"DİL YARASI KANSER OLABİLİR"
Dil kanseri olur mu demeyin! Dil kanseri günümüzde fazla duyulmayan ancak erken teşhis sayesinde tedavisi mümkün bir kanser türüdür. Erkeklerde daha sık görülen bu hastalık dilin üzerinde yaralar, aftlar veya beyaz beneklerin oluşmasıyla kendini belli ediyor. Ağız yarası tekrarlıyorsa ve uzun süre geçmiyor ve daha da büyüyorsa ciddiye alınmalı, doktora başvurulmalıdır” diyen Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Levent Renda, dil kanserinin nedenleri ve belirtileri hakkında önemli bilgiler verdi
30 Kasım 2021 - 22:42
Çok duyulmasa da son yıllarda daha sık rastlanmaya başlanan dil kanserinde erken teşhis çok önemli. Eğer dilinizin üzerinde kenarları düzensiz, ülserleşmiş bir yara çıkmışsa ve söz konusu yara haftalar hatta aylar boyunca gerilemiyorsa belirtiler ortaya çıkmış demektir. Peki dil kanseri nedir? Dil kanseri belirtileri nelerdir? Tedavisi var mı? Nasıl anlaşılır? İşte tüm bu soruların cevaplarını “Ağız yarası ile karıştırılıyor” uyarısıyla vurgulayan Kulak Burun Boğaz Uzmanı Doç. Dr. Levent Renda yanıtladı.
“Ağız Yarası İle Karıştırılıyor”
Yaşamı tehdit eden ciddi bir ağız boşluğu kanseri türü olan dil kanserinin dudaktan sonra en sık görülen bölge olarak öne çıktığını belirten KBB Uzmanı. Doç. Dr. Levent Renda, Dil kanseri hakkında şunları söyledi: “Dil üzerinde çıkan yaralar, dil kanserinin en önemli belirtisidir. Dil kanserleri en çok dilin serbest kenarlarından kaynaklansa da dilin her yerinde ortaya çıkabilir. Dil kanseri dilde hareket bozukluğuna da yol açabilir. Dilini ağzında rahatça döndürememeye başlayan hastanın konuşmasında değişiklikler ortaya çıkabilir. Dil kanseri diğer baş boyun kanserlerine göre ön tarafta ve açık bölgede bulunduğu için daha kolay teşhis edilebilen bir kanser türüdür.”
Dil kanserinin dili oluşturan hücrelerin normal yapısını yitirerek kontrolsüz çoğalması ve büyümesiyle oluşan lezyonlar olduğunu ifade eden Dr.Levent Renda, “Dil kanserleri erken dönemde herhangi bir belirti göstermeyebilir. En erken belirtisi iyileşmeyen ve kolayca kanayabilen yaradır. Kitlenin büyümesi ile dilin etkilendiği bölgeye göre dilde, kulakta, yanakta, yüzde ağrı; ağızdan kan gelmesi, uyuşma hissi, kasların tutulmasına bağlı dil hareketinde zorluk, konuşma ve yutma güçlüğü, solunum zorluğu gibi diğer belirtiler de görülebilir” diye konuştu.
Önemsenmeyen dil yaralarının sinsi ilerleyen bir tümörün belirtisi olabileceğine vurgu yapan; Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Levent Renda, “Dil kanserinde en önemli risk faktörleri tütün ve alkol kullanımı. Sigaranın yanı sıra tütün çiğneme alışkanlığı olanlar ve pipo içenler de yüksek risk altındadır. HPV virüsü de dil kanserine yol açabilir” dedi.
“Dil Kanserinde De Erken Tanı Çok Önemli”
Dr.Levent Renda, ağızda çıkan aftlarda, yaralarda büyüme ve sıklık yaşandıysa KBB uzmanına gidilmesi gerektiğini belirten Renda, bu hastalığın tedavisi hakkında ise; “Dil kanseri hızlıca boyuna yayılabilen bir kanser. Dolayısıyla biz ameliyatlarda sadece dildeki kanserli bölgeyi çıkartmıyoruz, normal dokuyla birlikte çıkartıyoruz ki, buz dağının görünen kısmı bazen küçük oluyor. Dolayısıyla ameliyatla daha büyük sağlam dokuyla birlikte çıkartmamız gerekiyor. Eş zamanlı olarak da boyuna saçılma bölgeleri de ameliyatla temizlemiş oluyoruz. Dildeki kanserin boyutundan ziyade derinliği önemli. O da ameliyat sonucu ortaya çıkan bir ölçüm. Derinlikle birlikte boyna saçılma ihtimali artabiliyor” dedi.
Erken teşhisin bu hastalığın tedavisinde son derece etkili olduğunun da altını çizen Renda, şu önemli bilgileri aktardı: “Dil kanseri tedavi edilemediği takdirde, yeme içme problemleri yaşattığından kişinin bağışıklık sisteminde de tahribatlara sebep olabiliyor. Tümörün yaygınlığına göre cerrahi, ışın tedavisi ve kemoterapi kullanılan yöntemler arasında gelir. Pek çok kanser türünde olduğu gibi erken teşhis dil kanserinin tedavisinde de çok önemli bir yer tutuyor. Erken teşhiste hem ameliyat daha küçük oluyor, hem de hastanın kalan yaşamı daha da risksiz sürdürmesi sağlanabiliyor. sonraki yaşamını garanti altına almış oluyoruz. Çünkü erken evre tümörlerde cerrahi olarak tümör sağlam sınırlarla çıkarılır. Geri kalan dil, işlevsel açıdan genellikle yeterli olur. Çok ileri evre tümörlerde ise dilin tamamı ağız tabanı ile çıkarılır ve ağız tabanını oluşturmak üzere kas-deri dokusu transferi yapılır. Tümör çeneye yayıldıysa çenenin tutulan kısmı da çıkarılıp bu bölgeye kemik transferi de tedavi planına eklenebilir” diye konuştu.
“Ağız Yarası İle Karıştırılıyor”
Yaşamı tehdit eden ciddi bir ağız boşluğu kanseri türü olan dil kanserinin dudaktan sonra en sık görülen bölge olarak öne çıktığını belirten KBB Uzmanı. Doç. Dr. Levent Renda, Dil kanseri hakkında şunları söyledi: “Dil üzerinde çıkan yaralar, dil kanserinin en önemli belirtisidir. Dil kanserleri en çok dilin serbest kenarlarından kaynaklansa da dilin her yerinde ortaya çıkabilir. Dil kanseri dilde hareket bozukluğuna da yol açabilir. Dilini ağzında rahatça döndürememeye başlayan hastanın konuşmasında değişiklikler ortaya çıkabilir. Dil kanseri diğer baş boyun kanserlerine göre ön tarafta ve açık bölgede bulunduğu için daha kolay teşhis edilebilen bir kanser türüdür.”
Dil kanserinin dili oluşturan hücrelerin normal yapısını yitirerek kontrolsüz çoğalması ve büyümesiyle oluşan lezyonlar olduğunu ifade eden Dr.Levent Renda, “Dil kanserleri erken dönemde herhangi bir belirti göstermeyebilir. En erken belirtisi iyileşmeyen ve kolayca kanayabilen yaradır. Kitlenin büyümesi ile dilin etkilendiği bölgeye göre dilde, kulakta, yanakta, yüzde ağrı; ağızdan kan gelmesi, uyuşma hissi, kasların tutulmasına bağlı dil hareketinde zorluk, konuşma ve yutma güçlüğü, solunum zorluğu gibi diğer belirtiler de görülebilir” diye konuştu.
Önemsenmeyen dil yaralarının sinsi ilerleyen bir tümörün belirtisi olabileceğine vurgu yapan; Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Levent Renda, “Dil kanserinde en önemli risk faktörleri tütün ve alkol kullanımı. Sigaranın yanı sıra tütün çiğneme alışkanlığı olanlar ve pipo içenler de yüksek risk altındadır. HPV virüsü de dil kanserine yol açabilir” dedi.
“Dil Kanserinde De Erken Tanı Çok Önemli”
Dr.Levent Renda, ağızda çıkan aftlarda, yaralarda büyüme ve sıklık yaşandıysa KBB uzmanına gidilmesi gerektiğini belirten Renda, bu hastalığın tedavisi hakkında ise; “Dil kanseri hızlıca boyuna yayılabilen bir kanser. Dolayısıyla biz ameliyatlarda sadece dildeki kanserli bölgeyi çıkartmıyoruz, normal dokuyla birlikte çıkartıyoruz ki, buz dağının görünen kısmı bazen küçük oluyor. Dolayısıyla ameliyatla daha büyük sağlam dokuyla birlikte çıkartmamız gerekiyor. Eş zamanlı olarak da boyuna saçılma bölgeleri de ameliyatla temizlemiş oluyoruz. Dildeki kanserin boyutundan ziyade derinliği önemli. O da ameliyat sonucu ortaya çıkan bir ölçüm. Derinlikle birlikte boyna saçılma ihtimali artabiliyor” dedi.
Erken teşhisin bu hastalığın tedavisinde son derece etkili olduğunun da altını çizen Renda, şu önemli bilgileri aktardı: “Dil kanseri tedavi edilemediği takdirde, yeme içme problemleri yaşattığından kişinin bağışıklık sisteminde de tahribatlara sebep olabiliyor. Tümörün yaygınlığına göre cerrahi, ışın tedavisi ve kemoterapi kullanılan yöntemler arasında gelir. Pek çok kanser türünde olduğu gibi erken teşhis dil kanserinin tedavisinde de çok önemli bir yer tutuyor. Erken teşhiste hem ameliyat daha küçük oluyor, hem de hastanın kalan yaşamı daha da risksiz sürdürmesi sağlanabiliyor. sonraki yaşamını garanti altına almış oluyoruz. Çünkü erken evre tümörlerde cerrahi olarak tümör sağlam sınırlarla çıkarılır. Geri kalan dil, işlevsel açıdan genellikle yeterli olur. Çok ileri evre tümörlerde ise dilin tamamı ağız tabanı ile çıkarılır ve ağız tabanını oluşturmak üzere kas-deri dokusu transferi yapılır. Tümör çeneye yayıldıysa çenenin tutulan kısmı da çıkarılıp bu bölgeye kemik transferi de tedavi planına eklenebilir” diye konuştu.
FACEBOOK YORUMLAR