ÇETİN EMEÇ KADIKÖY'DE ANILDI
Uğradığı silahlı saldırı sonucu öldürülen Gazeteci-Yazar Çetin Emeç Kadıköy’de anıldı

09 Mart 2025 - 16:22
Suadiye’deki evinin önünde 7 Mart 1990 tarihinde uğradığı silahlı saldırıda öldürülen gazeteci-yazar Çetin Emeç, ölümünün 35. yılında Kadıköy Belediyesi Caddebostan Kültür Merkezi’nde (CKM) anıldı.
Anma programına Emeç’in eşi Bilge Emeç, çocukları Mehveş Emeç ile Mehmet Emeç, gelini Lale Menger Emeç, damadı Özalp Birol, torunu Selin Birol, duayen gazeteci Uğur Dündar, Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı ile Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş da katıldı.
KADIKÖY’DE UNUTULMAYACAKLAR
Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, “1990’lardaki faili meçhulleri biliyorsunuz hepiniz, birçoğunuz gördünüz yaşadınız. Bizler biraz okuduk o dönemleri ama çok karanlık dönemlerdi. O dönem gazeteciler tabii ki maalesef bu yolla susturulmaya çalışıldı. Bu dönemde yine gazeteciler susturulmaya çalışılıyor yöntem biraz daha değiştirilmiş olsa da. Hala demokrasinin en temel ilkelerinden olan haber alma, konuşma, tartışma, farklı bir şekilde düşünme özgürlüğü ülkemizde sağlanmış değil.” dedi. Kösedağı, Kadıköy’de bir düşünceyi taşıyan, toplumun haber alma özgürlüğünü savunan, demokrasiye inanan ve laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni savunanların unutturulmayacağını söyledi.
DURUŞ VE MERHAMET DUYGUSU BIRAKTI
Oğlu Mehmet Emeç, “Babamın yokluğu bana en çok onun varlığını öğretti. Bana öğütler listesi veya hayat hakkında bir el kitabı bırakmadı ama bana bir duruş bıraktı. En önemlisi de merhamet duygusu bıraktı. Çünkü babam şaşmayan iç pusulası sayesinde zorluklar karşısında bile dürüst kalabilen, insanları doğru yönlendirebilen, zarif, yardımsever ve empati kurabilen bir liderdi. Hayatını Atatürk ilkeleri doğrultusunda yaşar, çalıştığı kurumları da ailesini de bu prensiplerle yönetirdi.” şeklinde konuştu.
“BENİ NASIL SEVERDİ?”
Daha önce dedesi hakkında konuşmalar yaptığında her şeye biraz daha tozpembe baktığını kaydeden Selin Birol, “Büyüdükçe, bu olayın derinliğini ülkemiz ve ailemizin ne kadar kıymetli bir insan ve ne kadar değerli bir kalem kaybettiğini anladım. Hiç görmediğim birinin yokluğunu bu kadar hissetmek ‘acaba bana neler katardı, beni nasıl severdi, onu nasıl örnek alırdım’. Bunu düşünmek beni her ne kadar üzse de inanın onu hala anan, yaşatan her fırsatta bana onunla anılarını anlatan, ruhunu yaşatan insanları gördükçe üzüntüm, gurura, umuda dönüşüyor” diye konuştu.
“BİRLİKTE ÇOK GÜZEL ŞEYLER YAPACAĞIZ UĞUR”
Gazeteci yazar Uğur Dündar, 1986 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi hakkında yaptığı bir haberin sansüre uğramasından dolayı TRT’den istifa ettiğini ve Çetin Emeç’in genel yayın yönetmeni olduğu, Hürriyet Gazetesi’nden teklif geldiğini söyledi. Görüşmede Erol Simavi’nin de bulunduğunu dile getiren Dündar, “Aramızda çok kısa bir konuşma oldu, hiç para mevzusu geçmedi. Ben ‘acaba TRT’de makaslanan haberlerimi burada yapabilecek miyim’ dedim, Çetin Bey güldü. ‘Birlikte çok güzel şeyler yapacağız Uğur’ dedi. Hakikaten öylesine cesaret timsali bir insandı ki.” şeklinde konuştu. Dündar, “Çetin Bey, benim ‘acaba yayınlanır mı?’ dediğim haberleri sürekli manşete taşıdı. Yayınladığı gibi okurun derhal gözüne çarpan büyüklükte ve kamuoyu oluşturacak şekilde yayınlamaya başladı.” diye konuştu.
Çetin Emeç’in dünyaca ünlü piyano sanatçısı kızı Mehveş Emeç ise annesinin babası için kaleme aldığı mektubu okuduktan sonra, piyano resitalini gerçekleştirdi.




Anma programına Emeç’in eşi Bilge Emeç, çocukları Mehveş Emeç ile Mehmet Emeç, gelini Lale Menger Emeç, damadı Özalp Birol, torunu Selin Birol, duayen gazeteci Uğur Dündar, Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı ile Üsküdar Belediye Başkanı Sinem Dedetaş da katıldı.
KADIKÖY’DE UNUTULMAYACAKLAR
Kadıköy Belediye Başkanı Mesut Kösedağı, “1990’lardaki faili meçhulleri biliyorsunuz hepiniz, birçoğunuz gördünüz yaşadınız. Bizler biraz okuduk o dönemleri ama çok karanlık dönemlerdi. O dönem gazeteciler tabii ki maalesef bu yolla susturulmaya çalışıldı. Bu dönemde yine gazeteciler susturulmaya çalışılıyor yöntem biraz daha değiştirilmiş olsa da. Hala demokrasinin en temel ilkelerinden olan haber alma, konuşma, tartışma, farklı bir şekilde düşünme özgürlüğü ülkemizde sağlanmış değil.” dedi. Kösedağı, Kadıköy’de bir düşünceyi taşıyan, toplumun haber alma özgürlüğünü savunan, demokrasiye inanan ve laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ni savunanların unutturulmayacağını söyledi.
DURUŞ VE MERHAMET DUYGUSU BIRAKTI
Oğlu Mehmet Emeç, “Babamın yokluğu bana en çok onun varlığını öğretti. Bana öğütler listesi veya hayat hakkında bir el kitabı bırakmadı ama bana bir duruş bıraktı. En önemlisi de merhamet duygusu bıraktı. Çünkü babam şaşmayan iç pusulası sayesinde zorluklar karşısında bile dürüst kalabilen, insanları doğru yönlendirebilen, zarif, yardımsever ve empati kurabilen bir liderdi. Hayatını Atatürk ilkeleri doğrultusunda yaşar, çalıştığı kurumları da ailesini de bu prensiplerle yönetirdi.” şeklinde konuştu.
“BENİ NASIL SEVERDİ?”
Daha önce dedesi hakkında konuşmalar yaptığında her şeye biraz daha tozpembe baktığını kaydeden Selin Birol, “Büyüdükçe, bu olayın derinliğini ülkemiz ve ailemizin ne kadar kıymetli bir insan ve ne kadar değerli bir kalem kaybettiğini anladım. Hiç görmediğim birinin yokluğunu bu kadar hissetmek ‘acaba bana neler katardı, beni nasıl severdi, onu nasıl örnek alırdım’. Bunu düşünmek beni her ne kadar üzse de inanın onu hala anan, yaşatan her fırsatta bana onunla anılarını anlatan, ruhunu yaşatan insanları gördükçe üzüntüm, gurura, umuda dönüşüyor” diye konuştu.
“BİRLİKTE ÇOK GÜZEL ŞEYLER YAPACAĞIZ UĞUR”
Gazeteci yazar Uğur Dündar, 1986 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi hakkında yaptığı bir haberin sansüre uğramasından dolayı TRT’den istifa ettiğini ve Çetin Emeç’in genel yayın yönetmeni olduğu, Hürriyet Gazetesi’nden teklif geldiğini söyledi. Görüşmede Erol Simavi’nin de bulunduğunu dile getiren Dündar, “Aramızda çok kısa bir konuşma oldu, hiç para mevzusu geçmedi. Ben ‘acaba TRT’de makaslanan haberlerimi burada yapabilecek miyim’ dedim, Çetin Bey güldü. ‘Birlikte çok güzel şeyler yapacağız Uğur’ dedi. Hakikaten öylesine cesaret timsali bir insandı ki.” şeklinde konuştu. Dündar, “Çetin Bey, benim ‘acaba yayınlanır mı?’ dediğim haberleri sürekli manşete taşıdı. Yayınladığı gibi okurun derhal gözüne çarpan büyüklükte ve kamuoyu oluşturacak şekilde yayınlamaya başladı.” diye konuştu.
Çetin Emeç’in dünyaca ünlü piyano sanatçısı kızı Mehveş Emeç ise annesinin babası için kaleme aldığı mektubu okuduktan sonra, piyano resitalini gerçekleştirdi.




FACEBOOK YORUMLAR