2. BİK tarafından resmi ilan ve reklam kesme cezası verilen gazeteler hangileridir?
Her biri ayrı ayrı gösterilmek üzere hangi gazete ve internet sitesi ne kadar ilan almıştır?
24 Temmuz 2023 - 16:02 - Güncelleme: 24 Temmuz 2023 - 16:07
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet YILMAZ tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Ulaş KARASU
Sivas Milletvekili
İktidar aleyhinde yayın yapan hemen hemen tüm yazılı, görsel, işitsel ve internet basın yayın kuruluşlarına verilen cezalar tüm toplum kesiminin malumudur.
Basına yönelik baskılar her geçen gün artarken, geçen yıl Ekim ayında yasalaşan ve kamuoyunda “Dezenformasyon Yasası” olarak da bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yeni Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği geçen Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu yasal düzenlemelerin son derece adaletsiz olduğu ve bugüne kadar siyasi ve ekonomik zorluklara karşın ayakta kalmaya çalışan, özellikle yerel gazete ve internet sitelerini çok zorladığı basın temsilcileri tarafından sık sık dile getirilmektedir.
Örneğin seçim bölgem olan Sivas’a söz konusu yönetmelikte yayın yeri olarak 4’üncü kategoride yer verilmiştir. Sivas’ın Şanlıurfa ve Muğla gibi büyükşehir statüsünde bulunan ve Çanakkale, Edirne gibi ekonomik ve sosyal gelişmişlik olarak daha iyi konumda bulunan illerin arasında aynı katergoride yer verilmesi, belirtilen adaletsiz uygulamaların çarpıcı bir örneğini oluşturmaktadır. Bu kategoride yer alması sebebiyle, Sivas’taki bir basın kuruluşunun resmi ilan alabilmesi için; yerel gazetede en az 5, internet sitesinde ise 6 kişi çalıştırma zorunluluğu, günlük internet haber sitesinin günlük asgari 10 bin tekil ziyaretçi ve 30 bin sayfa görüntülenmesi vb. son derece zor koşulları taşıması gerekmektedir. Her geçen gün artan ekonomik sorunlar ve artan maliyetlerle birlikte, bu ağır şartlar dikkate alındığında bu zorunlulukların Sivas’ta halka haber vermekten başka hiçbir gayesi olmayan basın yayın organlarının potansiyeline göre çok yüksek olduğu bir gerçektir.
Demokratik rejimlerin vazgeçilmez kurumlarından biri olan basın; düşünce ve ifade açıklama özgürlüğünün en etkili araçlarından biridir. Ancak ve ancak özgür basın varsa, özgür toplum vardır. Bu çerçevede;
Aşağıdaki sorularımın, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Sayın Cevdet YILMAZ tarafından yazılı olarak cevaplandırılması için gereğini saygılarımla arz ederim.
Ulaş KARASU
Sivas Milletvekili
İktidar aleyhinde yayın yapan hemen hemen tüm yazılı, görsel, işitsel ve internet basın yayın kuruluşlarına verilen cezalar tüm toplum kesiminin malumudur.
Basına yönelik baskılar her geçen gün artarken, geçen yıl Ekim ayında yasalaşan ve kamuoyunda “Dezenformasyon Yasası” olarak da bilinen Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yeni Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği geçen Şubat’ta Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Bu yasal düzenlemelerin son derece adaletsiz olduğu ve bugüne kadar siyasi ve ekonomik zorluklara karşın ayakta kalmaya çalışan, özellikle yerel gazete ve internet sitelerini çok zorladığı basın temsilcileri tarafından sık sık dile getirilmektedir.
Örneğin seçim bölgem olan Sivas’a söz konusu yönetmelikte yayın yeri olarak 4’üncü kategoride yer verilmiştir. Sivas’ın Şanlıurfa ve Muğla gibi büyükşehir statüsünde bulunan ve Çanakkale, Edirne gibi ekonomik ve sosyal gelişmişlik olarak daha iyi konumda bulunan illerin arasında aynı katergoride yer verilmesi, belirtilen adaletsiz uygulamaların çarpıcı bir örneğini oluşturmaktadır. Bu kategoride yer alması sebebiyle, Sivas’taki bir basın kuruluşunun resmi ilan alabilmesi için; yerel gazetede en az 5, internet sitesinde ise 6 kişi çalıştırma zorunluluğu, günlük internet haber sitesinin günlük asgari 10 bin tekil ziyaretçi ve 30 bin sayfa görüntülenmesi vb. son derece zor koşulları taşıması gerekmektedir. Her geçen gün artan ekonomik sorunlar ve artan maliyetlerle birlikte, bu ağır şartlar dikkate alındığında bu zorunlulukların Sivas’ta halka haber vermekten başka hiçbir gayesi olmayan basın yayın organlarının potansiyeline göre çok yüksek olduğu bir gerçektir.
Demokratik rejimlerin vazgeçilmez kurumlarından biri olan basın; düşünce ve ifade açıklama özgürlüğünün en etkili araçlarından biridir. Ancak ve ancak özgür basın varsa, özgür toplum vardır. Bu çerçevede;
- Basın İlan Kurumu’nun (BİK) önergede belirtilen yasal düzenlemenin yapıldığı günden önergenin yanıtlandığı tarihe kadar olan döneme kadar geçen süre içinde, ulusal gazete ve internet sitelerine göre ne kadar ilan ve reklam vermiştir? Her biri ayrı ayrı gösterilmek üzere hangi gazete ve internet sitesi ne kadar ilan almıştır?
- BİK tarafından resmi ilan ve reklam kesme cezası verilen gazeteler hangileridir?
- Yönetmelikle internet haber sitelerine; asgari haber sayısı, tekil ziyaretçi sayısı ve görüntülenme sayısı, belli sayıda istihdam sağlanması vb. gibi getirilen kriterler resmi reklam yayımlama hakkı kazanabilmeleri için zorunlu tutulmuştur. Önergenin yanıtlandığı tarih itibariyle her bir il ayrı gösterilmek üzere kaç internet sitesi bu hükmü yerine getirmeye uygundur?
- Ekonomik olarak zaten zor şartlar altında bulunan ve halka haber vermek dışında bir görevi bulunmayan basın kuruluşları için son derece ağır olan bu koşullara uyulmasının talep edilmesi nasıl açıklanabilir? Bu durum adil bir uygulama mıdır?
- Ayakta durma uğraşı veren basın kuruluşlarının bu yolla tamamen kapanması ve böylece basının tamamen susturulması mı hedeflenmektedir?
- Sivas’taki basın kuruluşlarının yaşadığı ve önergede özetlenen zorluklar dikkate alındığında, Sivas’ın bulunduğu 4’üncü kategoriden, şartlarına daha uygun olan 5’inci kategoriye alınması gereklilik değil bir zorunluluktur. Bu kategoriye alınması sağlanacak mıdır?
- Yerel medya kuruluşlarının desteklenmesi, karşı karşıya oldukları sorunların giderilmesi konusunda yapılan çalışmalar nelerdir?
- Özellikle yerel basının karşı karşıya olduğu olumsuzluklar dikkate alınarak, yerel basının sektör temsilcileriyle bir araya gelinmesi, Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği’nin yeniden günün şartlarına göre düzenlenmesi ve olumsuzluklarının giderilerek yeni bir yönetmelik oluşturulması gündeminizde midir?
- Medya kuruluşlarının “tarafsız” ve “bağımsız” yayın yapmaları konusunda hayata geçirilen uygulamalar nelerdir?
KARASU BASININ SORUNLARINI MECLİSE TAŞIDI
CHP’li Karasu, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı unutmadı. Türkiye’de basının artık kutlayacak bir bayramının kalmadığını vurgulayan Karasu, yayınladığı mesajda gazetecilerin sorunlarına dikkat çekerken, sorunları da TBMM gündemine de taşıdı.
ANKARA/ CHP Sivas Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Ulaş Karasu, basında sansürün kaldırılışının yıl dönümünde gazetecilerin sorunlarını unutmadı.
CHP’li Karasu, Basında Sansürün Kaldırılışının Yıldönümü ve Basın Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajda kamu adına hareket ederek, doğru, tarafsız ve gerçek haberlerle kamuoyunu aydınlatıp, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının oluşmasında, demokrasinin yerleşip güçlenmesinde basının rolünün çok büyük olduğuna dikkat çekti. Ancak, son yıllarda iktidarın tutum ve uygulamaları nedeniyle toplumumuzun bölündüğü gibi basının da ikiye bölündüğünü belirten Karasu, “Bir tarafta, halkın haber alma hakkını hiçe sayarak “yandaş havuzunu” oluşturan, iktidarın her türlü nimet ve olanaklarından, kamu gücünden yararlanarak gerçekleri karartan basın; diğer tarafta ise hukuk ve evrensel hukuk ilkeleri yok sayılarak her türlü baskı, sindirme ve bedel ödetilmek istenen, ancak tüm bunlara karşın yurttaşları bilgilendirmeye çalışan basın karşı karşıyadır” dedi.
Yurttaşların özgürlük alanlarına keyfine göre müdahale etme hakkını kendinde gören bir hakim anlayış olduğunu belirten Karasu, “Türkiye’de gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, aydınlar, akademisyenler kadar aslında tüm toplum özgür değildir” dedi. Mesajında yerel basının sorunlarına da dikkatleri çeken Karasu, “Yaygın medya kadar sesi duyulmayan, aldığı her haberi halka ulaştırabilmek için bin bir zorluğa göğüs geren yerel basının da güçlü olması kaçınılmazdır. Bunun için de ilgili mevzuatın yeniden gözden geçirilerek gazete ve gazetecilerin daha iyi ve kaliteli koşullara kavuşması gerekmektedir” dedi.
SORUNLAR TBMM GÜNDEMİNDE
“Sansürün kaldırıldığı gün” olması nedeniyle 24 Temmuz’un “Basın Bayramı” olduğunu hatırlatan Karasu, “Ama gazeteciler her geçen gün artan sorunlar ve sıkıntılar nedeniyle yıllardır, 24 Temmuz’u Basın Bayramı olarak kutlamıyor” dedi. Basının karşı karşıya kaldığı sorunları Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması talebiyle hazırladığı soru önergesiyle Meclis gündemine de taşıyan Karasu iktidarın değil, halkın kalemlerinin her türlü baskı ve yıldırmaya karşın her şartta özveriyle görev yaptığını ve bundan sonra da yapmayı sürdüreceğini vurguladı.
SİVAS’IN KATEGORİSİ DEĞİŞECEK Mİ?
