ÇIRAY "GÜVENLİK KORİDORU KONUSU TEHLİKELİ BİR BELİRSİZLİK TAŞIYOR"
İYİ Parti, ABD ile mutabakata varıldığı söylenen güvenlik koridoru konusunda belirsizliklerin giderilmesi adına kamuoyunun aydınlatılmasını istedi.
İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı İzmir Milletvekili Aytun Çıray konuyu TBMM gündemine taşıyarak Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın yanıtlaması isteğiyle soru önergesi verdi.
Önergesinde;
“Fırat'ın doğusunda Türkiye-Suriye sınırının Suriye'de kalan ve Irak'a kadar uzanan yaklaşık 35 kilometre genişliğindeki kesiminde, PKK'nın Suriye kolu ve uzantısı olan terör örgütleri YPG ve SDG'nin radikal İslamist terör örgütü IŞİD'le/DEAŞ'la savaşma ve onu etkisizleştirme gerekçesi ile ağır saldırı ve savaş silahlarını da kapsayacak şekilde ABD tarafından olağanüstü bir yoğunlukla silahlandırılmış ve bu terör örgütlerinin söz konusu bölgede güvenliğimizi tehdit edecek ölçüde ve şekilde hakimiyet kurmasına destek verilmiştir.” diyen Çıray, Türkiye, bu durumun hem kendi güvenliği konusunda ortaya çıkardığı büyük tehditleri hafifletmek ve bertaraf etmek, hem de aynı savunma ittifakı içinde yer aldığı ABD'nin bölgede müttefiklik taahhütlerine uygun bir çizgiye çekebilmek için Suriye'de Fırat'ın doğusundan Irak sınırına uzanan yaklaşık 35 kilometrelik bir kesimin bir tampon oluşturacak şekilde bir güvenlik koridoru olarak tesis edilmesi politikasını Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları vasıtasıyla ABD'ye uzun bir süre teklif etmiştir.” sözlerine yer verdi.
Türkiye’nin söz konusu teklifinin ilgili bölgede gerekirse tek başına harekete geçmeye kararlı olunduğunun deklare üzerine ABD tarafınca dikkate alındığını ve ardından iki ülkenin mutabakata vardıkları haberlerinin medyaya yansıdığını yazan Çıray, yine de soru işaretlerinin giderilemediğine vurgu yaptı.
Konuyla ilgili ayrıca açıklama da yapan İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı, ABD’yle varılan güvenlik koridoru mutabakatı konusunda kamuoyunun doğru bilgilendirilmediğini ifade ederek, bunun TBMM gündemine getirilmemesinin çok kritik bir hata olduğunu söyledi.
“Vatandaşlarımız özellikle Suriye ile ilgili sorunların tbmm Çatısı altında tartışılmasına özel önem veriyor”
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın önergedeki soruları ciddiyetle cevaplandırmasını isteyen Çıray, bunun Türk Milletini aydınlatma ve kamuoyunu doğru bir şekilde bilgilendirme yükümlülüğünün bir gereği olduğunu, aksi istikametteki tavrının faturası gittikçe kabaran Suriye politikalarının bedelini katlanılmaz ölçüde ağırlaştıracağını savundu:
“Vatandaşlarımız özellikle Suriye ile ilgili sorunların kendi Yüce Çatısı altında tartışılmasına özel bir önem veriyor. Bu tartışmadan kaçınanlar eninde sonunda hiç beklemedikleri kadar ağır bir faturayla karşı karşıya kaldıklarını görecekler.
Çünkü milletimiz başımıza Suriye çorabının kimler tarafından nasıl örüldüğünü ve yaşanan ekonomik krizin derinleşmesindeki etkilerini her geçen gün biraz daha fark ediyor. Bunun farkında değilmiş veya sonuçlarını hiç umursamazmış gibi davrananları tarihimizin belki de en ağır tokadı bekliyor. Kimse uyarmadı demesin, Türk Milletinin yüce çatısı TBMM’de konunun en az maliyetli çözüm yollarını tartışmanın hayati değerini bu uyarı ışığında değerlendirsin. Özellikle yabancı bir ülkenin askerlerinin Türkiye topraklarında konuşlanmasına cevaz veren güvenlik koridoru mutabakatı ile ilgili soruları cevaplayıp milletimizin Müşterek Harekat Merkezinin yeni bir Çekiç Güç olabileceğine ilişkin endişelerini gidersin.”
İYİ Parti Milli Güvenlik Politikaları Başkanı İzmir Milletvekili Aytun Çıray'ın Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’a önergesinde sorduğu sorular şöyle:
Medyada yer alan çerçeve anlaşmanın tam adı ve kapsamı nedir? Tarafları kimlerdir ve ilgili devletlerin hangi kurumları ve yetkilileri tarafından imzalanmıştır? Anlaşmanın tam içeriği nedir? 24.08.2019'da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından Şanlıurfa'nın Akçakale İlçesindeki tam kapasiteyle faaliyete geçtiği ilan edilen “Birleşik Müşterek Harekat Merkezi” bu anlaşma içindeki konumu, görev ve yetki paylaşımı, kontrol mekanizmaları net bir şekilde belirlenmiş midir? Anlaşmanın tarafının bir devletse ve ilgili devletin askerlerinin Türkiye sınırları içinde konuşlandırılmasını içeriyorsa, bunun için Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin onayı alınmış mıdır? Bunun için gösterilen gerekçe, Türkiye'de konuşlanan askerlerin sayısının azlığı ise, bu sayının sabit kalacağı bir hüküm olarak anlaşmada yer almış mıdır? Bu hükmün çiğnenmeyeceği garanti altına alınmış mıdır ve çiğnenmesi halinde yaptırımı nedir?
FACEBOOK YORUMLAR