ESKİ İSTANBUL İL BAŞKANI MUSTAFA ASLAN "DSP PARTİ MECLİSİ'NE ÇAĞRIMDIR!
DSP Eski İstanbul İl Başkanı Mustafa Aslan DSP Parti Meclisine Çağrıda bulundu;
10 Mart 2023 - 15:41 - Güncelleme: 10 Mart 2023 - 15:46
Ülke en önemli seçimine gidiyor. Millet ittifakı sancılı bir süreçten sonra Cumhur Başkanı adayını belirledi. Cumhur İttifakı’nın başkan adayı zaten belli. Genel Başkan alışkanlık haline getirdiği şekilde partinin resmi organlarına danışmaksızın kişisel düşüncelerini partinin resmi düşüncesi olarak sağda solda dillendiriyor. Genel Başkan TVnet’te önce “Ülkenin bekasını sıkıntıya sokacak girişimlerin içinde olmayız "diyerek, sonra da aynı kanalda "DSP millet ittifakını desteklemeyecek" açıklamasında bulunarak DSP’nin pozisyonunu tayin etmiş oldu.
İlkin, son deprem faciasında on binlerce yurttaşımızı kaybettikten ve ülke ekonomisi yerle bir olduktan sonra ülkenin bekasının aranacağı son yer Cumhur İttifakının bulunduğu yerdir. Ülkenin bekasını korumak öncelikle yurttaşların canını ve malını korumaktan geçer. Başka ülkelerde çok az zayiatla atlatılan benzer büyüklükteki depremler ülkemizi dış etkilere tamamen açık hale getirecek kertede ülkemizin bekasını tehlikeye atmaktadır.
20 Yıldır iktidarı ve dolayısıyla kamu kaynaklarını elinde tutan Erdoğan hükümetlerinin, çıkardığı imar aflarıyla çürük yapılaşmaya ve dolayısıyla en ağırını bir ay önce yaşadığımız deprem facialarına yol açtığı ortadadır. AKP-MHP oy avcılığı peşinde koşarak imar barışı konusunda büyük bir sorumsuzluğun altına imza atmıştır. Hükümetin insan hayatına ne kadar değer verdiğini Soma’da ve diğer yerlerdeki maden ocağı patlamalarında, orman yangınlarında ve sel felaketlerinde gördük. Son pandemi döneminde ülkemizi yönetenlerin diğer ülkeleri yönetenlerle vatandaşlarına sağladığı mali destekler bakımından ne kadar farklı olduğunu gördük. Erdoğan’ın yarıştığını iddia ve ilan ettiği ülkeler vatandaşlarına ciddi mali katkılar yaparken, Erdoğan hükümeti İBAN numaralarıyla vatandaşlardan para talep etti. Son deprem faciasında da açılan bağış kampanyası devletin laubali yönetilişine diğer bir örnektir.
Kıta sahanlığı, Mavi Vatan gibi konularda ve diğer beka meselelerinde güçlü bir orduya ihtiyaç vardır. Güçlü ordu, güçlü bir ekonomi gerektirir. Ülkemiz kriz içindedir ve ekonomimiz yerle bir olmuş vaziyettedir. Azgın enflasyon resmi istatistiklerde bile üçlü basamakları yakalamak üzeredir. Vatandaşın alım gücü sıfırlanmıştır ve birikim yapamamaktadır. Tasarruf oranlarının bu kadar küçük olduğu bir ülkede milli kalkınma, milli eğitim yani milli olan ne kadar konu varsa hepsi kaynak yetersizliğiyle karşı karşıyadır. Bütün bu koşullarda Önder Aksakal hangi “beka”dan bahsetmektedir.
Kaldı ki, programında spekülatif yatırımlara ve özellikle de taşınmazın cazip kılınmasına karşı önlemler getiren bir programın yani DSP programının gereklerini bilen bir Genel Başkan, imar afları ve barışları ile imar rantını ve yolsuzluklarını azdıran bir anlayışın tam karşısında yer alması gerekirdi.
Değerli Parti Meclisi üyeleri, son günlerde başka bazı parti yöneticileri de sağda solda şahsi düşüncelerini parti düşüncesi gibi açıklama çabasına girmişlerdir. “Halil İbrahim Sofrasında bize de yer düşmelidir”( Selçuk Karakülçe) diyenden tutun da, “6'lı masa hayal kırıklığı meydana getirdi, muhalefet bir an önce ortak aday ya da bağımsız adaylarla girilecek seçimde, milletimizi bu iktidarın yıkıcı ve ayrıştırıcı eylemlerinden kurtarmaya hazırız “ ( Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova) diyenlere kadar birçok farklı anlayış partinin en yetkili resmi organı PM’nin bilgisi dışında gelişigüzel bir şekilde medyada dile getirilmektedir.
PM bu gidişe dur demelidir. Bu partimize sahip çıkmamız için son şansımızdır. DSP karanlık mecralara sürüklenmemelidir. Partimizin tarihine, anlayışına, örgütsel bütünlüğüne ve halk nezdindeki saygınlığına darbe indirecek olan Cumhur İttifakı ile birleşme konusundaki bu tutumundan Genel Başkan kesinlikle vaz geçirilmelidir.
Ecevit’in DSP’si AKP-MHP ile aynı anlayışta olamayacağı gibi aynı yerde de olamaz.
PARTİMİZİN DE ÜLKEMİZİN DE BEKASI İÇİN SİZDEN BU YANLIŞA DUR DEMENİZİ BEKLİYORUZ !
DSP İstanbul İl Eski Başkanı
Mustafa Aslan
İlkin, son deprem faciasında on binlerce yurttaşımızı kaybettikten ve ülke ekonomisi yerle bir olduktan sonra ülkenin bekasının aranacağı son yer Cumhur İttifakının bulunduğu yerdir. Ülkenin bekasını korumak öncelikle yurttaşların canını ve malını korumaktan geçer. Başka ülkelerde çok az zayiatla atlatılan benzer büyüklükteki depremler ülkemizi dış etkilere tamamen açık hale getirecek kertede ülkemizin bekasını tehlikeye atmaktadır.
20 Yıldır iktidarı ve dolayısıyla kamu kaynaklarını elinde tutan Erdoğan hükümetlerinin, çıkardığı imar aflarıyla çürük yapılaşmaya ve dolayısıyla en ağırını bir ay önce yaşadığımız deprem facialarına yol açtığı ortadadır. AKP-MHP oy avcılığı peşinde koşarak imar barışı konusunda büyük bir sorumsuzluğun altına imza atmıştır. Hükümetin insan hayatına ne kadar değer verdiğini Soma’da ve diğer yerlerdeki maden ocağı patlamalarında, orman yangınlarında ve sel felaketlerinde gördük. Son pandemi döneminde ülkemizi yönetenlerin diğer ülkeleri yönetenlerle vatandaşlarına sağladığı mali destekler bakımından ne kadar farklı olduğunu gördük. Erdoğan’ın yarıştığını iddia ve ilan ettiği ülkeler vatandaşlarına ciddi mali katkılar yaparken, Erdoğan hükümeti İBAN numaralarıyla vatandaşlardan para talep etti. Son deprem faciasında da açılan bağış kampanyası devletin laubali yönetilişine diğer bir örnektir.
Kıta sahanlığı, Mavi Vatan gibi konularda ve diğer beka meselelerinde güçlü bir orduya ihtiyaç vardır. Güçlü ordu, güçlü bir ekonomi gerektirir. Ülkemiz kriz içindedir ve ekonomimiz yerle bir olmuş vaziyettedir. Azgın enflasyon resmi istatistiklerde bile üçlü basamakları yakalamak üzeredir. Vatandaşın alım gücü sıfırlanmıştır ve birikim yapamamaktadır. Tasarruf oranlarının bu kadar küçük olduğu bir ülkede milli kalkınma, milli eğitim yani milli olan ne kadar konu varsa hepsi kaynak yetersizliğiyle karşı karşıyadır. Bütün bu koşullarda Önder Aksakal hangi “beka”dan bahsetmektedir.
Kaldı ki, programında spekülatif yatırımlara ve özellikle de taşınmazın cazip kılınmasına karşı önlemler getiren bir programın yani DSP programının gereklerini bilen bir Genel Başkan, imar afları ve barışları ile imar rantını ve yolsuzluklarını azdıran bir anlayışın tam karşısında yer alması gerekirdi.
Değerli Parti Meclisi üyeleri, son günlerde başka bazı parti yöneticileri de sağda solda şahsi düşüncelerini parti düşüncesi gibi açıklama çabasına girmişlerdir. “Halil İbrahim Sofrasında bize de yer düşmelidir”( Selçuk Karakülçe) diyenden tutun da, “6'lı masa hayal kırıklığı meydana getirdi, muhalefet bir an önce ortak aday ya da bağımsız adaylarla girilecek seçimde, milletimizi bu iktidarın yıkıcı ve ayrıştırıcı eylemlerinden kurtarmaya hazırız “ ( Genel Başkan Yardımcısı Dilara Tambova) diyenlere kadar birçok farklı anlayış partinin en yetkili resmi organı PM’nin bilgisi dışında gelişigüzel bir şekilde medyada dile getirilmektedir.
PM bu gidişe dur demelidir. Bu partimize sahip çıkmamız için son şansımızdır. DSP karanlık mecralara sürüklenmemelidir. Partimizin tarihine, anlayışına, örgütsel bütünlüğüne ve halk nezdindeki saygınlığına darbe indirecek olan Cumhur İttifakı ile birleşme konusundaki bu tutumundan Genel Başkan kesinlikle vaz geçirilmelidir.
Ecevit’in DSP’si AKP-MHP ile aynı anlayışta olamayacağı gibi aynı yerde de olamaz.
PARTİMİZİN DE ÜLKEMİZİN DE BEKASI İÇİN SİZDEN BU YANLIŞA DUR DEMENİZİ BEKLİYORUZ !
DSP İstanbul İl Eski Başkanı
Mustafa Aslan
FACEBOOK YORUMLAR