EKLEM AĞRILARINDAN MUZDARİP OLANLARIN DİKKATİNE
.....................................
Genel bir ifadeyle tanımlayacak olursak vücudumuzdaki hareket sistemi, kemikler, kaslar ve kemikleri birbirine bağlayan eklemlerden oluşur. Eklemler, vücudun hareketlerinde büyük destek sağlayan yapılardır.
Kemiklerin birbirine bağlantı noktalarında eklem kapsülü ve içindeki sıvıyla birlikte eklemler, özel bir yapı oluşturur. Eklem sıvısı, kemiklerin uçlarında bulunan kıkırdak yapıların birbirine sürtünmesini önler. Eklem sıvısı, eklemin iç yüzeyindeki özel hücreler tarafından üretilir ve eklem boşluğuna salgılanır. Bu sıvı, yumurta akı kıvamında kaygan bir sıvıdır ve içeriğinde özel proteinler vardır. Hareket esnasında kıkırdak yapıları koruyan eklem sıvısı, aynı zamanda bir filtre görevi yapar. Kıkırdak hücrelerine oksijen ve besleyici maddeleri iletirken bir yandan da bu hücrelerin oluşturduğu atık ürünleri ve karbon dioksiti ortamdan uzaklaştırır. Ayrıca eklemlerin maruz kaldığı basıncı emerek, kıkırdak yapıların ve kemik uçlarının zedelenmesini önler. Eklem sıvısında bulunan bağışıklık sistemi hücreleri de mikroplara karşı bir savunma ve koruma oluşturur. Normalde berrak ve renksiz olan eklem sıvısının, eklemlerle ilgili hastalıklarda hacmi, rengi ve berraklığı değişebilir. Eklem sıvısının içeriği dolaylı olarak kanın sıvı kısmının içeriğiyle bağlantılıdır ve etkileşim halindedir. Yani kanı ve muhtevasını etkileyen her şey dolaylı olarak eklem sıvısına da yansıtılır.
Eklemlerle ilgili ağrılar temel olarak, iltihaptan ( Artrit) kaynaklanan ve bunun dışındaki sebeplerden (Artralji) kaynaklanan ağrılar şeklinde bir ayırım yapılmaktadır. Sebebi her ne olursa olsun, eklemlerdeki ağrı vücudun hareketini ciddi derecede kısıtlar ve hareketi azaltır.
Eklem ağrıları osteoartrit, obezite veya aşırı kilo, gut hastalığı, romatoid artrit, viral enfeksiyon sebebiyle eklem iltihabı, bazı ilaçların yan etkisi ve benzeri birçok sebepten kaynaklanabilir. Bu ağrılar hafif ağrılar olabildiği gibi , kişinin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen ciddi kısıtlayıcı türde eklem ağrıları şeklinde de olabilir. Bazen birkaç hafta sürebilen bu ağrılar, bazen de kronik şekilde aylarca sürebilir. Kısa süreli bir eklem ağrısı da olsa eğer eklemde şişme ve iltihaplanma varsa, öncelikle bunun sebeplerinin belirlenmesi gerekir.
Beslenmedeki yanlış seçimler, vücutta asitleşme ve toksik madde düzeyinin artması, vücudun hücresel düzeyde susuz kalması, vücuttaki iltihap oluşumunu hızlandıran etkenler olarak eklem ağrılarıyla ciddi derecede bağlantılıdır ( Alkali Vücudun Sırları kitabı sf. 111).
Mevcut tedavi metotlarında her ne kadar antibiyotik, kortizon, antidepresan ve ağrı kesiciler kullanılsa da, eklem ağrısına yol açan temel sebepler ortadan kaldırılmadığı sürece bu tür ilaçların kullanılması hem yalnızca geçici iyileşme sağlar, hem de problemin ilerleyen zamanlarda daha da ciddileşmesine sebep olabilir.
Kısaca, vücudun bir bütün olduğu her zaman hatırda tutulmalı, hücresel sağlığı destekleyen ve iltihabın oluşumunu azaltan bir beslenme ve yaşam tarzı benimsenerek hastalıklara karşı temelden bir korunma sağlanmalıdır.
Uzm. Dr. Emine AKIN
Klinik Biyokimya Uzmanı- Araştırmacı- Eğitimci-Yazar
Alkali Life Center
www.alkalilifecenter.com
FACEBOOK YORUMLAR