ADA UZUNDEDE "BÂCIYÂN-İ RÛM" HEYKEL SERGİSİ

Ana Tanrıçanın doğduğu ve doğurduğu topraklar üzerinde durmak, tapınmayı tapınılanın üstünlük mertebesinden ziyade, aidiyet ve kabul edilmenin sıcak hissine bırakır. İşte bu Ana olanın bahşettiği merhamet ve kudret insanın ruhunda ve nefsinde aynı anda dolaşır. Nefes aldığımız bu yerde ana tanrıçayı her insanda görüyorum. Gördüğüm ilahi güç, fethetmek ve üstün gelmek için değil,yaşatmak ve korumak için var olankudret ve adaleti sağlamak için var olan merhamettir.

ADA UZUNDEDE "BÂCIYÂN-İ RÛM" HEYKEL SERGİSİ
15 Aralık 2022 - 13:41 - Güncelleme: 15 Aralık 2022 - 13:56
Bacıyan-i Rum tam da burada bir savaşçı kadın topluluğu olarak karşımıza
çıkar. Hayır, onlar savaşçı kadın topluluğu değildir. Onlar Anadolu’nun
kadınlarıdır.

Bin yıllardır burada yaşayan ve bereketin temsili, hayatın ve
varoluşun vulvası olan dişiliğin ismi bilinenleridir. Onlar savaşmak için değil..
korumak ve yaşatmak için var olmuşlardır. Günümüze kadar kanlarını bizim
kanlarımıza karıştırıp var olmaya devam etmektedirler. Bu ana tanrıça
tarafından bize bahşedilen kudret ve merhametin gücü zamanla dayatmalarla
baskılanmış, sinemizin derinlerine sirayet etmiş olsa da bizimle buradalar ve
uyanmayı bekliyorlar.

Anadolu’da yaşayan bütün tanrıçaların izleri bakışlarımızda ve ruhumuzda
sessiz sedasız bu uyanışı beklerken,unutulmaya yüz tutmuş dişil ruhu,
Bacıyan-iRum bizim için korumuş ve kutsamıştır. Gördüğünüz her tanrıça,
yaşamış ve yaşıyor olan her kadının kudretine ve merhametine adanmış birer
adaktır.

Sanatçı hakkında;
Ada Uzundede, 1992 yılında Antalya'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini
Antalya'da aldıktan sonra Eskişehir Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar
Fakültesi heykel bölümünü bitirdi.

Üniversite dönemi devam ederken çeşitli heykel ve seramik atölyelerinde
çamur, cam, ahşap, bronz gibi farklı materyaller ile çalıştı. 2016 yılında
mezun olduktan sonra İzmir’de bir heykel atölyesinde çalışırken bir egzoz
ustasından kaynak yapmayı öğrendi. Sonrasında çeşitli demir atölyelerinde
kaynakçılık yaparak demir ile ilişkisini kuvvetlendirdi. Son 2 senedir Denizli'de
Retro Antika bünyesinde hurda ve çeşitli demir parçaları kullanarak
çalışmalarına devam etmektedir.

Neden demir?
Bir heykeltıraşın seçtiği materyal, sanatçının karakterine en yakın olanıdır.
Demir bir yandan en akışkan, diğer yandan ise en sert, işlemesi en zor
olandır. Ona biçim verirken seninle savaşır. Bazen o sana boyun eğer bazen
ise sen ona boyun eğersin. Böylece hem senin hem de doğanın
derinliklerinden çıkmış bu maddenin ortak bir eseri ortaya çıkar. Demir bana
boyun eğmeyi ve savaşmayı bahşettiği için, sınırlarımı zorladığı ve onun
sınırlarını zorlamama izin verdiği için, kendime en yakın gördüğüm, içinde
kendimi bulduğum materyaldir.

Neden geri dönüşüm yaptığım konusunda ise; doğanın kanunları içerisinde
sürekli bir dönüşüm vardır. Gözle görülebilen apaçık bir dönüşüm. Her “şey”
bir sonraki “şey” olmak için değişimler yaşar. Tüketime adapte ve alışmış
olmamızın getirdiği körlüğü sadece etrafımızı izleyerek aşabilir ve yeniden
üretmeyi, dönüşümleri izleyerek bu körlüğü saf dışı bırakabiliriz. Özellikle
fabrika atıkları bizim için bulunmaz birer hazine değerindedir. İşlemeyi
bildikten sonra her obje doğru değişime uğradığında bir sonraki mükemmel
“şey” olabilir.

Sergi 13 Aralık - 13 Ocak tarihleri arasında Galeri Selvin Arnavutköy'de
ziyaret edilebilir.











 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum