DİŞİ KEDİLERİNİZİ KISIRLAŞTIRIN, MEME KANSERİ VE RAHİM İLTİHABINI ENGELLEYİN!..
Kedilerin kontrolsüz üremesinin; sokaklarda bakımsız kalan binlerce yavrunun ortaya çıkmasına neden olduğunu hatırlatan Veteriner Hekim Uğur Selin Çelikten, üreme hormonlarının, son derece kanserojen hormonlar olduğuna dikkat çekerek, kedi ve köpekleri ilk altı ayda kısırlaştırın uyarısında bulundu.
Kediler ve köpekler, evlerimizin neşe kaynağı, dostlarımız, hatta birçok insan için birer aile üyesi... Ancak, tüylü dostlarımızın kontrolsüz üremesi; hem onların sağlığı için, hem de toplum sağlığı için ciddi sorunlar yaratabilir.
İşte bu nedenle kedilerde kısırlaştırma işlemi oldukça önemlidir. Kısırlaştırmanın, dişi kedilerde meme kanseri riskini azatlığını ve rahim iltihaplanmasını engellediğine dikkat çeken Veteriner Hekim Uğur Selin Çelikten, erkek kedilerde ise testis kanseri riskini ortadan kaldırdığını ve üreme organlarıyla ilişkili enfeksiyonları engellediğini söyledi.
“Kedi ve köpeklerimizi kısırlaştırmalı mı? kısırlaştırmamalı mı? Pet sahiplerinin ikileme düştüğü konuların başında geliyor” diyen Çelikten kısırlaştırmanın önemini şu sözlerle açıkladı:
Kedi ve köpeklerin kontrolsüz üremesi, sokaklarda bakımsız kalan binlerce yavrunun ortaya çıkmasına neden olur. Bu durum, barınaklarda ve sokaklarda milyonlarca kediye bakmak zorunda olan hayvan koruma kuruluşları için büyük bir sorun teşkil etmektedir. Kısırlaştırma, bu nüfus artışını kontrol altına alarak sokaklarda kalan kedi ve köpeklerin sayısını azaltır.
Üreme hormonları, son derece kanserojen hormonlardır
Kedi ve köpekleri ilk altı ayda kısırlaştırın!
“Tüylü dostlarımızı erken yaşlarda kısırlaştırmak çok önemlidir. Çünkü üreme hormonları, aslında son derece kanserojen hormonlardır. Dişi hayvanlarda meme kanseri, pyometra dediğimiz rahim iltihabı, rahimde kistle, yumurtalık kistleri, hormon bozuklukları, cilt hastalıkları davranış bozuklukları, iştahsızlık, seksüel aktivite bozuklukları ve birçok kanser türlerine yol açabilirken; erkekler ise prostat hastalıkları, cilt hastalıkları pankreas kanseri gibi çeşitli kanser türleri, cilt hastalıkları, hormon bozuklukları, agresyon, havlama gibi çeşitli davranış bozukluklarına yol açabilir. Bu yüzden küçük dostlarımızı bir kere o duyguyu tatsın ondan sonra kısırlaştıralım düşüncesindense bilimselliği kanıtlanmış olan mümkünse o duyguyu hiç tatmamış, yani hiç kızgınlığa girmeden kısırlaştırmak en doğrusu olacaktır. Küçük dostunuzun en geç 6 aylıkken kısırlaştırılmak en doğru çözüm olacaktır.
1 yaşını doldurmasını beklemenin gelişimine bir katkısı olmadığı gibi (erkek kediler hariç) üreme hormonlarına maruz kalınması kanser riskini hemen artıracak ve kızgınlık geçirdikten sonra kısırlaştırmak, her hastada olmasa bile bazı hastalarda çiftleşmeye benzer hareketlerin içgüdüsel de olsa yapılması, davranış problemlerinin şekillenmesine sebep olması gibi sorunlara neden olabilir.
Erkek kedileri kısırlaştırmak için 1 yaşına kadar bekleyin!
Erkek kedide ise istisnai bir durum vardır. Erken yaşta kısırlaştırmak yerine 1 yaşına basmasını beklemek, testosteron hormonuna maruz kalmasına sebebiyet verir. Bu durum, idrar yolunun gelişimini sağlar. Böylece erkek kedinin ileride idrar yolu hastalıklarına yatkınlığı azaltır.”
Anneliği tatmasın mı? Kısırlaştırma petlerin doğasını bozar mı?
Uğur Selin Çelikten, pet sahibi ailelerin ‘Bir kere olsun anneliği veya babalığı tatmasın mı? Hiç çiftleştirmeden kısırlaştırırsak doğası bozulur mu? ‘ gibi sorularla endişelerini dile getirdiğini sözlerine ekliyor.
“Kedi ve köpekleri, hiç çiftleşmeden, kızgınlığa girmeden, halk deyimiyle o duyguyu tatmadan, anne-baba olmadan kısırlaştırılması daha doğru olacaktır. Ama siz yavru istiyorsanız; o zaman sağlığı açısından en iyisi hangisi diye sorgulamak yerine tüylü dostunuzun yavrusu olduktan sonra yapabildiğiniz en kısa sürede kısırlaştırılma operasyonunu tavsiye ederim” diyen Çelikten kısırlaştırmanın faydalarına dair şu önemli bilgileri veriyor:
“Kedi veya köpek, bir kere çiftleştiğinde, bir kere ergenliği veya bir kere anneliği tattığında devamında biz hastayı kısırlaştırdığımızda, bu hormonlar eser miktarlarda da olsa böbrek üstü bezlerinden salınmaya devam edecektir. Ayrıca hamilelikle birlikte annenin kalsiyum depoları kullanılacak, hormon dengesi bozulacak, çiftleşme sırasında bulaşabilen hastalık riskleri, gebelikte ve doğum sırasında yaşanan bir takım riskler olacaktır.
Erkeklerin kısırlaştırılmasının ergenliğe girmeden yapılması çok önemlidir. Çünkü ergenlikle birlikte agresyon, havlama, her sese zile havlama, saldırganlık, itaatsizlik, iştahta azalma, sürekli dişi arama, kedilerde miyavlama gibi durumlar ortaya çıkar. Yine pediatrik kısırlaştırılmayan hayvanlarda böbrek üstü bezlerinden eser miktarda da olsa salgılanacağından bazı davranış problemleri kalabilir.
Erken kısırlaştırma, büyümeyi engellemez
Hayvanlarda çiftleşme, içgüdüsel bir dürtüdür o yüzden hiç ergenliğe girmeden veya hiç çiftleşmeden kısırlaştırmak doğasını bozmayacaktır. Erken kısırlaştırmanın gelişimi olumsuz etkileyeceğine dair düşünceler kesinlikle yanlıştır. Büyüme plakları üreme hormonları üretilmeye başladığında kapanır ve hastanın büyümesi durur ancak erken kısırlaştırmayla büyüme plakları üreme hormonlarına maruz kalmaz ve hasta büyümeye devam eder. Yani sanılanın aksine erken kısırlaştırmak hasta gelişimine olumlu etki sağlar.”
Uğur Selin Çelikten kısırlaştırma operasyonu sonrası dikkat edilmesi gerekenleri ise şöyle özetledi:
Yumurtalık parçası kalmış olabilir
“Kısırlaştırma operasyonu sonrasında tüylü dostlarımızı dikkatle gözlemlemeliyiz. Eğer dişi kediniz kısırlaşmamış gibi seksüel davranışlar sergiliyorsa, gece miyavlamaları devam ediyorsa, operasyon sırasında yumurtalık parçası kalmış olabilir. Bu durumda yumurtalıktan hormon salınımı devam edeceğinden, hasta kızgınlık dönemleri yaşamaya devam eder. Bu sorunlar gözlemlendiğinde, en kısa zamanda yeniden operasyona alınıp, içeride kalan parçanın alınması gerekir, Aksi takdirde hormon bozukluğu ve üretimi kansere sebep olabilir. Eğer içeride kesinlikle yumurtalık kalıntısı bırakılmadıysa veya hasta erkekse bu noktada yine böbrek üstünden salınan hormonlar bu duruma sebep oluyordur.
Kısırlaştırma sonrası, diyet mamalara geçin!
Daha az kalori, daha fazla lif:
Kısırlaştırma sonrası kedilerin metabolizması genellikle yavaşlar, bu da kilo alma riskini artırabilir. Daha düşük kalorili bir diyet, kilo kontrolünü sağlamak için önemlidir. Aynı zamanda lif açısından zengin bir diyet de sindirim sistemini düzenler ve tokluk hissini artırır. Kısırlaştıktan sonrası, kilo kontrolünü sağlamak için diyet mamalara geçilmesini tavsiye ederiz.
Kediniz ameliyattan hemen sonra genellikle iştahsız olabilir. İlk birkaç gün küçük ve hafif öğünler tercih edilebilir.
Kısırlaşan hayvanlarda nekahat süresi 7-10 gün civarındadır. Bu süre sonunda dikişler alınır hasta normal yaşantısına döner, bu süre boyunca yakalık takılarak yara bölgesini yalayıp dikişlerini açmasının önüne geçilmelidir. Erkek kedide bu tedbirlere gerek yoktur hasta hemen hayatına döner.
FACEBOOK YORUMLAR