Deniz Oral - Oyuncu

İstanbul, dünyanın sekizinci harikası…

Deniz Oral - Oyuncu
12 Kasım 2013 - 17:06

 

20 Soruda İstanbul köşemizin bu haftaki konuğu 1963 Mersin doğumlu sinema ve tiyatro oyuncusu Deniz Oral. Küçüklüğünden beri tiyatroya yeteneği ve ilgisi olan Oral, “Almanya’dan Bir Yar Gelir Bizlere” ile sahneye ilk adımını attı. Deniz Oral, uzun bir süre Mersin Bölge Tiyatrosu’nda amatör oyunculuğuna devam etti.  1985’te Ankara’ya gittikten sonra bir yıl sonra TRT’de dublaj yapmaya başladı. Yedi yıl Ankara’da yaşadı. Daha sonra da yeni bir tiyatro projesi için İstanbul’a gitti ve çeşitli tiyatrolarda oyun oynamaya başladı. Sonrasında da oyunlar, diziler, filmler...

Sinema

2012- Mevsim Çiçek Açtı
2009 – Güneşi Gördüm
2008 – Maskeli Beşler: Kıbrıs
2007 – Beyaz Melek
2005 – Maskeli Beşler: İntikam Peşinde
2005 – Hababam Sınıfı 3,5
1998 – Herşey Çok Güzel Olacak
1988 – Gülün Bittiği Yer

Dizi

2013 – Doksanlar
2010 – Bu Film Bitmez
2009 – Papatyam
2006 -  Köprü
2005 – Sevda Tepesi
2005 – Kayıt Dışı
2005 – Ahududu
2002 – Zerda
2001 – Yeditepe İstanbul
2001  - Güz Gülleri
2001 – Avcı: Raşit
2000 – Hesabım Bitmedi Seninle
1999 – Kurt Kapanı
2995 – Bizim Ev

Tiyatro Oyunları

2011 – Her Yöne 90 Dakika
2010 – Herşeye Rağmen Merhaba
2007 – Karmakarışık
1992 – Tiyatrokare
1973 – Gemilerde Talim Var

1.)  Herkesin mutlaka İstanbul’a bir geliş öyküsü vardır. Sizin öykünüz nedir?

İstanbul’a yaptığım iş dolayısıyla 1993 Kasım ayında Ankara’dan geldim. Ankara’da özel bir tiyatroda çalışıyordum. TRT’de dublaj yapıyordum. Dizi piyasası ve sinemanın merkezi İstanbul olduğu için buraya geldim.  Aslında geç bile gelmişim. Mersin’den çıktığımda ilk olarak Ankara yerine İstanbul’a gelseymişim belki daha farklı olurdu.

2.) İstanbul’u tek bir kelimeyle ifade etmenizi istesek...

Dünya’nın sekizinci harikası.

3.) İstanbul’u hayatında hiç görmemiş birine İstanbul’a dair ilk neyi anlatırsınız?

Aslında anlatabileceğimiz birçok şey var... Kız Kulesi’ni, Boğaz’ı ve köprülerini anlatırdım.

4.) Bir gün İstanbul’dan ayrılmanız gerekse en zor vazgeçeceğiniz yanı ne olur?

Trafiğini çok özlerdim.

5.) İstanbul’da “Keşke hiç olmasaydı” dediğiniz herhangi bir şey var mı?

Trafik. İstanbul, keşke 50’li yıllardaki gibi olsaydı. Az taşıt, az insan... O zamanlar daha güzelmiş.

6.) İstanbul’un en sevdiğiniz semti hangisi?

Ben yıllarca Avrupa yakasında oturdum. Geçtiğimiz Mart ayında Anadolu yakasına taşındım. Şimdi keşke hep bu tarafta otursaymışım diyorum… Kadıköy ve Bağdat Caddesi’ni çok seviyorum. 

7.) İstanbul’u ilk defa ziyaret eden birini çıkartacağınız bir günlük İstanbul turunun olmazsa olmazları nelerdir?

İstanbul’u gezdirmeye bir gün yetmez. Beyoğlu, Ortaköy, Rumelihisarı, Üsküdar, Eminönü, Sultanahmet’i gezdirirdim.

8.) İstanbul’un en önemli mimari yapısı sizce hangisi?

Sultanahmet.

9.) İstanbul Manzarası denildiğinde ilk aklınıza gelen yer neresi?

Galata Kulesi.

10.) İstanbul’un sembolünü biliyor musunuz? Beğeniyor musunuz? Sizce ne olmalı?

Sembol, İstanbul’u anlatıyor.

 

 

11.) İstanbul’un ilk aklınıza gelen yöresel(?) yemekleri nelerdir? Bir başka ifadeyle İstanbul’la özdeşleşen yiyecekler nelerdir?

Ben güneyli olduğum için İstanbul’da şu yeniyor, bu yenmeli diyemiyorum. Benim damak zevkim farklı. Biz güneyde acı yemekler yeriz. O yüzden acıyı severim. Acısız yemek düşünemiyorum. Mesela burada yediğim kebapla Mersin’de yediğim kebap arasında çok fark var.

12.) İstanbul’u dünyanın diğer metropollerinden ayıran en büyük özelliği nedir sizce?

İki boğaz arasında olması çok önemli. Bence dünyada eşi ve benzeri çok azdır.

13.) Son 10 yıla baktığınızda İstanbul’da en büyük değişimin hangi konuda yaşandığını söyleyebilirsiniz?

İstanbul’un metropol olması nedeniyle gökdelenlerin çoğalması.

14.) İstanbul’da yaşayan biri olarak karşılaştığınız sıkıntılar nelerdir? Çözülmesini istediğiniz en acil sorun nedir? Bunun çözülmesi noktasında neler önerirsiniz?

İstanbul’da en büyük derdimiz trafik. Biz milletçe “aman illa arabamızla” gidelim diyoruz. Henüz metroya binip gideyim tarzı alışkanlıklarımız yok. Bunları biraz aşabilirsek trafik sorunu da ortadan kalkacak. İnsanlar kendi özel araçları yerine toplu taşıma araçlarını kullanırsa bence trafiğin önüne biraz daha geçilecek gibi geliyor.

15.) İstanbul’da spor adına yapılan çalışmaları kayda değer ve yeterli buluyor musunuz?

Yeterli buluyorum. Anadolu Yakası’nda sahil şeridinde çok güzel spor alanları var. İnsanlar bu alanlarda sporunu yapıyor. Eskiden belli yerlerde vardı. Şimdi birçok yerde görüyorum. Hemen hemen birçok parkta var.

16.) İstanbul’da hayata geçirilen hizmet ve projelerden memnun musunuz?

Birey olarak memnunum ama yetersiz olduğunu düşünüyorum. Herhalde zamanla daha yeterli hizmet ve projeler olacak. İnsanların daha önce görmediği şeyleri onların önüne sermeye başladılar.

17.) Sizin İstanbul hakkında bir projeniz olsaydı ne yapmak isterdiniz?

İlk önce trafiğe çözüm bulurdum. Bunu da trafiğe çıkan araç sayısını azaltarak yapabiliriz.

18.) İstanbul’u daha şuurlu yaşamanın ve hakiki bir İstanbullu olmanın formülü nedir sizce?

Hakiki bir İstanbullu olmanın formülü değerlerimizi bozmadan, medeni yaşamaktan geliyor.  Çünkü İstanbul’un kendine has bir geçmişi var. Ona uygun ve o değerleri koruyarak yaşamakta fayda var.

19.) Gelecekte görmek ve yaşamak istediğiniz İstanbul’u bize biraz anlatır mısınız?

Trafiğin olmadığı bir İstanbul isterdim.

20.) İstanbul üzerine bu kadar konuştuktan sonra son bir soru daha… Şu an gözlerinizi kapatıp açsanız İstanbul’da hangi zaman ve mekânda olmak isterdiniz?

Topkapı Sarayı’nda olup İstanbul’u oradan seyretmek isterdim.

Röportaj: Gözde KESEN – İstanbul Ajansı 


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum