Din görevlilerinin gözüyle CHP, din ve Atatürk
CHP Beykoz Belediye Başkan aday adayı Hızır Yılmazın, Din Görevlileri Dinlenme ve Konuk Evi Projesini tanıtmak amacıyla, Beykozlu din görevlilerini ağırladığı kahvaltılı toplantıda söz alan camii imam hatipleri, Cumhuriyet Halk Partisi, din ve Atatürk konularında samimi düşüncelerini paylaştılar.
CHP Beykoz Belediye Başkan aday adayı Hızır Yılmaz’ın, “ Din Görevlileri Dinlenme ve Konuk Evi” isimli projesini tanıtmak amacıyla, Beykozlu din görevlilerini ağırladığı kahvaltılı toplantıda söz alan camii imam hatipleri, Cumhuriyet Halk Partisi, din ve Atatürk konularında samimi düşüncelerini paylaştılar.
27 Ekim Pazar sabahı, Rüzgârlıbahçe Yörem Kebap Salonu’nda gerçekleşen kahvaltılı toplantıda söz alan din adamları şunları kaydettiler:
Recep Geçer ( Tepeköy Camii İmamı, hafız):
Bu partinin mensupları dine düşman imajı verildi
“ Toplumumuzda din ile CHP arasında bir uçurum farkı var. Bunun evvelki dönemleri, sonraki ve günümüz dönemleri var. Peygamber efendimiz aleyhissalâmın gönderildiği dönemlere bakıldığı zaman (görülür ki;), Peygamberimiz İslam’ı her insanı ulaştırmaya gayret gösterdi ve ulaştırdı. Kendine karşı en azgın düşman konumunda olan Ebu Cehil’e, Ebu Leheb’e bile giderek, İslam’ı anlattı.”
Bizler, partiler üstüyüz
“ Diyanet İşleri Başkanlığı olarak biz, partiler üzerinde bir kuruluşuz, öyle olmalıyız. A Partisi’ne nasıl gidebiliyor isek, B partisine de gidebilmeliyiz. Ama kürsülerden en azından herhangi bir partinin hizmetçisi gibi davranmamız uygun görülmez.”
CHP, dine uzak bir görüntü verdi
“ Bugün arkadaşlarımızın birçoğunun buraya gelmeme sebepleri, ( CHP’nin) dine uzak bir görüntü verilmesi dolayısıyladır. Bunun yıkılması lâzım; bunu yıkmak da yine sizin elinizde. Geçmişte dinin aleyhine olarak görülebilecek hangi tutum ve davranışlar CHP’den sadır olmuş ise, şimdi oturup düşünmek lâzım. Biz Türkiye’de yaşayan bir aileyiz. Biz beraberiz. Ama her şeyden önemlisi, müslümanız. Onun için geçmişte ‘ bu partinin mensupları dine düşmandır’ imajını veren davranışlar listelenmeli ve ‘ biz bunları reddediyoruz’ denilmeli.
Başörtüsü konusundaki olaylara gerek yoktu
“ Mesela, başörtüsü konusunda T.B.M.M’de birçok olay oldu; buna hiç gerek yoktu. Bu toplum (örtüyü) istiyor; açmak isteyen açsın, örtmek isteyen örtsün. İmam Hatip Liselerinin kapanması gibi davranışlar, toplum nezdinde hoş görülmediği için, toplum CHP’yi dinin ötesinde gördü. Bunların yıkılması lâzım. ( CHP’nin,) geçmişteki olumsuzlukların silinmesi adına, dinin temsilcisi olduğunu söyleyen diğer partilerin önünde olması lâzım…
Ali Yatı ( Türk Diyanet Vakıf SEN İstanbul l 1 Nolu Şube Başkanı, Rüzgarlıbahçe Camii İmamı-Hafız):
Atatürk’ü kötüledik, cehennemin en dibine koyduk
“ Ben bu hafta camideki Cuma sohbetinde Cumhuriyet’i anlattım. Biz, İslam dininin mevzularını anlatırken, çeşitli fikir adamlarının Goethe, Churchill, Buda… gibi görüşlerini de söyleriz; hiç kimsenin sesi çıkmaz. Fakat bir gün Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Hazreti Muhammed ile ilgili bir fikrini söylediğim zaman, minberin arkasından bir öhö (öksürük) sesi geldi! Onun öksürüğü normal bir öksürük değildi.”
Atatürk hafız imiş!
“ Atatürk hafızmış… Yani, Allah kelâmını beynine kazımış; yaşayabildiği kadar da yaşamış. Devlet adamı, asker, iktisatçı… Böyle bir insanı biz kötüledik, cehennemin en dibine koyduk. Acaba biz bu ülkeye ne yaptık, ne yapabildik? Çakılmak istenen bir çiviye, daha kuvvetli olsun diye keser vurabildik mi? Bu memlekete hizmet eden birçok insana haksızlık yaptığımızı düşünüyorum.”
Hiçbir siyasi kurum dini konularda fikir beyan etmese iyi olur; iktidar da, muhalefet de
“ Dinî hassasiyetlerde siyasiler konuşmadan önce mutlaka bu işin otoritesi olan kişiler ile fikir alışverişinde bulunmalı. Aslında her bir siyasi kurum dinî hususları, dini otoriteye bırakıp o konularda herhangi bir fikir beyan etmese, daha güzel olur. Bu, iktidar için de, muhalefet için de geçerlidir. İnsanları görüşüne göre bir yererle koyup yargılamak da doğru değildir; Allah insanların şekline, cemaline bakmaz; onların insan olmasına, ne derece düzgün insan olduğuna bakar. Bizim kötü dediğimiz Allah katında iyi olabilir, iyi dediğimiz de Allah atkında iyi bir kul olmayabilir. Hiçbir rejim de iyi ya da kötü değildir, o rejimi iyi yapanlar da insanlardır, kötü yapanlar da. İnsan, insan olarak kendini bilmeli.”
Ahmet Alay ( HAK-BİR-SEN Genel Sekreteri, Kiremitdere Camii İmamı-Hafız):
Hz. Ömer, Hz. Peygamber’in başına kesmeye gitmişti!
“ İslamiyet’te eskileri ile yargılansaydı insanlar, Hz. Ömer’e baktığımızda, Peygamber Efendimiz’in başını yalınkılıç kesmeye giden bir adamdı. Ama sonra ‘ başım sana feda olsun!’ diyecek bir Ömer çıktı. Bir Vahşi’ye bakıyoruz; Hz. Hamza’nın ciğerlerini sökmüş. Sonra bakıyoruz, İslamiyet’in en büyük hizmetçisi olmuş… Onu için, maziler ile yargılamak, dinimizce caiz değil; hata etmiş oluruz.”
Diyanet İşleri Başkanlığı’nda saatlerce bekledik; CHP’de arabamıza kadar uğurlandık
“ 3 Kasım’daki kongre davetiyemizi iletmek üzere bütün siyasi partilere ziyarette bunduk. Bu arada sayın Kılıçdaroğlu’na, CHP Genel Merkezi’ne de ziyarete gittik. İnanın, ben böyle bir karşılamayı hiçbir partide müşahede etmedim. Bizi, arabamıza kadar uğurladılar. Diğer partilerde ise daha girişte bir surat asıklığı! Diyanet İşleri Başkanlığı’mıza gittik; girişten itibaren, kadın koruyucular bizleri cihazların içine soktular, din görevlileri kimlik kartımızı gösterdiğimiz halde, 2. katta da bir saat bekledik; müdüre varana kadar 1 saat daha bekledik! Ondan sonra ‘ Diyanet işleri Başkanımız’ı 1 dakika kucaklamak istiyoruz’ dediğimizde, önümüzdeki kapılar yine kapandı ve bize dediler ki, ‘randevu aldınız mı?’ Biz de dedik ki, Allah 5 vakit kapıları açık tutuyor ama Allah’ın kulları 1 dakika için kapıyı bize açamadı.”
Bize, “ arkanızda namaz kılınmaz’ dediler; öyle baskılar oluştu ki…
“ Şimdi bunları müşahede edince, dinin kim tarafından yaşandığı, kim tarafından yaşanmadığını kanı olarak söylemek yanlış. Kılıçdaroğlu ziyaretimiz medyaya yansımış. Ondan sonra bize bir telefonlar geldi, ben burada söylemeye hayâ ediyorum: ‘ Siz din mi değiştirdiniz?’, ‘ Dinden mi çıktınız?’… Bir tanesi, ‘ sen 40 gün şelale altında gusül alsan temizlenemezsin’ dedi. ‘Arkanızda namaz kılınmaz’ dediler. Üzerimizde öyle baskılar oluştu ki! Ankara’dan İstanbul’a gelene kadar din değiştirmediğimizi, tam tersi Allah’ın izniyle bir davet için gittiğimizi anlatana kadar ak ile karayı seçtik… ( Bu insanlarda CHP ile ilgili ) bu kanılar niye oluştu?”
İki kanat da Atatürk’ü kullanıyor
“ İki kanat Atatürk’ü kullanıyor. CHP’nin içine girmiş, din dışı bir hayat yaşıyor ve ‘ Atatürk böyle istedi, laiklik budur’ diyerek, Atatürk’ü kendi inançsız yaşantısına ortak ediyor. Bir zümre ise böyle bir yaşantıyı görünce, bu sefer ‘ Bunların yanında yaşayan da dinden çıkmıştır’ diyor… Atatürk ile ilgili arşivler açılsın. Şahsi günahı yok mudur? Hepimizde var. Peygamberler bile ancak korunarak, günahlara uzak olmuşlar. Şimdi burada CHP kendisine ne diyecek: Din ile ilgili bir söylem söylenirken, ağzımız ile bu konuları kaçırmayalım.”
Ben, Kılıçdaroğlu’na söyledim
“ Mesela ben Kılıçdaroğlu’nın kendisine de dedim. Şeriat kelimesi, din ve Kuran demek. Ancak toplumda, nasıl lanse edilmiş? El kesmek, bacak doğramak! Vatandaş da böle zannedince, dini konularda ağzına geleni söylüyor. Bu da çok tehlikeli. İnşallah, toplumun içinde dindarı ile, dine soğuk olanıyla bir barış sağlanır da, şu güzel memlekette huzur ile yaşarız ve insanlığa örnek bir hayatı sunarız. Bakın, İslam âleminin içinde bulunduğu durumu görüyoruz. İnsanlığa örnek olacak bir İslamiyet’i bir tülü gösteremedik. İnşallah bu, memleketimize nasip olur.”
Haber: Arzu Başlantı
FACEBOOK YORUMLAR