BASIN MÜZESİ'NDE #EYÖZGÜRLÜK! SERGİSİ AÇILDI
Sergi Çemberlitaş'taki TGC Basın Müzesi'nde 8-24 Aralık 2022 tarihleri arasında açık kalacak. Sergiye 28 fotoğraf, resim, seramik ve heykel sanatçısı katıldı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Basın Müzesi'nde Türkiye’de Basın ve Düşünceyi İfade Özgürlüğü Görsel Sanatlar Sergisi #EyÖzgürlük! Sergisi düzenlendi. Sergi 8-24 Aralık 2022 tarihleri arasında gazeteci ve sanatseverlerle buluşuyor. Sergiye 28 fotoğraf, resim, seramik ve heykel sanatçısı katıldı.
Küratörlüğünü Fatma Batukan Belge’nin üstlendiği sergi Murat Erdin, Aybeniz Ece Uçan, Cihan Oğuz, Erol Aktı, Esin Yolçınar ve Öznur Oğraş Çolak’dan oluşan TGC Kültür Sanat Komisyonu tarafından düzenlendi. Sergi, Adviye Bal, Armağan Ulusoy, Asuman Aktüy, Aybeniz Ece Uçan-Esin Yolçınar, Aynur Karakaş Karaağaç, Bahri Genç, Beril Anılanmert, Buket Acartürk, Deniz Pireci, Didem Erk, Ercan Arslan, Erkan Özdilek, Fatma Batukan Belge, Filiz Yıldız, Güngör Güner, Haniyeh Aeini, Huri Aykut Ülker, Kaan Sağanak, Leman Kalay, Maryam Salahi, Mehmet Aksoy, Mehmet Dere, Meriç Hızal, Nurdan Arslan, Safiye Başar, Sebati Karakurt, Uğur Şahin ve Vedat Arık’ın eserlerinden oluşuyor.
TURGAY OLCAYTO: EY ÖZGÜRLÜK SERGİSİ'NİN TAM ZAMANIDIR DİYORUM
8 Aralık 2022 Perşembe günü saat 18.30'da TGC Yönetim, Denetim, Balotaj, Onur Kurulları, TGC üyeleri ile sanatseverlerin katılımıyla gerçekleşen serginin açılış konuşmasını TGC Başkanı Turgay Olcayto yaptı:
"İnsanın insana reva gördüğü kıyımlara karşı duran ünlü Fransız şairi Paul Eluard aynı zamanda bir barış aktivistiydi. Onun “Ey Özgürlük” şiiri dünyanın her köşesindeki savaş karşıtlarına mücadele gücü aşıladı. Türkiye’de de Oktay Rıfat “Elleri Var Özgürlüğün” şiiriyle Eluard’a eşlik etmiş oldu. Sanatçının yaratıları için özgür olmak baş koşuldur. Özgürlüğün tadını alamayan, özgürlüğün soluğunu içinde hissedemeyen sanatçının insanlık için kalıcı eserler vermesi beklenemez. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Kültür Komisyonu bu perspektiften yola çıkarak “Ey Özgürlük” sergisini sizlerin ve bütün meslektaşlarımızın beğenisine sunuyor. Sergi Manifestosunda da vurgulandığı gibi ülkemiz fevkalade güç koşullardan geçiyor. Sansürün yaşantımızın ayrılmaz bir parçası haline getirildiği, temel hak ve özgürlüklerin, adaletsizliğin, eşitsizliğin yerleştiği toplumda artık kaba gücün yasaları işliyor. Daha yaşanası bir dünya için bütün insanlığın sanatçılara gereksinimi var. Bu açıdan baktığınızda ‘Ey Özgürlük’ sergisinin tam da zamanıdır diye düşünüyorum. Sergimizin küratörü Fatma Batukan Belge’ye, sergiye katılan sanatçılarımızın tümüne, Kültür Sanat Komisyonumuzun üyelerine ve serginin kotarılmasında emeği geçen Genel Sekreterimiz Sibel Güneş’e ayrı ayrı teşekkürlerim var. Haberin serbest dolaştığı, yazar, çizer ve sanatçıların özgürce eserlerini üretebildiği bir Türkiye’de yaşayabilmek için var gücümüzle mücadeleye devam edeceğiz."
SİBEL GÜNEŞ: İBB BÜROKRATLARI MÜZENİN SORUNLARINA KARŞI TAM BİR KAYITSIZLIK İÇİNDELER
TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş ise serginin düzenlendiği TGC Basın Müzesi’nin iktidarın sansürle, baskıyla, gözaltı ve tutuklamalarla yok etmeye çalıştığı gazeteciliğin simgesi olduğuna işaret ettiği konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti muhabirin, foto muhabirinin, kameramanın, editörlerin basın meslek örgütüdür. Yani emekçinin basın meslek örgütüdür. Serginin ev sahibi Basın Müzesi de her siyasi görüşten gazetecinin anı eşyalarına ev sahipliği yapıyor. Harap haldeki Abdülhamid’in sansür binası olarak da hizmet veren bu bina 1984 yılında TGC tarafından alınarak onarılıyor, gazetecilerin ve İstanbulluların hizmetine sunuluyor. Kamuya yararlı bir dernek olan TGC’nin kısıtlı olanaklarıyla ayakta tutulmaya çalışılan bu Müze için ne yazık ki hiçbir destek alamıyoruz. Binanın sahibi olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne binanın kendisi, çatısı ve bacasıyla ilgili ciddi sorunların çözümü için yazdığımız yazılara İBB bürokratları tam bir kayıtsızlık içindeler. Önceki İBB Yönetimi Basın Müzemizi tahliye etmek için büyük bir çaba göstermişti. Yasal haklarımızı kullanarak tahliyeyi durdurduk. 2019’dan bu yana da yeni İBB yönetimiyle defalarca görüşmemiz oldu. Ancak İBB bürokratları çözüm üretmiyorlar. Müzemizi beğenmediklerini, içindeki büyük baskı makinelerinin, eşyaların gereksizliğinden söz ediyorlar katıldıkları toplantılarda. Müze binasıyla ilgili olarak başka düşünceleri olduğunu duyuyoruz. Kendi seçim dönemlerinde bu konuyu uykuya yatırdıklarını da açıkça ifade ediyorlar. Türkiye’de parlamenter rejimin yeşereceği bir yarının umudu yaratılmaya çalışılırken biz TGC olarak Basın Müzemizin önemini anlamayan bürokratlarla muhatap olmanın şansızlığını yaşıyoruz. Bize son alarak kurulduğu günden beri ücretsiz hizmet veren müzeye giriş gelirlerinden pay almak için ilgi gösteren bir yazı gönderdiler. Biz de Müzenin ücretsiz olduğunu belirten bir yazı yazdık. Unutmayalım ki Müze İstanbul’un kültür varlığıdır. Basının hafızasıdır. Kayıtsızlığı başarıyla sürdüren, çözümsüzlüğü seçen ama Müzecilik konusunda da uzman olduğunu ileri süren bürokratların varlığına rağmen Müzemizi ayakta tutmak için elimizden geleni yapacağız.”
FATMA BATUKAN BELGE: SERGİ MESLEĞİNİ HAKKIYLA YAPAN TÜM GAZETECİLERİ ONURLANDIRMAK İÇİN DÜZENLENDİ
Sergi küratörü Fatma Batukan Belge serginin hazırlanış süreciyle ilgili olarak yaptığı konuşmada şunları söyledi:
"Türkiye’de düşüncesini ifade etmek isteyen herkes başının üzerinde bir Demokles kılıcıyla yaşamak zorunda. Ha gazeteci olmuş ha kayıp evladının akıbetini soran bir ana, herkes aynı iklimde yaşayıp aynı havayı soluyor. #EyÖzgürlük! Türkiye’de Basın ve Düşünceyi İfade Özgürlüğü Görsel Sanatlar Sergisi’nin fikri bu ağır ve zor koşullarda mesleğini hakkıyla yapan tüm gazetecilerin emeğini onurlandırmak için ortaya atıldı. Ama ardından “Bir ülkede basın ve ifade özgürlüğü yoksa o ülkede insan hak ve özgürlükleri de yoktur” düşüncesinden yola çıkarak serginin kapsamını genişlettik. Çünkü temel hak ve özgürlüklerin hiyerarşik bir sıralaması yoktur, birbirlerine bağlı ve eş zamanlı uygulanırlar ya da tam tersine ortadan kaldırılırlar. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Kültür Sanat Komisyonu’nun sanatın özgürleştirici ve iyileştirici etkisini göz önüne alarak düzenlediği sergi kamuoyunun dikkatini bu kez sanat yoluyla çekmeye çalışıyor.”
MURAT ERDİN: UMARIM BİR GÜN BU SERGİLERİ NOSTALJİ OLSUN DİYE YAPARIZ
TGC Kültür Sanat Komisyonu Başkanı Murat Erdin ise serginin açılışında “Bu sergiyi yapma düşüncesi ilk komisyon toplantımızda belirdiğinde çok geçmeden kabul edildi. Bu nedenle yönetime ve Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Olcayto’ya teşekkür ederim.
Katılan tüm sanatçılara teşekkür etmemiz gerekiyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin adını duyar duymaz hepsi ilgi gösterdi. Bu da Cemiyetimizin saygınlığını göstermektedir. Umarım günün birinde bu tür sergileri nostalji olsun diye yaparız ve hep birlikte ‘eskiden neler olmuş Türkiye’de deriz” diye konuştu. Sergiye gitar sanatçısı İlker Arslan da müziğiyle katıldı. Sergi açılışı toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.
TGC BASIN MÜZESİ'NİN FAALİYETLERİ
Dünyanın sayılı müzeleri arasında yer alan TGC Basın Müzesi 9 Mayıs 1988 yılında hizmete açıldı. Müzenin binası Nezih Demirkent başkanlığındaki TGC Yönetim Kurulu ile İstanbul Belediye Başkanı Abdullah Tırtıl arasında yapılan anlaşmayla 1983’de Cemiyet’e tahsis edildi. Harap haldeki bina TGC tarafından 1984-1988 yılları arasında bağışlarla restore edildi. Müze sadece vefat eden gazetecilerin değil, hayatta olan gazetecilerin de eserlerini, kişisel eşyalarını sergiliyor. Şu anda 75 gazetecinin yağlı boya portresi Müze’de yer alıyor. Öldürülen Gazeteciler Galerisi’nde ise her siyasi görüşten 67 gazetecinin resmi ve fotoğrafı bulunuyor. Müze hem basın teknolojisi, hem de bu teknoloji ile üretilen gazetelerle, kitaplarla basın tarihimize ışık tutuyor. Müzenin gazetecilik ve iletişim alanında uzman bir kütüphanesi bulunuyor. Her yıl 5 bin araştırmacı kütüphaneden yararlanıyor. Müzede 35 bine yakın kitap gazetecilerin, öğrencilerin ve İstanbulluların ilgisine sunuluyor.
FACEBOOK YORUMLAR