bu dava basın özgürlüğünü ortadan kaldırma, Türkiye'yi baskıcı ortama sürükleme davasıdır. Benim tutuklanmam bağımsız medyaya gözdağı vermek içindir. Toplumu sindirmek içindir. 38 yıllık gazeteciyim.
Yargılanmamın nedeni terör örgütü övmek değildir. Burada olmamamın nedeni Tele1'in yayınlarından dolayıdır. Beni niye tutukladınız ya adresim belli, tüm çağrılara uyumuşum, hiç aksama olmamış. Şöyle bir tezgah kurulmuş sosyal medyada bir troll ordusu var onları millet sanan bir savcılık var. Dün Ayşegül Arslan'ın başına gelen de budur” dedi.
Seçimlerden önce yaptıkları yayınlardan rahatsızlık duyulduğunu söyleyen Yanardağ, “AKP'nin izlediği politikaları eleştirmek için yapıldı bu program. Beş konudan biri CHP'deki değişim tartışmaları. En uzun bölüm Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısı üstelik de eleştirmişiz Kılıçdaroğlu'nu, İmamoğlu'nu konuşmuşuz.
Üçüncü konu Özgür Özel'le ilgili, dördüncü konu ise AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun Kürt sorununun tartışılmasının yeni rotaya ilişkin açıklamaları. Bir gün önce bir web sitesinde Ensarioğlu bir röportaj veriyor ve diyor ki, ‘Yeni bir çözüm süreci olabilir aslında bu sorun çözülmüştü ama Demirtaş'ın yüzünden çözülmedi. Abdullah Öcalan iyi niyetliydi.' Bu davanın asıl nedeni tecrit tartışması. Bu iddianame Galip Ensarioğlu'ndan hiç söz edilmiyor. İddianame ikinci bir montaj yapmış” ifadelerini kullandı.
Montaj yapıldığını savunan Yanardağ, “Bağlamında kopartılmış 62 saniye izleyip beni tutukladınız” diyerek şunları söyledi: “Cezaevinde bir suç işlerseniz disiplin kurulu kararıyla ailenizle görüşemezsiniz. Şunu merak ediyorum İmralı'da ayrı bir ceza hukuku mu uygulanıyor? Eleştiren bir program yaptım ben, yargılama Türk milleti adına yapılıyorsa eğer hele hele sosyal medya trollerinin kışkırtmasıyla hareket eden bir savcılık olamaz.
-Bana 27 Temmuz'da tebliğ edilen iddianame, bu iddianameden. İddia makamı bir şey diyor ki; PKK'nın eylemlerinden övgüyle bahsettiği ve siyasi mahkum olarak nitelendirildiği ve farklı sitelerde yer alması kamuoyunda toplumsal infial yarattığının anlaşılması. Yani diyor ki montaj videoyu esas alarak beni tutukluyorlar.
-Biz orada programın tamamını verdik. Ve bu metin esas alınmadı 62 saniyelik video esas alındı. Savcılığın biraz çalışması lazım. İtiraz ettik. Dediler ki; ‘deliller toplanmadı' Bir daha itiraz ettik, ‘kaçma şüphesi var' denildi. Bir daha itiraz ettik, savunmam alınmadı diye bırakılmadım. Böyle bir şey olabilir mi?
-RTÜK başkanı bir video yayınlıyor. Önceden görüş açıkladı RTÜK başkanı, suçlu ilan etti. Merdan Yanardağ tutuklandı. Bu Nazi hukukudur. Ama biz Cumhuriyet mahkemelerinde yargılanıyoruz. Burayı da bir Cumhuriyet mahkemesi olarak görmek istiyoruz.
-Tecridi ben kullanamadım. Galip Ensarioğlu söylüyor. Bir de Demirtaş'ı suçluyor. ‘Onun yüzünden uygulandı' diyor. Kim bu Galip Ensarioğlu, bakmak lazım. Kürt sorununda izlediğimiz biridir. Diyarbakır Sanayici İş Adamları Derneği başkanlığı yapmış milletvekili. AKP Karar Kurulu üyesi böyle biri.
-Ensarioğlu hakkında bir soruşturma açıldı mı? Bayağı bir propaganda yapmış burada üstelik bir partinin genel başkanını terörist ilan etmiş.
-Silivri'ye bayramda gittim. Saat, peçete, yorgan yoktu. Ben infial olmasın diye bunların üzerine gitmedim. Osman Kavala, Can Atalay gibi arkadaşların gönderdiği eşyalarla 7 gün geçirdim.
*Ensarioğlu ‘PKK seçime girsin' demiş. Yine Ensarioğlu ‘PKK üzerindeki gücü liderliği devlet için bir şanstır' demiş. Ben iktidarın iki yüzlülüğünü ortaya çıkarmaya çalışan bir gazeteci olarak iktidarın araçlarına itiraz ettim. Bu mahkeme ya tarihe geçecek ya da baskıcı bir yere sürüklendiği tarihine geçecek. Ben mahkemenin hukuk tarihine geçmeyi tercih edeceğini düşünüyorum. Değilse eğer yolu açık olsun.
*Hakkımda beraat verilmesini, davanın düşürülmesini talep ediyorum. Eğer devam edecekse de tahliye edilmeyi talep ediyorum. Garip olan ben Ergenekon'dan yattım, şu anki yargılanmamın tam tersi suçlamalarla. Hakimler savcılar şu an kaçtılar. Cemaat yayınlarından copy paste yaparak iddianame yazılıydı, sahte de olsa bir delil kuruyorlardı. Şimdi neymiş? Duran Kalkan'ın söyledikleri yönünde program yapmışız. Sosyal medyada 2 milyon 300 bin yayını var Kalkan'ın onlar tekrar incelense paralel bir şey bulunur iktidara da buraya da.
*Davanın düşürülmesini ve beraat etmeyi talep ediyorum. Ve bu troller hakkında suç duyurusu talep ediyorum.”
Yanardağ'ın avukatlarından Bilgütay Hakkı Durna söz alarak, “Beraatla sonuçlanması gereken bir dosyada tutukluluk söz konusu olamaz” dedi.
Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada, Yanardağ'ın “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 7 buçuk yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapan Yanardağ, “montaj yaklaşımıyla ikinci bir trol yaklaşımıyla bunu sürdürüyor iddia makamı. Anayasa’da ilgili maddelerde teminat altına alınan düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü çerçevesinde yapılan bir programdır bu. Savcının talebi, demokratik hak ve özgürlüklerin daraltılmasıdır. Bu dava sadece benim davam değildir. Öyle anlaşılıyor. Yaptığım eleştiri AKP iktidarının ikiyüzlü açılım siyasetidir. Hala savcılık bir iktidar eleştirisi olmadığını iddia ediyor. Ana haber bülteninden sonraki bir programdan bahsediyorum. İmralı'da bir tecrit uygulanıyor mu? Avukatlarıyla görüşebiliyor mu, ailesiyle görüşebiliyor mu? Programda söylediğimiz şey şu: Bu görüşmeler engellendiği için bir şok spekülasyon yapılıyor. Savcılık makamı Türkiye'nin totoliter rejime evrilmesini talep ediyor, öyle anlaşılıyor. Yapılmak istenen Merdan Yanardağ'ın cezalandırılması değildir sadece. Burada gazetecilik faaliyeti yargılanıyor. Ne yaptım ben, televizyon programı” ifadelerini kullandı.
Yanardağ'ın avukatları Yanardağ'ın tahliyesini ve beraatini talep etti.
Son sözü sorulan Yanardağ, “Bu yargılamadan ceza çıkarsa, bundan sonraki düşünce ve ifade özgürlüğüne esaslı bir sınır konulacak. Bu iddianame sanal. AKP milletvekili diye adını bile geçiremiyor. Galip Ensarioğlu'nun sözlerinde bir suç yok. Ben AKP iktidarının ikiyüzlülüğüne işaret ediyorum. Bu AKP bildirisi gibi bir mütalaadır. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
Davayı karara bağlayan mahkeme Yanardağ'ın sözlerinin bir kısmının seyrinden çıkarak, eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında olmadığını, Öcalan'ın siyasetinin övülmesi olarak değerlendirildiğini belirterek, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 2 yıl 6 ay hapis
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Yanardağ, suçlamaları reddetmiş, AKP iktidarının yeni bir çözüm süreci hazırlığında olduğundan söz ederken ironi yaptığını, programdan bir bölümün montajlanarak aleyhine kampanya yürütüldüğünü savunmuştu. Yanardağ, sevk edildiği İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'nce 27 Haziran'da “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan tutuklanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Merdan Yanardağ'ın televizyon programında sarf ettiği sözleri ile, toplumda infial oluşturan, iç acıtan ve insanları derinden rahatsız eden suçları işleyen ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile bu suçları işlediği sabit olan terör örgütü liderini yüceltip, eylemlerinden övgüyle bahsettiği, siyasi mahkum olarak nitelendirdiği öne sürülmüştü.
İddianamede, Merdan Yanardağ'ın “terör örgütü propagandası yapmak” ve “suçu ve suçluyu övmek” suçlarından toplamda 1 yıl 6 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapis ile cezalandırılmasını talep ediliyordu.
Duruşmaya CHP Milletvekili ve Genel Başkan Adayı Özgür Özel, milletvekilleri Gamze Akkuş İlgezdi, Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal'ın yanı sıra CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, CHP İstanbul İl Başkan Adayı Cemal Canpolat ve çok sayıda kişi katıldı.
Duruşmada sabıkası olup olmadığına yönelik soruya “Basın sabıkam var” diye yanıt veren Yanardağ, savunma yaptı. Yanardağ savunmasında, “Bu dava basın özgürlüğünü ortadan kaldırma, Türkiye'yi baskıcı ortama sürükleme davasıdır. Benim tutuklanmam bağımsız medyaya gözdağı vermek içindir. Toplumu sindirmek içindir. 38 yıllık gazeteciyim.
Yargılanmamın nedeni terör örgütü övmek değildir. Burada olmamamın nedeni Tele1'in yayınlarından dolayıdır. Beni niye tutukladınız ya adresim belli, tüm çağrılara uyumuşum, hiç aksama olmamış. Şöyle bir tezgah kurulmuş sosyal medyada bir troll ordusu var onları millet sanan bir savcılık var. Dün Ayşegül Arslan'ın başına gelen de budur” dedi.
Seçimlerden önce yaptıkları yayınlardan rahatsızlık duyulduğunu söyleyen Yanardağ, “AKP'nin izlediği politikaları eleştirmek için yapıldı bu program. Beş konudan biri CHP'deki değişim tartışmaları. En uzun bölüm Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısı üstelik de eleştirmişiz Kılıçdaroğlu'nu, İmamoğlu'nu konuşmuşuz.
Üçüncü konu Özgür Özel'le ilgili, dördüncü konu ise AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu'nun Kürt sorununun tartışılmasının yeni rotaya ilişkin açıklamaları. Bir gün önce bir web sitesinde Ensarioğlu bir röportaj veriyor ve diyor ki, ‘Yeni bir çözüm süreci olabilir aslında bu sorun çözülmüştü ama Demirtaş'ın yüzünden çözülmedi. Abdullah Öcalan iyi niyetliydi.' Bu davanın asıl nedeni tecrit tartışması. Bu iddianame Galip Ensarioğlu'ndan hiç söz edilmiyor. İddianame ikinci bir montaj yapmış” ifadelerini kullandı.
Montaj yapıldığını savunan Yanardağ, “Bağlamında kopartılmış 62 saniye izleyip beni tutukladınız” diyerek şunları söyledi: “Cezaevinde bir suç işlerseniz disiplin kurulu kararıyla ailenizle görüşemezsiniz. Şunu merak ediyorum İmralı'da ayrı bir ceza hukuku mu uygulanıyor? Eleştiren bir program yaptım ben, yargılama Türk milleti adına yapılıyorsa eğer hele hele sosyal medya trollerinin kışkırtmasıyla hareket eden bir savcılık olamaz.
-Bana 27 Temmuz'da tebliğ edilen iddianame, bu iddianameden. İddia makamı bir şey diyor ki; PKK'nın eylemlerinden övgüyle bahsettiği ve siyasi mahkum olarak nitelendirildiği ve farklı sitelerde yer alması kamuoyunda toplumsal infial yarattığının anlaşılması. Yani diyor ki montaj videoyu esas alarak beni tutukluyorlar.
-Biz orada programın tamamını verdik. Ve bu metin esas alınmadı 62 saniyelik video esas alındı. Savcılığın biraz çalışması lazım. İtiraz ettik. Dediler ki; ‘deliller toplanmadı' Bir daha itiraz ettik, ‘kaçma şüphesi var' denildi. Bir daha itiraz ettik, savunmam alınmadı diye bırakılmadım. Böyle bir şey olabilir mi?
-RTÜK başkanı bir video yayınlıyor. Önceden görüş açıkladı RTÜK başkanı, suçlu ilan etti. Merdan Yanardağ tutuklandı. Bu Nazi hukukudur. Ama biz Cumhuriyet mahkemelerinde yargılanıyoruz. Burayı da bir Cumhuriyet mahkemesi olarak görmek istiyoruz.
-Tecridi ben kullanamadım. Galip Ensarioğlu söylüyor. Bir de Demirtaş'ı suçluyor. ‘Onun yüzünden uygulandı' diyor. Kim bu Galip Ensarioğlu, bakmak lazım. Kürt sorununda izlediğimiz biridir. Diyarbakır Sanayici İş Adamları Derneği başkanlığı yapmış milletvekili. AKP Karar Kurulu üyesi böyle biri.
-Ensarioğlu hakkında bir soruşturma açıldı mı? Bayağı bir propaganda yapmış burada üstelik bir partinin genel başkanını terörist ilan etmiş.
-Silivri'ye bayramda gittim. Saat, peçete, yorgan yoktu. Ben infial olmasın diye bunların üzerine gitmedim. Osman Kavala, Can Atalay gibi arkadaşların gönderdiği eşyalarla 7 gün geçirdim.
*Ensarioğlu ‘PKK seçime girsin' demiş. Yine Ensarioğlu ‘PKK üzerindeki gücü liderliği devlet için bir şanstır' demiş. Ben iktidarın iki yüzlülüğünü ortaya çıkarmaya çalışan bir gazeteci olarak iktidarın araçlarına itiraz ettim. Bu mahkeme ya tarihe geçecek ya da baskıcı bir yere sürüklendiği tarihine geçecek. Ben mahkemenin hukuk tarihine geçmeyi tercih edeceğini düşünüyorum. Değilse eğer yolu açık olsun.
*Hakkımda beraat verilmesini, davanın düşürülmesini talep ediyorum. Eğer devam edecekse de tahliye edilmeyi talep ediyorum. Garip olan ben Ergenekon'dan yattım, şu anki yargılanmamın tam tersi suçlamalarla. Hakimler savcılar şu an kaçtılar. Cemaat yayınlarından copy paste yaparak iddianame yazılıydı, sahte de olsa bir delil kuruyorlardı. Şimdi neymiş? Duran Kalkan'ın söyledikleri yönünde program yapmışız. Sosyal medyada 2 milyon 300 bin yayını var Kalkan'ın onlar tekrar incelense paralel bir şey bulunur iktidara da buraya da.
*Davanın düşürülmesini ve beraat etmeyi talep ediyorum. Ve bu troller hakkında suç duyurusu talep ediyorum.”
Yanardağ'ın avukatlarından Bilgütay Hakkı Durna söz alarak, “Beraatla sonuçlanması gereken bir dosyada tutukluluk söz konusu olamaz” dedi.
Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki mütalaasını açıkladı. Mütalaada, Yanardağ'ın “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 7 buçuk yıla kadar hapis ile cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Esas hakkındaki mütalaaya karşı savunma yapan Yanardağ, “montaj yaklaşımıyla ikinci bir trol yaklaşımıyla bunu sürdürüyor iddia makamı. Anayasa’da ilgili maddelerde teminat altına alınan düşünce ve ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü çerçevesinde yapılan bir programdır bu. Savcının talebi, demokratik hak ve özgürlüklerin daraltılmasıdır. Bu dava sadece benim davam değildir. Öyle anlaşılıyor. Yaptığım eleştiri AKP iktidarının ikiyüzlü açılım siyasetidir. Hala savcılık bir iktidar eleştirisi olmadığını iddia ediyor. Ana haber bülteninden sonraki bir programdan bahsediyorum. İmralı'da bir tecrit uygulanıyor mu? Avukatlarıyla görüşebiliyor mu, ailesiyle görüşebiliyor mu? Programda söylediğimiz şey şu: Bu görüşmeler engellendiği için bir şok spekülasyon yapılıyor. Savcılık makamı Türkiye'nin totoliter rejime evrilmesini talep ediyor, öyle anlaşılıyor. Yapılmak istenen Merdan Yanardağ'ın cezalandırılması değildir sadece. Burada gazetecilik faaliyeti yargılanıyor. Ne yaptım ben, televizyon programı” ifadelerini kullandı.
Yanardağ'ın avukatları Yanardağ'ın tahliyesini ve beraatini talep etti.
Son sözü sorulan Yanardağ, “Bu yargılamadan ceza çıkarsa, bundan sonraki düşünce ve ifade özgürlüğüne esaslı bir sınır konulacak. Bu iddianame sanal. AKP milletvekili diye adını bile geçiremiyor. Galip Ensarioğlu'nun sözlerinde bir suç yok. Ben AKP iktidarının ikiyüzlülüğüne işaret ediyorum. Bu AKP bildirisi gibi bir mütalaadır. Beraatimi talep ediyorum” dedi.
Davayı karara bağlayan mahkeme Yanardağ'ın sözlerinin bir kısmının seyrinden çıkarak, eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında olmadığını, Öcalan'ın siyasetinin övülmesi olarak değerlendirildiğini belirterek, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan 2 yıl 6 ay hapis
Soruşturma kapsamında gözaltına alınan Yanardağ, suçlamaları reddetmiş, AKP iktidarının yeni bir çözüm süreci hazırlığında olduğundan söz ederken ironi yaptığını, programdan bir bölümün montajlanarak aleyhine kampanya yürütüldüğünü savunmuştu. Yanardağ, sevk edildiği İstanbul Sulh Ceza Hakimliği'nce 27 Haziran'da “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan tutuklanmıştı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Merdan Yanardağ'ın televizyon programında sarf ettiği sözleri ile, toplumda infial oluşturan, iç acıtan ve insanları derinden rahatsız eden suçları işleyen ve kesinleşmiş mahkeme kararı ile bu suçları işlediği sabit olan terör örgütü liderini yüceltip, eylemlerinden övgüyle bahsettiği, siyasi mahkum olarak nitelendirdiği öne sürülmüştü.
İddianamede, Merdan Yanardağ'ın “terör örgütü propagandası yapmak” ve “suçu ve suçluyu övmek” suçlarından toplamda 1 yıl 6 aydan 10 yıl 6 aya kadar hapis ile cezalandırılmasını talep ediliyordu.
FACEBOOK YORUMLAR