Bozcaada Caz Festivali'nden akış'a davet

Bozcaada Caz Festivali'nden akış'a davet
23 Mart 2020 - 12:41

17-19 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşecek 4. Bozcaada Caz Festivali, temasını “Ototelik” olarak seçtiği kampanyasını açıkladı. Psikolog Mihaly Csikszentmihályi’nin Akış kuramında tarif ettiği ve “Amacı kendisinde olan” kişi veya eylemler anlamına gelen “Ototelik” kavramını bu yılın teması olarak seçen festival, zihnin ve müziğin ritmini tarif eden kampanyasında ilhamını Bozcaada’dan alıyor ve rüzgârdan dalgalara, güneş ışığından ve seslere kadar, şehre ait tüm doğal akışları görsellerine taşıyor.

Kendine Has ve Volkswagen’in katkılarıyla düzenlenen ve 17-19 Temmuz tarihleri arasında 4.sü gerçekleşecek Bozcaada Caz Festivali, 2020 temasını ve kampanyasını açıkladı. “Amacı kendisinde olan” kişi veya eylemler anlamına gelen “Ototelik” kavramını tema olarak seçen festival, Bozcaada’dan ilham alan ve hem zihnin hem de müziğin ritmini tarif eden kampanyası ile “merhaba” dedi. Tasarım ajansı StudioMutlu tarafından hazırlanan kampanyada, rüzgâr, dalgalar, güneş ışığı ve ses gibi, Bozcaada’ya ait tüm doğal akışlar farklı grafik dokularla yaratıldı ve festival logosu, yine şehrin kendisinden yansıyan yeni bir renk paleti kullanılarak güncellendi.

Albert Einstein “So What”ı çalsaydı?

İlk kez 80’lerde Macar-Amerikalı psikolog Mihaly Csikszentmihályi’nin tarif ettiği Akış kuramının bir parçası olarak karşımıza çıkan “Ototelik” kavramı, akışa ulaşan kişi veya eylemler için kullanılıyor. Csikszentmihályi’nin özellikle, müzisyenleri ve ressamları çalışma halinde izleyerek yarattığı bu kavram aynı zamanda, caz müzisyenlerinin zaman kavramını, kendilerini ve sorunlarını unutturacak kadar derin bir zahmetsiz yoğunlaşma haline geçtikleri doğaçlama anlarını da tarif ediyor.

İlk kez bir tema ile karşımıza çıkan Bozcaada Caz Festivali, “Albert Einstein ‘So What’ın solosunu çalmaya çalışsa ne olurdu?”, “Geliştirdiğimiz becerilerimizin akış üzerindeki etkisi nedir?”, “Hedefi net bir şekilde belirlenmiş olsa da, sonucuna değil sürecine odaklandığımız eylemlerimiz var mıdır?”, “Mutlu hissettiğimiz anlara katkı yapan unsurlar nelerdir?”, “Ototelik bir eylemde öz farkındalığın kaybolması hissi nasıl tanımlanabilir?” gibi soruların peşine düşüyor ve müzisyenlerden seyirciye, festival ekibinden Bozcaadalılara, festivale katılacak herkesi yanıtları birlikte bulmaya davet ediyor.

Festival yayınladığı manifestoda ise şunları söylüyor:

“Albert Einstein ve Miles Davis’in ne gibi benzerlikleri olabilir? İzafiyet teorisini geliştirmek ve ‘‘So What’’ parçasının solosunu çalmak arasında bir ilişki var mıdır?

Akış kavramını literatüre kazandıran psikolog Mihály Csíkszentmihályi, kişiyi konfor alanından çıkaran ve gündelik konulardan uzaklaştıran aktivitelerin getirdiği mutluluk ile zamanın hızla akması arasındaki ilişkiyi araştırır. Bu kurama göre akış durumuna rahatlıkla geçen kişilerin ototelik özelliklere sahip olmaları olasıdır.

Ototelik: Amacı kendisinde olan kişi veya eylem. (Yunanca: Autotelēs)

 

Yaşanılan deneyimin ve gerçekleştirilen eylemin kalitesini arttıran bu akış hali, bireyin konsantrasyonunun yüksek, anın içinde ve farkında olduğu, zaman algısının değiştiği bir durum olarak tanımlanabilir. Bir diğer deyişle, eylemin kendisi ototeliktir. Öz farkındalığın dahi kaybolduğu ve geçici sürelerle yakalanan bu hakimiyet, doğaçlama anındaki müzisyenlerde de karşımıza çıkar. Müzisyenin ve dinleyicinin zihni akış halideyken, müzik de bir akış halindedir. Akış, hem zihnin hem de müziğin ritmi gibidir.

Bu sene Bozcaada Caz Festivali’ni ototelik kavramından esinlenerek kurguladık. Bu kavramdan yola çıkarak aklımızda beliren soruları tartışmaya açmak ve sanatçısı, katılımcısı ve çalışanıyla birlikte tüm festival ahalisi olarak birlikte kafa yormak istiyoruz:

- Peki ya Albert Einstein “So What”ın solosunu çalmaya çalışsa ne olurdu? Geliştirdiğimiz becerilerimizin akış üzerindeki etkisi nedir?

- Hedefi net bir şekilde belirlenmiş olsa da, sonucuna değil sürecine odaklandığımız eylemlerimiz var mı?

- Mutlu hissettiğimiz anlara katkı yapan unsurlar nelerdir?

- Ototelik bir eylemde öz farkındalığın kaybolması hissi nasıl tanımlanabilir?”

Kendine Has ve Volkswagen’den özel projeler

Bozcaada Caz Festivali dördüncü yılını kutlarken Kendine Has ve Volkswagen ile olan işbirliği de kesintisiz devam ediyor. Festivalin iki önemli destekçisi Kendine Has ve Volkswagen ile ortaklaşa gerçekleştireceği özel projeler ise çok yakında açıklanacak.

İndirimli Dönem biletleri satışta

allaturca, 3dots ve fermente’nin ortaklığıyla 4.sü yapılacak Bozcaada Caz Festivali, bu yıl da cazın ustaları ile genç yetenekleri aynı sahnede ağırlayacak ve tatilini iyi müzik dinleyerek geçirmek isteyenlere unutamayacakları bir 3 gün yaşatacak. Biletleri haftalar öncesinde tükenen festivalin İndirimli Dönem bilet satışı ise biletix’te devam ediyor.

Detaylı bilgi için: bozcaadacazfestivali.com

Bozcaada Caz Festivali

2017’den beri Bozcaada’yı müzikseverlerin uğrak yeri haline getiren Bozcaada Caz Festivali, genç yaşına rağmen, Türkiye’nin önde gelen müzik etkinliklerinden birine dönüştü. Geçtiğimiz yıl, aralarında Londra Caz Festivali, Stockholm Caz Festivali, North Sea Jazz gibi önemli müzik etkinliklerinin de olduğu Avrupa Caz Ağı’na katılan ve adını uluslararası alanda da duyurmaya başlayan festival, bugüne kadar Yussef Dayes, Erik Truffaz, Erkan Oğur, Elif Çağlar, Volkan Öktem, Sarp Maden, Alp Ersönmez, Korhan Futacı, Birsen Tezer, İmer Demirer gibi bir çok usta ismi sahnesine konuk etti.

İnsana, hayvana ve çevreye saygılı, eşitlikçi politikalarıyla da dikkat çeken Bozcaada Caz Festivali, geri dönüşümle yeniden yapılandırdığı sahnesi ve alandaki atıkları en aza indirmeye yönelik örnek çalışmalarıyla, eğlence sektöründe ileri dönüşüm (upcycle) bilincini uyandırdı. Geçen yıl Erişilebilir Her Şey İnisiyatifi’nin desteği ile başlattığı ve fiziksel düzenlemelerden sosyal medya iletilerine dek, engellenen bireylerin festivale katılımlarını artırmaya yönelik attığı somut adımlarla da Türkiyenin erişilebilir ilk festivali oldu.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum