BEYAZIT MEYDANI ESKİ HALİNE KAVUŞTU

İstanbul’a gelen yerli ve yabancı turistlerin öncelikle gezmek ve görmek istedikleri dünya çapında en önemli meydanlardan olan Beyazıt Meydanı tamamen yenilendi. Tarihi meydanın yeni haliyle açılışı, düzenlenen bir törenle gerçekleşti.

BEYAZIT MEYDANI ESKİ HALİNE KAVUŞTU
07 Ekim 2022 - 14:47 - Güncelleme: 07 Ekim 2022 - 19:03
Mehmet ÜNLÜ
İstanbul’un Kurtuluşu’nun 99’ncu yıldönümünde, kentin tarihi alanı Beyazıt Meydanı’nın yıllardır süren yenilenme çalışması tamamlandı. Yenilenen Beyazıt Meydanı; TBMM CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun katılımlarıyla İstanbulluların kullanımına açıldı. Açılış töreninde sırasıyla; İBB Genel Sekreter Yardımcısı Gürkan Alpay, İmamoğlu, Altay ve Torun ile eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş birer konuşma yaptı.

Beyazıt Meydanı’nın kendisi için de önemli bir nokta olduğuna dikkat çeken Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, çocukken geldiği bölgede ilk merak ettiği yerin İstanbul Üniversitesi’nin tarihi binası olduğunu belirtti. İlerleyen yıllarda İstanbul Üniversitesi’nde öğrenim gördüğünü hatırlatan İmamoğlu şöyle konuştu:

“Cumhuriyet, o kadar derin bir fırsata fırsat alanına sahip ki; bu kardeşinizi, bu hemşehrinizi o tarihten yaklaşık 36 sene sonra bu kadim şehre Belediye Başkanı olarak seçti. Bu, muazzam bir şey. Bu, ancak ve ancak Atatürk Cumhuriyeti'nde mümkündür. Tam 5 yıla yakın bir süre işgal altında kalan bu dünya güzeli İstanbul'umuzu tekrar işgalden kurtararak, büyük istiklal mücadelesini vererek, bizleri bu güzel kentte yaşama şansına, fırsatına sahip kılan, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e, onun çok kıymetli silah arkadaşlarına ve İstiklal Savaşı mücadelesinde hayatını kaybeden şehitlerimize ve rahmetli olan bütün gazilerimize, 6 Ekim'de, hepinizin huzurunda minnet duygularımı iletiyorum. Ruhları şad olsun.”


İmamoğlu, göreve geldikleri andan itibaren hemen her sokağını gezdikleri tarihi yarımadanın içler acısı haline tanık olduklarını belirtti. Geçmişte bölge için başarılı çalışmaların da yapıldığının altını çizen ve bunlara örnekler veren İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hiç mi iyi şeyler yapılmadı? Tabii ki yapıldı. İşte Sultanahmet restorasyonu, Fatih Camii restorasyonu, Topkapı. Şimdi yanımızda yine bakanlığın bitirdiği Beyazıt Camii'nin restorasyonu. Teşekkür ediyoruz. Camiyle beraber de bu alanın toparlanması, muazzam bir güzellik kattı. Ancak, çok kötü durumda tarihi yarımada. Tarihi yarımada ne olmalıydı? Biblo gibi, her yönüyle inanılmaz güzelliğini yansıtan… Ben şöyle hayal ediyorum tarihi yarımadayı: Kara surlarından Eminönü'ne, Balat'tan Yenikapı'ya veya Ayvansaray'ından Sarayburnu'na, Beyazıt Meydanı'ndan Sultanahmet Meydanı'na, Cerrahpaşa'dan Kocamustafapaşa'ya her noktasında yüz binlerce insanın aynı anda turist olarak gezdiği bir tarihi yarımada hayal ediyorum. Burası öyle bir yer. Burası 3000 yıldır içinde inanılmaz tarihi derinlikleri olan bir yer. O bakımdan böylesi bir hayali hayata geçirmek, bir gelecek vizyonunu ortaya koymak adına yola çıktık.”

Beyazıt Meydanı dışında da tarihi yarımadanın her noktasında etkin bir biçimde çalışmalar sürdürdüklerini vurgulayan İmamoğlu,çalışmalarla ilgili detaylı olarak şu bilgileri verdi:

“Burada 3000 yıllık kimlik var. Üç imparatorluğun başkentliğini yapmış, neredeyse 200 yıllık şahitlik şahitlikleriyle hem de tam bu alanlarda, bizim demokrasi tarihimiz var. Bizim Cumhuriyet’imizin tohumları var, düşünceleri var. Tabii ki 1453 yılında Fatih Sultan Mehmet'in milletimize emanet ettiği İstanbul var. Tabii ki 5 yıl işgalden burayı kurtararak Mustafa Kemal Atatürk'ün tekrar o emaneti kurtarıp, bize emanet ettiği İstanbul var. Ama aynı zamanda bütün tarihsel geçmişiyle bize emanet İstanbul'u koruyarak, geliştirerek, ‘Dünyanın en güzel yerini, vitrine koyarak bütün dünyaya anlatmayı ve milyonlarca turisti bu şehrin tam da bu noktasına davet etmeyi, çekmeyi başarmak istiyoruz’ diyerek yola çıktık. Bu derin bir vizyon. Süleymaniye'de yapılan yanlışların düzeltilmesi var bu işin içerisinde. Kötü, metruk alanların gerçek o tarihi kimliklerine dönüştürülmesi var. Ve aynı zamanda çok kötü yapıların ele alınıp, gerekiyorsa istimlakla, gerekiyorsa hakkını vererek, gerekiyorsa hukuki işlemlerini yapıp, yıkarak gerçek kimliğine İstanbul'un bu tarihi yarımadasını çevirmek, döndürmak; işte o saydığım ‘Atamız’ dediğimiz, ‘Ceddimiz’ dediğimiz, bize emanet eden insanlara karşı layık olmanın gereğidir diye düşünüyorum.”



CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun da İmamoğlu’nun İstanbul’daki çalışmalarından gurur duyduklarını belirterek, “Seçimden önce birçok kara propaganda yapılmıştı. Ama görüldü ki, İstanbullu gerçekten hak ettiği hizmetlere birer birer kavuşuyor. İstanbul'un ihmal edilmiş, yıllarca geciktirilmiş hizmetleri yerine geliyor. Bu da bize gurur veriyor. Öyle uçuk-kaçık projelerle değil, vatandaşın birincil ihtiyaçlarını gidererek, İstanbul'u bir dünya kenti yapma yolunda emin adımlarla ilerliyorsunuz. Bu meydan tabii birçok tarihi olaylara tanık oldu. İnanıyorum ki İstanbul turizmine de çok önemli katkıda bulunacak. Gerçekten İstanbul, hak ettiği yere gelsin ve geliyor da. Bu hizmetleriniz sadece İstanbul'da değil, Türkiye'de, ülkemizin birçok bölgesinde de ses getiriyor. O yüzden biz sizleri kutluyoruz. Ekibinizi kutluyoruz” dedi.


TBMM CHP Grup Başkanvekili  Engin Altay ise konuşmasında, İstanbul'un şehri eminine, İstanbul'un meydanlarında ve sokaklarında başı dik, alnı açık, vatandaşa verdiğimiz sözleri tutmanın keyfini, gururunu yaşadığını belirterek şöyle konuştu:



“Bu arada Beyefendi de geçen İstanbul’da ‘Ekrem Bey nerede’ diyor. Dedim ki kendi kendime; git Çatalca'da çiftçilerle onlara mazot dağıtırken, tohumluk buğday dağıtırken görebilirsin. Yerebatan Sarnıcı’na insen görürsün. Efendim kale surlarına da çöplüğü temizlerken o tarihi yeniden ortaya çıkarırken görürsün. Metroya insan görürsün. Ama takmışlar ‘Nerede yemek yiyor? Ne yapıyor? Başka dertleri yok. Geçmişi eleştirerek siyaset yapmadık, yapmayacağız. İstanbul'a hizmet eden, gelmiş geçmiş bütün belediye başkanlarına peşin bir teşekkür ederiz. İstanbul'un şehri emini, Fatih Sultan Mehmet'in bize bıraktığı, Atatürk'ün kurtararak tekrar bize bıraktığı bu İstanbul'u hak ettiği noktaya taşıyacak. Bu hizmetler sürecek ve İstanbul, 70’lerde olduğu gibi, ‘Ah güzel İstanbul’ denir hale gelecek.”

Açılışa katılan eski Kültür Bakanı Ercan Karakaş da konuşmasında, seçimlerden sonra Başkan İmamoğlu’nu ziyareti sırasında, Beyazıt meydanının elden8 geçmesi gerektiğini önerdiğini ifade ederek, “Girdiğim zaman bu meydana, eskiden tanıdığım Beyazıt Meydanı’na gerçekten hayretle baktım. Ve korkunç bir yıkıntı içerisinde, mezbelelik içerisinde, birkaç iş makinesi vardı. Yüzlerce araba gelişigüzel park etmişti. Kendisiyle bunu paylaştım, dedim ki, ‘Kenter, gerçekten meydanlarıyla kent oluyor. Biliyorum, projeleriniz var ama buraya öncelik verelim. Bu tarihi meydanı kurtaralım.’ Bunu başardı. Yalnız bunu değil, birçok başka meydanı da başardı. İstanbul, yaşanacak bir şehir haline geliyor. Hep birlikte bu şehrin kıymetini bilelim. Ve başkanımızın da bu enerjisiyle yaşanacak bir İstanbul oluşuyor, oluşacak. Hayırlı olsun” diye konuştu.

Beyazıt Meydanı yenilenme projesi önceki İBB yönetimi döneminde Temmuz 2017’de başlatıldı ve Mart 2019’da bitirmeyi planladı. Ancak, ancak inşaatı durdurulmuş olarak teslim alınan  tarihi meydanı eski halina dönüştürmek hızla çalışma başlatıldı.. Aralık 2019’da Koruma Kurulu’na sunulan avan proje, 24 Haziran 2021 tarihinde onaylandı. Eylül 2021’den itibaren hız kazanan çalışmalar sonucu, 40 bin metrekarelik yaya yoğunluğu ve yaşayan bir alanın alt yapı imalatları ve zemin döşeme işlemleri 1 yılda tamamlandı.

Ordu Caddesi’nin yanındaki otopark kaldırıldı. Meydana araç girişi sınırlandırıldı. Oldukça bozulmuş ve neredeyse tamamı bir otopark haline gelmiş İstanbul’un en önemli tarihi dokularından biri olan alan, meydan olarak İstanbul’a yeniden kazandırıldı. Böylece Bizans, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemleri dahil İstanbul’un ilk meydanı olarak bilinen Beyazıt Meydanı, herkes için erişilebilir, tüm ihtiyaçları karşılayan, tarihi dokuyu koruyan ve yaşatan bir meydana dönüştü.


Yenileme çalışmaları kapsamında Beyazıt’a özel kent mobilyaları tasarlandı. Tarihi Çınaraltı ve Küllük kahve yapıları kente yeniden kazandırıldı. Alanın zemin dokusunda, düz taşlar yerine, tarihi meydana uygun, Osmanlı dönemindeki yapısını hatırlatan hafif girintili, çıkıntılı taşlar kullanıldı. Meydanda sosyal buluşma alanları, farklı ölçeklerde tasarlandı. Kent belleğinde yeri olan meydanının 2017 yılında yıkılmış olan iniş merdivenleri, aslına uygun olarak yeniden yapıldı. Böylece meydanın kentsel sürekliliği sağlandı. “Beyazıt Meydanı Kentsel Tasarım Projesi” kapsamında, alana 15 farklı kentsel akstan akışkan giriş alanları tanımlandı ve meydanın kent ile entegrasyonu sağlandı. Meydana ulaşan yaya yolları, anıtların izlenebileceği, güzelliklerinin ve önemlerinin daha iyi algılanabileceği seyir terasları ile yenilendi. Dinamik bir yenileme projesi ile tüm ağaçlar korunurken, bu ağaçların altında oturup soluk alınabilecek dinlenme alanları tasarlandı.



Meydana ulaşımda büyük çaplı iyileştirmeler yapıldı. Kapalıçarşı Meydanı’ndan Beyazıt Meydanı’na ulaşan engelli erişim rampası, İstanbul Üniversitesi kapısı önünde devam ederek Besim Ömer Caddesine ulaşıyor. Yaklaşık 14 bin metrekarelik yaya alanı olan ana meydanda, 10 dinlenme terası, 3 açık sınıf olarak da kullanılabilecek “Avlu Akademi” oluşturuldu. Projede, 16’sı tescilli anıt ağaç olan toplam 174 mevcut ağaç korundu. Proje kapsamında 140 yeni ağaç dikimi daha yapılınca, meydanda toplam 334 ağaç olacak.

Beyazıt Meydanı’nın her noktasında, çok sayıda usta ve zanaatkarın el emeği ile ince işçilik yapıldı. Mimari projenin hayata geçirilmesinde, farklı işçilik gerektiren tüm malzeme ve üretimlerde zanaatının ustaları ile çalışıldı. Mimari detayların en ince ayrıntılarına kadar çözüldüğü meydanda kullanılan tüm malzemeler, özel olarak seçildi. Beyazıt Meydanı’nın yeniden canlandırılmasında taş ustasından şerbetçisine, mermer ustasından marangozuna, tuğla ustasından kalıpçısına, tarakçısından sıvacısına, sayısız ustalarımız ve zanaatkarlar rol aldı. Mimarlar, mühendisler, kentsel tasarımcılar, tarihçiler, peyzaj mimarları, usta ve uzmanlar birlikte çalıştı.






            

         






          


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum