BASAD: "Sanata mı Karşısınız? Sanatçıya mı?"
İstanbul Bakırköy'de, 1908'den beri okul ve Bakırköy Halkevi olarak faaliyet gösteren tarihi konak, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından boşaltılıyor. Tarihi yapının kütüphane olarak kullanacağı açıklandı.
02 Şubat 2022 - 15:46
Mehmet ÜNLÜ
Üstün Asutay, Tarık Akan, Ayşen Gruda, Cem Karaca, Cihat Tamer, Ergun Köknar ve Erdoğan Sıcak’ın 1993’te kurduğu ve 19 yıldır bu binada faaliyette bulunan Bakırköylü Sanatçılar Derneği'ne (BASAD), Bakırköy Kaymakamlığı’nca yapılan tebligatla 2 Şubat 2022 Çarşamba 10.00’da binanın boşaltılması istendi.
BASAD Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Gülek, Türk sinema ve tiyatrosuna birçok sanatçı kazandıran ve halihazırda birçok sanat dalında yüzlerce öğrenciye eğitim veren "sanatçı fabrikası" niteliğindeki binanın kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Tahliyenin gerçekleşmesi durumunda sertifikalı ve süreli eğitim programlarının yarıda kesileceğini, bünyesindeki öğretmen ve personelin de işsiz kalacağını ifade etti.
Gülek, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na cevaplaması için şu soruları yöneltti:
Kütüphane yapmak için eşsiz ve tarihi bir “Sanatçı Fabrikası” yıkılır mı?
Kütüphane için başka yer mi yok? Kütüphaneye bu kadar meraklıydınız da yüzlerce kütüphaneyi neden âtıl bıraktınız? Okul kütüphaneleri kapatılıp derslik yapılırken, Milli Eğitim Bakanlığı’na neden “dur!” demediniz?
BASAD’ta eğitim alan öğrenciler de karara tepki gösterek şunları söylediler:
Burada sanatla tanıştık, kapanırsa eğitimimiz yarım kalacak. Sanattan soğumuş olacağız. Burası kapanırsa sanattan mahrum kalacağım yaz kurslarına gelemeyeceğiz. Sanatla ilk defa tanışan arkadaşlarımız çocuklar sanatla tanışamayacak. Burası bizim ikinci evimiz ikinci okulumuz.”
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu konuşması sırasında protesto edildi. Tepkilere rağmen konuşmasını sürdüren Kerimoğlu şunları söyledi: “Bakırköy Belediyesi olarak bu binanın belediye adına kamulaştırması için Vakıflar Genel Müdürlüğüne başvurumuz var. Ayrıca bu bina halkeviydi. Halkevleri de Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulmuş CHP mülkiyetinde olan bir yerdi. Bu yerin CHP’ye ait olduğuna dair mahkeme kararları ve mahkemeleri de devam ediyor. Süreç sonuçlanmış değil. Bu binalarda kültür sanat hayatını sonlandırmaya kimsenin gücü yetmez.”
BASAD Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Gülek, dernek ve sanatçılar adına bir açıklama yaptı. Gülek yaptığı açıklamada tahliye kararına karşı tepkilerini şöyle dile getirdi:
“Bakırköylüler, sanatçılar, sanatseverler olarak, bizi buradan çıkardıktan sonra bu binayı ne yapacağınızdan, ona mı, buna mı vereceğinizden çok daha büyük meraklarımız var.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na soruyoruz:
Yıkmadan yapamıyor musunuz?
Kütüphane yapmak için eşsiz ve tarihi bir “Sanatçı Fabrikası” yıkılır mı?
“Sanatçı Fabrikası” niteliğinde kaç tane yer yarattınız da buna gerek kalmadı?
Kütüphane için başka yer mi yok? Kütüphaneye bu kadar meraklıydınız da yüzlerce kutüphaneyi neden atıl bıraktınız? Okul kütüphaneleri kapatılıp derslik yapılırken, Milli Eğitim Bakanlığı’na neden “dur!” demediniz?
Bakırköy’ün güzelim Rıfat llgaz Halk Kütüphanesi’ni yıllardır neden kapalı tutuyorsunuz?
Ya da esas soru:
Sahi bizi buradan neden çıkartıyorsunuz?
• Neye karşısınız?
Sanata mı karşısınız? Sanatçıya mı?
Çocukların, gençlerin sanat eğitiminden geçmesine mi?
Sadece burada ücretsiz sanat eğitimi alabilen fakir çocukların yüzlerinin gülmesine mi?
Anayasamızın 64. Maddesine, burada ifade edilen, uymaya zorunlu olduğunuz “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılmasi için gereken tedbirleri alır.” maddesine mi?
Aydınlık, yurtsever düşüncelerimize, dünyamıza mı karşısınız?
Neden rahatsızsınız?
Bu büyük, çağdaş kültürel mirası gelecek kuşaklara bırakılmasından mı?
Kültür-sanatla büyüyenlerin farklılaşmasından mı?
Hababam Sınıfi’nın Münir Özkul’la hayat bulan Mahmut Hocası gibi dosdoğru, vicdanlı dürüst kuşaklar yetiştirmemizden mi?
Ayşen Gruda’nın, Cumhuriyet’e sımsıkı sarılın isteğine uymamızdan mı? Tarık Akan gibi haksızlığa eşitsizliğe karşı olmamızdan mı?
Cem Karaca gibi sınıf ayrımına karşı olduğumuzdan, şarkılar-türküler söyleyip, kadınlı-erkekli el ele, omuz omuza halay çekmemizden mi?
Üstün Asutay, Altan Erbulak gibi halkı güldürmemizden mi?
Cihat Tamer gibi yasakları, sansürleri her dönemde eleştirmemizden mi?
Ressamlarımızın firçalarıyla rengarenk, aydınlık, güneşli dünyalar yaratmasından mı? Danstan mı? Baleden mi? Gitardan mı? Kemandan mi? Neden rahatsızsınız?
Haydi söyleyin! Çıkarın ağzınızdaki baklayı:
Sahi bizi buradan neden çıkartıyorsunuz? Yıllar önce buradan eğitim alanlar hala burada, çocuklarını da buraya getiriyor ve geleneği sürdürüyorlar diye mi?
Bakırköy’deki tüm farklı cemaatlere mensup insanlar burada rahatça huzur ve sevgi içinde toplanıyor diye mi?
Sanatçılar biat etmiyor diye mi?
Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden gidiyor, hayat damarlarımızı kestirmiyoruz diye mi?
Hadi bizi bir yer bile göstermeden çıkardınız,
Ressamlarımızın binadaki yağlı boya lekelerini de temizlediniz, üstünüze yapışacak “sanat düşmanı” lekesini nasıl temizleyeceksiniz?
Hadi bizi çıkardınız,
Buradan Münir Özkul’un perdelere sinmiş tiratlarını nasıl yok edeceksiniz?
Cem Karaca’nın duvarlarda çınlayan sesini nasıl duymazdan geleceksiniz?
Üstün Asutay’ın şakalarıyla yükselen kahkahaları gökyüzünden indirebilecek misiniz?
Milli Halk Oyuncularımızın halaylarını, barlarını, horonlarını nasıl unutturacaksınız?
Hadi bizi çıkardınız,
Sanatçı Fabrikası’nı kapattınız. İyi bir şey mi yapmış olacak mısınız?
Hadi bizi çıkardınız,
Burada eğitim gören 500 çocuğumuza, gencimize, onlarin velilerine ne diyeceksiniz? İşsiz kalan öğretmenlerimize, personelimize ne diyeceksiniz?
Hadi bizi çıkardınız?
Genci, yaşlısı, çoluğu çocuğu, kadını erkeğiyle Bakırköylü’nün yüzüne nasıl bakacaksınız?
Hadi bizi çıkardınız,
Biz, sanatçılarla, çocuklarla, enstrümanlarımızla, atölyelerimizle, boyalarımızla, tiyatro koltuklarımızla, mikrofonlarımızla, sergilerimizle, tablolarımızla, eşsiz koleksiyonumuzla ve taşıyamayacağımız kadar çok anlarımızla nereye gideceğiz?
Cevabınızı duyamadıı sayın Bakan. Sahi biz nereye gideceğiz?
Sayın iktidar mensupları, peki tarih baba sizi nasıl yazacak?
Bakırköy’ün Kültür Sanat Konağı’nı yok edenler,
Bakırköy’ün geçmişine saldıranlar,
Yok etmek için “kütüphane” bahanesine sığınanlar,
Atatürk’ün kurduğu ve kapatılan Halkevleri’nin aynı ruh ve işlevle yaşayan son temsilcisini yok edenler,
Anayasamızın “sanatı ve sanatçıyı koruma zorunluluğuyla” ilgili 64. Maddesine uymayanlar,
Siyasi iktidar, Kültür ve Turizm Bakani, Vakıflar Genel Müdürü! O sayfalarda sizin de adlarınız olacak. Bu yanlış karara attiğınız imzayı “Tarih Baba” yazacak. Biz de okuyacağız ve hiç unutmayacağız.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü tahliyeyle ilgili davaları kazanmış olabilir. Bizi binadan çıkarmaya, burada başka bir şey yapmaya yetkili olabilir. Ama haklı mıdır?
Yetki başka haklı olmak başkadır.
Soruyoruz:
Ülkemizin kültür ve sanatından sorumlu olanlar böylesine büyük sorunlar yaratacak;sanatçıları, çocukları, velileri, çalışanları mağdur edecek bir uygulamaya siz imza atsanız da, buna halkımız ve sanatçılar kayıtsız kalabilir mi?Kalamadığımız, kalamayacağımız için buradayız.
Sonuç olarak bizler, sanatın, sanatçının, Bakırköy’ün hafızasının, kültürünün ve tarihinin
yaşaması için mücadele ediyoruz, edeceğiz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir daha sesleniyoruz:
Sanata, sanatçıva, kültürel geçmişimize, tarihimize, hafizamıza dokunmayi!
Bilinsin ki, olası olumsuz gelişmelerde de, binanın amacı dışında kullanılmasına Bakırköylüler ve sanatçılar olarak izin vermeyeceğiz. Hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz
Son sözümüz şu:
Biz buradan gitsek de yine geleceğiz.
Çünkü biz hancıyız, biz haklıyız.
Yaşasın Sanat!
Yaşasın BASAD!
Yaşasın Bakırköy!
A.llhan Gülek
BASAD YÖNETİM KURULU ADINA / BAŞKAN”
Bakırköylü Sanatçılar Derneği'nin yer aldığı konak, 1908 yılında inşa edildiğinde Fransız Okulu ve öğrenci yurdu olarak hizmet vermeye başladı. 1926 yılında, Bakırköylü Eğitimci Bezeyan bey tarafından kiralanarak ilk ve ortaokul daha sonra bu okula lise bölümü de eklendi.
Bezeyan okulunun 1936 yılına kadar süren eğitime maddi imkansızlık nedeniyle son verildi. Konak 1936 yılında, Bakırköy halk evine tahsis edilerek kültür sanat etkinliklerinin yapıldığı bir sanat merkezine dönüştürüldü.
Ancak, 1980 yılında halk evinin çalışmalarına son verilen konak adliye olarak hizmet vermeye başladı. 2001 yılında Adalet bakanlığı, konağı boşaltınca Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı’nın çabalarıyla konak Bakırköy Belediyesine devredildi.
2002 yılında Bakırköy Belediyesi tarafından restorasyonu yapılan bina, 29 mart 2002 yılından itibaren Bakırköylü Sanatçılar Derneği Kültür ve Sanat Konağı olarak hizmet vermeye başladı. Bakırköylü Sanatçılar Derneği de, Kültür ve Sanat faaliyetlerini sürdürüyor.
Halen BASAD Yönetim Kurulu’nda şu sanatçılar yer alıyor:
A.İlhanGÜLEK Yönetim Kurulu Başkanı, Fatma AKYÜZ Yönetim Kurulu Genel Sanat Koordinatörü, Ali ERGÜDER Yönetim Kurulu Üyesi İzzettin BAKİ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emine KARATAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Dilşad AKÇAYÖZ Yönetim Kurulu Saymanı, Kristin ZURNACIOĞLU
Yönetim Kurulu Üyesi, Vural ÇAVUŞOĞLU Yönetim Kurulu Sekreteri, Asiye ÖZVER Yönetim Kurulu Üyesi.
BASAD’da düzenli olarak, Bateri, Drama, Bale, Akordeon, Şan, Ud, Yetişkinler için Tiyatro Oyunculuğu, Resim, Bağlama, Kanun, Keman, Koro(Türk Sanat Müziği), Piyano, Klarnet ve Saksafon, Flüt ve Gitar kursları veriliyor.
Üstün Asutay, Tarık Akan, Ayşen Gruda, Cem Karaca, Cihat Tamer, Ergun Köknar ve Erdoğan Sıcak’ın 1993’te kurduğu ve 19 yıldır bu binada faaliyette bulunan Bakırköylü Sanatçılar Derneği'ne (BASAD), Bakırköy Kaymakamlığı’nca yapılan tebligatla 2 Şubat 2022 Çarşamba 10.00’da binanın boşaltılması istendi.
BASAD Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Gülek, Türk sinema ve tiyatrosuna birçok sanatçı kazandıran ve halihazırda birçok sanat dalında yüzlerce öğrenciye eğitim veren "sanatçı fabrikası" niteliğindeki binanın kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti. Tahliyenin gerçekleşmesi durumunda sertifikalı ve süreli eğitim programlarının yarıda kesileceğini, bünyesindeki öğretmen ve personelin de işsiz kalacağını ifade etti.
Gülek, Kültür ve Turizm Bakanlığı’na cevaplaması için şu soruları yöneltti:
Kütüphane yapmak için eşsiz ve tarihi bir “Sanatçı Fabrikası” yıkılır mı?
Kütüphane için başka yer mi yok? Kütüphaneye bu kadar meraklıydınız da yüzlerce kütüphaneyi neden âtıl bıraktınız? Okul kütüphaneleri kapatılıp derslik yapılırken, Milli Eğitim Bakanlığı’na neden “dur!” demediniz?
- Sahi bizi buradan neden çıkartıyorsunuz?
- Neye karşısınız?
- Sanata mı karşısınız? Sanatçıya mı?
- Sanatçılar biat etmiyor diye mi?
- Çocukların, gençlerin sanat eğitiminden geçmesine mi?
- Sadece burada ücretsiz sanat eğitimi alabilen fakir çocukların yüzlerinin gülmesine mi?
- Anayasamızın 64. Maddesine, burada ifade edilen, uymaya zorunlu olduğunuz “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.” maddesine mi karşısınız?
BASAD’ta eğitim alan öğrenciler de karara tepki gösterek şunları söylediler:
Burada sanatla tanıştık, kapanırsa eğitimimiz yarım kalacak. Sanattan soğumuş olacağız. Burası kapanırsa sanattan mahrum kalacağım yaz kurslarına gelemeyeceğiz. Sanatla ilk defa tanışan arkadaşlarımız çocuklar sanatla tanışamayacak. Burası bizim ikinci evimiz ikinci okulumuz.”
Bakırköy Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu konuşması sırasında protesto edildi. Tepkilere rağmen konuşmasını sürdüren Kerimoğlu şunları söyledi: “Bakırköy Belediyesi olarak bu binanın belediye adına kamulaştırması için Vakıflar Genel Müdürlüğüne başvurumuz var. Ayrıca bu bina halkeviydi. Halkevleri de Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla kurulmuş CHP mülkiyetinde olan bir yerdi. Bu yerin CHP’ye ait olduğuna dair mahkeme kararları ve mahkemeleri de devam ediyor. Süreç sonuçlanmış değil. Bu binalarda kültür sanat hayatını sonlandırmaya kimsenin gücü yetmez.”
BASAD Yönetim Kurulu Başkanı İlhan Gülek, dernek ve sanatçılar adına bir açıklama yaptı. Gülek yaptığı açıklamada tahliye kararına karşı tepkilerini şöyle dile getirdi:
“Bakırköylüler, sanatçılar, sanatseverler olarak, bizi buradan çıkardıktan sonra bu binayı ne yapacağınızdan, ona mı, buna mı vereceğinizden çok daha büyük meraklarımız var.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na soruyoruz:
Yıkmadan yapamıyor musunuz?
Kütüphane yapmak için eşsiz ve tarihi bir “Sanatçı Fabrikası” yıkılır mı?
“Sanatçı Fabrikası” niteliğinde kaç tane yer yarattınız da buna gerek kalmadı?
Kütüphane için başka yer mi yok? Kütüphaneye bu kadar meraklıydınız da yüzlerce kutüphaneyi neden atıl bıraktınız? Okul kütüphaneleri kapatılıp derslik yapılırken, Milli Eğitim Bakanlığı’na neden “dur!” demediniz?
Bakırköy’ün güzelim Rıfat llgaz Halk Kütüphanesi’ni yıllardır neden kapalı tutuyorsunuz?
Ya da esas soru:
Sahi bizi buradan neden çıkartıyorsunuz?
• Neye karşısınız?
Sanata mı karşısınız? Sanatçıya mı?
Çocukların, gençlerin sanat eğitiminden geçmesine mi?
Sadece burada ücretsiz sanat eğitimi alabilen fakir çocukların yüzlerinin gülmesine mi?
Anayasamızın 64. Maddesine, burada ifade edilen, uymaya zorunlu olduğunuz “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılmasi için gereken tedbirleri alır.” maddesine mi?
Aydınlık, yurtsever düşüncelerimize, dünyamıza mı karşısınız?
Neden rahatsızsınız?
Bu büyük, çağdaş kültürel mirası gelecek kuşaklara bırakılmasından mı?
Kültür-sanatla büyüyenlerin farklılaşmasından mı?
Hababam Sınıfi’nın Münir Özkul’la hayat bulan Mahmut Hocası gibi dosdoğru, vicdanlı dürüst kuşaklar yetiştirmemizden mi?
Ayşen Gruda’nın, Cumhuriyet’e sımsıkı sarılın isteğine uymamızdan mı? Tarık Akan gibi haksızlığa eşitsizliğe karşı olmamızdan mı?
Cem Karaca gibi sınıf ayrımına karşı olduğumuzdan, şarkılar-türküler söyleyip, kadınlı-erkekli el ele, omuz omuza halay çekmemizden mi?
Üstün Asutay, Altan Erbulak gibi halkı güldürmemizden mi?
Cihat Tamer gibi yasakları, sansürleri her dönemde eleştirmemizden mi?
Ressamlarımızın firçalarıyla rengarenk, aydınlık, güneşli dünyalar yaratmasından mı? Danstan mı? Baleden mi? Gitardan mı? Kemandan mi? Neden rahatsızsınız?
Haydi söyleyin! Çıkarın ağzınızdaki baklayı:
Sahi bizi buradan neden çıkartıyorsunuz? Yıllar önce buradan eğitim alanlar hala burada, çocuklarını da buraya getiriyor ve geleneği sürdürüyorlar diye mi?
Bakırköy’deki tüm farklı cemaatlere mensup insanlar burada rahatça huzur ve sevgi içinde toplanıyor diye mi?
Sanatçılar biat etmiyor diye mi?
Mustafa Kemal Atatürk’ün izinden gidiyor, hayat damarlarımızı kestirmiyoruz diye mi?
Hadi bizi bir yer bile göstermeden çıkardınız,
Ressamlarımızın binadaki yağlı boya lekelerini de temizlediniz, üstünüze yapışacak “sanat düşmanı” lekesini nasıl temizleyeceksiniz?
Hadi bizi çıkardınız,
Buradan Münir Özkul’un perdelere sinmiş tiratlarını nasıl yok edeceksiniz?
Cem Karaca’nın duvarlarda çınlayan sesini nasıl duymazdan geleceksiniz?
Üstün Asutay’ın şakalarıyla yükselen kahkahaları gökyüzünden indirebilecek misiniz?
Milli Halk Oyuncularımızın halaylarını, barlarını, horonlarını nasıl unutturacaksınız?
Hadi bizi çıkardınız,
Sanatçı Fabrikası’nı kapattınız. İyi bir şey mi yapmış olacak mısınız?
Hadi bizi çıkardınız,
Burada eğitim gören 500 çocuğumuza, gencimize, onlarin velilerine ne diyeceksiniz? İşsiz kalan öğretmenlerimize, personelimize ne diyeceksiniz?
Hadi bizi çıkardınız?
Genci, yaşlısı, çoluğu çocuğu, kadını erkeğiyle Bakırköylü’nün yüzüne nasıl bakacaksınız?
Hadi bizi çıkardınız,
Biz, sanatçılarla, çocuklarla, enstrümanlarımızla, atölyelerimizle, boyalarımızla, tiyatro koltuklarımızla, mikrofonlarımızla, sergilerimizle, tablolarımızla, eşsiz koleksiyonumuzla ve taşıyamayacağımız kadar çok anlarımızla nereye gideceğiz?
Cevabınızı duyamadıı sayın Bakan. Sahi biz nereye gideceğiz?
Sayın iktidar mensupları, peki tarih baba sizi nasıl yazacak?
Bakırköy’ün Kültür Sanat Konağı’nı yok edenler,
Bakırköy’ün geçmişine saldıranlar,
Yok etmek için “kütüphane” bahanesine sığınanlar,
Atatürk’ün kurduğu ve kapatılan Halkevleri’nin aynı ruh ve işlevle yaşayan son temsilcisini yok edenler,
Anayasamızın “sanatı ve sanatçıyı koruma zorunluluğuyla” ilgili 64. Maddesine uymayanlar,
Siyasi iktidar, Kültür ve Turizm Bakani, Vakıflar Genel Müdürü! O sayfalarda sizin de adlarınız olacak. Bu yanlış karara attiğınız imzayı “Tarih Baba” yazacak. Biz de okuyacağız ve hiç unutmayacağız.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü tahliyeyle ilgili davaları kazanmış olabilir. Bizi binadan çıkarmaya, burada başka bir şey yapmaya yetkili olabilir. Ama haklı mıdır?
Yetki başka haklı olmak başkadır.
Soruyoruz:
Ülkemizin kültür ve sanatından sorumlu olanlar böylesine büyük sorunlar yaratacak;sanatçıları, çocukları, velileri, çalışanları mağdur edecek bir uygulamaya siz imza atsanız da, buna halkımız ve sanatçılar kayıtsız kalabilir mi?Kalamadığımız, kalamayacağımız için buradayız.
Sonuç olarak bizler, sanatın, sanatçının, Bakırköy’ün hafızasının, kültürünün ve tarihinin
yaşaması için mücadele ediyoruz, edeceğiz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bir daha sesleniyoruz:
Sanata, sanatçıva, kültürel geçmişimize, tarihimize, hafizamıza dokunmayi!
Bilinsin ki, olası olumsuz gelişmelerde de, binanın amacı dışında kullanılmasına Bakırköylüler ve sanatçılar olarak izin vermeyeceğiz. Hukuki mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz
Son sözümüz şu:
Biz buradan gitsek de yine geleceğiz.
Çünkü biz hancıyız, biz haklıyız.
Yaşasın Sanat!
Yaşasın BASAD!
Yaşasın Bakırköy!
A.llhan Gülek
BASAD YÖNETİM KURULU ADINA / BAŞKAN”
Bakırköylü Sanatçılar Derneği'nin yer aldığı konak, 1908 yılında inşa edildiğinde Fransız Okulu ve öğrenci yurdu olarak hizmet vermeye başladı. 1926 yılında, Bakırköylü Eğitimci Bezeyan bey tarafından kiralanarak ilk ve ortaokul daha sonra bu okula lise bölümü de eklendi.
Bezeyan okulunun 1936 yılına kadar süren eğitime maddi imkansızlık nedeniyle son verildi. Konak 1936 yılında, Bakırköy halk evine tahsis edilerek kültür sanat etkinliklerinin yapıldığı bir sanat merkezine dönüştürüldü.
Ancak, 1980 yılında halk evinin çalışmalarına son verilen konak adliye olarak hizmet vermeye başladı. 2001 yılında Adalet bakanlığı, konağı boşaltınca Bakırköy Belediye Başkanı Ahmet Bahadırlı’nın çabalarıyla konak Bakırköy Belediyesine devredildi.
2002 yılında Bakırköy Belediyesi tarafından restorasyonu yapılan bina, 29 mart 2002 yılından itibaren Bakırköylü Sanatçılar Derneği Kültür ve Sanat Konağı olarak hizmet vermeye başladı. Bakırköylü Sanatçılar Derneği de, Kültür ve Sanat faaliyetlerini sürdürüyor.
Halen BASAD Yönetim Kurulu’nda şu sanatçılar yer alıyor:
A.İlhanGÜLEK Yönetim Kurulu Başkanı, Fatma AKYÜZ Yönetim Kurulu Genel Sanat Koordinatörü, Ali ERGÜDER Yönetim Kurulu Üyesi İzzettin BAKİ Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emine KARATAŞ Yönetim Kurulu Üyesi Dilşad AKÇAYÖZ Yönetim Kurulu Saymanı, Kristin ZURNACIOĞLU
Yönetim Kurulu Üyesi, Vural ÇAVUŞOĞLU Yönetim Kurulu Sekreteri, Asiye ÖZVER Yönetim Kurulu Üyesi.
BASAD’da düzenli olarak, Bateri, Drama, Bale, Akordeon, Şan, Ud, Yetişkinler için Tiyatro Oyunculuğu, Resim, Bağlama, Kanun, Keman, Koro(Türk Sanat Müziği), Piyano, Klarnet ve Saksafon, Flüt ve Gitar kursları veriliyor.
FACEBOOK YORUMLAR