4.Kıtalararası Genç Şiir Festivali Düzenlendi
Festivale Bir Çok Ülkeden Katılan Şairler De Şiirlerini Yorumladı
Haber: Mehmet ÜNLÜ-Fotoğraflar: Şükrü DISANLI
İSTANBUL-Bir çok ülkeden ve ülkemizden seçkin şairlerin katılımıyla düzenlenen “4.Kıtalararası Genç Şiir Festivali”nde usta tiyatro sanatçısı Tamer Levent de moderatör olarak yer aldı.
Artshop yayıncılığın sahibi Vedat Akdamar ile Akademisyen-Şair Mesut Şenol tarafından Maltepe Belediyesi, Prof. Dr. Türkan Saylan Kültür Merkezi'nde düzenlenen festivalde, aynı zamanda sanatçı Tamer Levent’in öncülüğünü yaptığı “Sanata Evet-Yes To Art” felsefesi de büyük destek gördü.
Etkinliğin açılış konuşmalarından sonra Akademisyen-Şair Mesut Şenol’un eşi Haliç Üniversitesi Konservatuarı Öğretim Üyesi Lena Şenol; besteciler Frederic Chopin ile Franz Liszt’den eserler yorumlarken, İtalyan piyanist Stefano Guarascio da yine Frederic Chopin’in bir eserini sundu.
Tamer Levent de piyano konserlerinden sonra, dünyaca ünlü orkestra şefi Herbert von Karajan’la tanışmasını anlattı. Levent; Karajan’ın yönettiği orkestranın çaldığı Ludwig Van Beethoven’ın 9. Senfonisi’ni düzenlenen bir konserde dinlediğini söyledi.
Festivale katılan şairler; Atilla Can, Emel Koşar, Enver Perver, Güney Kıbrıs Rum kesiminden gelen şair Androulla Shati şiirlerinin yanısıra, Hiroşima ve Zülfü Livaneli’nin,”Yiğidim Aslanım” şarkılarını kendi dilinde söyledi. Androulla Shati şarkıları söylerken, göz hastalıkları uzmanı-müzisyen Tezernur Gücükoğlu da akordiyonu ile eşlik etti.
Gücükoğlu ayrıca çalıp söylediği; Sevdim Bir Genç Kadını” ve “Sana Nerden Gönül Verdim” isimli tango şarkıları seslendirerek festivale katılan herkesin kalbinin fethetti.
Genç şair Gönül Dilek de, şiir kitabı “Frida’nın Kelebekleri” adlı şiir kitabında yer alan, “Fridanın Kelebekleri” şiirini seslendirdi.
Şiir şu dizelerden oluşuyor:
“Akşın acını devrim kadını Firida yaşamalı dedi
Ve ölüm vaz geçti ondan
Cam kırıklarına dönen alçılı bedeni
Tuval oldu Fridaya
Can kırıkları başladığında
Kelebekler çizdi bedenine
Söz verdi kelebekler ona
Frida ayağa kalkmadan uçmayacaklardı
Onlar Fridanın sadık kelebekleri
Ve özgürlük savaşçılarıydı
Yaşamalıydı Frida
Aşkları tutkuları acıları tatmalı
Tuval deki fırça darbeleri
Haykıran gitar ihanetin sesi
Kestiği uzun siyah saçları
İhanetin portresiydi olmalıydı
Öyle de oldu
Asi ruhlu bu genç kadın yaşadı
Kavgası eşitlik özgürlükten yanaydı
Dik duruşlu kadını en çok kendini çizdi
Gök kuşağını indirdi yer yüzüne
Sanat eğildi ona
Onurlu bir duruşu oldu
Kendine kıyamayan ölüme alkış tuttu
O çatık kaşlı soğuk bakışlı var ya baban
Geçenlerde derin bir of çekti
Gurbet ne illet şeymiş hanım dedi
Biliyormusun özlemiş seni
Vallahi sormadım kendi söyledi
Üç yıl oldu sen gideli sanki üç asır
Gel oğul
Gelirse git denmiyor ecele
Ne olur sen gel acele
Sen gel acele”
Gönül DİLEK
Diğer şairler; Gülşen Şenderin, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı doktor-şair. Hilal Karahan, Juan C. Tajes şiirlerini yorumladılar.
Etkinlik boyunca yapılan tüm konuşmaları İngilizce olarak tercüme eden ve aynı zamanda bir şair de olan Mesut Şenol’un, “Buyrun Kırmızı”ı şiiri perdeye yansıtılan ve kendi sesiyle okuduğu film gösterildi.
Aynı zamanda bir şair de olan;19 Mayıs Üniversitesi Yabancı Diller Bölüm Başkanı Prof. Dr.Nalan Kızıltan, “Ben Asya” ve “Deniz Yıldızı” adlı şiirlerini sundu.
Ayrıca, Nehar Ofluoğlu, Serap Taşan, Nuray Gök, Diruban Ayerenler ve Olcay Kasımoğlu da kendi şiirlerini okudu.
TAMER LEVENT’TEN “NAZIM” ŞİİRİ
Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü ve Genel Müdür yardımcılığı yapan Levent’in yönettiği oyunlar; Rusya, Kanada, Güney Kore, İran ve Kuzey Kıbrıs’ta festivallere davet edildi. Hâlen Devlet Tiyatrolarında rejisör kadrosunda olan sanatçı Devlet Tiyatroları Opera ve Balesi Çalışanları Vakfı (TOBAV) ile Tiyatro Oyuncuları Meslek Birliği (TOMEB’nin) kurucusu ve ilk Genel Başkanıdır.
Dünyanın pek çok ülkesinde drama atölyeleri yöneten Levent; Bernarda Alba’nın Evi isimli tiyatro oyununun baleye uyarlanmasında, Binnaz Aydan’ın koreografisini yaptığı TV programının reji ve tekst çalışmasını yaptı. Tamer Levent ayrıca FIA (Uluslararası Aktörler Federasyonu) Türkiye Temsilcisi’dir. IATA (Uluslararası Amatör Tiyatrolar Birliği) yönetim kurulu üyeliğinde bulundu. Yerli ve yabancı dergilerde yazıları yayımlandı. Oyunculuk ve yönetmenlik çalışmalarının yanı sıra TOBAV (Devlet Tiyatro Opera ve Balesi Çalışanları Vakfı) Genel Başkanlığı’nı yürüten Tamer Levent, 1984 yılında kurduğu Sanat Kurumu Deneme Sahnesinde drama çalışmaları başlatmıştır.
Maaltepe
Konuk bazı yabancı şairlerin kendi dillerinden okudukları şiirlerinin Türkçe’ni ise sanatçı Tamer Levent yorumladı.
Şiirlerin okunmasından sonra usta şair Nazım Hikmet’in, üç bölümden oluşan “Yaşamaya Dair” şiirini yorumladı:
1
Yaşamak şakaya gelmez,
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
bir sincap gibi mesela,
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
yani o derecede, öylesine ki,
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
yahut kocaman gözlüklerin,
beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
yaşamak yanı ağır bastığından.
1947
2
Diyelim ki, ağır ameliyatlık hastayız,
yani, beyaz masadan,
bir daha kalkmamak ihtimali de var.
Duymamak mümkün değilse de biraz erken gitmenin kederini
biz yine de güleceğiz anlatılan Bektaşi fıkrasına,
hava yağmurlu mu, diye bakacağız pencereden,
yahut da sabırsızlıkla bekleyeceğiz
en son ajans haberlerini.
Diyelim ki, dövüşülmeye deşer bir şeyler için,
diyelim ki, cephedeyiz.
Daha orda ilk hücumda, daha o gün
yüzükoyun kapaklanıp ölmek de mümkün.
Tuhaf bir hınçla bileceğiz bunu,
fakat yine de çıldırasıya merak edeceğiz
belki yıllarca sürecek olan savaşın sonunu.
Diyelim ki hapisteyiz,
yaşımız da elliye yakın,
daha da on sekiz sene olsun açılmasına demir kapının.
Yine de dışarıyla birlikte yaşayacağız,
insanları, hayvanları, kavgası ve rüzgarıyla
yani, duvarın ardındaki dışarıyla.
Yani, nasıl ve nerede olursak olalım
hiç ölünmeyecekmiş gibi yaşanacak...
1948
3
Bu dünya soğuyacak,
yıldızların arasında bir yıldız,
hem de en ufacıklarından,
mavi kadifede bir yaldız zerresi yani,
yani bu koskocaman dünyamız.
Bu dünya soğuyacak günün birinde,
hatta bir buz yığını
yahut ölü bir bulut gibi de değil,
boş bir ceviz gibi yuvarlanacak
zifiri karanlıkta uçsuz bucaksız.
Şimdiden çekilecek acısı bunun,
duyulacak mahzunluğu şimdiden.
Böylesine sevilecek bu dünya
"Yaşadım" diyebilmen için...
Nazım HİKMET
Festival, katılımcı şairlere sertifikalarının verilmesi ve aile fotoğrafının çekilmesi ile sona erdi.
FACEBOOK YORUMLAR