COVİD-19 Salgını ve İşyerlerimizde Durum-2 Araştırma Anketi Sonuçları
DİSK/Genel-İş Genel Başkanı Remzi Çalışkan, Sendikamızın 44 şubesinde yürütülen araştırmanın bulgularını ekte basın bilgilendirmesi olarak sunmaktadır. Küresel salgın koşullarında işçilerin çalışma koşullarına ışık tutan araştırmamızdan öne çıkan bulgular şunlar oldu:
06 Mayıs 2020 - 20:57 - Güncelleme: 06 Mayıs 2020 - 21:19
Araştırmanın Yöntemi ve Kapsamı
Covid-19 salgını sürecinde Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerindeki çalışma koşulları ile işçi sağlığı koşullarını ele almak üzere 44 şube başkanına her ay online anket uygulanmaktadır. Bu anketin ilki 27-28 Mart tarihlerinde uygulanmış ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. İkincisi ise 27-30 Nisan tarihlerinde uygulanmıştır.
Bu ankette, örgütlü olduğumuz işyerlerinin ve birimlerin salgın bakımından tehlike ve risk durumları, işyerlerimizde salgın kapsamında alınan önlemlerin yeterlilik düzeyi, örgütlü olduğumuz işyerlerinde sendikamızın sürece katılımı, işyerlerinde müdahale edilmesi gereken olumsuz uygulamalar ve sendikamız üyesi işçilerin salgın sürecindeki çalışma koşullarına ilişkin talepleri ele alınmaktadır.
ARAŞTIRMANIN BULGULARI
İşyerlerimiz Salgın Bakımından En Tehlikeli İşyerleri Arasındadır
Sendikamızın örgütlü olduğu belediyelerde, hastanelerde ve konutlarda salgın günlerinin görünmeyen emeği olarak topluma hizmet üretmeye devam etmektedir. Sendikamız işyerlerinin “üniversiteler” dışındaki alanları, salgın bakımından yüksek tehlike ve risk içermektedir.
44 şubemizin 28’inin örgütlü oldukları işyerlerinde Covid-19 vakası üyelerimiz vardır. 13 şubemiz belediyede, 18 şubemiz belediye şirketinde, 5 şubemiz hastanede, 1 şubemiz konut işyerlerinde ve 2 şubemiz de üniversitede Covid-19 vakaları olduğunu belirtmektedir.
Örgütlülük oranı ile kıyaslandığında en tehlikeli işyerlerimiz hastanelerdir. Bunu sırasıyla belediye şirketleri, belediyeler, konut işyerleri ve üniversiteler izlemektedir.
Belediyelerde Temizlik İşleri, Zabıta, Park-Bahçeler En Çok Vakanın Görüldüğü Birimlerdir
Örgütlülüğümüzün yüzde 95’ini oluşturan belediyelerin çoğu biriminde hizmetler devam etmektedir. Araştırmamıza göre salgın sürecinde en çok Covid-19 vakasının görüldüğü birimler temizlik İşleri, zabıta, park-bahçeler ve idari-mali hizmetler, fen işleri ve sosyal yardımlar birimleri olmuştur.
Özellikle halkla temasın yüksek olduğu, yakın çalışmanın olduğu ve belediyelerin iş yükünün arttığı birimlerde salgına yakalanma riski artmaktadır.
İşyerlerinde Salgın Kapsamında Alınan Önlemler Taleplerin Sonucudur
İşyerlerinde işverenlerin salgına karşı aldığı tedbirler yetersizdir. Bir önceki raporumuz ile karşılaştırdığımızda, sendikamızın talepleri ve girişimleri sonrası işyerlerinde alınan tedbirlerde artış olduğu görülmektedir.
İşyerlerimizdeki taleplerimiz ve mücadelemiz sonucu çalışma saatlerinin kısaltılması ve dönüşümlü çalışma uygulanması, hastalık belirtisi gösteren işçilerin derhal muayene edilmesi ve test uygulanması, işçilere salgın sürecindeki tehlike ve riskler konusunda bilgilendirme yapılması ve ücretsiz-uygun kişisel koruyucu ekipman sağlanması yaygın uygulamalar haline gelmiştir. Ancak yine de, işyerlerimizin büyük bir kısmında alınan önlemler üyelerimizin sağlığını korumak için yeterli değildir.
İş Yükünün Arttığı Birim Ve Alanlarda Yeni İşçi İstihdamı Yerine Aşırı Çalıştırma Yapılmaktadır
Üniversiteler ile belediye işyerlerimizden yalnız belirli bölümlerinde uzaktan çalışma yapılırken binlerce üyemiz çalışmaya devam etmektedir. Bunun yanında, salgın sürecinde belediyenin bazı birimleri ile hastanelerde hizmet artışı söz konusudur.
İşyerlerimizdeki en yaygın eksikliklerden biri iş yükünün arttığı birim ve alanlarda, yeni işçi istihdam edilmeyerek hizmetin var olan işçilerle sürdürülmesidir. Bu durum, üyelerimizin iş yükünün artmasını ve salgına yakalanma riskinin artmasına sebep olmaktadır.
Salgın Karşısında İşçiyi Korumak İşverenin Görevidir
Salgın koşullarında işçinin sağlığı ve güvenliğini korumak işverenin en temel borçlarından biri iken şubelerimizin işyerlerindeki eksikliklerin yaygınlığına göre bildirdiği taleplerde; işyeri ortamı ve işyerindeki araç-gereçlerin dezenfeksiyonunun düzenli olarak yapılması, ortak kullanım alanlarının salgın işçileri koruyacak biçimde yeniden düzenlenmesi, mesai saatlerinin kısaltılması ya da dönüşümlü çalışma yapılması, kendisine ya da ailesinden birine virüs bulaşan işçiye ücretli izin verilmesi, virüs bulaşan işçinin iş kazası ve meslek hastalığı kapsamında değerlendirilmesi, işyerlerinde düzenli ateş ölçümü yapılması, 12 yaş ve altı çocukları olan işçilere ücretli izin verilmesi, işveren tarafından salgın sürecindeki tehlike ve riskler konusunda bilgi verilmesi ve uygun birimlerde uzaktan çalışmaya geçilmesi öne çıkmaktadır.
Risk ve Tehlikeler Hakkında Bilgi Verilmeden Çalıştırılan İşçilerin Sağlığı Tehlikeye Atılmaktadır
Özellikle salgın sürecinde yeni görev tanımları eklenen, halkla yoğun temas içinde çalışan üyelerimizin salgın koşullarındaki risk ve tehlikeler konusunda herhangi bir bilgilendirme eksiklikleri vardır. İşçilerin bilgilendirme olmaksızın çalıştırılması, üyelerimizi virüse açık biçime getirerek sağlıklarını tehlikeye atmaktadır.
Yasada yer almasına rağmen İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarında salgına yönelik kararlar alınmaması ya da uygulanmaması, işyerinde salgın kapsamında “Risk Değerlendirmesi”nin yapılmamış olması ve salgın sürecine özgü “Acil Durum Planı” yapılmaması gibi usulsüzlükler üyelerimizin hayatını ve sağlığını tehlikeye atmaktadır.
Belediye Başkanları Görevden Alınan Belediyelerdeki Üyelerimiz Salgın Karşısında Korunmasız Bırakılmaktadır
Araştırmamız bulgularına göre belediye başkanları görevden alınıp atanmışlarla yönetilen belediyelerde alınan salgın önlemleri ve işçilerin çalışma koşulları diğer işyerlerimize oranla açık bir biçimde daha kötüdür.
En temel önlemlerin dahi alınmadığı, kişisel koruyucu ekipman verilmesi hususunda dahi sorunlar yaşanan kayyum belediyelerinde üyelerimiz, işleri ile tehdit edilerek salgın karşısında korunmasız çalışmaya mecbur bırakılmaktadır.
Salgın, Belediye Şirket İşçilerinin Güvencesiz Çalışma Koşullarını Ortaya Koymuştur
Ücret, iş güvencesi, sendikal hakların kullanımı gibi konularda eşitsiz biçimde çalışmak zorunda bırakılan belediye şirket işçilerine dayatılan ayrımcı çalışma koşulları salgın sürecinde etkilerini daha da açık biçimde göstermiştir.
Araştırmamıza göre, bu güvencesiz koşullar sebebiyle en çok Covid-19 vakası görülen işyerleri belediye şirketleri olmuştur. Salgın kapsamında alınan önlemler bakımından da belediye şirket işçilerine eşit muamele edilmediği durumlar görülmektedir.
Hastanede Çalışan Üyelerimize Ayrımcılık Yapılarak Sağlıkları ve Emekleri Hiçe Sayılmaktadır
Hastanede çalışan üyelerimiz çok yüksek risk altında çalıştığı gibi, örgütlü işyerleri/ vaka görülme oranı bakımından en tehlikeli işyerlerimizdir. Hastanelerde temizlik ve hasta bakımı yapan işçiler, yüksek risk altında çalışmakta ve sağlık hizmeti üretmektedir. Salgın sürecinde iş yükleri artan üyelerimiz, koruyucu ekipman yetersizliği ve test yapılmaması gibi ayrımcılıklara maruz kalmaktadır.
Sağlık personeli olmadıkları gerekçesiyle, salgın sürecinde memur ve sözleşmeli çalışana verilen ek ödemelerin verilmediği işçiler güvencesiz ve korumasız biçimde çalıştırılmakta, bu biçimde halk sağlığı da, işçi sağlığı da tehlikeye atılmaktadır.
Küçük İllerde Alınan Önlemler Daha Yetersiz
İzmir, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirler dışındaki işyerlerinde alınan önlemlerin daha yetersiz olduğu görülmektedir. Salgın sürecinin başından bu yana alınan önlemler konusunda aşama kat edilmiş olsa da, vaka sayısının azlığı, salgının yayılma hızının büyük illere göre görece düşük olması sebebiyle işyerlerinde alınması gereken önlemlerde büyük aksaklıklar yaşanmaktadır.
İşçiler Hastalık Korkusu İle Gelir Kaybetme Korkusu Arasında Seçim Yapmak Zorunda Değildir
Salgın sürecinde özelikle kamu kurumu olan belediyelerde işçileri idari izinli saymak yerine çalışmıyor göstererek kısa çalışma ödeneği için başvuru yapma uygulamaları görülmektedir.
İdari/ ücretli izin uygulanan alanlarda, dönüşümlü çalışma ve uzaktan çalışmanın olduğu birimlerde ve mesai saatlerinin düzenlendiği birimlerde üyelerimizin mali ve sosyal hak ve yardımlarda bir indirime gidilmemesi gerekirken özellikle işçilerin yol ve yemek ücretlerinin kesilmesi gibi usulsüz uygulamalar söz konusudur. Bu usulsüzlükler işçilere hastalık korkusu ile gelirini kaybetme korkusu arasında bir seçim yapmaya zorlamakta, salgın fırsatçılığına dönüşmektedir.
Üyelerimizin Talepleri Karşılansın!
Şubelerimizin örgütlü oldukları işyerlerindeki işçilerin taleplerini önem ve sıklık sıralamasına göre şöyle sıralamak mümkündür:
Mesai saatlerinin kısaltılması, dönüşümlü çalışmanın uygulanması, uygun birimlerde uzaktan çalışmaya geçilmesi, Ücretsiz izin ve yıllık izin kullandırma dayatmasına son verilmesi,
İşçi servislerinin kişi yoğunluğunun sosyal mesafe kuralına uygun biçimde azaltılması,
Kısa çalışma dayatmasının ve salgın sürecinde gelir ve hak kaybının olmaması,
Ücretsiz ve yeterli kişisel koruyucu ekipmanların sağlanması,İşçilerin salgın kapsamındaki tehlike ve riskler konusunda bilgilendirilmesi,Belediyenin görev ve sorumluluğunun arttığı birimlerde aşırı çalışma uygulamasına son verilmesi, yeni işçi istihdam edilmesi ya da işlerin azaldığı bölümlerden işçi takviye edilmesi,,Salgın karşısında çalışma alanının tehlikesi gözetilerek ek ödeme yapılması/risk primi verilmesi,
Hastane işçilerinin de memur ve sözleşmeli personel gibi risk ödemesi alabilmesi,
Toplu sözleşme süreçlerinin kesintiye ya da gecikmeye uğramaması,İşçilere periyodik olarak test uygulanması,Kadın çalışanlara özgü tehlike ve risklerin dikkate alınması ve salgın sürecindeki iş tanımının buna göre düzenlenmesi Talepleri Haktır!
TAMAMINI GÖRMEK İÇİN TIKLA
Covid-19 salgını sürecinde Sendikamızın örgütlü olduğu işyerlerindeki çalışma koşulları ile işçi sağlığı koşullarını ele almak üzere 44 şube başkanına her ay online anket uygulanmaktadır. Bu anketin ilki 27-28 Mart tarihlerinde uygulanmış ve kamuoyu ile paylaşılmıştır. İkincisi ise 27-30 Nisan tarihlerinde uygulanmıştır.
Bu ankette, örgütlü olduğumuz işyerlerinin ve birimlerin salgın bakımından tehlike ve risk durumları, işyerlerimizde salgın kapsamında alınan önlemlerin yeterlilik düzeyi, örgütlü olduğumuz işyerlerinde sendikamızın sürece katılımı, işyerlerinde müdahale edilmesi gereken olumsuz uygulamalar ve sendikamız üyesi işçilerin salgın sürecindeki çalışma koşullarına ilişkin talepleri ele alınmaktadır.
ARAŞTIRMANIN BULGULARI
İşyerlerimiz Salgın Bakımından En Tehlikeli İşyerleri Arasındadır
Sendikamızın örgütlü olduğu belediyelerde, hastanelerde ve konutlarda salgın günlerinin görünmeyen emeği olarak topluma hizmet üretmeye devam etmektedir. Sendikamız işyerlerinin “üniversiteler” dışındaki alanları, salgın bakımından yüksek tehlike ve risk içermektedir.
44 şubemizin 28’inin örgütlü oldukları işyerlerinde Covid-19 vakası üyelerimiz vardır. 13 şubemiz belediyede, 18 şubemiz belediye şirketinde, 5 şubemiz hastanede, 1 şubemiz konut işyerlerinde ve 2 şubemiz de üniversitede Covid-19 vakaları olduğunu belirtmektedir.
Örgütlülük oranı ile kıyaslandığında en tehlikeli işyerlerimiz hastanelerdir. Bunu sırasıyla belediye şirketleri, belediyeler, konut işyerleri ve üniversiteler izlemektedir.
Belediyelerde Temizlik İşleri, Zabıta, Park-Bahçeler En Çok Vakanın Görüldüğü Birimlerdir
Örgütlülüğümüzün yüzde 95’ini oluşturan belediyelerin çoğu biriminde hizmetler devam etmektedir. Araştırmamıza göre salgın sürecinde en çok Covid-19 vakasının görüldüğü birimler temizlik İşleri, zabıta, park-bahçeler ve idari-mali hizmetler, fen işleri ve sosyal yardımlar birimleri olmuştur.
Özellikle halkla temasın yüksek olduğu, yakın çalışmanın olduğu ve belediyelerin iş yükünün arttığı birimlerde salgına yakalanma riski artmaktadır.
İşyerlerinde Salgın Kapsamında Alınan Önlemler Taleplerin Sonucudur
İşyerlerinde işverenlerin salgına karşı aldığı tedbirler yetersizdir. Bir önceki raporumuz ile karşılaştırdığımızda, sendikamızın talepleri ve girişimleri sonrası işyerlerinde alınan tedbirlerde artış olduğu görülmektedir.
İşyerlerimizdeki taleplerimiz ve mücadelemiz sonucu çalışma saatlerinin kısaltılması ve dönüşümlü çalışma uygulanması, hastalık belirtisi gösteren işçilerin derhal muayene edilmesi ve test uygulanması, işçilere salgın sürecindeki tehlike ve riskler konusunda bilgilendirme yapılması ve ücretsiz-uygun kişisel koruyucu ekipman sağlanması yaygın uygulamalar haline gelmiştir. Ancak yine de, işyerlerimizin büyük bir kısmında alınan önlemler üyelerimizin sağlığını korumak için yeterli değildir.
İş Yükünün Arttığı Birim Ve Alanlarda Yeni İşçi İstihdamı Yerine Aşırı Çalıştırma Yapılmaktadır
Üniversiteler ile belediye işyerlerimizden yalnız belirli bölümlerinde uzaktan çalışma yapılırken binlerce üyemiz çalışmaya devam etmektedir. Bunun yanında, salgın sürecinde belediyenin bazı birimleri ile hastanelerde hizmet artışı söz konusudur.
İşyerlerimizdeki en yaygın eksikliklerden biri iş yükünün arttığı birim ve alanlarda, yeni işçi istihdam edilmeyerek hizmetin var olan işçilerle sürdürülmesidir. Bu durum, üyelerimizin iş yükünün artmasını ve salgına yakalanma riskinin artmasına sebep olmaktadır.
Salgın Karşısında İşçiyi Korumak İşverenin Görevidir
Salgın koşullarında işçinin sağlığı ve güvenliğini korumak işverenin en temel borçlarından biri iken şubelerimizin işyerlerindeki eksikliklerin yaygınlığına göre bildirdiği taleplerde; işyeri ortamı ve işyerindeki araç-gereçlerin dezenfeksiyonunun düzenli olarak yapılması, ortak kullanım alanlarının salgın işçileri koruyacak biçimde yeniden düzenlenmesi, mesai saatlerinin kısaltılması ya da dönüşümlü çalışma yapılması, kendisine ya da ailesinden birine virüs bulaşan işçiye ücretli izin verilmesi, virüs bulaşan işçinin iş kazası ve meslek hastalığı kapsamında değerlendirilmesi, işyerlerinde düzenli ateş ölçümü yapılması, 12 yaş ve altı çocukları olan işçilere ücretli izin verilmesi, işveren tarafından salgın sürecindeki tehlike ve riskler konusunda bilgi verilmesi ve uygun birimlerde uzaktan çalışmaya geçilmesi öne çıkmaktadır.
Risk ve Tehlikeler Hakkında Bilgi Verilmeden Çalıştırılan İşçilerin Sağlığı Tehlikeye Atılmaktadır
Özellikle salgın sürecinde yeni görev tanımları eklenen, halkla yoğun temas içinde çalışan üyelerimizin salgın koşullarındaki risk ve tehlikeler konusunda herhangi bir bilgilendirme eksiklikleri vardır. İşçilerin bilgilendirme olmaksızın çalıştırılması, üyelerimizi virüse açık biçime getirerek sağlıklarını tehlikeye atmaktadır.
Yasada yer almasına rağmen İş Sağlığı ve Güvenliği Kurullarında salgına yönelik kararlar alınmaması ya da uygulanmaması, işyerinde salgın kapsamında “Risk Değerlendirmesi”nin yapılmamış olması ve salgın sürecine özgü “Acil Durum Planı” yapılmaması gibi usulsüzlükler üyelerimizin hayatını ve sağlığını tehlikeye atmaktadır.
Belediye Başkanları Görevden Alınan Belediyelerdeki Üyelerimiz Salgın Karşısında Korunmasız Bırakılmaktadır
Araştırmamız bulgularına göre belediye başkanları görevden alınıp atanmışlarla yönetilen belediyelerde alınan salgın önlemleri ve işçilerin çalışma koşulları diğer işyerlerimize oranla açık bir biçimde daha kötüdür.
En temel önlemlerin dahi alınmadığı, kişisel koruyucu ekipman verilmesi hususunda dahi sorunlar yaşanan kayyum belediyelerinde üyelerimiz, işleri ile tehdit edilerek salgın karşısında korunmasız çalışmaya mecbur bırakılmaktadır.
Salgın, Belediye Şirket İşçilerinin Güvencesiz Çalışma Koşullarını Ortaya Koymuştur
Ücret, iş güvencesi, sendikal hakların kullanımı gibi konularda eşitsiz biçimde çalışmak zorunda bırakılan belediye şirket işçilerine dayatılan ayrımcı çalışma koşulları salgın sürecinde etkilerini daha da açık biçimde göstermiştir.
Araştırmamıza göre, bu güvencesiz koşullar sebebiyle en çok Covid-19 vakası görülen işyerleri belediye şirketleri olmuştur. Salgın kapsamında alınan önlemler bakımından da belediye şirket işçilerine eşit muamele edilmediği durumlar görülmektedir.
Hastanede Çalışan Üyelerimize Ayrımcılık Yapılarak Sağlıkları ve Emekleri Hiçe Sayılmaktadır
Hastanede çalışan üyelerimiz çok yüksek risk altında çalıştığı gibi, örgütlü işyerleri/ vaka görülme oranı bakımından en tehlikeli işyerlerimizdir. Hastanelerde temizlik ve hasta bakımı yapan işçiler, yüksek risk altında çalışmakta ve sağlık hizmeti üretmektedir. Salgın sürecinde iş yükleri artan üyelerimiz, koruyucu ekipman yetersizliği ve test yapılmaması gibi ayrımcılıklara maruz kalmaktadır.
Sağlık personeli olmadıkları gerekçesiyle, salgın sürecinde memur ve sözleşmeli çalışana verilen ek ödemelerin verilmediği işçiler güvencesiz ve korumasız biçimde çalıştırılmakta, bu biçimde halk sağlığı da, işçi sağlığı da tehlikeye atılmaktadır.
Küçük İllerde Alınan Önlemler Daha Yetersiz
İzmir, İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirler dışındaki işyerlerinde alınan önlemlerin daha yetersiz olduğu görülmektedir. Salgın sürecinin başından bu yana alınan önlemler konusunda aşama kat edilmiş olsa da, vaka sayısının azlığı, salgının yayılma hızının büyük illere göre görece düşük olması sebebiyle işyerlerinde alınması gereken önlemlerde büyük aksaklıklar yaşanmaktadır.
İşçiler Hastalık Korkusu İle Gelir Kaybetme Korkusu Arasında Seçim Yapmak Zorunda Değildir
Salgın sürecinde özelikle kamu kurumu olan belediyelerde işçileri idari izinli saymak yerine çalışmıyor göstererek kısa çalışma ödeneği için başvuru yapma uygulamaları görülmektedir.
İdari/ ücretli izin uygulanan alanlarda, dönüşümlü çalışma ve uzaktan çalışmanın olduğu birimlerde ve mesai saatlerinin düzenlendiği birimlerde üyelerimizin mali ve sosyal hak ve yardımlarda bir indirime gidilmemesi gerekirken özellikle işçilerin yol ve yemek ücretlerinin kesilmesi gibi usulsüz uygulamalar söz konusudur. Bu usulsüzlükler işçilere hastalık korkusu ile gelirini kaybetme korkusu arasında bir seçim yapmaya zorlamakta, salgın fırsatçılığına dönüşmektedir.
Üyelerimizin Talepleri Karşılansın!
Şubelerimizin örgütlü oldukları işyerlerindeki işçilerin taleplerini önem ve sıklık sıralamasına göre şöyle sıralamak mümkündür:
Mesai saatlerinin kısaltılması, dönüşümlü çalışmanın uygulanması, uygun birimlerde uzaktan çalışmaya geçilmesi, Ücretsiz izin ve yıllık izin kullandırma dayatmasına son verilmesi,
İşçi servislerinin kişi yoğunluğunun sosyal mesafe kuralına uygun biçimde azaltılması,
Kısa çalışma dayatmasının ve salgın sürecinde gelir ve hak kaybının olmaması,
Ücretsiz ve yeterli kişisel koruyucu ekipmanların sağlanması,İşçilerin salgın kapsamındaki tehlike ve riskler konusunda bilgilendirilmesi,Belediyenin görev ve sorumluluğunun arttığı birimlerde aşırı çalışma uygulamasına son verilmesi, yeni işçi istihdam edilmesi ya da işlerin azaldığı bölümlerden işçi takviye edilmesi,,Salgın karşısında çalışma alanının tehlikesi gözetilerek ek ödeme yapılması/risk primi verilmesi,
Hastane işçilerinin de memur ve sözleşmeli personel gibi risk ödemesi alabilmesi,
Toplu sözleşme süreçlerinin kesintiye ya da gecikmeye uğramaması,İşçilere periyodik olarak test uygulanması,Kadın çalışanlara özgü tehlike ve risklerin dikkate alınması ve salgın sürecindeki iş tanımının buna göre düzenlenmesi Talepleri Haktır!
TAMAMINI GÖRMEK İÇİN TIKLA
FACEBOOK YORUMLAR