Basına yönelik baskıların geçen yıl yasalaşan ve kamuoyunda “Dezenformasyon Yasası” olarak bilinen yasa ve ardından yayınlanan Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği ile arttığını vurgulayan Karasu, şöyle dedi:
“Bu yasal düzenlemelerin son derece adaletsiz olduğu ve bugüne kadar siyasi ve ekonomik zorluklara karşın ayakta kalmaya çalışan, özellikle yerel gazete ve internet sitelerini çok zorladığı basın temsilcileri tarafından sık sık dile getirilmektedir. Örneğin seçim bölgem olan Sivas’a söz konusu yönetmelikte yayın yeri olarak 4’üncü kategoride yer verilmiştir. Sivas’ın Şanlıurfa ve Muğla gibi büyükşehir statüsünde bulunan ve Çanakkale, Edirne gibi ekonomik ve sosyal gelişmişlik olarak daha iyi konumda bulunan illerin arasında aynı katergoride yer verilmesi, belirtilen adaletsiz uygulamaların çarpıcı bir örneğini oluşturmaktadır. Bu kategoride yer alması sebebiyle, Sivas’taki bir basın kuruluşunun resmi ilan alabilmesi için; yerel gazetede en az 5, internet sitesinde ise 6 kişi çalıştırma zorunluluğu, günlük internet haber sitesinin günlük asgari 10 bin tekil ziyaretçi ve 30 bin sayfa görüntülenmesi vb. son derece zor koşulları taşıması gerekmektedir. Her geçen gün artan ekonomik sorunlar ve artan maliyetlerle birlikte, bu ağır şartlar dikkate alındığında bu zorunlulukların Sivas’ta halka haber vermekten başka hiçbir gayesi olmayan basın yayın organlarının potansiyeline göre çok yüksek olduğu bir gerçektir”
Demokratik rejimlerin vazgeçilmez kurumlarından biri olan basının; düşünce ve ifade açıklama özgürlüğünün en etkili araçlarından birisi olduğunu bir kez daha vurgulayan Karasu’nun basının öne çıkan ve yanıtlanmasını talep ettiği soruları şöyle:
CHP’li Karasu, 24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı’nı unutmadı. Türkiye’de basının artık kutlayacak bir bayramının kalmadığını vurgulayan Karasu, yayınladığı mesajda gazetecilerin sorunlarına dikkat çekerken, sorunları da TBMM gündemine de taşıdı.
ANKARA/ CHP Sivas Milletvekili ve Parti Meclisi (PM) Üyesi Ulaş Karasu, basında sansürün kaldırılışının yıl dönümünde gazetecilerin sorunlarını unutmadı.
CHP’li Karasu, Basında Sansürün Kaldırılışının Yıldönümü ve Basın Bayramı dolayısıyla yayınladığı mesajda kamu adına hareket ederek, doğru, tarafsız ve gerçek haberlerle kamuoyunu aydınlatıp, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının oluşmasında, demokrasinin yerleşip güçlenmesinde basının rolünün çok büyük olduğuna dikkat çekti. Ancak, son yıllarda iktidarın tutum ve uygulamaları nedeniyle toplumumuzun bölündüğü gibi basının da ikiye bölündüğünü belirten Karasu, “Bir tarafta, halkın haber alma hakkını hiçe sayarak “yandaş havuzunu” oluşturan, iktidarın her türlü nimet ve olanaklarından, kamu gücünden yararlanarak gerçekleri karartan basın; diğer tarafta ise hukuk ve evrensel hukuk ilkeleri yok sayılarak her türlü baskı, sindirme ve bedel ödetilmek istenen, ancak tüm bunlara karşın yurttaşları bilgilendirmeye çalışan basın karşı karşıyadır” dedi.
Yurttaşların özgürlük alanlarına keyfine göre müdahale etme hakkını kendinde gören bir hakim anlayış olduğunu belirten Karasu, “Türkiye’de gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, aydınlar, akademisyenler kadar aslında tüm toplum özgür değildir” dedi. Mesajında yerel basının sorunlarına da dikkatleri çeken Karasu, “Yaygın medya kadar sesi duyulmayan, aldığı her haberi halka ulaştırabilmek için bin bir zorluğa göğüs geren yerel basının da güçlü olması kaçınılmazdır. Bunun için de ilgili mevzuatın yeniden gözden geçirilerek gazete ve gazetecilerin daha iyi ve kaliteli koşullara kavuşması gerekmektedir” dedi.
SORUNLAR TBMM GÜNDEMİNDE
“Sansürün kaldırıldığı gün” olması nedeniyle 24 Temmuz’un “Basın Bayramı” olduğunu hatırlatan Karasu, “Ama gazeteciler her geçen gün artan sorunlar ve sıkıntılar nedeniyle yıllardır, 24 Temmuz’u Basın Bayramı olarak kutlamıyor” dedi. Basının karşı karşıya kaldığı sorunları Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın yanıtlaması talebiyle hazırladığı soru önergesiyle Meclis gündemine de taşıyan Karasu iktidarın değil, halkın kalemlerinin her türlü baskı ve yıldırmaya karşın her şartta özveriyle görev yaptığını ve bundan sonra da yapmayı sürdüreceğini vurguladı.
SİVAS’IN KATEGORİSİ DEĞİŞECEK Mİ?
Basına yönelik baskıların geçen yıl yasalaşan ve kamuoyunda “Dezenformasyon Yasası” olarak bilinen yasa ve ardından yayınlanan Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği ile arttığını vurgulayan Karasu, şöyle dedi:
“Bu yasal düzenlemelerin son derece adaletsiz olduğu ve bugüne kadar siyasi ve ekonomik zorluklara karşın ayakta kalmaya çalışan, özellikle yerel gazete ve internet sitelerini çok zorladığı basın temsilcileri tarafından sık sık dile getirilmektedir. Örneğin seçim bölgem olan Sivas’a söz konusu yönetmelikte yayın yeri olarak 4’üncü kategoride yer verilmiştir. Sivas’ın Şanlıurfa ve Muğla gibi büyükşehir statüsünde bulunan ve Çanakkale, Edirne gibi ekonomik ve sosyal gelişmişlik olarak daha iyi konumda bulunan illerin arasında aynı katergoride yer verilmesi, belirtilen adaletsiz uygulamaların çarpıcı bir örneğini oluşturmaktadır. Bu kategoride yer alması sebebiyle, Sivas’taki bir basın kuruluşunun resmi ilan alabilmesi için; yerel gazetede en az 5, internet sitesinde ise 6 kişi çalıştırma zorunluluğu, günlük internet haber sitesinin günlük asgari 10 bin tekil ziyaretçi ve 30 bin sayfa görüntülenmesi vb. son derece zor koşulları taşıması gerekmektedir. Her geçen gün artan ekonomik sorunlar ve artan maliyetlerle birlikte, bu ağır şartlar dikkate alındığında bu zorunlulukların Sivas’ta halka haber vermekten başka hiçbir gayesi olmayan basın yayın organlarının potansiyeline göre çok yüksek olduğu bir gerçektir”
Demokratik rejimlerin vazgeçilmez kurumlarından biri olan basının; düşünce ve ifade açıklama özgürlüğünün en etkili araçlarından birisi olduğunu bir kez daha vurgulayan Karasu’nun basının öne çıkan ve yanıtlanmasını talep ettiği soruları şöyle:
- Basın İlan Kurumu’nun (BİK) önergede belirtilen yasal düzenlemenin yapıldığı günden önergenin yanıtlandığı tarihe kadar olan döneme kadar geçen süre içinde, ulusal gazete ve internet sitelerine göre ne kadar ilan ve reklam vermiştir? Her biri ayrı ayrı gösterilmek üzere hangi gazete ve internet sitesi ne kadar ilan almıştır?
- BİK tarafından resmi ilan ve reklam kesme cezası verilen gazeteler hangileridir?
- Yönetmelikle internet haber sitelerine; asgari haber sayısı, tekil ziyaretçi sayısı ve görüntülenme sayısı, belli sayıda istihdam sağlanması vb. gibi getirilen kriterler resmi reklam yayımlama hakkı kazanabilmeleri için zorunlu tutulmuştur. Önergenin yanıtlandığı tarih itibariyle her bir il ayrı gösterilmek üzere kaç internet sitesi bu hükmü yerine getirmeye uygundur?
- Ekonomik olarak zaten zor şartlar altında bulunan ve halka haber vermek dışında bir görevi bulunmayan basın kuruluşları için son derece ağır olan bu koşullara uyulmasının talep edilmesi nasıl açıklanabilir? Bu durum adil bir uygulama mıdır?
- Ayakta durma uğraşı veren basın kuruluşlarının bu yolla tamamen kapanması ve böylece basının tamamen susturulması mı hedeflenmektedir?
- Sivas’taki basın kuruluşlarının yaşadığı ve önergede özetlenen zorluklar dikkate alındığında, Sivas’ın bulunduğu 4’üncü kategoriden, şartlarına daha uygun olan 5’inci kategoriye alınması gereklilik değil bir zorunluluktur. Bu kategoriye alınması sağlanacak mıdır?
- Yerel medya kuruluşlarının desteklenmesi, karşı karşıya oldukları sorunların giderilmesi konusunda yapılan çalışmalar nelerdir?
- Özellikle yerel basının karşı karşıya olduğu olumsuzluklar dikkate alınarak, yerel basının sektör temsilcileriyle bir araya gelinmesi, Resmi İlan ve Reklam Yönetmeliği’nin yeniden günün şartlarına göre düzenlenmesi ve olumsuzluklarının giderilerek yeni bir yönetmelik oluşturulması gündeminizde midir?
- Medya kuruluşlarının “tarafsız” ve “bağımsız” yayın yapmaları konusunda hayata geçirilen uygulamalar nelerdir?
Ulaş KARASU
CHP Sivas Milletvekili
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma Ve Turizm Komisyonu Üyesi
Toplumun düşünce, ifade ve haber alma özgürlüğünün yegane güvencesi; basın-yayın kuruluşlarının varlığı ve sağlıklı işleyişidir.
Doğru, tarafsız ve gerçek haberlerle kamuoyunu aydınlatıp, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının oluşmasında, demokrasinin yerleşip güçlenmesinde basının rolü büyüktür.
Ulusal Kurtuluş Savaşımızda ve sonrasında ulusumuzun yaşadığı tüm zorlu süreçlerde, toplumumuzu aydınlatıcı ve yol gösterici bir rol üstlenen basınımız bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da üzerine düşen görevi eksiksiz olarak yerine getirecektir.
Ancak, son yıllarda iktidarın tutum ve uygulamaları nedeniyle toplumumuz gibi basınımız da ikiye bölünmüş durumdadır.
Bir tarafta halkın haber alma hakkını hiçe sayarak “yandaş havuzunu” oluşturan, iktidarın her türlü olanaklarından ve kamu gücünden yararlanarak gerçekleri karartan; diğer tarafta hukuk ve evrensel hukuk ilkeleri yok sayılarak her türlü baskı, sindirme ve bedel ödetilmek istenen, tüm bunlara karşın yurttaşları bilgilendirmeye çalışan basın karşı karşıyadır.
Ülkemiz ne yazık ki gözaltına alınan, tutuklanan, davalar açılarak “kalemleri kırılmak istenen” gazetecilerle sürekli dünya kamuoyunun gündemindedir.
Yurttaşların özgürlük alanlarına keyfine göre müdahale etme hakkını kendinde gören, onlara “akbaba”, “tasmalı” gibi ifadeleriyle kendince benzetmeler yaparak hakaret etmekte beis görmeyen bir anlayışın hakim olduğu Türkiye’de; gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, aydınlar, akademisyenler gibi toplumun önde gelenleri dahil, toplumun tamamı özgür değildir.
Demokrasinin, yerel birimlerle güç kazandığı da son derece açıktır. Bu açıdan, yaygın medya kadar sesi duyulmayan, halka ulaştırabilmek için bin bir zorluğa göğüs geren yerel basının da güçlü olması kaçınılmazdır. Bunun için mevzuatın yeniden gözden geçirilerek gazete ve gazetecilerin daha iyi, kaliteli koşullara kavuşması gerekmektedir. Bunun en büyük sorumluluğu da yerel basının üzerindedir. Sivas’ta kentimizin hak ettiği şekilde kalkınması ve halkımızın refahı için yürüttüğümüz tüm çalışmalarda, yaptıkları haber ve yayınlarla bizlere destek olan basın mensuplarımıza ayrıca teşekkür ediyorum.
Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz” sözü basının önemini ve sorumluluğunu en güzel şekilde anlatmaktadır.
Bu düşüncelerle; basında sansürün kaldırılışının yıl dönümünde sorumlu gazetecilik anlayışıyla görev yapa tüm basın mensuplarımızın “24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı”nı kutluyor, aramızdan ayrılanları rahmetle anıyor, en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum
CHP Sivas Milletvekili
Bayındırlık, İmar, Ulaştırma Ve Turizm Komisyonu Üyesi
Toplumun düşünce, ifade ve haber alma özgürlüğünün yegane güvencesi; basın-yayın kuruluşlarının varlığı ve sağlıklı işleyişidir.
Doğru, tarafsız ve gerçek haberlerle kamuoyunu aydınlatıp, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının oluşmasında, demokrasinin yerleşip güçlenmesinde basının rolü büyüktür.
Ulusal Kurtuluş Savaşımızda ve sonrasında ulusumuzun yaşadığı tüm zorlu süreçlerde, toplumumuzu aydınlatıcı ve yol gösterici bir rol üstlenen basınımız bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da üzerine düşen görevi eksiksiz olarak yerine getirecektir.
Ancak, son yıllarda iktidarın tutum ve uygulamaları nedeniyle toplumumuz gibi basınımız da ikiye bölünmüş durumdadır.
Bir tarafta halkın haber alma hakkını hiçe sayarak “yandaş havuzunu” oluşturan, iktidarın her türlü olanaklarından ve kamu gücünden yararlanarak gerçekleri karartan; diğer tarafta hukuk ve evrensel hukuk ilkeleri yok sayılarak her türlü baskı, sindirme ve bedel ödetilmek istenen, tüm bunlara karşın yurttaşları bilgilendirmeye çalışan basın karşı karşıyadır.
Ülkemiz ne yazık ki gözaltına alınan, tutuklanan, davalar açılarak “kalemleri kırılmak istenen” gazetecilerle sürekli dünya kamuoyunun gündemindedir.
Yurttaşların özgürlük alanlarına keyfine göre müdahale etme hakkını kendinde gören, onlara “akbaba”, “tasmalı” gibi ifadeleriyle kendince benzetmeler yaparak hakaret etmekte beis görmeyen bir anlayışın hakim olduğu Türkiye’de; gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, aydınlar, akademisyenler gibi toplumun önde gelenleri dahil, toplumun tamamı özgür değildir.
Demokrasinin, yerel birimlerle güç kazandığı da son derece açıktır. Bu açıdan, yaygın medya kadar sesi duyulmayan, halka ulaştırabilmek için bin bir zorluğa göğüs geren yerel basının da güçlü olması kaçınılmazdır. Bunun için mevzuatın yeniden gözden geçirilerek gazete ve gazetecilerin daha iyi, kaliteli koşullara kavuşması gerekmektedir. Bunun en büyük sorumluluğu da yerel basının üzerindedir. Sivas’ta kentimizin hak ettiği şekilde kalkınması ve halkımızın refahı için yürüttüğümüz tüm çalışmalarda, yaptıkları haber ve yayınlarla bizlere destek olan basın mensuplarımıza ayrıca teşekkür ediyorum.
Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Matbuat hiçbir sebeple tahakküm ve nüfuza tabi tutulamaz” sözü basının önemini ve sorumluluğunu en güzel şekilde anlatmaktadır.
Bu düşüncelerle; basında sansürün kaldırılışının yıl dönümünde sorumlu gazetecilik anlayışıyla görev yapa tüm basın mensuplarımızın “24 Temmuz Gazeteciler ve Basın Bayramı”nı kutluyor, aramızdan ayrılanları rahmetle anıyor, en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum
FACEBOOK YORUMLAR