CHP aday adayı Dr. Haşim Aydın: Beykoz gidecek; buna susabilir miyiz?

Belediye Başkan aday adaylığını yaptığı yerel basın açıklaması ile resmileştiren CHP’li Dr. Haşim Aydın, Beykoz’u zor günler beklediğini kaydetti

CHP aday adayı Dr. Haşim Aydın: Beykoz gidecek; buna susabilir miyiz?
22 Kasım 2013 - 21:50

CHP Beykoz Belediye Başkan aday adaylığı ile ilgili olarak yerel basın ile kahvaltıda bir araya gelen Dr. Haşim Aydın, burada yaptığı açıklamada, Beykoz’u zor günler beklediğini kaydetti.Kahvaltı etkinliğine eşi Öznur hanım, oğlu Fikret Emre ve dostları ile birlikte katılan CHP Beykoz Belediye Başkan aday adayı, Beykoz’un, Zeytinburnu’ndan sonra İstanbul’un en büyük gecekondu bölgesi olduğunu hatırlatarak, Beykoz’da kentsel dönüşümün kaçınılmaz olduğunu söyledi. İlçede rantın çok yüksek olduğunu ve burada dönüşüm ve rantın sağlanmasında ‘ Beykozlular ile mi, yoksa kimin ile olursa olsun mu?’ şeklinde bir felsefi ayırım yapılması gerektiğine vurgu yaptığı konuşmasında aday adayı Aydın,  Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kentsel dönüşüm konusunda, ‘Beykoz’da yaşayanlar ile değil, buradan ekonomik getiriyi nasıl sağlarsak, kiminle sağlarsak sağlayalım’ şeklinde bir düşünceye sahip olduğu” eleştirisinde bulundu.

Dr. Haşim Aydın: Beykoz vicdanının sesine kulak verdim

Konuşmasına, 30 yıldır Beykoz’da doktorluk mesleğini icra etiğini ifade ederek başlayan Dr. Haşim Aydın, hiçbir dönem toplumsal sorunlara uzak kalmadığını ve siyasi kültürün her zaman içinde olduğunu ifade etti.  “ Benim için siyaset yapmak, bir siyasi partiye üye olmak demektir” diyen aday adayı Haşim Aydın, şunları kaydetti: “ Onun ötesi, siyasi parti üyesinin kendisini geliştirmesi, içinde bulunduğu partiye verebileceği katkının ne kadar olabileceği ve içinde bulunduğu partinin ve camianın onu nerelere taşıyabileceği ile ilgilidir; kendi iradesi ile ortaya çıkacak bir durum değildir. Ben, Beykoz’daki mesleki, siyasi ve sosyal geçmişime güvenerek ve onun teşviki ile bu seçimlerde CHP Belediye Başkan aday adayı olarak bu yarışa girdim. Bu yarışta benim diğer aday adayı arkadaşlardan farklı olarak, onların çalışma şekli bugüne kadar izlediğimiz şekilde olmuştur. Bunu onaylamışımdır ama ben kendi siyaset yapma biçimimi şöyle tanımlıyorum: Beykoz vicdanının sesine kulak vermek. Ülkemizin içinde bulunduğu zor koşullarda Beykoz’un vicdanının sesini (dinlediğimde), bu harekette yer almam gerektiğini bana işaret ettiğini ve bu yurttaşlık bilinci ile üzerime düşeni yerine getirmem gerektiğini düşündüm.”

Beykoz’u zor günler bekliyor

“ Beykoz’da benim gördüğüm ana sorun şudur; mülkiyet ve işsizlik ana sorundur… Beykoz’da mülkiyet sorunu hep vardır ve herkes de bu sorunun uzmanıdır. Siyaset adamları olarak bizlerin yapması gereken şey, halkın bilgi kirliliği kaosunun içinden nasıl çıkabileceğidir. Hastaya teşhis koymak için önce onu iyi tanımak gerekir. 2B konusunda herkesin bir kanaati var elbette. Kanaatlere saygı duymalıyız ama önemli olan, işi kanaatlerden fikirlere taşımaktır. Beykoz’da mülkiyet sorunu, yani insanların tapularını alması sorunu, imar sorunu ve yerinde kentsel dönüşüm olmadan asla çözümlenecek bir sorun değildir. Bu çok net.”

ÖPA’ların ilân edilmesinin sebebi taktiktir

“ Adalet ve Kalkınma Partisi 2B konusunda bir strateji izliyor. Beykoz’da Özel Proje Alanları (ÖPA) ilân ettiler. BU ÖPA’ların ilân edilmesinin temel sebebi, ‘ önümüzde seçim var. Seçime kadar insanlara tebligatlar gitmesin; bu seçimi atlatalım’ düşüncesidir. Yani, bu taktiktir. Bu, seçime yönelik bir taktiktir. Seçim sonrasında ister yerel yönetimde iktidara biz gelelim, ister Adalet ve Kalkınma Partisi gelsin, kentsel dönüşüm başlayacaktır. Belediye Başkanı diyor ki, ‘ ben size yüzde 40 daha ucuza arsa vereceğim.’ Bu, şu demektir: Örneğin, 1000 m2 yerin yüzde 40 daha ucuza verilmesinde uygulama şudur: Siz 600 m2 yer alacak, yüzde 40 daha az para vereceksiniz fakat yeşil alan, sosyal donatı alanı, kamusal alan gibi imarda konumlanan yerlere tapu verilmeyecek. Sonra da denecek ki, siz şu arka kısma hissedarsınız. Oysa orada oranın sahibi bina yapmış. ‘ Yüzde 40 daha ucuza tapu sahibi yapacağız’ diyorsunuz. Arsaya hissedarsınız fakat orada bina var. Bu, 50 senede çözümlenecek bir sorun değildir ve hukuki olarak da çok (karmaşık) bir sorundur. ‘ Biz size tapu vereceğiz’ dediğinizde, verdiğiniz tapu aslında başkaları ile ortaklık olan bir arsayı bina ile birlikte içine alan bir tapudur.”

Beykoz, İstanbul’un Zeytinburnu’ndan sonra en büyük gecekondu kenti

“ Eğer siz insanlara, biz sizi mağdur etmeyeceğiz’ diyorsanız, yapılacak tek şey var: Oturun oturduğunuz yerde, biz kimseye tapu falan vermiyoruz.’ Yani, eskinin devamı nı söyleyeceksiniz. Ben eskinin devamı olarak söylensin istemiyorum. Onu da doğru bulmuyorum. Çünkü Beykoz, İstanbul’un Zeytinburnu’ndan sonra en büyük gecekondu kenti. Ben Beykoz’da dönüşümün olması gerektiğine inananlardanım.”

Seçim taktiği

“ Mevcut Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı diyor ki, ‘ biz tapularını vereceğiz.’ Ondan sonrası? Sayın Belediye Başkanı’nın, ‘ TOKİ bu konularda tecrübelidir’ şeklinde bir iması var. Bu, bana yetti! 1 yıl önce TOKİ, Beykoz’un 4 mahallesinin kendisine devredilmesini Beykoz Belediyesi’nden talep etmiş. Beykoz Belediye Başkanlığı seçim taktiği olarak bunu dillendirmiyor. ‘ Şu sandığa hele bir gidelim. Sandıktan çıkarsak…’ (diye düşünüyor.) Belediye Başkanı, bir toplantıda, ‘ TOKİ bu konuda tecrübelidir’ imasında bulundu. Belediye Başkanı iyi olsa bile, Genel iktidar hem idareyi, hem de yetkiyi elinde tutmak ister, her zaman. Beykoz’da TOKİ üzerinden kentsel dönüşüm ile ilgili değer çok yüksek. Örneğin Gümüşsuyu’nda yaklaşık 4 bin 100 konut var. Yeni imar yoğunlaştırması ile birlikte bu yoğunlaşma 12 bin’e çıkıyor.”

Binanızın enkaz değeri dikkate alınacak

“ Eğer TOKİ bu projeyi yaparsa, siz orada parasını ödeyerek, tapu sahibi olsanız bile, TOKİ mütahitler ile kâr ortaklığı üzerinden çalıştığından dolayı, burada ortaya çıkacak olan (daireler) ile ilgili olarak, sizin arsa değeriniz ve oradaki enkaz değeriniz düşürülecek ve geri kalan para için de sizi borçlandırarak, sizden tahsil edeceklerdir. Yani, arsanızın değeri ile binanızın enkaz değeri, TOKİ’nin yapacağı (daireye) mahsup edilecektir. Gerisini ise borçlanacaksınız. Bu, Beykoz’un istikbali ile alâkalı bir olaydır.”

Kazmayı vurduğunuz an, müşteri hazır

“ Bu işin o partisi, bu partisi yoktur. Önümüzdeki Mart seçimlerinde o nedenle Beykoz’un kaderi çizilecektir. Beykoz Belediye Başkanı’nın elinden gelebilecek bir şey yoktur. Burada ortaya çıkan rant çok büyüktür ve bu rantın çok kısa bir sürede, çok hızlı bir şekilde paraya dönüştürebileceği yer Beykoz’dur. Beykoz’da kazmayı vurduğunuz an, müşterisi hazır. Buralar çok değerli.”

Proje, vatandaştan rayiç bedel, yapım maliyet bedeli almadan da yapılabilir

“ Biz Beykoz Belediyesi olarak, Beykoz Belediyesi’nin patronluğunda ne rayiç bedel, ne de yapım maliyet bedeli almadan vatandaşları mülk sahibi yapabiliriz. Burada parti ayırımı gözetilmeksizin, Belediye Başkan’ımızın bu anlamda iyi niyetinden hiç şüphemiz yok. Bunu ortak bir projeye dönüştürüp Beykoz halkını da bunun etrafından örgütleyebilir isek, başarırız. Ben eğer Belediye Başkanı olur isem, gerçekleştirmek için var gücüm ile bu projenin altına gireceğim. ( Amacım,) Beykoz halkını bilinçlendirip örgütleyerek, arkama almaktır.”

İçime sinmiyor

CHP aday adayı Haşim Aydın, sözlerinin devamında ise, vatandaşların 2B parsellerini satıp gitmeleri konusuna da değindi. Beykozluların bu konuda bir noktayı gözden kaçırdıklarını ifade eden Dr. Haşim Aydın, şunları söyledi: “  Sizin 200 bin TL olarak sattığınız yerde, 200 milyon dolarlık rant var. Bu rant, yaratılacaktır. Benim haykırışım bu. Örnek vereyim size: Beykoz Konakları’nda 5 milyon TL ile tabandan başlıyor fiyatlar. Yani, gemiye güverte konumundaki Gümüşsuyu gibi değerli bir yerde oluşacak olan fiyatları düşünebiliyor musunuz? Beykoz’da yaşayan vatandaşların yerlerini satıp başka yerlere gitmeleri benim içime sinmiyor.”

Mart 2014 seçimlerine kadar vatandaşa narkoz verelim; uyusun taktiği

Aday adayı Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Taktik şudur: Mart 2014 seçimlerine kadar topluma narkoz verelim, bir uyusun.’ Vatandaş, uyandığı zaman, ameliyattan çıktığında, kolunun, bacağının kesildiğini gördüğünde aklı başına gelecek. Bizi görevimiz, vatandaşı narkozlu halden çıkarıp kolunun, bacağının alınmasını engellemek olmalıdır.”

Toplumsal barış için gerekli

TOKİ marifetiyle, uydu kentler şeklinde ortaya çıkan sitelerde ekonomik olarak orta ve üst sınıfların yaşadığını da kaydeden Dr. Aydın, söz konusu mülkiyet kaosunun bitilmesinin toplumda sosyal barışı sağlayacağını ifade ederek, aksi bir durumun ise söz konusu kaousu arttıracağını ifade etti.

Oraların gerçek sahibi olamayacaksınız

İster Hazine arazisinde, ister Vakıf arazisinde, ister 2B’de olsun, “ yerinde bir kentsel dönüşüm olmadan siz oranın gerçek sahibi olamayacaksınız” açıklamasında bulunan CHP’li aday adayı, şunları kaydetti: “ Şu andaki yerel yönetimin Beykoz halkından saklamak ile çok yanlış yaptığı konu, ‘ biz herkese tapusunu vereceğiz’ diyerek, bu sorunun çözüme kavuştuğunu empoze etmek düşüncesidir ve bu çok tehlikelidir. Bu sorun, bu şekilde asla çözüme kavuşmuş değildir. Buradaki kaostan yararlanmak isteyenler, ‘ senine yerinin (fiyatı) nedir, ben biraz daha fazlasını vereyim’ diyecek. Vatandaş da, ‘ Allah razı olsun beni mağdur etmediler’ diyecek ve oradan gidecek, ondan sonra da TOKİ üzerinden kentsel dönüşüm gerçekleştirilecektir. Benim gönlüm buna razı değil.

Beykoz’un Nuh tufanı geliyor

Söz konusu tehlikenin sadece 2B, Hazine arazisi… gibi yerler için değil, tapulu yeri olan imar dışı bütün binaları kapsadığını ve bu sorunun da bütün Beykoz halkının örgütlenmesi yoluyla çözümlenmesi gerektiğine işaret eden CHP aday adayı Dr. Haşim Aydın, “ Beykoz’un Nuh tufanı geliyor” dedi. Aydın, söz konusu benzetmeyi şu gerekçeye dayandırdı: “ Hazreti Nuh, Fırat’ın kıyısındaki bir balıkçı. Nuh Tufanı bütün dünyayı yerle bir etti. Hazreti Nuh’un kerameti, tufanın geldiğini daha önceden görüp önlem almaktan ibaretti. Yani, kutsal kitapta geçen Nuh Tufanı, tufanın büyüklüğünü bize anlatmak için değil, o büyüklükteki bir tufanda dahi ne yapılması gerektiğini ve yapılır ise, başarılacağını göstermek içindir. Beykoz’un Nuh tufanı geliyor. Ben onu anlatmaya çalışıyorum. Ben kendimde hâşâ Hazreti Nuh’un kerametini görmüyorum. Bizler bu tufanı görüp ortaya çıkmazsak, Beykoz değişecek, Beykoz gidecek. Peki biz buna susabilir miyiz?”

Taşeron işçiliği savunmak, köleliktir

Konuşmasının devamında,“ benim siyasetin fırsatçı görüşleri ile, taktikler ile işim olmaz. Ama benim fikirlerim var” açıklamasında bulunan aday adayı Dr. Haşim Aydın, bir soru üzerine, taşeron işçiliği savunmanın, kölelik olduğunu da kaydederek, Beykoz Belediye’sini kazandıkları takdirde, karşılarında bir taşeron ordusu bulacaklarına da işaret etti. Aydın, “ amaç, tüm kamuda ve özel sektörde taşeronluğu ortadan kaldırmaktır”  dedi.CHP aday adayı,“ taşeron işçiliği savunmak, köleliği savunmaktan farklı bir şey değildir. Biz, sendikal hakların, işçi haklarının Türkiye’de önünü açan, geniş toplum kesimlere o hakkı sağlayan bir siyasi geleneğin o günkü temsilcileri olarak, bu hakları yeniden hayata geçirilmesini sağlamak gibi bir görev ile karşı karşıyayız” açıklamasında bulundu.

Onlar, ekonomik getiri sağlansın da, kiminle olursa olsun diye düşünüyorlar

CHP aday adayı, Beykoz’da dönüşüm ve rantın sağlanmasında ‘ Beykozlular ile mi, yoksa kimin ile olursa olsun mu?’ şeklinde bir felsefi ayırım yapılması gerektiğine vurgu yaptığı konuşmasında, “  ancak Adalet ve Kalkınma Partisi ‘ burada yaşayanlar ile değil, buradan ekonomik getiriyi nasıl sağlarsak, kimle sağlarsak sağlayalım’ şeklinde bir düşünceye sahip” eleştirisinde de bulundu.

Haber: Arzu Başlantı

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum