ERTÜRK "İNSANLIĞIN EN ÖNEMLİ ÖZGÜRLÜK ALANLARININ BİR TANESİDE KORKMAMA ÖZGÜRLÜĞÜDÜR

Emekli Amiral Araştırmacı Yazar okuyucularımızın da yakından tanıdığı yazarımız Türker Ertürk İstanbul 1. bölge CHP den Milletvekili aday adayı oldu. Genel Yayın Yönetmenimiz Yaşar Kaba sordu, Türker Ertürk yanıtladı.

ERTÜRK "İNSANLIĞIN EN ÖNEMLİ ÖZGÜRLÜK ALANLARININ BİR TANESİDE KORKMAMA ÖZGÜRLÜĞÜDÜR
07 Nisan 2023 - 23:42 - Güncelleme: 08 Nisan 2023 - 00:19
Kaba;  2008 de başlayan Türk ordusuna kurulan Ergenekon, balyoz, casusluk kumpas davalarında siz deniz harp okulu komutanıydınız, emrinizdeki askerlerin gözaltına alınması üzerine ben bana emanet edilenleri koruyamıyor isem bu makamı işgal etmem diyerek 2010 yılında  üniformanızla bir basın toplantısı yaparak görevinizden ayrıldınız. o gün bugün cumhuriyet ve demokrasi üzerine gerek konferanslarla gerek makalelerinizle demokrasi mücadelesine devam ediyorsunuz, bizim gazetemizde de makaleleriniz yayınlanıyor. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Ertürk; Türkiye; Nisan 2023 itibarı ile geldiği yer ekonomi dahil her konuda iflas etmiş olmasıdır. Nedeni ise, iktidarın Cumhuriyetimize, kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e, kurucu ideolojisine, aydınlanmaya ve çağdaşlığa düşmanca tutumudur. 21 yıl boyunca dindar ve kindar gençlik peşinde koşuldu ama bugün vardığımız yer ahlaksızlığın tavan yapmış olmasıdır. Buralara Ergenekon Balyoz gibi kumpas davaları ile geldik. Türkiye’yi bir anlamda değiştirebilmek ve dönüştürebilmek bunlar önemli hamlelerdi ve epeyce de mesafe kat ettiler. Ben bu mücadelede hem üniformalı hem de sivil olarak vardım.  2010 yılında arkasında iktidarın ve cemaatin olduğu kumpaslar yüzünden istifa ettim, kılıcı bıraktım, kalemi elime aldım ve bugüne kadar aralıksız mücadele ettim. Dünyada Türklerin yaşadığı ve Türkiye’de ise hemen hemen her yere gittim ve konferanslar verdim. Kitap yazıyorum, makaleler yazıyorum, söyleşilere katılıyorum yani mücadelenin içerisinden geliyorum. Bu kötü gidişe dur demek gerektiğini düşünüyorum ve buna inanıyorum. 13 yıldır verdiğim mücadelem ortada. Bu bundan sonrada vereceğim mücadelenin de en büyük güvencesidir. Daha fazlasını yapabilmek adına milletvekili aday adayı oldum. 28. dönem Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul birinci bölgeden aday adayıyım. Layık görülür, aday yapılır ve milletvekili de seçilirsem mücadeleye Meclis çatısı altında daha da hız vererek devam edeceğim.

Kaba; benim parti yöneticileri ile dile getirdiğim bir olay vardı, güçlendirilmiş parlamento ben bu konu hakkında birçok parti yetkilerine itiraz ettim, genel başkan yardımcıları nezdinde Türkiye büyük millet meclisi geçmiş de, cumhuriyeti kuran hilafeti kaldıran büyük devrimler yapan, çoklu partili sisteme geçen, dünyada başka bir örneği olmayan tek örnek ulusal kurtuluş savaşını yöneten ve zafere götüren, büyük millet meclisinden daha çok güçlendirilmiş parlamento yoksa orada bir kelime eksikliği mi var!

Ertürk; sanıyorum bunun bir psikoloji tesiri de var. Çünkü özellikle bu iktidar döneminde demokrasinin olmazsa olmazı olan kuvvetler ayrılığı yok edildi.  İktidar Yargıyı ve Meclis’i hep kendine ayak bağı olarak gördü. Şimdi sonuç ortada. Cumhuriyettin kontrol ve denge mekanizmalarını yok etti. Şu anda tek adam yönetimi var. Meclis bir anlamda işlevsizleştirildi. Yargının üzerine ağır vesayet var. İktidar gücünü dengeleyebilecek ve kontrol edebilecek hiçbir şey yok. Bu kötü durumu yaşadığımız için bunu bir anlamda kötü sonuçlarını gördüğümüz için onun için parlamenter sisteme dönmeliyiz ve ortak aklı ve uzlaşıyı egemen kılmalıyız.

Kaba; Özgeçmişinizi az çok biliyoruz ama sizden tekrar dinlemek isteriz. Türker Ertürk kimdir!

Ertürk; Ben Trabzonlu bir ailenin çocuğuyum ama ağırlıklı olarak İstanbul’da büyüdüm. Babam da deniz subayı idi.  Çok küçük yaşta babamı kaybettim. Daha sonra Deniz Lisesi’nin sınavını kazandım, arkasından Deniz Harp Okulu, mezuniyet ve subay olarak Donanma saflarına katıldım. Uzun bir denizcilik yaşamım oldu. 2006 yılında amiralliğe terfi ettim. Önce Karadeniz Bölge Komutanlığı ve son iki yıl da Deniz Harp Okulu komutanlığı yaptım. Daha sonra da Akdeniz Bölge Komutanlığı atanmıştım. Ama bu göreve gitmedim, mücadeleme siyasi alanda devam edebilmek için üniformayı çıkardım. O gün bugündür 13 yıldır mücadele ediyorum. Hani bugün FETÖ’ye herkes laf söylüyor ama geçmişte el etek öpenler, şefaat dileyenler, siyasi destek almak isteyenler çoktu. Sanıyorum bu konuda Türkiye de 3 kişi var ABD’ye giderek FETÖ’ye meydan okuyan. Bu üç kişiden birisi benim. Pensilvanya’ya gittik, meydan okumaya, hesap sormaya, eylem yapmaya ve Amerika’da yaşayan Türkleri hem de Türkiye de yaşayan yurttaşlarımızı bilgilendirmek, aydınlatabilmek ve farkındalık yaratılabilmek için.  Hatta o gün yaptığım konuşmalar sırasın da şöyle demiştim; ‘’Burada yaşayan insan darbe hazırlığı içinde Türkiye’ye darbe yaparak gelmeyi planlıyor’’.  İktidar bu yüzden bize düşmanlık etmişti. Türkiye’nin darbe girişiminin arifesine gelmesi ve böyle bir girişimi yaşamamızın bir numaralı sorumlusu iktidardır. Türkiye’ye tehdit olan bu yapıya karşı önlem alınmış olsaydı ve  özellikle Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiyelerini dikkate alınsaydı, darbe girişimini yaşamazdık.

Kaba; basına uygulanan sınırlamalar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Ertürk; medya ele geçirilmiş vaziyette, muhalefet etmeye çalışan medyanın üzerinde iktidarın ağır baskısı var. Para cezaları, türlü türlü yaptırımlarla iktidarın icraatlarının doğru olmadığını anlatmaya çalışan, muhalefet eden, gazetecilik ve habercilik adına bir şeyler yazmaya çalışan herkesin ensesin de siyasi iktidarın çok ağır baskısı var. Türkiye’nin demokrasinin ve hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir ülke haline getirilmesine ihtiyacı var. Bugün Türkiye de basın özgürlüğü ve insanların ifade özgürlüğü yok. Demokrasiyi ve özgürlükleri hakim kılabilmek için biran önce iktidarın gönderilmesine ihtiyacı var. İşte bizde bu konuda mücadele ediyoruz, mücadele ederken de taşın altına elimizi sokmaya çalışıyoruz.

Kaba; Türkiye de entelektüel anlamda yeterince kişi olduğuna inanıyor musunuz?

Ertürk; Türkiye esasın da Cumhuriyetin başlangıcın da ki gibi değil, entelektüel birikimi var ve yetişmiş insan gücü var.  Ama devletin içerisinden liyakat yok edilmiş vaziyette. Bu nedenle yetenekli, bilgili, nitelikli insanlar bir şekil de siyasettin içerisin de değiller ve devletin yönetim kademelerin de yoklar. Onlar bir şekilde siyasettin içerisin de var olmalılar. Evet özellikle bu dönemde insanlar korku ve baskı yüzünden niteliklerini ve entelektüel birikimlerini ortaya koyamadılar. Yeterince topluma doğru yolları gösterecek imkanları elde edemediler. Şimdi insanlarımızın daha fazla cesaret göstermesine ihtiyacı var. Biliyorsunuz İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ne göre de insanlığın en önemli özgürlük alanlarının bir tanesi korkmama özgürlüğüdür.  İnsanların devletinden, hükümetinden onun silahlı güçlerinden, askerinden, polisinden ve yargısından korkmaması anlamına gelir. Ama bugünkü siyasi iktidar elindeki devlet güçlerini kullanarak halkı korkutmaya çalışıyor. Bu süreçte korkmama özgürlüğümüzü ortaya koymalıyız, mücadele daha fazla katkı sağlamalıyız ki şuan  ülkemiz için kötüye giden bu süreci durduralım.

Kaba; ekonomik gidiş oldukça sıkıntılı iktidar değişim de önümüzdeki dönem zor bir dönem olacak, halkın alım gücü ile alakalı neler söylemek istersiniz?

Ertürk; ekonomik durumumuz tamamen iflas. 30 lira kuru soğanın kilosu.  Yılda iki defa zam yapılıyor ama daha ilk ayın sonunda verdiğiniz zam geri alınıyor. Ücretler reel anlamda iniyor. Artık halk beslenemiyor, tüketemiyor, vitamin alamıyor adeta açlık sınırında. Tabii ki önce bu iktidarı göndermek daha sonra Türkiye ekonomi başta olmak üzere, tahribata uğratılan kurumları ayağa kaldırmak ve devletin içerisinde de liyakati tekrar var etmeye ihtiyacımız var. Ekonomik ve kurumların iyileştirilmesi olarak çok şeyler yapılabilir ama ilk yapılması gereken iktidarın son beş yılda aldığı tim kararları geriye alıp Türkiye’yi çok ciddi bir iyileşme ivmesi kazandırmaktır.

Kaba; halk siyaseti para kazanmak zenginleşme aracı olarak düşünüyor siz ne dersiniz?

Ertürk; üretemeyen bir toplum olduğumuz için genelde insanlar siyaset aracılığı ile iş bulma, ihale alma, ekonomik varlıklarına artırabilme yoluna giriyorlar. Devleti rant üreten ve siyasetçileri bu ranttan pay alan ve paylaştıran unsurlar halinden çıkarmamız gerekir. Bazen diyorum ki eğer siz kişisel olarak kendi yaşamınızı idame edemiyorsanız, ailenizin yaşamını idame edemiyorsanız yani ihtiyaç halindeyseniz sizin siyasetçi olarak yapabilecekleriniz yok gibidir. Önce kendi karnınızı doyurabiliyor olmanız lazım ve kendi ailenizin geçimini giderebiliyor olmanız lazım. Bu tür maddi ihtiyaç içinde olmamanız lazım ki topluma, devlete ve millete katkı sağlayabilecek durumuna gelebilesiniz.

Kaba;  sizin mesleğinizle alakalı sorumuz olsun! Kapatılan askeri okullarımızla ilgili neler söylemek istersiniz?

Ertürk; kapatılan askeri liseler derhal açılacak, Genelkurmay Başkanının, komutanlık yetkisi elinden alınmış vaziyette. Bu bir Anayasa ihlalidir. Bugün ne yazık ki Türk Silahlı Kuvvetleri geleneklerinden, göreneklerinden ve genetik kodlarından kopartılarak siyasallaştırılan bir sürece sokulmuştur. Siyasi popülizm yaparak için hayali vaat ve söylemlerinde bulunmak istemiyorum. Türkiye’nin kısa vadede çözülecek sorunları var, orta vadede çözülecek sorunları var ve uzun vadede çözülecek sorunlar var. Bugün Türkiye’yi demokratik bir yola oturtabilmek, özgürlükleri ve hukuku egemen kılabilmek, sorunlarını çözebilmek ve refah gelişiminin önünü açabilmek için iktidarı 14 Mayıs’ta göndermek şarttır.  İktidar göndermek demek her şeyin bir anda düzelmesi demek anlamına gelmez. Şunu söylemek isterim bir anda cennetten kapılar açılmayacaktır ama cehennemin kapıları kapanacaktır ülkemiz için.


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum