"DUMLUPINAR FACİASI"

1953 yılının Mart ayında NATO, Akdeniz'de büyük çapta bir tatbikat yapacaktı. Doğal olarak Dumlupınar Denizaltısı da bu tatbikata katıldı. Birkaç gün süren başarılı tatbikat sonrasında Dumlupınar, Gölcük'teki üssüne geri dönüyordu. Ancak Nara Burnu açıklarında, İsveç bandıralı Naboland şilebiyle çarpışan Dumlupınar'da 81 kahraman bahriyeli askerimiz şehit oldu.

"DUMLUPINAR FACİASI"
04 Nisan 2023 - 14:25 - Güncelleme: 04 Nisan 2023 - 15:19
3 Nisan'ı 4 Nisan'a bağlayan gece Dumlupınar Denizaltısı Çanakkale Boğazı'na girdi. Boğaz sadece coğrafi yapısı sebebiyle zorlu bir yer değil, aynı zamanda deniz akıntılarının da çok şiddetli olduğu bir bölgeydi. I.Dünya Savaşı sırasında cepheleri döven İngiliz zırhlıları, boğazın darlığı sebebiyle Türk topçusunun ateşinden kaçamayarak büyük kayıplar vermişlerdi. Bu nedenle, boğazı geçmek denizciler için her zaman kendine göre riskler taşırdı.

Gece saat 02.00'yi biraz geçmişti, Dumlupınar su yüzeyinde seyir etmekteydi. Çanakkale Boğazı'nın en dar yeri olan Nara Burnu yakınlarından geçiliyordu. Gecenin karanlığının yanı sıra etraftamüthiş bir sis vardı, göz gözü görmüyordu. Tam o sırada Dumlupınar'ın baş kısmı bomba gibi patladı. Denizaltının üzerinde nöbet tutan askerler denize döküldü. Dumlupınar, İsveç bandıralı Naboland adlı bir şileple çarpışmıştı. Suya düşen denizcilerden ikisi, Naboland'ın pervanelerine doğru sürüklenerek can verdi. Birisi de akıntıya kapılarak yaşamını kaybetti, ancak 5 denizcimiz kurtulabildi..

Dumlupınar boğazın soğuk sularına gömüldüğünde, sadece 22 denizcimiz arka torpido bölümüne sığınmayı başardı.Günün ilk ışıklarıyla birlikte Dumlupınar'ın kurtarma şamandırası bulundu. Denizaltında mahsur kalan askerlerle, kurtarma şamandırasındaki telefon aracılığıyla iletişime geçildi. Askerlere gereksiz yere konuşmamaları, sigara içmemeleri, şarkı veya türkü söylememeleri tembihlendi. Zira bu hareketler sınırlı olan oksijeni çabuk tüketecekti. Kısa sürede Kurtaran adlı yardım gemisi operasyonlara başladı.

Bu arada Dumlupınar ile kurtarma ekibi arasında şu  konuşmalar geçiyordu:

— Alo Dumlu.
— Evet, Dumlu.
— Ben Üsteğmen Suat.
— Evet, efendim ben Selami
— Selami nasılsınız, biz geldik, şimdi bana durumu anlat.
— Efendim dizellerden yara aldık, manevra dairesinde yangın çıktı,
bataryayı sıfıra alarak kıç torpido dairesine geçtik, şimdi manevra
dairesi su ile dolu.
— Kaç kişisiniz orada?
— 22 kişiyiz.
— Diğer dairelerle irtibatınız var mı?
— Yarım saat evvel kıç batarya dairesi ile konuştum, şimdi cevap
vermiyorlar.
— Merak etmeyin 'Kurtaran' geldi biz buradayız.
— Efendim manometre 267 kadem gösteriyor doğru mu?
— Selami Kurtaran geldi şimdi kurtarma işine başlanıyor, ben biraz
sonra yine gelirim.
— Peki efendim...

Denizaltı Filosu Komutanı Tümamiral Fahri Korütürk de Gölcük'ten olay yerine hareket etti. Bu olaylar cereyan ederken, Dumlupınar'a çarpan Naboland şilebinin kaptanı Oscar gözaltına alındı.

Dumlupınar'dan atılan yardım şamandırası, kurtarma çalışmalarına destek veriyordu. Şamandıranın teli takip edilip, denizaltıya ulaşılarak, denizaltının Kurtaran gemisine bağlanıp personelin tahliyesi planlandı. Tam 11 dalış yapıldı, fakat 90 metre derinliğindeki denizaltıya hiçbir dalgıç ulaşamadı. Şartlar yetersizdi, bu kadar derinliğe dalış yapabilecek teçhizat da yoktu.

Ah Bir Ataş Ver

Kurtarma çalışmaları sonuç vermeyince denizcilere bu defa sigara içebilecekleri, sohbet edebilecekleri söylendi. Hatta türkü bile söyleyebilirlerdi. Denizin metrelerce altında, karanlıkta 'vatan sağ olsun' diyen askerler, son sigaralarını içerek muhabbet ederken 'ah bir ataş ver' adlı türküyü hep bir ağızdan söylediler.

Umutlar Tükeniyor

Boğazın kuvvetli akıntısı sebebiyle çalışmalar bir türlü ilerleyemiyordu. Son dalgıç yaklaşık 80 metre kadar derine inmeyi başardı ancak, basıncı dengelemek için kullanılan aletler yetersizdi. Dalgıç yüzeye baygın bir şekilde çıkartılarak zorlukla hayata döndürülebildi. Kurtarma çalışmalarını boşa çıkaran hazin olayda, Dumlupınar ile şamandıra arasındaki telin kopmasıydı. Böylece yüzey ile su altındaki denizcilerimiz arasında hiçbir bağlantı kalmamıştı.

Takvimler 7 Nisan 1953'ü gösterdiğinde, artık Dumlupınar ile hiçbir irtibat sağlanamıyordu. Tahminlere göre mevcut oksijen denizcileri 72 saat idare edebilirdi. 7 Nisan'da bu süre dolmuştu. Saat 15.00'de Başaran gemisinde denizciler için bir tören düzenlenerek kurtarma çalışmalarına son verildi.




                 

                         Dumlupınar Denizaltısı Komutanı Kurmay Alb. Hakkı Burak

          
                                            İsveç bandıralı şilep Naboland


                                        


 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum