Emel Tığlı : İlk ve ortaokul düzeyinde yaklaşık 750 bin, lise düzeyinde ise 1 milyon çocuğun okula gidemediğini görüyoruz.

İBB Meclisi Kasım ayı toplantılarının ikinci birleşiminde İBB CHP Meclis Üyesi Emel Tığlı'nın Cumhuriyet Halk Partisi adına 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü hakkında konuştu

Emel Tığlı : İlk ve ortaokul düzeyinde yaklaşık 750 bin, lise düzeyinde ise 1 milyon çocuğun okula gidemediğini görüyoruz.
15 Kasım 2019 - 11:10

Sayın Başkan, Sayın Meclis Üyeleri, Değerli Basın Mensupları ve Misafirler,

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü hakkında gündem dışı söz almış bulunmaktayım…

Önce 20 Kasım’la başlamak istiyorum.

Birleşmiş Milletler tarafından, 1999 yılında, dünya genelinde, çocukların karşı karşıya kaldıkları hak ihlallerini gündeme taşımak amacıyla ilan edilen gün…

Çocukların yaşamaya, eğitim görmeye, sağlıklı olmaya, seslerinin duyulmasına ve kendilerine adilce davranılmasına hakları var!

Ama baktığımızda, tüm dünyada çocuklara yönelik hak ihlalleri ne yazık ki artarak devam ediyor…

Ülkemizdeki cinsel suçların %46’sı çocuklara karşı işleniyor. Çocuklar son 10 yılda % 700’lük oran artışı ile cinsel şiddete en fazla maruz kalan grubu oluşturuyor.

İlk ve ortaokul düzeyinde yaklaşık 750 bin, lise düzeyinde ise 1 milyon çocuğun okula gidemediğini görüyoruz.

Okula gidemeyen kızlarımız erken yaşta evlendiriliyor… 18 yaşının altında evlendirilen kız çocukları oranında Avrupa’da birinciyiz.

 

Türkiye’de kadınların yüzde %26’sı 18 yaşından önce evleniyor, %10’u ilk çocuğunu 18 yaşından önce kucağına alıyor.

 

 “Çocuk işçiler” görüyoruz merdiven altı işyerlerinde... TÜİK verileri bize 6-17 yaş arası 900 bin çocuk işçi olduğunu söylüyor fakat gerçek veriler 2 milyon çocuğun kayıt dışı koşullarda çalıştırıldığını gözler önüne seriyor. Ve daha da kötüsü, hayatını kaybeden her 30 işçiden birisi maalesef çocuk!..

Okuyamayan binlerce çocuk ya sokaklarda dileniyor ya da “suç işlediği” gerekçesiyle hapse konuyor. 2002 yılından günümüze kadar cezaevindeki çocuk sayısı %26 artmış durumda ve bu çocukların yüzde 33’ü bağımlılık yapıcı maddeler kullanıyor.

Birlemiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, tüm dünya çocuklarının haklarını korumayı amaçlar. Türkiye bu sözleşmeyi 1989 yılında imzalamıştır.

Buna rağmen, çocukların yararı için yeterli düzenlemeler yapılamamıştır.

Biz siyasiler, bu ülkede en çok çocuklarımıza karşı sorumluyuz. Partiler üstü olan bu konuda çözüm yollarını konuşmak için bir araya gelmeliyiz. Hakları gasp edilen, itilen, görmezden gelinen çocuklarımız için hep birlikte elimizi taşın altına koymalıyız.

--

Değerli arkadaşlar…

Bu ay bir diğer önemli gün ise 25 Kasım… Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü.

 

Her yıl 25 Kasım’da dünyanın her yerinde on binlerce kadın şiddete karşı yan yana durup meydanlarda “ölmek istemiyorum”  diye haykırıyor.

 

Bizler bu çığlığı hepimizin kanını donduran görüntülerle emine bulut’tan duymuştuk.

 

Kadınlar her gün şiddete uğruyor, öldürülüyor ve şiddetten uzak bir hayat yaşayabilmek için mücadele ediyor.

 

Kadınlar, boşanmak istedikleri için, "HAYIR" dedikleri için, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun uygulanmadığı için öldürülüyor.

 

Kadın cinayetlerinde 2002’den günümüze artış yüzde 1400!!

 

Kadınlar, her gün, savaşın ve sınırların gölgesinde, başka topraklarda mülteci olarak yaşadıkları için, doğdukları yerden ötürü şiddete uğruyor. Cinsiyet kimliklerinden ve yönelimlerinden dolayı öldürülüyor. Yasalar ise bu duruma karşı sessiz kalıyor.

 

Hadi, bir an bu çocuklardan, bu kadınlardan birinin kendi evladımız olduğunu düşünelim.

Eğitimsiz, işsiz ve aç kaldığını, haksızlığa, hukuksuzluğa uğradığını, kandırıldığını, aşağılandığını düşünelim…

 

Yüreğimiz sıkışıyor değil mi? Her bir yanımız suçluluk duygusuyla titriyor.

Bunun için bir şeyler yapmamız gerekmiyor mu?

Kadın hak ve özgürlüklerini koruyan, geliştiren, kadın ilerleme ve aydınlanmasını destekleyen, toplumsal ve kültürel engelleri kadınlar lehine ortadan kaldıran, kadınların eğitim, sağlık ve istihdam sorunlarının çözümünü ilk hedef olarak ele alan, şiddeti önlemede kararlılık yansıtan programlara imza atmak bizim görevimiz değil mi?

Değerli arkadaşlar,

20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü ve 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nü huzurlarınızda bir kez daha selamlıyorum.

Meclisimizin de, kadınlara karşı “sözlü de olsa” şiddetin bir parçası olmaması gerektiğinin bir kez daha altını çiziyoruz.

Çocuklarımıza güneşli, güzel günler bırakabilmek için hiç zaman kaybetmeden kolları sıvamamız, kadınların eşitliğe ve özgürlüğe uzanan çığlığını duymamız dileğiyle…

 

Beni dinlediğiniz için teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum