ANA Dergisi şiir sohbetleri, yeni sezona merhaba dedi!

Yayım hayatını uzun yıllardan bu yana sürdürmeyi başaran ANA Kültür Sanat Dergisi’nin aylık “ Şiir sohbetleri” etkinliği, coşkulu bir katılım altında yeni sezonu açtı

ANA Dergisi şiir sohbetleri, yeni sezona merhaba dedi!
16 Eylül 2013 - 15:14

Yayım hayatını uzun yıllardan bu yana sürdürmeyi başaran ANA Kültür Sanat Dergisi’nin aylık “ Şiir sohbetleri” etkinliği, yaz tatilinde verilen aranın ardından, sanatseverlerin coşkulu katılımı altında sonbahara ve şiir sohbetlerine ‘ merhaba’ dedi. Yazar, ressam, bestekâr, ses sanatçısı, ozan yani kısacası sanat sevdalısı seçkin yüreklerin her ay düzenli olarak bir araya geldikleri geleneksel toplantının sezon açılışı, yeniden kavuşma coşkusunda geçti. Etkinlikte, hem şiir üzerine konuşuldu, hem de katılımcıların şiirleri konuşturuldu; tabii, şarkılar ve türküler de vardı!

Şiir sohbetlerinde sadece hazır bulunanların şiirleri değil, değerli ve ölümsüz Türk şairlerinin eserleri de yorumlandı. Ahmet Arif, Nazım Hikmet, Şemsi Belli ve daha birçok ölümsüz şairin satırları, yorumcularının dilinde yeniden hayat buldu; satırlar arasından kaçmayı başaran Attila İlhan’ın Pia’sı, ele ele hep birlikte arandı!

Şiir satırlarından biber gazı da yükseldi!

ANA Dergisi’nin 15 Eylül Pazar günü, Şişli Belediye binasının 15. katında gerçekleşen “ Şiir Sohbetleri”nde, şiir satırlarında sadece aşk, hasret, ayrılık, ölüm, heyecan yoktu; “ sanatçı toplumun nabzını tutan kişidir” gerçeğinden hareket ile, bu satırlar arasında biber gazı da vardı, TOMA da, adalet de, Ortadoğu da, savaş da… Ve tabii, şiir ve nota kara sevdasının meyvesi olan müziğin, Türk Sanat Musikisi ve Türk Halk Müziği’nin o güzel örnekleri de…

Etkinlikte dikkat çeken bir husus da, dile getirilen şiirlerin güzellikleri kadar, yorumlanışlarının da gücü oldu.

“ Şiir benim ikinci kadınım”

Dergi İmtiyaz sahibi Şaheste GÜNDAY, sanat danışmanları Fevzi KURTULUŞ ve Sibel ÖZKAYGISIZ ile Özcan ATAMERT yönetiminde gerçekleşen “ ANA Dergisi Şiir Sohbetleri etkinliği”nin sezon açılışı,  Günday’ın kısa selamlama konuşması ile başladı.

Ardından, şair Gültekin KUTLUK, şiir üzerine kısa bir açıklamada bulundu. Kutluk’a göre, “ hiçbir şair çömezine, ‘elimi sana bıraktım’ diyemez! Çünkü şiirin okulu, eski deyiş ile mektebi veya ustası yok!”

Ancak şiir, her ne kadar Tanrı vergisi bir yetenek olsa da, zaman zaman bu yeteneğin kullanılması için dışarıdan bir dürtü de gerekebiliyor. Gültekin Kutluk’a göre, işte “ şiir sohbetleri” türündeki etkinliklerin, şairi yazmaya sevk etmek gibi bir olumlu etkisi bulunuyor.

Fazla imge, şiirin ömrünü kısaltır

Yine, şair Kutluk’un yorumuna göre, “ şiire çok imge yüklenildiği takdirde, o şiir halktan kopuk bir hâl alır. Yani, fazla imge kullanılmış olan bir şiir, unutulur, yaşamaz.”

Şair Metin KOCA’ya göre ise şiir, bir “ gönül sermayesi.” Şiiri, gönlünde sermayesi olan yazar.

Hoş geldin şairim, hoş geldin şiir

Koca’nın şiir tanımından yola çıkarak,  gönül sermayesi zengin bu topluluğun, o gün Şişli’deki bu bir araya gelişlerinde, yüreklerinde yaz boyu biriktirdikleri ne var ne yok  ortaya boca ettiklerine şahitlik ettik dersek, yanlış olmaz!

İşte, o gün, ANA Dergisi’nin yeni döneme “ merhaba!” deyişine, yani günün anlam ve önemine vurgu yapan bir şiir, şairi Aziz PINAR’ın dilinden şu şekilde dile getirildi: “ Hoş geldin şairim, hoş geldin şiir!... / Varsa ölenimiz rahmet dilerim/ kalanlara buradan selam ederim/ Hoş geldin şairim, hoş geldin şiir…

Özcan Atamert: Yeter bu savaş

Aynı zamanda emekli Tümgeneral Daniş Karabelen Paşa’nın kızı olan ressam Özcan Atamert de, etkinlikte yaptığı selamlama konuşmasında, iki ayda bir yayımlanmakta olan ve okuyucularına abonelik hizmeti de sunan ANA Dergisi’ne destek olmanın önemine ve bunun gereğine işaret etti.

Sözlerinin devamında, karşılıklı sevgi ve saygı ile dünyada da cennetin yaşanabileceğini kaydeden Atamert, “ Ancak ne yazık ki son zamanlarda pek çok çatışma yaşanıyor” dedi ve bir asker kızı ve eşi olarak, ayrıca sanatçı ruhunun da verdiği duyarlılık ile günümüz yaşananlarına itirazını şu sözler ile yükseltti: “ Barış isteyen gönüller, ‘ dursun bu ateş’ diyor. ‘ Bombalar, saldırılar yeter; bitsin bu zulüm’ diyor. Dostça yaşamak varken, yazık geçen yıllara; mutlu yaşamak varken, ‘ yeter bu savaş’ diyor.”

ANAYASO’yu bir de ondan dinleyin!

O günün katılımcıları olarak, doğrusu Şemsi Belli’nin “ Anayaso” isimli şiirini şiveli bir dil ile yorumlayan şair Mehmet Ali Demircan ile, Nazım Hikmet’in “ Tren düdükleri öter Mehmet’in üstünden, medet medet…” deyişlerini Serdar Samancıoğlu’nun sesinden defalarca dinleyebilirdik…

Aslında…

Aslında, yüreklerinin sesini yansıtmak için yanıp tutuşan ve o an o toplantıda bulunan ancak buradan isimlerini tek tek yazamadığımız katılımcı tüm şairlerin yorumlarındaki etkileyiciliği, kalem ile tarif etmenin mümkünâtı yok! Zaten, her şeyi kalem ile tarif etmeye çalışmak da lüzumsuz bazen; zira klasik bir deyiş ile, bazı şeyleri anlatmak değil, yaşamak gerekiyor!

Şarkı ve türkü molası

Şiir sohbetine zaman zaman Aylin Dönmez ve Ezgi Erten’in sesleriyle sanat müziğinin o duygu dolu nağmeleri eşliğinde nota dolusu bir mola verilirken, türküler de, “ bensiz olmaz” diyerek araya girdiler ve Türk Halk Müziği sanatçısı HELİN de ( Melahat Çam ), bestesi ve güftesi kendisine ait “ Kederdeyim” isimli güzel türküsünü, o duygulu sesiyle bir kez de şiir sevdalısı sanatçı dostları için seslendirdi.

ANA Dergisi sanat danışmanı Fevzi Kurtuluş’un oğlu için yazmış olduğu “ Oğluma Mektup” isimli özgün türkü de, bolca alkış alanlar arasındaydı! Ezgisini değil ancak sözlerini aktarabildiğimiz Oğla Mektup’tan birkaç satır:

“ Aç kulağın beni dinle sevgili oğlum. Kolay değil, zorlu elbet gittiğin yolun/ Param pulum, yatım katım olmadı amma, sana en büyük mirasım onurum oğlum./ Haksızlığın karşısında boyun eğmedim. Aç kaldım, açık kaldım; ödün vermedim./ Mapuslarda, hücrelerde aman demedim. Sana en büyük mirasım direncim oğlum...”

Kadın, önüne geçilmez isyandır!

En çok “ kadın” üzerine yazılmamış mıdır şiirler? İşte, Serdar Samancıoğlu’nun dizelerinde “ kadın,” Şişli Belediyesi’nin geniş salonunda o gün şöyle tarif edildi: “ … Yoktan yaratır da, onarır bazen; her eve kendince mimardır kadın. Sevene bir güldür, sevmeyene çöl… Sabrının çiçeği solarsa eğer, önüne geçilmez isyandır kadın”

Şiir satırlarında başkaldırı da vardı

Neredeyse ozan taşlamasını aratmayacak şiirler peşi sıra okundu ANA Dergisi’nin Eylül ayı Şiir Sohbetleri Toplantısı’nda…  Bu – niteleme yerindeyse- “ protest” şiirlerden, dayanamayarak örneklerini aldıklarımdan birkaçı:

“…Kel başlarda şimşir tarak, altın taç/ Ondandır ki terör, hırsızlık, kapkaç/ Baştakinin başı bir başa muhtaç/ Halk duyarsız, gölge vermez kuru çam/ Derdimize çare, bir çare Ata’m…… Tavuklarda korku, kümeste tilki/ Bu tilki başardı kırk yılda ilki/ gemiye taşırlar mal melal mülkü/ Saç sakal yoldurur kıl tutam tutam/ derdimize çare, bir çare atam…”  (Ozan Galip Yadigar)

“… Tazyikli su, biber gazı/ Yalan dolan her avazı…Çürük çaput tutmaz yama/ Kulak ver de, dön halkına/ Boşa masraf gazla TOMA, Bitmeyen bu zulüm senin(İbrahim Gençsoy)

Hafızalara kazınan satırlar

Eylül ayı şiir sohbetinde, şair Gültekin Kutluk’un, “ her tarafı martı kayası bu şehrin” şeklindeki dizesi de, hafızalara kazınanlar arasında yer aldı. 

Her ayın 3. pazarı!

ANA Dergisi’nin sanat tadındaki “ Şiir Sohbetleri”, her ayın 3. Pazar gününde, Şişli Belediyesi’nin Esentepe’de bulunan binasının 15. katında şiir dostlarını bekliyor.

Gazetemiz Kurucusu ve Yayın Yönetmenimiz Yaşar Kaba aynı zamanda Ana dergisi Yayın danışmanlığını yapıyor.  

Haber: Arzu BAŞLANTI

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum