AŞIRI YEME BOZUKLUK MU, BAĞIMLILIK MI?

Yemek yemek, yaşamımızı sürdürebilmemiz için bir gereklilik olsa da bazen kontroledilemeyen bir dürtüye dönüşebilir. Peki, aşırı yeme alışkanlığı hangi noktada bir rahatsızlık olarak değerlendirilmelidir? Bu durumun altında yatan nedenler neler olabilir? İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Bölümünden Prof. Dr. Işıl Göğcegöz aşırı yeme konusunun psikolojik etkilerini değerlendirdi. yeme konusunun psikolojik etkilerini değerlendirdi.

AŞIRI YEME BOZUKLUK MU, BAĞIMLILIK MI?
03 Şubat 2025 - 17:50
Son yıllarda yeme bozuklukları dışında alkol/ madde kullanım bozukluğu tanı ölçütlerini
karşılayıp yeme bağımlılığı olarak tanı alan bireyler bağımlılık alanında tedavi edilmeye
başlamıştır.

Yeme bağımlılığının madde bağımlılığı tanı ölçütlerini karşılamasının önemli
sebeplerinden birisi, bazı yiyeceklerin santral sinir sisteminde tıpkı maddeler gibi etki
göstermesidir.

Yağlı, şekerli, çikolata gibi karbonhidrat ve yağ oranı yüksek bazı yiyeceklerin
santral sinir sistemindeki mezolimbik yolakta (ödül yolağı) dopamin salınımını arttırdığı
gösterilmiştir. Ayrıca, bu tür yiyeceklerin insula, orbitofrontal korteks ve singulat korteks gibi
alkol /madde bağımlılığında önemli olan nöroanatomik bölgeleri aktive ettiği saptanmıştır.

Yeme bağımlılığında çikolata, şeker ve karbonhidrattan zengin yiyeceklere aşırı istek duyma yani aşerme klinik araştırmalarda özellikle bu yiyeceklerin tüketiminin doğrudan psikoaktif etkisinin olduğunu, içeriğindeki kakao ve şekerin de bu aşermede doğrudan etkili olduğunu gösterilmiştir.

Obezitede Bir Yeme Bağımlılığımı?
Bazı çalışmalarda; tıkınırca yeme bozukluğu olan obez kişilerde bu davranışın bağımlılıkta da görülen kompülsif yeme (kompülsif madde kullanımı) ile benzer olduğundan yola çıkarak
obez bireylerin bir bölümünün bir tür yeme bağımlılığı olduğu ileri sürülmektedir.

Homeostatik Yemeden Hedonik Yemeye Evrimleşen Yeme Alışkanlıkları
Yeme davranışı homeostatik ve hedonik olmak üzere iki farklı sistem üzerinden
düzenlenmektedir. Bunlardan; homeostatik sistem bizim hayatta kalmamızı sağlar ve
yememiz daha çok bu sistem tarafindan kontrol edilirse sağlıklı kiloda kalınır. Eğer yememiz
daha çok hedonik sistem tarafından düzenlenirse, beyin ödül sisteminin doyumsuz dopamin
istemi nedeniyle aşırı, tıkınırca kalorisi yüksek, yağlı ve şekerli gıdalar tüketilebilir.

Bağımlılık gelişmesinde Opioid ve dopaminerjik sistem yemekten haz almada da etkili.
Seker ve yağdan zengin yiyeceklerin tüketilmesi singulat, hipokampus, nucleus akkumbens ve locus seruleustan dopamin salınımını ve endojen bir opioid olan dinorfininin gen
ekspresyonunuartırdığı bildirilmiştir.

Sonuç olarak alkol / madde bağımlılığı ve diğer davranışsal bağımlılıklarda görülen aşerme,
kontrolsüz tüketme ve tolerans (aynı hazzı alabilmek için giderek daha fazla tüketme) yeme
bağılılığında da görülmektedir. Dolayısıyla yeme bağımlılığı tanısı alan bireylerin gerek ilaç
gerekse terapi planlanırken biyo-psiko-sosyal alanları da içeren bütüncül bir tedavinin
uygulanması durumunda güzel sonuçlar alınabilir.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum