BAŞYAZI-(SAKLI CENNET) HANİ İŞGALCİYDİ
Sevgili dostlar bu yazımda sizlere bir azmin hikâyesini anlatacağım. Şile Karamandere Saklı Cennette İşgalcilikle suçlanan ve üç yıl emek verdiği tesislerden kapı dışarı edilen Ersin Kartala mahkemeden beraat kararı çıktı.
Ersin Kartal Şile’nin Karamandere köyünde doğdu. Babadan kalana geleneksel Köy olanakları aile bireylerini artışıyla yaşam şartlarını zorlar olmuştu. Orman köylüsü olan Karamandere köyü sakinleri İstanbul’un odun ihtiyacını karşılardı.
Devletin orman kesimini yasaklaması dolayısı ile köy olanakları daha da zorlaşmıştı.
Ersin Kartal delikanlılık çağlarında geçimini sağlamak için gurbete çıktı. O birçok Şilelinin geçimini sağlamak için göçtüğü İstanbul içi ilçeler yerine daha uzaklara Turizm bölgelerine gitti. Uzun yıllar o bölgelerde çalışarak ekmeğini çıkardı.
Doğduğu çocukluğunu geçtiği Şilenin o şirin köyü Karamandere den hiç kopmadı. Her tatile geldiğinde çocukluğunda olta salladığı köyünde bulunan Devletin köylünün tarlasını sulamak için yaptırdığı gölette balık tutmaya giderdi.
Zaman içinde Orman idaresine ait olan bu cennet köşesinin atıl kalması aslında değerlendirilebilirse köyüne önemli katkılar sağlayabileceğini düşündü. Bu arada devletin orman köylüsüne orman kesmenin yasaklanmasından sonra alternatif gelir elde edebilmesi için çıkardığı yasa yani yaşadığı köy sınırlarında bulunan plaj orman içi mesire alanları gibi gelir getirici projelere olanak sağlayan yasa çıktı.
Bunların ışığında düşüncelerini köy insanları ve o günkü muhtarı ile paylaştı. Önce ona karşı çıktılar, kim gelir ormanın içine oraya ancak ayılar iner diye dalga geçiyorlar, ama Ersin Kartal’ ın ısrarlarına dayanamayıp tamam diyorlar.
Ersin Kartal buranın köye kazandırılması için neler yapılabileceğinin peşine düşer. Olanakları ise sınırlıdır. Tesislerin imece usulüyle yapılabileceğine inanır. Köy muhtarlığı orman işletmeleri ile görüşmelere başlar. Bölgeye mesire alanı projesi hazırlatılır. Proje için gelen proje uzmanları burasının saklı bir cennet olduğunu söylerler kısa sürede proje hazırlanır ve onanır. Sonunda Orman işletmelerinden gölet alanı işletmesi köy tüzel kişiliğine kiralanır. Köy tüzel kişiliği de projenin sahibi Ersin Kartal’la alanın köy tüzel kişiliğinde kaldığı sürece İşletmesinin Ersin Kartal tarafından yapılacağını imza altına alır. Sıra alan için hazırlanan Projeye bağlı yerlerin inşasına gelir. Proje uygulamasını imece usulü yapabileceği umudunu taşıyan Ersin Kartal baştan beri buranın iş yapmayacağına inanan köylü imeceye yaklaşmaz.
Ersin Kartal Yılmaz bazı işler elinden gelmektedir. Elindeki olanaklarla malzeme alımı yapar iş başa düşmüştür. Bir elinde testere bir elinde keser işe koyulur. İlk yaptığı bölümü hizmete sokar. Adını da “Saklı Cennet Koyar”.
Bir yandan da eş dost gelmeye başlar, elindeki olanaklarla gelenlere hizmet vermeye başlar.
Onlardan gelen üç beş kuruşu koşarak çivi alır işe devam eder. Bir yandan da tanıtım yapması gerekir.
Ama olanakları hiç yoktur. Gelişmeleri yakından takip eden Yıldız haber gazetesi sahibi Yasemin Eryıldız’la adeta dert ortağı gibidir. Yasemin Eryıldız ise Şile için sürekli çaba sarf edenlerden birsidir.
Bu güzel cennet köşesinin tanıtımı için katkı sunmaya çalışır. Kendisini ziyarete gittiğim bir gün beni cennette ağırlar.
İstanbul’ un kargaşasında ormanın içinde hemen dibimizde cennetten bir köşede kahvaltı kuş sesleri içinde bir yandan servis yapan Ersin Kartal servisin hemen ardında elinde keser bir elinde testere bir yandan da çalışmaktadır.
Dönüşte bu güzel yerden rahmetli meslektaşım Fahri Orman’lıya bahsettim.
Yasemin hanımla da görüşüp İstanbul Yerel Basınının o yıllarda sürekli yaptığı, geleneksel toplantıyı “Saklı Cennet”te yapmak istediğimizi söyledik.
Yasemin Eryıldız’ ın önemli katkıları ile o yıl “Saklı Cennet’ te buluştuk tüm arkadaşlarımız hala o güzelliği konuşur, herkes dönüşte o güzel yeri ve o güzel toplantıyı gazetelerin de tüm İstanbul’a yazılı basınla duyururken, haber sitelerinde tüm ülkeye ve hatta dünyaya duyururlar.
Saklı Cennet’ in ziyaretçileri çoğalır, köylü yol kenarlarına sergiler açarak organik ürünlerini satar. Ersin Kartal neredeyse bir köyün makus talihini yenerken bir yandan da şehrin karmaşasında boğulan insanlara doğayla buluşma olanağı sağlar.
Fakat sonrasında olaylar pekte iyi yönde gelişmez 2009 yılında köy muhtarı değişir. “Saklı Cennet” artık birçok insanın iştahını kabartmaktadır.
Yeni Köy Muhtarı bir önceki muhtarın yaptığı sözleşmeyi bilmesine rağmen nedendir bilinmez! Şile Kaymakamlığına Ersin Kartal’ ın işgalci olduğunu anlatan bir dilekçeyle tahliyesini ister. Yine hazindir ki Şile Kaymakamı bu yönde karar alır ve Ersin Kartal Jandarma Nezaretinde alandan çıkarılır.
Onun yerine Orman İşletmeleri tarafından orman köylüsüne alternatif gelir sağlamak amacıyla köye tahsis edilen bu alan Karaman Köyü dışından, gayri resmi bir şekilde Karslı Kenan Demircikaya’ya verilir.
Bu şikayet kapsamında devam eden mahkeme yerinde yaptığı inceleme sonucu İşgalcilikle suçlanan ve Köy Tüzel Kişiliği tarafından mahkemeye verilen Ersin Kartal’ ın işgalci olmadığı yönünde karar verdi.
Karar metnini aynen sunuyorum.
“Her ne kadar Ersin Kartal hakkında Köy Tüzel Kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçunu işlediğinden bahisle kamu davası açılmışsa da, tüm dosya kapsamından dava konusu alanın tamamen orman sahası içerisinde kaldığı, bu yerin Orman İşletme Müdürlüğünce Karamandere köyüne piknik ve mesire yeri olarak sözleşmeyle kiraya verildiği ve adı geçen köy muhtarının da sanığa kiraladığı, bu itibarla sanığın dava konusu yeri işlettiği nazara alındığında, sanığın üzerine atılı suçta kastının bulunmadığına dair her türlü şüpheden uzak, kesin, inandırıcı ve yeterli delil bulunmadığı anlaşılmakla CMK. 223/2-e maddesi gereğince beraatine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Her ne kadar sanık hakkında Köy Tüzel Kişiliğine ait veya köylünün ortak yararlanmasındaki taşınmazlara tecavüz suçundan kamu davası açılmış ise de; sanığın, atılı suçta kastının bulunmadığına dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden CMK.nun 223/2-e maddesi gereğince BEREAATİNE,…
Şileliler dahi Karamandere’de böyle bir göletin varlığından bile haberdar değil iken, Ersin Kartal üç yıl boyunca yaptırdığı tanıtımlarla yalnızca Şile’ye değil, Saklı Cennet’in adını Türkiye’ye duyurmuştu. Köy Tüzel Kişiliğinin işletmecisi olan Kartal’ı sonunda “İşgalci” diyerek mahkemeye verip, kapı dışarı eden Köy Tüzel Kişiliği gayri resmi bir şekilde “Ersin’den sonra orası bana yakışır” diyecek kadar gözünü Saklı Cennet’e diken Karslı Kenan Demircikaya’ya vermeleri halkın tepkisine neden olmuştu.
Alınan bilgilere göre köy muhtarlığı hata yaptığını söyleyerek aralarında yaptıkları gizli sözleşmeden dolayı geri adım atmakta geç kaldığı söylentiler arasında yer almaktadır.
Görüşünü aldığımız Ersin Kartal ise “Karamandere Göletini kimse umursamazken, varlığı sulama dışında hiçbir şeyi ifade etmezken, üç yıl boyunca araştırıp köylüye sunduğum herkes tarafından biliniyordu.
Üç yıl boyunca çalışarak oradaki tesisi kurduğumuzda bilinen gerçekler arasındadır. Kazandığım her kuruşu da oraya yatırdığıma da tüm ortaklar tanıktı.
Ben günlük değil yarınları düşünerek anlık kazançtan çok reklama yatırım yaptığımda bilinen gerçekler arasında. Fakat bir gün ne olduysa birden bire işgalcilikle suçlandım ve yıllarca çalışıp köyüme, ilçeme ve Türkiye’ye kazandırdığım cennet mekanımdan haksız yere çıkartıldım. Hayatım alt üst oldu fakat adaletin bir gün tecelli edeceğini biliyordum.
Çünkü o yeri bana Köy Tüzel Kişiliği işletmesini bana vermişti.
Muhtarlık benim emeklerimi ve yaptığım masrafları hiçe sayıp, para kazanmaya başlayacağım noktada hazır tanıtımı yapılmış yeri Karamandereli olmayan, hatta Şileli dahi olmayan Karslı Kenan Demircikaya’ya vermeleri, üstüne üstlük beni dava etmelerini hazmetmek mümkün değildi. Adaletin bir gün tecelli edeceğine hep inandım ve de öyle oldu” dedi.
Bu gün gelinen noktada bu haksızlığın bir an önce giderilmesi gerekir.
Zor şartlarda doğup büyüdüğü yerlerde proje üreten örnek projeler geliştiren insanlar kamu kurumları tarafından hatta bakanlıklar yerel yönetimler tarafından özellikle korunmalı yapılan proje sadece kendi alanında karlı bir müessese olarak algılanmaktan öte işsizliğin ve göçlerin önlenemediği günümüzde çevreye kazandıracağı ekonomik kazanımları da göz önün de bulundurulmalıdır.
Bu tür projelerin, dünyanın en güzel coğrafyası olan ülkemizde kültürel parçalanmaları önlediği gibi ülkenin dört bir yanında keşfedilmeyi bekleyen birbirinden güzel alanları insanlık hizmetine sunacağı unutulmamalı binlerce yıl uygarlıkların beşiği olan bu topraklarda yeni uygarlıkların filizleneceği gerçeği göz ardı edilmemelidir.
Sevgilerin tükenmediği bir dünya dilerim.
Yaşar KABA
FACEBOOK YORUMLAR